F-15 Eagle, Tek Kanatla Uçtu, İndi
1976’da, yaklaşık yarım yüzyıl önce ABD Hava Kuvvetlerinde hizmete girmesine rağmen; McDonnell Douglas (şimdi Boeing bünyesinde) F-15 Eagle, dünyadaki en güçlü ve yetenekli hava üstünlüğü (air superiority) jet savaş uçaklarından biri olmaya devam ediyor. Yeni varyant F-15EX hariç; F-15C Eagle ve F-15E Strike Eagle, beşinci nesil arkadaşları F-22 Raptor ve F-35 Müşterek Taarruz Uçağı kadar teknolojik olarak gelişmiş olmayabilir, ancak F-15 görünmezlik konusundaki eksikliğini; klasik Soğuk Savaş tarzındaki İnanılmaz mühendislik tasarımı, aerodinamik estetiği ve eski moda “kas gücü” ile telafi ediyor.
1976’da, yaklaşık yarım yüzyıl önce ABD Hava Kuvvetlerinde hizmete girmesine rağmen; McDonnell Douglas (şimdi Boeing bünyesinde) F-15 Eagle, dünyadaki en güçlü ve yetenekli hava üstünlüğü (air superiority) jet savaş uçaklarından biri olmaya devam ediyor. Yeni varyant F-15EX hariç; F-15C Eagle ve F-15E Strike Eagle, beşinci nesil arkadaşları F-22 Raptor ve F-35 Müşterek Taarruz Uçağı kadar teknolojik olarak gelişmiş olmayabilir, ancak F-15 görünmezlik konusundaki eksikliğini; klasik Soğuk Savaş tarzındaki İnanılmaz mühendislik tasarımı, aerodinamik estetiği ve eski moda “kas gücü” ile telafi ediyor.
Aslında, bu uçak o kadar yetenekli ve güçlü ki, bir sortisinde F-15 on mil uçtu ve sonra iniş yaptı, inanmak çok zor ama tüm bunlar uçak havada komple sağ kanadını kaybettikten sonra gerçekleşti.
1960'ların sonunda ABD’nin sembolü olan Amerikan Kartalı’na (America's Eagle) dönüşecek olan bu ikonik uçağın “kaba kuvvet ve kaslı” yapısal özelliği; jet savaş uçağının tasarım isterleri belirlenirken USAF tarafından kesin bir gereklilik olarak görülüyordu.
50'li ve 60'lı yılların büyük bir bölümünde, Sovyetler Birliği'nin Soğuk Savaş'ı kazandığını söylemek haksızlık olmazdı. O noktaya kadar ki Uzay Yarışı neredeyse tek taraflıydı, bir uyduyu, bir hayvanı ve bir insanı yörüngeye ilk yerleştiren ve ayrıca sondalarla Ay’a, Venüs'e ve Mars'a ilk ulaşan Sovyetlerdi. Dünya üzerindeki göklerde, Sovyet jetleri dünyanın en iyileri arasındaydı. Katlanır kanatlı MiG-23'ün Amerika'nın beygir gücü çok yüksek F-4 Phantom'undan daha üstün olduğu iddia ediliyordu, ancak daha da önemlisi Sovyet MiG-25 Foxbat’dı. Duyumlar alınan ama kendisi çok gizli tutulan bu uçak batı dünyasında tam bir “karabasan” algısı yaratıyordu.
MiG-25 Foxbat Etkisi...
Pentagon, 1970 yılında MiG-25 Foxbat'tan ilk kez haberdar olduğunda, uçağın geniş kanat alanı ve iki güçlü motoru, istihbarat analistlerine onun son derece yetenekli bir hava üstünlüğü savaşçısı olduğunu düşündürdü. Bu korkular, 1971 yılının Mart ayında, İsrailli radar operatörlerinin, F-4'ün ve hatta Sovyet MiG-23'ün bile çıkabileceğinden daha yüksek irtifalarda, şaşırtıcı derece yüksek bir hızda (Mach 3.2) hareket eden alışılmadık bir Sovyet uçağını tespit etmesiyle daha da şiddetlendi. İsrailli önleme jetleri, aylar sonra hava sahalarına tekrar girdiğinde bu uçağı düşürmeye çalıştı, ancak uçak Mach 3'ten daha yüksek bir bir hızla yanlarından geçti gitti.
Bu yeni Sovyet süper jeti hakkındaki sınırlı bilgileriyle donanmış olan ABD Hava Kuvvetleri, Foxbat'la tepeden tırnağa karşı karşıya gelebilecek, amaca yönelik olarak üretilmiş bir it dalaşı ustasını sahaya çıkarmak için çabalarını iki katına çıkardı.
Beş yıl içinde F-15 Eagle, yeni MiG ile düelloya girmeye hazır olacaktı. Eagle; gövdesinin sürtünme ve ağırlığının toplamından daha fazla itiş gücü üreten bir çift güçlü Pratt & Whitney F100-PW-220 art yakmalı (afterburner) turbofan motorları sayesinde Mach 2.5'i aşan hızlarda uçabiliyordu. Yani F-15 o kadar güçlüydü ki, tırmanışta bile ivmeleniyor ve hızlanabiliyordu. Bu yüksek itme-ağırlık oranı, düşük ağırlık-kanat alanıyla birleştiğinde aynı zamanda yüksek derecede manevra kabiliyeti sağlayacak ve ABD Hava Kuvvetlerinin Sovyet güç sembolü MiG-25 ile karşılaştırıldığında üstün bir özellik kombinasyonunu, başka bir ifadeyle; olmasını umdukları şeyi yapacaktı.
Ancak, sadece birkaç yıl sonra, Amerika Birleşik Devletleri, Japonya’ya MiG-25’i ile birlikte iltica eden Sovyet jet pilotu Teğmen Viktor İvanoviç Belenko sayesinde bir MiG-25'i ele geçirecek ve dünya, efsanevi Foxbat'ın o kadar da korkutucu olmadığını öğrenecekti. Tüm bu hız, aslında çok sayıda tasarım tavizinin bir sonucu olarak elde edilmişti ve aslında MiG-25 hiçbir zaman bir hava üstünlüğü savaşçısı değildi. O aslında; prototip seviyesinde seri üretimi iptal edilen ünlü Mach 3 süratindeki ABD stratejik ağır bombardıman uçağı North American XB-70 Valkyrie’i önlemek için tasarlanmış bir önleme uçağıydı (interceptor). Manevra yeteneği yüksek av uçakları ile it-dalaşı (dog-fight) yapmak için tasarlanmamıştı.
Takip eden yıllarda, hayali bir hava hakimiyeti avcı uçağı ile eşi benzeri olmayan bir şekilde rekabet etmek için tasarlanmış bir uçak olan F-15 Eagle, İsrail pilotlarının elinde sayısız zafer kazanarak, birbiri ardına çarpışmalarda Foxbat efsanesini yok edecekti. Aslında, bir F-15'teki ilk havadan havaya muharebede düşman uçağını düşürerek kazanılan zafer, 1979'da bir İsrailli F-15 tarafından kaydedildi ve o zamandan beri İsrail pilotları, Eagle ile en az 60 uçağı daha düşürdü. Bu F-15 için müthiş bir hava üstünlüğü güç gösterisiydi ve dünya gökyüzünün yeni hakimini hayranlıkla izliyordu.
Ancak bir İsrailli pilotun saygıdeğer F-15 ile başardığı şey en inanılmazıydı. 1983'te pilot Ziv Nedivi ve öğretmen pilot Yehoar Gal bir başka uçağın havada kendisine çarpması sonucunda sağ kanadının tamamını kaybeden bir F-15’i tek kanatla yere indirmişlerdi.
1983 Negev olayı
1983'te İsrail Hava Kuvvetleri'nin 106. ve 116. filolarının unsurları, iki yeni F-15D'yi dört eski A-4N Skyhawk ile karşı karşıya getirecek bir "hava sahası savunması" eğitim angajmanı için Negev çölü üzerinde göklere çıktılar. Bu; F-15'lerin savunucu (defender) rolü oynadığı ve A-4'lerin saldırgan (aggressor) olarak görev yaptığı bir tatbikattı.
Skyhawk’lar bire bir it-dalaşında bir F-15 için çok az tehdit oluşturacak eski taarruz uçaklarıydı, ancak yanlarında hem sayı fazlalığı hem de deneyimleri vardı. İki Eagle’ın birinin arka kokpitindeki deneyimli F-15 pilotu olan Yehoar Gal'in gözetimi altında ön kokpitte hala güçlü F-15'i uçurmak için eğitim alan, F-15’de tecrübesiz ancak başka jet uçaklarındaki yüksek saatli uçuşlarıyla tecrübeli bir pilot olan Zivi Nedivi vardı.
O zamanlar, 1976'da Amerika Birleşik Devletleri ve ertesi yıl İsrail için hizmete giren F-15, çok havalı, çok pahalı ve yeni bir “süper makineydi”. Bu sortisinde Nedivi, İsrail Hava Kuvvetleri (IAF) içinde "Baz" (veya Falcon) 957 olarak bilinen ve bir yıl önce Lübnan Savaşı'nda dört MiG'i etkileyici bir şekilde düşüren bir F-15'i uçuruyordu.
Bu tatbikatta İsrailli pilotların Amerika Birleşik Devletleri'nde, “güvenlik balonu” olarak bilinen şeyi sürdürmek için birbirlerine karşı eğitim almaları gerekiyordu.
Bu beş yüz ft veya daha geniş "hayali balon"; it dalaşına özgü yüksek hızlı manevralar sırasında veya Temel Avcı Manevraları (BFM-Basic Fighter Maneuvers) esnasında; pilotların tabiriyle, havada çarpışmaların meydana gelmesini önlemek için her uçağın etrafında tutulurdu. Hiçbir uçak başka bir uçağın güvenlik balonuna girmemeliydi.
İki F-15, saldırgan A-4 rakiplerine karşı harekete geçtiğinde, bu eğitim balonunun sebebi oldukça açık hale geldi.
A-4 Skyhawk ve F-15 Eagle'ın gökyüzünde çığlık atması çok uzun sürmedi, her biri pozisyon için yarışıyor ve kesin bir ölüm atışı arıyordu. Uzun bir manevradan sonra 374 kuyruk numaralı 3 numaralı A-4 Skyhawk, Nedivi'nin kolundaki (wingman) F-15’i hedef alarak taarruza hazırdı. Ancak Skyhawk pilotunun haberi olmadan, Nedivi'nin Baz 957'si onun hemen üzerinde ve arkasında konumlanmış, kendi füzelerini (simüle) ateşlemeye hazırlanıyordu.
Skyhawk pilotu diğer F-15'e kilitlenmeye çalışırken uçağını ters çevirdi ve o sırada Nedivi'nin F-15'inin doğrudan üzerinde uçtuğunun farkında olmadan tırmanmaya başladı.
İki jet çarpıştı ve Skyhawk, sağ kanadının gövdeyle birleştiği yerde F-15'e çarptı. A-4 çarpmanın hemen ardından parçalandı ve pilotunun güvenli bir şekilde koltuğunu fırlatması (ejection) için yeterli süreyi tanıdı. F-15 sağ kanadının tamamını kaybetmişti ve hemen “Z ekseninde (aşağı doğru)” bir spin’ e (spiral dönüşe) geçti. Nedivi, jet’in kontrolünü yeniden ele geçirmeye çalışırken, öğretmeni Gal ona, yeterince dengelenip stabil olunca koltuğunu fırlatmaya hazırlanmasını söyledi. Kaos içinde, uçaklarına verilen hasarın boyutunu ikisi de bilmiyorlardı.
Nedivi, yere doğru spin atarken tamamen zıt bir içgüdü ile art yakıcıyı (afterburner) açtı, sonra dönüş yavaşça durdu ve yavaşça burnu geri getirmeyi başardı.
Nedivi, teknik olarak o ortamda öğrenci olmasına rağmen, öğretmen pilottan rütbece kıdemliydi ve bir dereceye kadar kontrolü yeniden kazandığı için sakin olmayı seçti, komutan pilot olmasına rağmen öğretmen pilotu ne derse onu yapacaktı, uçuş disiplini bunu gerektiriyordu.
Ama her iki pilot da hala hasarın ne kadar ciddi olduğunun tamamen farkında değildi. Uçak düz uçuşa geçerken o ve Gal sağ omuzlarının üzerinden kanat bölgesinden dökülen bir yakıt buharı duvarı görmek için baktılar. Dökülen yakıtın buharının bulutu nedeniyle ikisi de bunun ötesindeki hasarın boyutunu göremedi. Nedivi hızlarını düşürmeye çalıştı ve uçak bir kez daha yalpalamaya başladı. Nedivi, on milden biraz daha uzakta bir hava üssünün pisti olduğunu fark ederek bir karar verdi.
F-15'in her bir motorun çıkışını 14.590 pound kuvvetten 23.770 pound'a çıkarabilen iki güçlü art yakıcıyı (afterburner) bir kez daha full takate aldı. Uçağın kanadından sızan yakıt ve çift Pratt & Whitney F100-PW-220 motorlarının geri kalanını dump etmesiyle (atmosfere boşaltmasıyla) uçağı tekrar düz uçuşa getirdi. Bu riskli fakat cesur bir hareketti ama işe de yaramıştı.
Nedivi ve Gal'in hala bilmediği şey, Skyhawk ile havada çarpışmalarının F-15'lerinin tüm sağ kanadını kökünden sadece altmış santimetre uzakta gövdeden kopardığıydı.
Katedilmesi gereken on mil ve yakıt hatlarında kalan buhardan biraz fazlası yakıt ile iki adam imkansızı yapıyorlardı; tek kanatlı bir F-15 ile uçuyorlardı.
Nedivi, uçağı sabit tutmak için gerekli kanat altı yüksek basınç için yüksek bir hava hızını korumak zorundaydı, bu da inişi çok zor bir hale getiriyordu. Bir F-15'i indirmek için üretici tarafından tavsiye edilen hava hızının saatte 150 milden biraz az olan 130 deniz mili civarında olduğunu biliyordu. Kuyruk kancasını (hook) indirip F-15'i piste indirirken, aslında 260 deniz miline (saatte yaklaşık 300 mil) yakın bir hızla uçuyorlardı. Bu iniş için çok yüksek bir süratti.
Nedivi, normal iniş hızının yaklaşık iki katı hızla iniyordu. Kuyruk kancasını (hook) aşağı pozisyona saldı (indirdi) ve pistin aşağı yukarı üçte birinde bir hook bariyeri (durdurma kablosu) vardı ve hook o kabloya takıldı.
Nedivi'nin inişlerini yavaşlatacağını umduğu kuyruk kancası neredeyse anında uçaktan koptu ve bir an için pistin sonundaki barikatlar hızla yaklaşırken mucizevi uçuşları boşa gitmiş gibi göründü. İndikleri pistte, pist sonunda uçağı gövdesinden kavrayarak durduracak ağ bariyeri yoktu.
F-15, barikatların belki 20 ft (6 metre) yakınında durdu.
Nedivi, uçaktan indikleri zaman eğitmeni Gal ile el sıkışmak için döndü ve sonunda hasarın gerçek boyutunu gördü. Uçağın sağ kanadı, uçuşlarının son on milinde yoktu.
F-15'in üreticisi bile inanamadı!...
Pilot Ziv Nedivi (solda) ve öğretmen pilot Yehoar Gal (sağda), tek kanatla iniş yapan F-15 Baz 957'nin yanında.
McDonnell Douglas'ın uzmanlarının F-15 Eagle'larının inanılmaz derecede yetenekli bir platform olduğunun zaten farkında olduklarını söylemek gereksizdir, ancak onlar bile İsrailli pilotların kanatsız bir F-15’i uçurmayı başardıklarına inanmakta zorlandılar. Olayı duyduklarında ilk eğilimleri, bunun bir taksi (uçağın pistte hareketi) kazası olduğuydu, bu havada olamazdı.
Bu mucizevi uçuş haberini aldıktan sonra, uçağı kendi gözleriyle görmek ve incelemek için İsrail'e ivedilikle bir ekip gönderdiler.
Ancak ve ancak uçağın başına geldiklerinde ve olmayan kanadın gövde birleşim yerini gördüklerinde olaya inanabildiler. F-15 çok geniş bir gövdeye sahipti, yeterince hızlı uçarsan, gövdeyi de kanat gibi kaldırma gücü sathı olarak kullanabiliyordun, teorik olarak imkânsız görünen bu tespit pratikte kendini ispat etmişti.
Bu uçakların gerçekten ne kadar sağlam olduklarının bir kanıtı olarak, hasarlı F-15, Baz 957, Tel Nof'taki bir bakım tesisine nakledildi ve burada yeni bir kanat takılarak, hizmete geri döndü.
İki yıl sonra, aynı jet bu kez bir Suriyeli Mig-23'e karşı ölümcül bir zafer daha kazandı.
Pilot Nevini'ye göre onları eve götüren o’nun pilotluk becerisi değil, inanılmaz F-15'in kendisiydi.
Ama havacılara göre, bu elbette bu çok alçak gönüllü bir ifadeydi; “evet F-15 Eagle kaya gibi bir tayyareydi ama onu tek kanatla uçurabilmek için de taş gibi bir bilek gerekiyordu.”
Aslında en iyi tespit ve teveccüh bir F-16 pilotundan gelmişti, pistin karşı tarafında konuşlu olan F-16 filosunun mensubu bir pilotu da F-15’in tek kanatla inişini izlemişti, süratle F-15’in yanına geldi ve ilk sözleri “ben de F-15'lere geçebilir miyim? oldu.”