F-35’ler Neden Az Uçuyor? Faaliyet Oranları ve Sorti Üretimleri Neden Düşük? Mesele Nedir?
GAO (Government Accountability Office), Amerikan Hükümeti adına F-35 programını takip ediyor, zaman zaman raporlarını yayınlıyor ve bu raporların belirli bölümleri tüm dünya ile şeffaf bir şekilde paylaşılıyor. 21 Eylül 2023 Perşembe günü yayınlanan GAO raporunda, parça akışında aksaklık, teknik veri eksikliği, uçak bakım personel sayısının ve eğitimlerinin yetersiz oluşu, lojistik sistemi destekleyen ikmal bakım depolarını genişletme çabalarının gecikmesi gibi sorunlar öne çıkarılmış ve neticede ABD ordusunun F-35 Müşterek Taarruz Uçağını havada tutma kabiliyetinin, uçuş yapabilirliğinin bu sorunlar nedeniyle düşük seyrettiği gibi hususlar yer alıyor.
F-35, ‘Defolu’ Bir Program mıdır?
F-35 programının nedense seveni de çok, sevmeyeni de. Ben de bu projenin hiçbir zaman büyük bir hayranı olmadım. Özellikle bu uçağın ‘İsviçre Çakısı’ misali her hava harekât görevine birebir uyan savaş uçağı olduğu argümanını inandırıcı bulmadım. Halen de bulmuyorum. Örneğin şimdilerde Pentagon’un servis dışı bırakmaya başladığı A-10’ların yerine bile F-35 düşünülmesi hangi akla hizmet ediyor, bilemiyorum. Şüphesiz, A-10 benzeri platformların icra ettiği yakın hava desteği görevlerine düşmanın yoğun ateşine maruz kalacak kadar uçağı tehlikeye atan kullanım şekline ihtiyaç kalmamış olabilir. Bu nedenle A-10 gibi vurulduğunda bile dayanıklılığı yüksek olan, bekasını sağlayabilen uçan toplara ihtiyaç olmayabilir ama eğer F-35’i de A-10 gibi kullanacağız deniyorsa (pek sanmıyorum), o zaman işin rengi değişiyor. Öte yandan, bizim medyada, çoğu asker emeklisi olan kişiler tarafından F-35’in daha en baştan problemli doğduğuna, problemli yaşamaya devam ettiğine dair görüşlere pek katılamıyorum. Hele ki “bunlar düşsün diye yapılan uçaklar” görüşüne zerre haklılık payı vermem mümkün değil.
ABD ordusu ve F-35 üreticisi Lockheed Martin, bakım ve idame süreçlerindeki bir dizi sorun nedeniyle uçağı havada tutmakta zorlandıklarını biliyoruz. Amerikan Hükümeti adına görev yapan ‘Hesap Verebilirlik Ofisi (Government Accountability Office-GAO) yakın tarihli bir raporunda bu duruma ciddi eleştiriler getirdi.
GAO, Hesap Verebilirlik Ofisi Raporunda F-35’ler İçin Ne Diyor?
GAO, Amerikan Hükümeti adına F-35 programına takip ediyor, zaman zaman raporlarını yayınlıyor ve bu raporların belirli bölümleri tüm dünya ile şeffaf bir şekilde paylaşılıyor. Amerikan tarzı bir bilgi paylaşım şekli. Amerikalılar genelde açıklık ve şeffaflık politikası doğrultusunda bir iş yapma tekniğini savunuyorlar, zira kendileri de bunun gereğini yapıyorlar. Ama mutlak bir şekilde gizlemeleri gereken şeyleri de çok iyi gizlemesini biliyorlar. NATO’da, ABD’de ve dünyanın çeşitli bölgelerinde Amerikan askerleriyle birlikte çeşitli görev ortamlarını paylaşmam nedeniyle, Amerikan tarzına yatkınlığım ve aşinalığım bulunuyor. Şimdi GAO, sanki F-35 programının tüm “kirli çamaşırlarını ortaya döküyor” diye düşünebilirsiniz. Bir bakıma da durum böyledir. Bizde, örneğin Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun, sözgelimi bizim kendi uçağımız HÜRKUŞ hakkında böyle bir rapor yazması, hele ki kamuoyuyla paylaşmasını düşünebiliyor musunuz? Bu Amerikalılar kafayı yemiş olmalılar, değil mi?
Gerçekte durumun böyle olmadığını, her şeyi paylaşmadıklarını söyleyebilirim. Bu rapora son şekli verilmeden önce F-35 program ofisinin ilgili personeli mutlaka taslak rapora göz atmıştır, hatta raporda yer alan verilerin çoğunluğunu F-35 program ofisi ve uçağın ana yüklenicisi (OEM) Lockheed Martin (LM) vermiştir. Orada, sistemin bütüncül bir bakış açısıyla iyileştirilmesinde, dedikodu ve söylentiler yerine, kamuoyunun gerçek verilere erişerek bir fikir sahibi olması genel bir prensip olarak benimsenmiş. Hepimizin malûmudur, ABD’de ‘vergi vermek’ her türlü konunun üstünde tutuluyor. Vergi verenlere (tax payers) bu manada hesap verebilirlik, Weberyan bürokrasinin bir uzantısı ve bir devlet kültürü olarak işletilmeye özenle devam ediliyor kanaatindeyim.
Bir hafta önce, 21 Eylül 2023 Perşembe günü yayınlanan GAO raporunda, parça akışında aksaklık, teknik veri eksikliği, uçak bakım personel sayısının ve eğitimlerinin yetersiz oluşu, lojistik sistemi destekleyen ikmal bakım depolarını genişletme çabalarının gecikmesi gibi sorunlar öne çıkarılmış ve neticede ABD ordusunun F-35 Müşterek Taarruz Uçağını havada tutma kabiliyetinin, uçuş yapabilirliğinin bu sorunlar nedeniyle düşük seyrettiği gibi hususlar yer alıyor. F-35’lerin faaliyet oranları da haliyle istenen seviyelere çıkarılamıyor. Uçakların faaliyetlerini artıracak şekilde bakım-ikmal sorunlarını bir an önce çözmeye yönelik LM tarafından bir strateji geliştirilmesi, yol haritasının belirlenmesi isteniyor. Aksi takdirde bu durumun Amerikan Hükümetine (ve dolayısıyla F-35’leri satın alan diğer kullanıcı ülkelere) her yıl ilave milyarlarca dolar maliyet getireceğinin altı çiziliyor.
GAO: Bugün Bir Savaş Çıksa, Birçok F-35 Savaşta Kullanılamayacak
Raporda öne çıkan en çarpıcı ifade, “bugün bir savaş çıksa, birçok F-35 savaşta kullanılamayacak!” şeklinde yer alıyor. GAO tarafından, 2023 yılının Mart ayında tüm F-35'lere ilişkin yapılan bir hesaba göre, uçak faaliyet oranı ortalama %55 olarak ortaya çıkmıştı. Belirtilen bu faaliyet oranının; Amerikan Hava Kuvvetlerinin F-35A'lar için belirlediği %70'lik ve Donanma ile Deniz Piyadelerinin F-35B ve F-35C varyantları için belirlediği %75'lik faaliyet oranı hedeflerinin oldukça altında olduğu biliniyor. Hâl böyle olunca da, Amerikan kamuoyu dahil, temsilciler meclisi üyelerinden ve senatörler arasından F-35 programına ve özellikle de Lockheed Martin’e yönelik eleştiriler doğal olarak artıyor, sesler yükseliyor.
Programdaki Aksamaların Bir Sorumlusu da Pentagon mu?
Pentagon, bu programın başından beri dümenin başındaki bakanlıktır. Programın yönetimi Amerikalı bir Korgenerale verilmiş durumdadır. Nitekim, F-35 program ofisinin halihazırdaki başı olan Korgeneral Michael Schmidt, düşük faaliyet oranına bir çözüm getirmek için yoğun çaba harcadıklarını, yeni bir yol haritası üzerinde çalıştıklarını belirtmişti. Ancak ayrıntılar henüz bilinmiyor. Yine Korgeneral Schmidt, son rapordaki bulgulara yönelik olarak programın lojistik idamesi, bakım ikmal kapasitesinin dünya çapında artırılması, verimliliğin yükseltilmesi noktasında GOA ile aynı şekilde düşündüklerini, uçaklara daha hızlı destek sağlayacak yeni bir ağ kurmayı hedeflediklerini söyledi. LM ile potansiyel bir performansa dayalı bir lojistik sözleşmesi imzalamak dahil ilk etapta yedek parça sorununu çözmenin yollarını aramaya devam ettiklerini beyan etti.
Esasında sorunlar ALIS (F-35 Otonom Lojistik Bilgi Sistemi - Autonomic Logistics Information System) adlı bilgisayarlı bakım yönetim sistemindeki bilinen zafiyetlerden kaynaklanıyor diye değerlendiriyorum. ALIS, uçak henüz yere inmeden yani daha havadayken uçakta değişmesi gereken bir parçanın veya aksamın olup olmadığını tespit eden gerçek zamanlı bir kontrol mekanizmasına sahip. Eğer değiştirilmesi gereken bir parça veya aksam varsa, daha uçak yere inmeden, arzu edilen veya hedeflenen faaliyet oranı kriterleri çerçevesinde, ilgili parça veya aksamın en uygun depodan çekilmesi ve uçağın en kısa sürede, maliyet etkin bir çözümle faal edilmesi amaçlanıyor. Bu kapsamda, çokuluslu bir program olan ALIS’i iyileştirmeye, hatta ODIN (Operational Data Integrated Network) denen yeni bir bakım ikmal yönetim mekanizmasıyla sistemsel değişikliğe gitmeye kadar farklı seçenekler üzerinde çalışılıyor. Öte yandan programın artan maliyetleri nedeniyle şimdilik ODIN seçeneğinin beklemeye alındığı da biliniyor.
GAO raporuna göre, tamir edilmesi gereken bozuk yedek parça stoku neredeyse yönetilemeyecek derecede artmıştır. 2019 baharından bu yana iki kattan fazla artış yaşanmış. Onarım gerektiren parça sayısı 4.300'den 10.000'in üzerine çıkmış. Mevcut sistemin işleyişine göre tamir gerektiren bir parçayı, ekipmanı faal etme süresi ortalama 141 gün kadar sürebiliyor. Oysa programın hedefi 60 gün olarak belirlenmişti. Kullanıcılar, Pentagon dahil, bozuk parçaların, ekipmanın neredeyse %75’lik bir kısmını Lockheed Martin’e tamir için göndermek durumunda kalıyorlar. Bu da kullanıcıları haliyle OEM’e bağımlı kılıyor. Parça, ekipman akışı olmayınca da uçak faaliyet oranları istenen hedeflerin çok altında kalıyor. Şüphesiz bu büyük bir problem ancak eğer LM, tamiri gerektiren parça ve ekipmana daha hızlı müdahale edebilirse, uçak faaliyet oranlarının da hızla yukarıya çıkacağını görebiliyoruz. Bu arada, uçakların faaliyet oranlarını daha da düşürmemek için F-35 Program Ofisi çoğunlukla daha yüksek bir maliyetle LM’den yeni parçalar satın alma yoluna gidiyor. Anlayabildiğim kadarıyla yaşanan sorunun bam teli burası. Zaten program bütçesi yüksek olan F-35’ler için bir anlamda boş yere ilave maliyetlere Amerikan Hükümetinin katlanmaması gerektiği savunuluyor ve LM’den çözüm geliştirmesi isteniyor.
Lockheed Martin Tedarik Zincirindeki, Bakım Onarım Sistemindeki Sorunları Neden Çözmüyor?
Lockheed Martin bu soruna çözüm getirir mi? Tedarik zincirine bir iyileştirme getirebilir mi? Kanaatimce, eğer bir zorlama olmazsa, getirmek istemez. Nasıl olsa bozuk parça ve ekipmanı geciktirmesine paralel olarak ilave yeni parça ve ekipman satışını garanti etmiş oluyor. LM için ballı börek olan durumu, Pentagon yetkilileri sürdürülebilir bir strateji olarak görmüyorlar.
Bu durumu aşmak için bir seçenek, kamu kaynaklarının (bizdeki hava ikmal bakım merkezlerinin benzeri yapıların) kullanılarak, tamir gerektiren parça ve ekipmanın faaliyetlerinin sağlanması olabilir. Zira, şu anda Pentagon bağlısı tesislerinde F-35 parça ve ekipmanlarının faaliyetleri ortalama 72 gün içerisinde sağlanabiliyor. Zaten en sık arıza yapan parça ve ekipman arasında kanopi, motor, dağıtık açıklık sistemi (DAS) sensörü ve motor kaputu havalandırma fanı yer alıyor. Sadece bunlara yönelik bile askeri bakım onarım tesisleri kullanılmış olsa, F-35 faaliyet oranlarının en az 10 puan yukarıya çıkması bekleniyor. Ancak, Pentagon’un F-35’e yönelik kendi bakım onarım tesislerini kurmakta gecikmiş olması da bir başka sorun kaynağı olarak görülüyor. Bu arada Pentagon, bakım onarım depolarının 2027 yılına kadar tüm parçaları onarabilecek seviyeye ulaşabileceğini öngörüyor. Sonuçta her şey program bütçesinin daha iyi kullanılmasında düğümleniyor. Kaynak önceliklendirilmesine ihtiyaç bulunuyor.
F-35 Programının Başından Beri İzlenen Eşzamanlılık, Paralel Yol Sorunu Nedir?
Bir başka sorun sahası da, programın yeterince olgunlaşmadan, uçak tüm uçuş testlerini tamamlamadan uçağın önce operasyonel değerlendirme testlerine ve sonrasında kullanıcılara teslim edilerek sahada olgunlaşmasının istenmesi nedeniyle, “eş zamanlılık” durumu ortaya çıkmıştır. F-35 program ofisi tarafından F-35’le ilgili her konu paralel bir takvimle aynı kaynaklar kullanılarak, yürütülmeye çalışılıyor. Bu durum, paralel hatlardan birinde gecikme olduğunda, tüm programın olumsuz şekilde etkilenmesine neden oluyor.
GAO’nun 2023 Eylül raporunun ana konusu olan ‘düşük faaliyet oranı’ meselesinin bir nedeni de bu paralel, eş zamanlı çalışma probleminden kaynaklandığını değerlendiriyorum. Yeni testler, yeni modifikasyon ihtiyaçlarını ve hatta yeni modernizasyon programlarının devreye sokulması gerektiğini ortaya çıkarıyor. Amaç daha mükemmel uçağa ulaşmak. Bunun için zaman lazım. Sistemin nefes alması gerekir.
Böylesine büyük, çok uluslu bir programda gelecekte de sorunlar bitmeyecektir. Ancak gerçekte bunlar sorun değil, herhangi bir uçak geliştirme ve üretim programının normal iş akışının bir gereğidir diye değerlendiriyorum. Sahada birbirinden farklı 14 adet F-35 versiyonu görev yapıyor, uçuyor. Bunların birbirine benzemez sayısız iyileştirme ihtiyaçları zaten program dahilinde öngörülen ve planlanan şeyler. Ancak yine de daha iyi bir program yönetimiyle eş zamanlılıktan artık sıyrılma zamanının geldiğini düşünüyorum. Değilse F-35’te işler daha da çığırından çıkacağa benziyor.
Ayrıca, bakım onarım için gerekli teknik verilere, programın başından itibaren Pentagon erişme isteğinde olmamıştır. Bu nedenle de ABD haricindeki diğer kullanıcı ülkelere de bu imtiyazın verilmesine yönelik bir politika geliştirilmemiş, hatta engel olunmuştur. Neticede askeri birimler, diğer savaş uçaklarında alışkın oldukları asker kontrolündeki bakım onarım sistemine bu uçakta sahip olamadıklarından, arıza çıktıkça uçakları ‘seyreder’ durumuna düşmüşlerdir. Uçak arızalarına zamanında müdahale edemeyen hiçbir Hava Gücü kendisinden beklenen görevleri yerine getiremez. Mevcut sistem, biraz da başlangıçtaki kurgusu gereği, neredeyse tümüyle zaman içerisinde uçağın üreticisi Lockheed Martin’e, askerler yönüyle, bir bağımlılık inşa etmiştir. Şimdi sistemin kendisini sorgulama zamanı gelmiştir düşüncesindeyim. Aksi takdirde, gerçekten de F-35 gibi devasa bir programın, yaşam döngüsü içerisinde 1.7 trilyon dolar harcanacak bir programda bu kadar aksaklığın olmasını kimse kabul edemez. Nitekim, Amerikan Hava Kuvvetleri Bakanı Frank Kendall da, teknik verilere Amerikan Hava Kuvvetlerinin sahip olmamasını eleştiriyor, Pentagon’un yıllar önce verdiği bu kararı “ciddi bir hata” olarak gördüğünü saklamıyor. Altıncı nesil Yeni Nesil Hava Hakimiyet (NGAD) savaş uçağında bu hatayı tekrarlamayacaklarını söylüyor. Çok yerinde bir tespit. Olması gereken, izlenmesi gereken yöntem budur.
Sonuç
F-35 uçakları, F-35A’larda nispeten yüksek seyreden faaliyet oranlarına rağmen, halen düşük seyreden bir faaliyet oranına sahiptir. Uçaklar yeterince uçamıyor. Amerikan Hükümeti Hesap Verebilirlik Ofisinin verilerine göre, olası bir savaşta, her geçen gün Amerikan Ordusunun bel kemiği haline gelen yaklaşık 1.000 adet F-35’in neredeyse yarısının parça ve ekipman arızları nedeniyle yerde kalacağı korkusu, Amerikan kamuoyunu endişelendiriyor. Bu nedenle, Kongre üyeleri F-35 program ofisini ve uçağın üreticisi Lockheed Martin’i acımasızca eleştiriyorlar.
Şimdilerde bu eleştirilerden yola çıkılarak, F-35 programında bazı kritik düzeltme kararlarının alınması bekleniyor. En azından bunun gerekli olduğunu değerlendiriyorum. 120 yıllık hava ve uzay tarihi göstermiştir ki, organik bakım ikmal sistemine sahip olmayan hiçbir Hava Gücü, envanterindeki savaş uçaklarını, helikopterlerini istenen hedefleri yakalayacak kadar faal tutamaz ve uçuramaz. Yapılması gereken, F-35'in lojistik faaliyetlerini aksaksız yürütebilmek için gerekli kaynak kodlarına erişim imtiyazının Pentagon’a ve Kullanıcı Ülkelere verilmesidir. Buna bağlı olarak da teknik yönetim ile bakım idame sorumluluğunun LM’den devralınmasıdır. Bu yapıldığı takdirde, hem faaliyet oranlarında hedefler yakalanır hem de, bizde çok yaygın olan “ABD istemeden F-35 kullanıcısı ülkeler F-35’lerini asla uçuramaz!” darbı meselinin de sonuna gelinmiş olunur.
Kaynakça
Stephen Losey, “GAO blasts contractor-led F-35 maintenance as costly, slow”, DefenseNews, 23 September 2023, https://www.defensenews.com/air/2023/09/22/gao-blasts-contractor-led-f-35-maintenance-as-costly-slow/
John Keller, “Air Force asks Lockheed Martin to provide logistics and mission planning computers for F-35 combat aircraft”, Military+Aerospace Electronics, 22 November 2022, https://www.militaryaerospace.com/computers/article/14285500/logistics-mission-planning-computers