Erdoğan’ın Bugünkü Almanya Ziyaretinde Eurofighter Typhoon Düğümü Çözülüyor mu?
Savunma Bakanı: (Typhoon) Çok etkili bir uçak. Bu uçaklar İngiltere, Almanya ve İspanya ile ilgili. Hem İngiltere hem İspanya 'evet' diyor, şimdi Almanya'yı razı etmek için onlar çalışıyorlar. O sorunu İngiltere ve İspanya 'Biz çözeceğiz' diyorlar.
Türkiye'nin caydırıcılık için ihtiyaç duyduğu en büyük yetenek eksikliği, gelişmiş savaş uçaklarına ihtiyacının karşılanmasından geçiyor. Dünyanın en büyük üçüncü filosu olan ancak artık eski sınıfına giren 230 civarındaki F-16 uçağını, 2007 yılındaki filo büyüklüğüne, yani en azından 270 adet F-16 sayısına ulaşabilmek için Türkiye’nin ABD’den 40 adet F-16’yı tedarik etmesi gerekiyor. F-16V paketinin alternatifi olarak da yine 40 uçaklık Eurofighter Typhoon alımı öne çıkıyordu.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Typhoon, F-16Viper ve F-35 Uçaklarına İlişkin Açıklaması
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 40 uçaklık Typhoon alım paketini nihayet açıkladı. Malumu ilan etti. Savunma Bakanı; Eurofighter Typhoon tedariki için İngiltere ile Türkiye arasında yürütülmekte olan, Hava Kuvvetleri Komutanları ve Savunma Bakanları seviyelerinde ikili görüşmelerle muhtemelen ilerleme kaydedildiğini, Typhoon alımı konusunda sona yaklaşıldığını işaret eden bir açıklama yaptı. Basın mensuplarına, Eurofighter Typhoon savaş uçaklarını satın alma yönünde çalışmaların devam etmekte olduğunu belirtti ve ekledi: "Çok etkili bir uçak. Bu uçaklar İngiltere, Almanya ve İspanya ile ilgili. Hem İngiltere hem İspanya 'evet' diyor, şimdi Almanya'yı razı etmek için onlar çalışıyorlar. O sorunu İngiltere ve İspanya 'Biz çözeceğiz' diyorlar.” Burada İtalya’nın pozisyonundan bahsedilmemekle birlikte, konsorsiyumun dördüncü üyesi olan İtalya’nın da Türkiye’ye Typhoon satışına olumlu baktığı, en azından Milli Savunma Bakanımızın açıklamalarına göre, anlaşılıyor.
EF-2000, öncü çok rollü yetenekler sunmasının yanı sıra, çok kısa bir süre içinde farklı operasyonel görevleri tek bir görevde birleştirebilen yüksek performanslı bir rol değiştirme (swing) fırsatı da veren bir silah platformu olarak biliniyor. Türkiye bu uçağa ilgisini Hava Kuvvetleri Komutanı seviyesinde bu uçakla uçmak suretiyle göstermişti. İngiltere de isteklilik sergiliyordu. Sonrasında Savunma Bakanları seviyesinde karşılıklı ziyaretler gerçekleştirilmişti. Neticede tüm bunlar meyvesini verdi. Dün Bakan Güler’in açıklamasıyla, 40 adet Typhoon alımı kararı Türkiye açısından netleşmiş oldu. Şimdi Almanya, İtalya, İngiltere ve İspanya dörtlü Konsorsiyumunun vereceği satış kararı bekleniyor.
Türkiye; F-16’lar Verilmeden İsveç’in NATO’ya Üyeliğini Onaylamıyor.
Savunma Bakanı Güler’e göre; "F-16'larımız, F-4'lerimiz bizim yapacağımız görevler için yeterli. Ancak biz tabii ki ileri bakıyoruz. İlerisi için de başlangıçta F-35'e müracaat etmiştik fakat F-35'te birtakım problemler çıktı. Onun da alternatiflerini çalışıyoruz. F-16'larımızı modernize etmek için F-16 Blok 70 Viper'den 40 tane hazır alacak, 79 tanesinin modernizasyonunu TUSAŞ'ta kendimiz yapacağız."
Anlaşıldığı kadarıyla Türkiye, F-16 Viper tedarik defterini tamamen kapatmış değil. 30 Eylül 2021 tarihinde başlayan 40 uçaklık F-16 Viper paketine ilişkin Millî Savunma Bakanlığı ile Pentagon arasında yürütülmekte olan görüşmelerde umut vadeden bir aşamaya gelinmiş olmalı ki, Savunma Bakanımız bundan güç alarak, sürecin olumlu sonlanacağına inanıyor. Bakanın dünkü açıklamasına bakıldığında bu sonuç ortaya çıkıyor. Umarız son tahlilde 40 adet F-16 Viper alımı gerçekleşir ve Türk Hava Kuvvetlerinin savaş uçağı sayısında TF-23 Kaan devreye girinceye kadar herhangi bir zafiyet yaşanmaz. Bu gerçekleşirse, Typhoon olmasa da olur kanaatindeyim. Önceliğimiz F-16 Viper tedariki olmalıdır. Tabii ki bu tedarik süreci; ülkemizi Beyaz Saray’ın merdivenlerinde parya konumuna düşürecekse, F-16 Viper’lar hiç gelmesin, daha evladır.
Bu arada, İsveç’in üyeliği ile F-16 konusunu birlikte çözmek isteyen Türkiye; dün Dışişleri Bakan Yardımcısı Akçapar’ın, “Türkiye’nin 40 adet F-16 uçağı talebi bulunuyor. ABD’nin müttefiklik ruhuna uygun hareket etmesi gerektiğini söylüyoruz. Başka konularla ilişkilendirilmemesi gerektiğini söylüyoruz.” açıklamasında ifade ettiği, ABD’den F-16 satışına yönelik olumlu bir adım atmasını bekliyor. Öte yandan, dün TBMM Dışişleri Komisyonu, İsveç’in üyeliğine ilişkin müzakerelere ileri bir tarihte devam edilmesine karar verdi. Böylelikle Türkiye; F-16 paketinde herhangi bir ilerleme olmadan, İsveç’in üyeliğini TMBM’de gündeme almayacağını net bir şekilde ifade etmiş oldu.
Anlaşılan F-16 konusu belirsizliğini bir süre daha korumaya devam edecek. O nedenle de Türkiye’nin Typhoon kartını masaya sürmesi zamanlama yönüyle doğrudu ve yerinde buluyorum. Bu karar, ABD’ye de verilen önemli bir mesajdır diye değerlendiriyorum. Bakarsınız Washington, silah lobilerinin baskısına dayanamaz, Typhoon yerine Türkiye’ye F-16 satışı için yeşil ışık da yakar, kim bilir?
Öte yandan, Eski Genelkurmay Başkanı, günümüzün Savunma Bakanı Yaşar Güler’in F-35’lere ilişkin yaptığı açıklamaya pek de anlam veremediğimi ifade etmek isterim. Zira, Sayın Bakan, geçmişten günümüze devlet ricalinin F-35’le ilgili verdiği tüm kararların bir şekilde içinde olan, alınan kararlara yön verebilecek önemli makamlarda görev yapan çok tecrübeli, bulunduğu her makamın hakkını layıkıyla vererek önce Genelkurmay Başkanı ve sonra da Bakan olan eski bir Komutanımızdır. Şimdi Bakan seviyesinde “Benim şahsi görüşüm; kesinlikle (F-35’leri) alma taraftarı değilim." demelerini, kusuruma bakmasınlar, yadırgadım.
Bununla birlikte Sayın Savunma Bakanımız; eğer “Geçmişte, ben dahil, hepimiz F-35 konusunda hata yaptık. Bugünden geçmişe bakarak bir değerlendirme yaptığımda, Türkiye olarak bu programa hiç girmeseymişiz, daha doğru olurmuş!” deselerdi, tabii ki bu başka bir duruş olurdu ve buna kimsenin de itirazı, naçize benim de, olmazdı.
Bakan Güler: “Olursa 40 adet Eurofighter uçağı almayı planlıyoruz."
40 uçaklık F-16 Viper paketine yönelik Amerikan blokajı devam ederken, Türkiye’nin savunma alanında diğer ülkelerle ilişkilerinde çeşitliliğe gitmesi ihtiyacı bulunuyordu. Bu yönüyle Brexit sonrası değişen İngiliz politikaları ile Türkiye’nin beklentileri uyumlu seyretmeye başladı. Batı’nın 2019 yılında açık ve/veya örtülü bir şekilde başlattığı ‘savunma yaptırımlarını’ ilk kaldıran ülke İngiltere oldu. Bu olumlu adım Londra-Ankara hattına ve özellikle de savunma alanına derinlik getirdi. Öyle ki, iki ülke ortak askerî eğitim ve tatbikatların yanı sıra, savunma alanında kapasite geliştirme ve bir yönüyle teknoloji paylaşımı yoluna gitmeye başladılar. Son yıllarda İngiliz ve Türk yetkililer arasında savunma sanayisine yönelik çeşitli anlaşmalar yapıldı. Typhoon da bu olumlu havadan etkilendi, Türkiye’ye satışı gündeme geldi.
Şüphesiz Typhoon demek tek başına Londra demek değildi. Zira bugünlerde İngiltere, Suudi Arabistan’a 5 milyar sterlin değerinde 48 adet Eurofighter Typhoon savaş uçağının satışını gerçekleştirmeyi hedefliyorken, bu satış potansiyelini Typhoon programı ortaklarından Almanya, “insan hakları” gerekçesiyle engellemeye devam ediyor. Berlin, Riyad’a bu engellemeyi, 2007 yılındaki 72 adet Typhoon savaş uçağının satışının gerçekleşmiş olmasına rağmen yapabiliyor. Almanya, adeta “Dün, dündür; Bugün, bugündür!” diyor. Dolayısıyla İngiltere ile Türkiye’nin Typhoon antlaşması için el sıkışması, Almanya faktörünü göz ardı ettikleri anlamına gelmiyor.
Zira Almanya; Suudi Arabistan’a Typhoon satışını, elini kolunu bağlayan İsrail-Hamas çatışması gündemde yokken dahi engellemişti. Riyad’a hayır diyen Berlin’i bugünkü şartlarda Ankara’nın kendi başına aşması pek olası gözükmüyor. 11 Aralık 2019 tarihinde ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Türkiye'ye Suriye'nin kuzeydoğusundaki askeri faaliyetleri nedeniyle yaptırım uygulanmasını öngören yasa tasarısını onayladığında, Almanya, sorgusuz sualsiz ABD’nin yanında saf tutmuştu. Türkiye’nin PKK terör örgütüyle 40 yıldır sürdürmekte olduğu mücadelesinde Leopard tanklarının kullanımına sıcak bakmayan Almanya’nın; İsrail-Hamas çatışmasının yaşandığı şu günlerde Typhoon uçaklarının satışında Türkiye’nin önünü açmasını hiç beklemiyorum. Sanıyorum Savunma Bakanımız da beklemiyorlar olacaklar ki, “OLURSA, 40 adet Eurofighter uçağı almayı planlıyoruz.” deme gereğini duymuşlar.
Her ne kadar İngiltere ve İspanya; olası Almanya blokajını aşmak için devreye gireceklerini, Türkiye’yi karıştırmadan konsorsiyum ülkeleri olarak üçlü gerçekleştirecekleri görüşmelerle Almanya’yı ikna edeceklerini bir anlamda ‘garanti’ ediyor olsalar da, Bakan Güler’in “olursa” ifadesini çok manidar ve beklentilerimizi şekillendirme yönüyle dikkate değer buluyorum. Sayın Bakan gibi benim de Almanya konusunda şüphelerim var ve açıkçası Almanya’nın Typhoon satışına onay vermeyeceğini değerlendiriyorum. Hele ki son birkaç gündür İsrail-Hamas Çatışması boyutunda Erdoğan-Scholz arasında yaşanan söz düellosundan sonra bugün gerçekleşmekte olan Cumhurbaşkanımızın Almanya ziyaretinde, Typhoon satışının gündeme dahi alınmasını beklemiyorum.
Sonuç
680 adedi hâlihazırda kullanıcı ülkelerin envanterinde olmak üzere siparişlerle birlikte toplam Eurofighter Typhoon uçağı sayısı 768 adet olacaktır. Türkiye’nin 40 adet EF-2000’i satın alması halinde muhtemelen bu sayı 808’e çıkacaktır. Halihazırda 9 ülkenin Hava Kuvvetleri tarafından (İngiltere (232 uçak), Almanya (180 uçak), İtalya (121 uçak), İspanya (87 uçak), Avusturya (15 uçak), Umman (9 uçak), Suudi Arabistan (72 uçak), Kuveyt (28 uçak) ve Katar (24 uçak)) Typhoon uçakları kullanılmaktadır.
Türkiye’nin hangi trençteki (F-16’daki Blok sistemi karşılığı) typhoon’ları satın alacağı henüz bilinmiyor veya açıklanmadığı için biz bilemiyoruz. T1 ve T2 versiyonlarındaki typhoon uçaklarının neredeyse F-16 Blok 30/40/50 ayarında oldukları varsayımından yola çıktığımızda, Türkiye’nin en azından T3A ve mümkünse T4 versiyonlarında olan Eurofighter’lardan satın alması gerektiğine inanıyorum. Eski versiyonları satın almak, başta lojistik desteklenebilirlik, bakım-idame sorunları olmak üzere ilave modernizasyon ihtiyaçlarıyla birlikte başımızı ağrıtabilir. Bu açıdan T1 ve T2 versiyonlarından uzak durulması gerektiği kanaatindeyim.
Bu arada, faraza, belki bizdeki bazı aklı evveller, F-16 Blok 30 Özgür modernizasyonundan yola çıkarak İngiltere’nin envanter dışına çıkarmayı planladığı T1 ve hatta T2’lere talip olmuş olabilirler. TUSAŞ’taki 6,5 yıllık savunma sanayisi tecrübeme göre söylüyorum: Bu tür bir modernizasyona soyunmanın sonu, yılan hikayesine döner. Sonra kimse işin içinden çıkamaz.
T3 versiyonlarında, Captor-M klasik radarları kullanılıyor. Captor-E AESA radarı takıldığında T-3A seviyesine yükseltilebilen bir versiyondur. T3A normalde, uçağın üretim aşamasında Captor-E AESA radarı takılan versiyonlarına verilen isimlendirmedir. Kuveyt’e satılan uçaklar, T3A olarak üretim bandından çıkmıştır. 2009 yılında imzalanan sözleşme gereği, toplamda Almanya, İtalya, İspanya ve İngiltere için 112 T3A uçağı üretilmiştir.
Typhoon T4 (2008 yılında belirlenen orijinal isimlendirme FGR4), ise T3A versiyonu üzerine ilave yetenekler eklenen versiyondur. T4’ler en baştan itibaren Captor-E AESA radarı takılı olarak üretim bandından çıkmaktadır. En modern Typhoon uçaklarıdır. Bu versiyonun en az 2060 yılına kadar kullanımda kalacağı öngörülmektedir. Almanya, 2020 yılının son çeyreğinde, 5.4 milyar avro karşılığında toplam 38 T4 (30 tek kişilik, 8 çift kişilik) siparişi vermiştir. Almanya’ya en son uçağın teslim tarihi 2030 olarak belirlenmiştir. İspanya da 2022 yılının Temmuz ayında 20 adet T4 siparişi vermiştir. Ayrıca envanterindeki tüm T3 uçaklarını T4 standardına yükseltmeye karar vermiştir. Türkiye’ye konsorsiyum ülkeleri sıcak bakarsa, ara bantlarda üretim yapılarak, 40 adetlik T4 paketinin 2027-2030 yılları arasında teslim edilebileceğini değerlendiriyorum. Zaten ara uçak ihtiyacımızın en fazla artacağı dönem de bu yıllar olacağından, zafiyet yaşanmadan geçiş yapılabileceğini öngörebiliriz.
Satın alınacak uçaklara kendi ürettiğimiz modern mühimmatın (hava hava füzeleri dahil) entegrasyonu ve sertifiyesi için Konsorsiyum ülkeleriyle el sıkışılmasını zorunlu görüyorum. Ayrıca Meteor, Storm Shadow benzeri füzelerin de tedarikinin 40 uçaklık paket içinde göz önüne alınması gerektiğine inanıyorum. Neticede Typhoon kararını, elimizdeki olası seçenekler içinde en optimum, akla yatkın seçenek olarak görenlerdendim. Bu yönde adım atılmasını olumlu buluyorum. Umarım böylece, eğer F-16 Viper’lar gelmezse, typhoon’larla ‘ara uçak ihtiyacımız’ karşılanmış olur.
Kaynakça
Hüseyin Fazla, “Türkiye’ye F-16 Satışına Taş Koyan Rüşvetçi Senatör Rob Menendez, Bu Sefer Hapsi Boylar mı?”, STRASAM, 15 Ekim 2023, https://strasam.org/stratejisiyaset/siyaset-bilimi/turkiyeye-f-16-satisina-tas-koyan-rusvetci-senator-rob-menendez-bu-sefer-hapsi-boylar-mi-2460
Sarp Özer, Utku Şimşek, “Milli Savunma Bakanı Güler: 40 tane Eurofighter uçağı almayı planlıyoruz”, 16 Kasım 2023, AA, https://www.aa.com.tr/tr/politika/milli-savunma-bakani-guler-40-tane-eurofighter-ucagi-almayi-planliyoruz/3055924#:~:text=Milli%20Savunma%20Bakanı%20Yaşar%20Güler,İspanya%20%27Biz%20çözeceğiz%27%20diyorlar.
Yıldız Yazıcıoğlu, Murat Karabulut, “İsveç’in NATO üyeliğine TBMM’den “yavaş onay süreci” mesajı”, VOA, 16 Kasım 2023, https://www.voaturkce.com/a/isvec-in-nato-uyeligine-tbmm-den-yavas-onay-sureci-mesaji/7357880.html
Hüseyin Fazla, “NATO’da Kördüğüm: Türkiye; F-16’lar Verilmeden İsveç’in NATO’ya Üyeliğini Onaylamıyor. İsveç de Üye Olmadan Ukrayna’ya Savaş Uçağı Vermiyor.”STRASAM, 9 Ekim 2023, https://strasam.org/savunma/havacilik-ve-uzay-sanayii/natoda-kordugum-turkiye-f-16lar-verilmeden-isvecin-natoya-uyeligini-onaylamiyor-isvec-de-uye-olmadan-ukraynaya-savas-ucagi-vermiyor-2443
Hüseyin Fazla, “Ankara-Londra Savunma Alanındaki Yakın İşbirliği, Berlin’e Rağmen, Typhoon’ların Türkiye’ye Satışının Önünü Açabilir mi?”, STRASAM, 29 Eylül 2023, https://strasam.org/savunma/havacilik-ve-uzay-sanayii/ankara-londra-savunma-alanindaki-yakin-isbirligi-berline-ragmen-typhoonlarin-turkiyeye-satisinin-onunu-acabilir-mi-2410