Site İçi Arama

savunma

F-35 Savaş Uçağının Artıları ve Eksileri Nelerdir? Uçağın Genel Özellikleri: Bölüm-1

Lockheed Martin, tasarım/ürün geliştirme desteği aldığı Northrop Grumman ve BAE Systems firmalarıyla birlikte F-35'in ana yükleniciliğini üstlenmiştir. Halihazırda üretim planlamasına göre ABD Ordusu toplamda 2,456 adet F-35 tedarik edecektir. Ayrıca araştırma, geliştirme ve uçuş testleri için ilave olarak 14 uçak üretilmiştir.

Genel Bakış

F-35 Müşterek Taarruz Uçağı, günümüz hava muharebesi gereksinimlerine cevap verebilecek bir uçağın geliştirilmesi amacıyla, ABD'nin öncülüğünde katılımcı devletlerle ortaklaşa tasarlanan ve üretilen, bugüne kadar gerçekleştirilen en büyük müşterek askeri havacılık programıdır.

ABD Savunma Bakanlığı'nın (DOD) en büyük tedarik programı olan F-35 Lightning II, ABD Hava Kuvvetleri, Deniz Piyadeleri ve Donanması için farklı versiyonlarda tasarlanan/üretilen beşinci nesil savaş uçağıdır. F-35, İkinci Dünya Savaşı döneminin çift motorlu avcı uçağı P-38 Lightning I'e atıfla Lightning II olarak adlandırıldı.

Lockheed Martin, tasarım/ürün geliştirme desteği aldığı Northrop Grumman ve BAE Systems firmalarıyla birlikte F-35'in ana yükleniciliğini üstlenmiştir. Halihazırda üretim planlamasına göre ABD Ordusu toplamda 2,456 adet F-35 tedarik edecektir. Ayrıca araştırma, geliştirme ve uçuş testleri için ilave olarak 14 uçak üretilmiştir. 

F-35, ABD’nin müttefiki bazı ülkeler ve önde gelen havacılık ve uzay firmalarının oluşturduğu uluslararası bir endüstri grubu tarafından geliştirilen bir uçaktır. Üretim, bakım idame ve lojistik destek faaliyetleri bu kurguya göre üretim ortakları arasında pay edilmiştir.  Bu tür gelişmiş bir savaş uçağı projesinde yer almak, programda yer alan tüm ülkeler açısından kendi havacılık ve uzay sanayilerine doğrudan ve/veya dolaylı olarak sağlayabileceği katma değer potansiyeli yönüyle önemli görülmüştür. 

ABD; 2001 yılında müttefiki olarak gördüğü ülkeleri, başlangıcından itibaren çokuluslu olması istediği bu programa katılmaları için davet etmiştir. Bu çerçevede müttefik ülkelerden programa ilgi gösterenler katılım sağlamışlardır. 

ABD’nin yanında, toplamda 8 ülke uluslararası ortak (partner) statüsünde programa dahil olmuşlardır: Birleşik Krallık (İngiltere), İtalya, Hollanda, Avustralya, Norveç, Danimarka, Kanada ve Türkiye. Türkiye, 2016 yılından itibaren Türk-Amerikan ilişkilerinde ortaya çıkan pürüzlerin neticesinde, 2021 yılında ABD tarafından alınan tek taraflı bir sözde kararla programdan tamamen çıkarılmıştır. 

Yabancı Askeri Satışlar (FMS) yoluyla dolaylı olarak programa dahil olan diğer 8 ülke ise şunlardır: Belçika, Finlandiya, Güney Kore, İsrail, İsviçre, Japonya, Polonya, Singapur. 

F-35 Programı; Pentagon'a doğrudan bağlı faaliyet gösteren F-35 Ortak Program Ofisi (PMO) tarafından yönetilmektedir. Amerikan personeli yanında uluslararası ortaklar ve FMS ülkelerinden görevlendirilen personeli, ofiste görev ve sorumluluk verilmektedir. 

F-35 savaş uçakları, ABD’nin müttefikleri için geleceğin F-16 uçağıdır. Dördüncü nesil F-16 kullanımı yerini beşinci nesil F-35 uçağının alması öngörülmüştür. Böylece, ABD’nin müttefikleriyle birlikte katılacağı tüm askeri operasyonlarda savaş uçağı yönüyle birlikte çalışabilirlik (interoperability) ihtiyacı kendiliğinden karşılanması amaçlanmıştır. Bunun yanında, diğer ülkeler için üretilecek uçaklarla birlikte F-35 geliştirme başlangıç maliyetinin daha düşük olması, maliyetin paylaşılması düşünülmüştür. Yine bu yöntemle uçağın ABD dışındaki satışı en baştan itibaren garanti altına alınabilmiştir. Ayrıca, Batı dünyasının beşinci nesil uçaklara geçişinin topluca yapılması, hep birlikte dönüşümün gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. F-35 etrafında şekillenen yeni müttefiklik yapısıyla, müttefik ülkeler arasında bu uçağın siyasi, askerî ve stratejik seviyede bir “çimento” vazifesi görmesi, küresel güvenliğe ortaklaşa katkı sağlamaya hizmet etmesi öngörülmüştür. 

Pek çok yüksek teknoloji içeren programlarda görüldüğü üzere, F-35 savaş uçağı programı çerçevesinde kazanılması hedeflenen sayısız yetenek edinme süreci, programın başlangıçtaki bütçesinin üzerine çıkılmasına ve planlanan takvimin gerisine düşülmesine neden olmuştur. 

1994 yılında ABD Kongresi, F-35 benzeri bir savaş uçağına ihtiyaç duyan Kuvvet Komutanlıklarına (Hava, Deniz ve Deniz Piyade (Marine Corps)) tek tep bir savaş uçağı üretilmesine karar vermiştir. Böylece uçak tasarımı, ürün geliştirme, üretim, bakım idame ve lojistik destek maliyetlerin düşürülmesi amaçlanmıştır. Kongre’nin aldığı siyasi karar neticesinde, ABD Hava Kuvvetleri, Deniz Piyadesi ve Donanması için müşterek yetenek ihtiyaçlarını aynı uçakta buluşturan, nispeten düşük bütçeli beşinci nesil bir uçak ortaya çıkarılabilmiştir. 

Üç kuvvet için, kuvvetlere özgü üç farklı F-35 versiyonu üretilmiştir. Her üç versiyonunun da en gelişmiş modern teknolojiyi içeren üstün yetenekli beşinci nesil uçaklar olması öngörülmüştür. Gerçekten de F-35 uçakları; gelişmiş motoru, yüksek oranda kompozit malzeme kullanımı, düşük görünürlüğü (stealth), gelişmiş radar ve sensörleri, entegre aviyonikleri ile dikkat çeken öncü bir uçak olmuştur. Bu uçağa son yıllarda ortaya çıkan önemli modern havacılık yetenekleri kazandırılmış ve pilotun durumsal farkındalığını en üst seviyeye çıkaran bir savaş makinasına dönüştürülmüştür. Beşinci nesil F-22'ler hava üstünlüğü için tasarlanmışken, F-35; hem havadan yere (bombardıman) hem de havadan havaya (av-önleme) görevlerini aynı anda yapabilen, çift rollü taktik savaş uçağıdır.

F-35 Program Yönetimi 

F-35 programı en başından itibaren, müşterekliğe, gelişmiş teknolojiye, ağ merkezli harekât konsept gösterimlerine vurgu yaparak ilerlemeye gayret göstermiştir. Bu uçakla birlikte kazanılması hedeflenen yeni silah sistemi, sensör ve yeteneklerin tanımlanması ve geliştirilmesi zaman almıştır. Doğası gereği karmaşık yapıda olan bu çok uluslu uçak geliştirme programının üretim ve maliyet takvimini yürütmesi gereken bir program yönetim ofisine ihtiyaç duyulmuştur. F-35 program ofisinin çabalarına ve maestro rolünü oynamasına rağmen, bazı F-35 yeteneklerinin kazanımı program takviminin gerisinde kalmıştır. Bu durum Amerikan kamuoyu dahil üretim ortağı birçok ülkeden eleştirilerin yükselmesine, program yönetiminin çeşitli olumsuz eleştirilerle karşı karşıya kalmasına neden olmuştur. Neticede, program ofisinin yüksek maliyet ve takvim gecikmelerini göğüslemesiyle birlikte, programda ilerleme kaydedilmiştir. F-35 program yönetimi, müşterekliğe, ekonomikliğe ve entegre savaş yeteneğine sahip bir uçak geliştirmeye odaklanabilmiş ve performansı yüksek bir savaş uçağının üretimini mümkün kılmıştır.

JSF programı, Donanmanın eskiyen A-6 uçak gemisi tabanlı saldırı uçaklarının ve Hava Kuvvetlerinin F-16 avcı uçaklarının yerini almak üzere 1993'ün sonlarında başlayan Joint Advanced Strike Technology (JAST) programının bir sonucu olarak, 1995'in sonlarına doğru ortaya çıkmıştır. 

16 Kasım 1996 tarihinde ABD Savunma Bakanlığı, Boeing ve Lockheed Martin'in programın konsept gösterim aşamasında yarışmak üzere seçildiğini ve Pratt&Whitney'in itici güç donanımı ve mühendislik desteği sağladığını duyurdu. Boeing ve Lockheed firmaları, planlanan üç JSF varyantı için birbirleriyle yarıştılar. Konsept gösterim uçaklarını tasarlama/üretme ve test uçuşlarını gerçekleştirmek üzere Pentagon’la sözleşme imzaladılar. Boeing'in X-32 ve Lockheed Martin'in X-35 prototiplerinin ilk uçuşlarının ardından 2001 yılının Ekim ayında Amerikan Savunma Bakanlığı Lockheed Martin'in X-35’ini ve motor olarak da Pratt&Whitney'inkini seçti. Bu arada General Electric (GE), programın seri üretim aşamasında gereken alternatif motor ihtiyacını karşılamak için motor geliştirme çabalarına devam etti. 

F-35 programı için Ön Tasarım Gözden Geçirme (PDR) 2003 yılının Nisan ayında tamamlanmıştır. Kritik Tasarım Gözden Geçirme süreci ise 2006 yılının Şubat ayında (F-35A ve F-35B) ve 2007 yılının Haziran ayında (F-35C) yapılmıştır. 

F-35A ilk uçuşunu 14 Kasım 2009 tarihinde gerçekleştirmiştir. F-35C ise ilk kez 6 Haziran 2010 tarihinde uçmuştur. F-35B'nin ilk dikey inişini 17 Mart 2010 tarihinde yapmıştır. Amerikan Deniz Piyadeleri; F-35B'nin İlk Operasyonel Kabiliyetine (IOC) 31 Temmuz 2015 tarihinde ulaştığına onay vermişlerdir. Amerikan Hava Kuvvetleri; 2 Ağustos 2016 tarihinde F-35A’nın IOC'ye ulaştığını tescillemiştir. Donanma ise 28 Şubat 2019 tarihinde F-35C IOC onay süreçlerini tamamlamıştır.  

F-35 Ortak Program Ofisi, 17 yıllık Sistem Geliştirme ve Gösterim (SDD) çalışmalarının 11 Nisan 2018 tarihinde tamamlandığını ilan etmiştir. Bu zamana kadar, geliştirme uçuş ekibi 9.200'den fazla sorti gerçekleştirmiş, 17.000 saat uçuş yapılmıştır. 65.000'den fazla test noktasına yönelik geliştirme uçuş testleri tamamlanmıştır.

F-35 Modelleri/Versiyonları

Amerikan ordusunun istekleri ve diğer program ortağı ülkelerin talepleri doğrultusunda, F-35 ailesinde üç model uçak üretimi gerçekleştirilmiştir. 

F-35A geleneksel pistlerden çalışmak üzere tasarlanmıştır ve en yaygın varyant olarak üretilmiştir. Amerikan Hava Kuvvetleri ile bu uçağı satın alan ülkelerin çoğunluğu F-35A kullanmayı tercih etmişlerdir.

F-35B bir helikopter gibi dikey olarak inebilir ve çok kısa mesafelerde kalkış yapabilir. Bu sayede sade, kısa pistli askeri üslerde ve uçak gemilerinde görev yapabilmesi amaçlanmıştır. F-35B Amerikan Deniz Piyadeleri, İngiltere, Japonya, Singapur ve İtalyan Hava Kuvvetleri tarafından kullanılmaktadır. 

F-35C, sadece ABD Donanmasının ve Deniz Piyadelerinin kullanımına verilmiştir.

Her üç versiyon/model de benzer performans özelliklerine ve birbiriyle tamamen aynı gelişmiş aviyonik donanıma sahiptir. Modeller arasındaki farklılıklar, kuvvetlerin kendilerinden beklenen harekât ihtiyaçlarındaki farklılıklardan kaynaklanmıştır. Bunun yanında her üç modelde de ortak olan sistemler, komponentler ve parçalar ile uçakların birim maiyetlerinin düşük olması söz konusu olabilmiştir.

Tablo: F-35 Temel Performans Parametreleri

Key Performance Parameter

F-35A Hava Kuvvetleri CTOL versiyon

F-35B Deniz Piyade STOVL versiyonu

F-35C Donanma uçak gemisi - uygun versiyon

RF izi

Çok düşük görünürlük

Çok düşük görünürlük

Çok düşük görünürlük

Harekât yarıçapı

590 nm

450 nm

600 nm

Günlük Sorti üretim kapasitesi

3 sorti

4 sorti

3 sorti

Göreve Gitme Başarısı

%93

%95

%95

 

 

Çoğu havacılık gözlemcisi F-35'in, tıpkı F-16'nın yaptığı gibi, savaş uçağı ihracat pazarını domine edebileceğine inanmaktadır. F-16 gibi F-35 de nispeten düşük maliyeti, esnek tasarımı ve yüksek performans vaat etmesi nedeniyle artık çoğu ülke için cazip bir uçak olarak kabul görmektedir. Fransa'nın Rafale, İsveç'in JAS Gripen ve Avrupa’nın Eurofighter Typhoon benzeri savaş uçakları, bu kategoride F-35'in rakipleridirler ancak hiçbiri beşinci nesil uçak olmadığından, F-35 teknik yönden diğerlerinden öne çıkmaktadır.  

Yarın yayınlanacak Bölüm-2’de Uçağın Teknik Özelliklerini anlatılacağım.

Dr. Hüseyin Fazla
Dr. Hüseyin Fazla
Tüm Makaleler

  • 10.01.2023
  • Süre : 6 dk
  • 3846 kez okundu

Google Ads