Site İçi Arama

savunma

Avrupa Ülkeleri; Panavia Tornado ve Eurofighter Typhoon Konsorsiyumlarındaki Başarılarını Neden Tekrarlayamadılar?

Soğuk Savaş'ın ortalarında Avrupa Ülkeleri; ABD’ye bağımlı kalmak istemiyorlardı. Jet çağını başlatan Almanya, Amerikan F-104 ve F-4 uçaklarını, ciddi bir havacılık kapasitesine sahip ve özelikle jet motorlarında ileri seviyedeki İngiltere, Amerikan F-4 uçaklarını, İtalya ise Amerikan F-104 uçaklarını kullanıyordu.

2’nci Dünya Savaşından çıkan Avrupa ülkeleri hem harap olmuş ülkelerini hem de gururlarını tamir etmek için muazzam bir endüstriyel hamle içine girmişlerdi. Bu endüstriyel hamlede lider ülkeler Almanya, İngiltere ve Fransa’ydı, bu listeye kuzeydeki İsveç’i de ekleyebiliriz.

Sonradan Avrupa’nın endüstriyel devleri ligine dahil olan İtalya bile ilk etapta bu kadar atak değildi. Hatta uzun bir dönem İtalya’nın gençleri Almanya’da Türkler, Yunanlılar, İspanyollar ve diğerleri gibi göçmen işçi statüsünde çalışarak Almanya’nın kalkınmasına hizmet ettiler.

Ancak, 1970’lerin sonlarına kadar Avrupa’nın liderleri; Fransa hariç, hava güçlerinin teşekkülünde ABD’ye bağımlı kalmışlardı. Yeterli seviyede maddi ve teknolojik yeterlilikleri olduğuna inanan bu ülkeler, ağırlaşan soğuk savaş baskısı altında, Sovyet tehdidinden kurtulmaya çalışırken, savunmalarında tamamen ABD’ye bağımlı kalmak da istemiyorlardı.

Jet çağını başlatan Almanya, Amerikan F-104 ve F-4 uçaklarını, ciddi bir havacılık kapasitesine sahip ve özelikle jet motorlarında ileri seviyedeki İngiltere, Amerikan F-4 uçaklarını, İtalya ise Amerikan F-104 uçaklarını kullanıyordu.

Fransa Mirage uçakları ve Snecma jet motorları ile aviyonikler ve silah sistemleri dahil; tamamen kendine özgün teknolojisiyle, askeri havacılıkta hiçbir ülkeye bağımlı kalmadan yoluna devam edebiliyor, hatta jet uçakları ihracatında Amerikan ve Sovyet uçaklarına rakip dahi olabiliyordu.

İsveç de Saab jet savaş uçakları ve Volvo jet motorları aviyonikler dahil özgün sistemleriyle hava gücü tesisinde bağımsız olarak yürüyebiliyordu.

AET (Avrupa ekonomik Topluluğu)’nin kurulumunun da yarattığı etkiyle, Avrupa ülkeleri endüstriyel ve ticari güç olarak Sovyetleri geçmiş ve ABD’yi de zorlamaya başlamışlardı. Bu durum kendilerine olan özgüveni bileyliyor, savunmalarında bağımlı olmama istek ve arzularını da kamçılıyordu. Beceremedikleri tek şey; AET’yi kurarken yaratabildikleri sinerjiyi ortak savunma sistemlerinin tasarımında ve yaratılmasında gösterememeleriydi. Bu birlik olamama zafiyetlerini AET’yi AB (Avrupa Birliği)’ye dönüştürdükten sonra da gösteremediler.

Ancak, Sepecat Jaguar, Alpha Jet ve özellikle çok daha kapasiteli hava platformları olan; Panavia Tornado ve Eurofighter Typhoon uçaklarının tasarım, imalat ve idamesinde oluşturdukları konsorsiyumlar ile çok başarılı olduklarını vurgulamak isteriz. Bu iki programa önceki yazılarımızda detaylı olarak değinmiştik, özetlemek gerekirse;

Panavia Tornado

Panavia Tornado, İtalya, Birleşik Krallık ve Batı Almanya tarafından ortaklaşa geliştirilen ve üretilen çift motorlu, değişken kanatlı çok amaçlı savaş uçağıydı. Üç ana Tornado çeşidi vardı; Tornado IDS (avcı-bombardıman uçağı), Tornado ECR (SEAD uçağı) ve Tornado ADV (önleme uçağı). 

Tornado, İngiltere’den British Aircraft Corporation, Batı Almanya'dan MBB ve İtalya'dan Aeritalia'dan oluşan üç uluslu bir konsorsiyum olan Panavia Aircraft GmbH tarafından geliştirildi ve üretildi. İlk olarak 14 Ağustos 1974'te uçtu ve 1979–1980'de hizmete girdi. Çok rollü tasarımı sayesinde uçağı kullanan hava kuvvetlerinde birkaç farklı uçak filosunun yerini alabildi. Üç orijinal ortak ülkeye ek olarak Suudi Arabistan Hava Kuvvetleri (RSAF) Tornado'nun tek ihracat operatörü oldu.

Tornado, 1991 Körfez Savaşı sırasında Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF), İtalyan Hava Kuvvetleri ve RSAF tarafından kullanıldı ve birçok alçak irtifa saldırı görevi gerçekleştirdi. Tornado ayrıca Bosna Savaşı, Kosova Savaşı, Irak Savaşı, 2011 Libya iç savaşı, Afganistan, Yemen ve Suriye'de daha küçük rollerde kullanıldı. Tüm varyantlar dahil olmak üzere 990 uçak üretildi.

Eurofighter Typhoon

1970'lerin ortasında Fransa, Almanya ve İngiltere, European Combat Aircraft (ECA) programını oluşturdular. 1979 yılında konsorsiyum üyelerinin ihtiyaçları doğrultusunda European Combat Fighter (ECF) programı oluşturuldu. Ancak ulusal prototiplerin geliştirilmesi ve şartnamelerde yaşanan zorluklardan dolayı European Combat Fighter projesi 1981 yılında iptal edildi.

Daha sonra Almanya, İtalya ve İngiltere Çok Yönlü Savaş Uçağı (Agile Combat Aircraft-ACA) programını başlattılar. Bu program da yürütülemedi.

1983'te ise İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya "Geleceğin Avrupalı Savaş Uçağı" (Future European Fighter Aircraft-F/EFA) projesini başlattılar. Projenin misyonu hem kısa mesafede kalkış, hem de görüş ötesi (Beyond Visual Range) özelliğine sahip bir savaş uçağı oluşturmaktı.

1984’de Fransa konsorsiyumdan tekrar çıkarak kendi ACX projesini (şimdiki Dassault Rafale savaş uçağı) gerçekleştirmek üzere resmen EFA projesinden çekildi.

1986'da EAP ilk uçuşunu gerçekleştirdi ve Eurofighter'a bir yöneliş başladı. Eurofighter'ın dizayn çalışmaları EAP in verileri kullanılarak bundan sonraki 5 yıl boyunca devam etti. Konsorsiyum üyeleri; İngiltere (British Aerospace), Almanya (Daimler-Benz), İtalya (Aeritelia) ve İspanya (Construcciones Aeronáuticas SA)’dır.

Eurofighter'ın ilk uçuşu 1994’de oldu. 1990'lar uçağın geliştirilmesi ve projenin yürütülmesi konusunda oldukça verimli geçti. 

Son olarak uçağın üretimiyle ilgili yapılan anlaşma sonucunda; İngiltere 232, Almanya 180, İtalya 121 ve İspanya 87 Eurofighter sipariş etmiştir. Bunlardan 112 adedi Tranche-3A modelidir ve İngiltere 40, Almanya 31, İspanya 20 ve İtalya 21 adet Tranche 3A modelinden sipariş etmiştir. 

Konsorsiyumdaki üyelerin paylarının pay yüzdeleri şöyledir; British Aerospace %37, DASA %29, Aeritalia %19.5, and CASA %14.

Eurofighter Typhoon’da tamamı Avrupalı 400’den fazla üretici firmanın girdisi vardır. Yani EF Typhoon %100 Avrupalı; çok amaçlı, 4.5 nesil, çift motorlu, kanart delta kanatlı, çok rollü bir jet savaş uçağıdır. Özellikle Av/önleme kabiliyeti üst seviyededir.

Uçak şu anda beş Avrupa ülkesi ve Basra Körfezi'ndeki dört ülkede hizmet veriyor. 680 sipariş almış olan programın üretime 2035 yılına kadar devam etmesi bekleniyor, ilave siparişler bu süreyi uzatacaktır.

Panavia Tornado ve Eurofighter Typhoon Konsiyum Üyesi Ülkeler; Hangi Uçaklara Geçiş Yapıyorlar?

Her iki konsorsiyumu oluşturan ülkeler, İngiltere, Almanya, İtalya ve İspanya idi. 

Bu ülkelerden;

İngiltere; Tornado’yu servisten aldı o’nun yerine Amerikan malı F-35’i kullanacak. Eurofighter Typhoon’u kullanmaya devam ediyor.

Almanya; Tornado’nun bir bölümünü servisten aldı, yerlerine Amerikan malı F-35’i konuşlandıracak, tüm Tornado’larını F-35 ile değiştirecek.

İtalya; Tornado’yu Amerikan malı F-35’ler ile değiştirmeye başladı. Eurofighter Typhoon’u kullanmaya devam ediyor.

İspanya; Eurofighter konsorsiyumundaydı, Eurofighter’ları kullanmaya devam edecek. Ayrıca, Amerikan malı F-18 kullanıyor.

Avrupa ülkeleri Tornado ve EF Typhoon’daki başarılarını tekrarlayabilecekler mi?

FCAS

Geleceğin Muharebe Hava Sistemi (Future Combat Air System, FCAS); Fransa, İspanya ve Almanya'nın ortaklığında gelecekte üretilmesi planlanan yeni nesil savaş uçağı projesidir. 6.nesil savaş uçağı olacaktır. 2027de ilk uçuşunu gerçekleştirmesi beklenmektedir.

TEMPEST

BAE Systems Tempest, Birleşik Krallık'ta Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF) için geliştirilmekte olan, altıncı nesil bir savaş uçağıdır. Uçağın 2035'ten itibaren hizmete girmesi planlanıyor. Tempest devreye girdikçe, Eurofighter Typhoon devre dışı kalacak.  

İngiliz BAE Systems, Rolls-Royce, MBDA UK  ve İtalyan Leonardo konsorsiyumunda tasarlanıp imal edilecektir. Tempest konsorsiyumuna Japonya da katılmış olup, İsveç’in katılımı da beklenmektedir.

Sonuçta; Fransa, İspanya ve Almanya'nın ortaklığında FCAH programıyla, İngiliz ve İtalya ortaklığında Tempest programıyla; 6. Nesil (insansız) bir jet savaş uçakları geliştirilerek, Rafale, EF Typhoon, F-18 ve F-35 yerine devreye sokulacaktır.

AB Ülkeleri Neden Bir Araya Gelerek Kendilerine Özgü bir jet savaş uçağı tasarlayıp inşa etmiyorlar?

Avrupa Birliği 27 üye ülkeden oluşmaktadır bu ülkeler; Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Çekya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İrlanda, İtalya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Hollanda, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya, Slovenya, İspanya, İsveç ve Hırvatistan’dır. Türkiye, Kuzey Makedonya, Karadağ, Sırbistan aday ülke statüsündedir.

AB dünyanın en büyük ekonomik gücüdür, ancak askeri ve siyasi gücü bu seviyede değildir.

AB bünyesindeki ülkelerin çoğunluğu uzun yıllar Amerikan jet savaş uçakları kullanıyordu, F-35 alım kararları ile daha uzun yıllar Amerika’ya bağımlı kalmaya devam edecekler.

Halbuki; AB’ye özgü savaş uçakları ve diğer kara ve deniz sistemlerini tasarlayıp, inşa edecek finansman, teknoloji, eğitimli insan girdilerine sahipler. 

AB ve Diğer Avrupa ülkeleri F-35 ve ABD’ye bağımlı kaldılar

F-35 alan AB ve Diğer Avrupa ülkeleri; İngiltere, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Almanya, Yunanistan, İtalya, Hollanda, Norveç, Polonya ve İsviçre’dir. Büyük bir ihtimalle Portekiz ve İspanya da listeye dahil olacaklardır.

ABD, F-104, F-5, F-4 hatta F-16 ile yapamadığı ölçüde; neredeyse Fransa ve İsveç hariç tüm Avrupa’yı F-35 ile kendine bağımlı hale getirdi. Bu bağımlılık yaklaşık 50 yıl sürecektir.

FCAS ve Tempest 6. Nesil uçaklar olacaklar, konsorsiyum üyesi ülkelere hizmet edene kadar uzun süre geçecektir.

İngiltere ayrılmış olmasına rağmen AB hala dünyanın en büyük ekonomik, sanayi, teknoloji, hatta finansman birliğini oluşturmaktadır. Siyasi ve ekonomik bütünlüğe çok önem verdi ancak aynı isteği savunma, teknoloji ve endüstri birliğinde gösteremedi. Avrupa’nın en büyük sanayi gücü Almanya, Fransa’nın askeri alanda yaptığını yapamadı, savunmasını tamamen ABD’ye bağımlı hale getirdi. AB içerisinde ortak savunma gücü oluşturabilmek için Fransa ciddi çaba gösterdi ancak başarılı olamadı.

AB’nin askeri güç olamadığı sürece ekonomik ve siyasi birliğini dünya çapında etkili kılamayacağını, sürekli NATO’ya dolayısıyla ABD’ye bağımlı kalacağını, askeri gücünü devreye sokamadığı sürece dünya pazarlarından yeterli payı alamayacağını, hatta giderek sadece bir pazar durumuna düşeceğini öngörüyorum.

Köklü AB devletleri, eyaletler birli ABD’nin yaptığını yapamadılar. Panavia Tornado ve Eurofighter Typhoon’da sergiledikleri istek, azim ve başarıyı, bu uçaklardan sonra gösteremediler. F-35’e tutsak olarak kendi savunma endüstrilerinin gelişimini de frenlediler. Bakalım cendereden FCAS ve Tempest ile kurtulabilecekler mi?

Araştırmacı Yazar Raif BİLGİN
Araştırmacı Yazar Raif BİLGİN
Tüm Makaleler

  • 20.11.2023
  • Süre : 4 dk
  • 2313 kez okundu

Google Ads