Geçmişten Günümüze Rus Savaş Uçağı Üreticisi Mikoyan Gurevich (MiG)
İkinci Dünya Savaşının ortasından itibaren Sovyetler için savaş uçağı üretmekte olan MiG, Sovyet sonrası dönemde hiçbir büyük uçak ihalesini kazanamadı ve Rus rakibi Sukhoi'nin oldukça gerisinde kalan uçak üreticisi bir firma olarak eski önemini kaybetmeye başladı.
Rusya’nın Savaş Uçağı Üretici Firmaları: MiG, Sukhoi ve Yakovlev
Rus Savaş Uçağı üretici firmaları (tasarım büroları da deniyor) arasında öne çıkan üç büyük havacılık şirketi, MiG, Sukhoi ve Yakovlev’dır. Bu üç şirketin her birinin kendine özgü tasarımları ve uzmanlaştıkları alanlar olmakla birlikte ürettikleri uçaklar arasında çok sayıda benzerlikler ve bir o kadar da farklılıklar mevcuttur.
Mikoyan Gurevich (MiG); MiG-21, MiG-29 ve MiG-35 de dahil olmak üzere çok çeşitli savaş uçakları üreten bir Rus uçak tasarım bürosudur. Genel olarak MiG avcı uçakları hızları ve manevra kabiliyetleri ile bilinirler. Çevik olacak ve yakın muharebe durumlarında rakiplerini alt edebilecek şekilde tasarlanmışlardır. MiG avcı uçakları tipik bir özellik olarak Sukhoi ve Yakovlev uçaklarından daha kısa bir menzile sahiptir ve havadan havaya savaş için optimize edilmiştir.
Sukhoi; Su-27, Su-30 ve Su-35 dahil olmak üzere çeşitli savaş uçakları üreten bir başka Rus uçak tasarım bürosudur. Sukhoi avcı uçakları uzun menzilli yetenekleri ve geniş bir silah yelpazesi taşıma kabiliyetleriyle bilinirler. Çok amaçlı avcı uçakları olarak tasarlanmışlardır ve havadan havaya muharebenin yanı sıra kara saldırı görevlerine de katılabilirler. Sukhoi avcı uçakları genellikle MiG avcı uçaklarından daha büyük ve ağırdır, bu da onları daha az manevra kabiliyetine sahip ancak uzun menzilli görevler için daha uygun hale getirir.
Yakovlev; Yak-38 ve Yak-141 de dahil olmak üzere bir dizi savaş uçağı üreten bir Rus uçak tasarım bürosudur. Yakovlev avcı uçakları dikey kalkış ve iniş (VTOL) yetenekleriyle tanınır. Çevik ve çok yönlü olacak şekilde tasarlanmışlardır, daha küçük uçak gemilerinden ve hatta derme çatma iniş alanlarından çalışabilirler. Yakovlev avcı uçakları tipik olarak Sukhoi uçaklarından daha kısa bir menzile sahiptir, ancak daha manevra kabiliyetine sahiptir ve daha dar alanlarda çalışabilir.
Sovyet askeri havacılığını daha yakından tanıyabilmek için bu üç tasarım bürosunun geçmişten günümüze yaptıkları işlere bakmakta fayda görüyorum. Bugünkü yazımda MiG’i anlatacağım, bu kapsamdaki sonraki yazılarımda Sukhoi ve Yakovlev’den bahsedeceğim. Takiben Rus Savaş Uçağı imalat sektörüne ilişkin yaptığım genel bir analizi paylaşacağım.
Mikoyan-Gurevich MiG
MiG, Rus efsanevi savaş uçaklarını tasarlayan Sovyet tasarım bürosunun kısaltmasıdır. MiG kısaltması, kurucusu Pavel Sukhoi'nin adını taşıyan Sukhoi'nin ürettiği uçaklarda kullanılan ‘Su’ (Su-25, Su-30, Su-57 vb.) kısaltmasına benzer şekilde yaygın kullanımı olan, savaş uçağının hangi firma tarafından üretildiğini ifade eden bir kimlik etiketi gibidir.
Mikoyan-Gurevich MiG, 1939 yılında Artem Mikoyan (M) ve Mikhail Gurevich (G) tarafından kurulan bir tasarım bürosu tarafından geliştirilen, üretilen Sovyet askeri savaş uçağı ailesinin önde gelen bir üyesi olarak Rus hava ve uzay sanayisinde boy gösterdi. Günümüz Rusya’sının da önde gelen üreticileri arasındaki yerini korumaya devam eden MIG, ilk uçaklarını İkinci Dünya Savaşı ortalarında üreterek, Sovyet Ordusunun hizmetine sundu.
8 Aralık 1939 tarihinde kurulan Mikoyan-Gurevich tasarım bürosu, o zamanlar dağılma aşamasına giren Polikarpov tasarım bürosunun küllerinden yeniden doğdu. Yeni firmanın ilk projesi MiG-1 adı verilen yüksek irtifa önleme uçağıydı ancak MiG-1 pek başarılı olamadı. Daha sonra geliştirilen MiG-3 ise belirli oranda bir başarı elde edebildi ama bu seri üretim için yeterli gelmedi. Prototip aşamasının ötesine geçemeyen bazı tasarımlara imza atan MiG’in seri üretim yapabildiği ilk uçaklar, İkinci Dünya Savaşı sırasında üretilen pervaneli avcı uçaklarıydı.
MiG-1
MiG-3
MiG yapımı İlk Jet Uçakları
İkinci Dünya Savaşı sona ermesine rağmen Sovyetlerle Amerikalılar arasında patlak veren Soğuk Savaş ortamında Sovyetler Birliği'nin savaş uçaklarına ihtiyacı devam ediyordu. Jet çağıyla birlikte MiG de Sovyet askeri havacılığı adına öncü işlere imza atmaya başladı. Bu şartlarda geliştirilen MiG-9, piston motorlu bir gövdeye jet itki gücünü kazandırmanın ötesinde yeni bir savaş uçağını Sovyet Hava Kuvvetleri envanterine kazandırmış oldu. MiG-9; 24 Nisan 1946 tarihinde yaptığı ilk uçuşuyla Sovyetlerin ilk jet avcı uçağı oldu. MiG-9 uçaklarında kullanılan RD-26 isimli Rus motoru, esasında BMW 003 turbojet motorlarının Sovyet kopyasından başka bir şey değildi. BMW 003, Nazi Almanya’sının İkinci Dünya Savaşı'nda ürettiği iki turbojet motorlardan biriydi.
Neticede MiG-9 ile elde edilen bu başarı; MiG’e yeni tayyarelerini geliştirmek için cesaret verdi. Alman savaş zamanı araştırmalarından türetilen ve Rolls-Royce motorunun bir kopyasıyla güçlendirilen delta kanatlarıyla dikkat çekici bir uçak tasarımı olan MiG-15, ilk jet avcı uçakları arasında yerini almakla kalmadı, döneminin en iyilerinden biri oldu. Bu tek kişilik, tek motorlu uçak ilk uçuşunu 1947 yılında gerçekleştirdi. Bununla birlikte MiG-15’te kullanılan jet motoru, İngilizler ve Sovyetler arasında anlaşmazlığa yol açtı. Zira Sovyetler Birliği, Rolls-Royce Nene motorunu lisansaltı antlaşması kapsamında seri üretmek için İngiltere'den şartlı izin almıştı. Ancak daha sonra seri üretim antlaşmasını ihlal eden Sovyetler, bu motoru referans alarak Klimov RD-45 motorunu geliştirdi. 1950-1953 yılları arasında cereyan eden Kore Savaşı'nın yoğun hava muharebelerinde, 1956 Süveyş Kanalı Krizi gibi 1950'lerdeki diğer çatışmaların en iyi jet avcı uçağı olarak ünlenen MiG-15’lerde RD-45 motorları kullanıldı.
MiG-15, MiG-17, MiG-19, MiG-21
İlk kez 1950'de uçurulan ve MiG-15’in geliştirilmiş bir versiyonu olan MiG-17, yüksek manevra kabiliyetiyle Sovyet askeri havacılığının gururu oldu. MiG-17, geliştirilmiş bir kanat ve art yakıcıya sahip bir MiG-15'ti. MiG-17’ler 1960'larda Vietnam Savaşı'nda Kuzey Vietnam tarafından Amerikan savaş uçaklarına karşı hava savunma ve önleme uçağı olarak görev yaptı. Aynı zamanda 1973 Arap-İsrail Savaşı'nda Mısır ve Suriye Hava Kuvvetleri çok sayıda MiG-17 savaş uçağını av-bombardıman rolünde İsrail’e karşı kullanıldı.
MiG-17, süpersonik süratlere çıkabilen ilk MiG olan MiG-19'un gelişimine öncülük etti. Avrupa'da üretilen ilk süpersonik avcı uçağı oldu. Çift motorlu olarak geliştirilen MiG-19 ise ilk uçuşunu 1953 yılında yaptı. MiG-17 ve MiG-15 kadar manevra kabiliyeti iyi olmasa da, MiG-19 küçük bir radarla mantıklı bir evrim geçirerek, Vietnam Savaşı'nda ve Mısır Hava Kuvvetleri'nde birçok çatışmada kendine yer buldu.
Ancak MiG-19’un saltanatı kısa sürdü. Zira 1955 yılında ses hızının iki katına çıkabilen hafif, tek motorlu bir önleme uçağı olan MiG-21; daha yüksek süratlere çıkarak kendisini geçmişti. MiG-21; 1958 yılından itibaren Sovyetlerin ve Sovyet silahlarını tedarik eden çeşitli ülkelerin Hava Kuvvetlerinin kullanımına verildi.
MiG ailesinin temel versiyonu olarak ünlenen ve toplamda 11.496 adet üretilen MiG-21; yüksek manevra kabiliyetine sahip, bakımı kolay ve zemini bozuk pistlere bile iniş kalkış yapabilen, oldukça basit yapıda, düşük maliyetli bir gündüz avcı uçağıydı. Birçok varyantı olan MiG-21 savaş uçakları, MiG-17’lerle birlikte Kuzey Vietnam tarafından kullanılan başlıca yüksek irtifa önleme uçağı oldu ve Amerikan F-4 Phantom uçaklarının adeta baş belası oldu. MiG-21’in daha gelişmiş versiyonları 1970'ler boyunca Arap ülkelerinin hava kuvvetlerinin belkemiğini oluşturdular.
MiG-15
MiG-23
Sovyetlerin Efsanevi Uçağı MiG-21 ve MiG-23’le Kazanılan Yeni Yetenekler
1972'de aktif hizmete giren, çeşitli süratlerde ve irtifalarda performansı artırmayı amaçlayan MiG-23; değişken, geriye ok açılı bir kanat yapısına sahiptir. Bu yönüyle Amerikan F-111’lerini andıran bu uçakla birlikte MiG; avcı uçaklarının daha büyük harekât yarıçaplarına erişebilmeleri ve yer radarlarına karşı elektronik harp karşı tedbirleriyle kendilerini koruyabilmeleri için yeni yetenekleri gündemine almış oldu. Yeni tip elektronik sensörler ve radar ikaz alıcıları MiG uçaklarının standart donanımları arasında yer alama başladı.
Bu arada MiG-23 sahip olduğu karmaşık yapıdaki iniş takımlarıyla da bolca adından söz ettiren bir uçak oldu. MiG-23’lere entegre edilen Sovyet yapımı radar ise ‘look down-shoot down’ özelliği ile alçak irtifada profil uçuşu yapan bombardıman uçaklarının bile kolaylıkla vurulabilmesi kabiliyetini bu uçağa kazandırmıştı.
MiG-29
Sırada MiG-27 vardı. MiG-23’ten geliştirilen MiG-27’de kokpit zırhlı kaplanarak, pilotların muharebe sahasında mermilere hedef olmadan emniyetle üslerine geri dönmeleri hedeflendi. Yine MiG-27’ye ilave edilen harici yük istasyonlarıyla daha fazla mühimmat ve silahın bu uçak tarafından taşınabilmesi, ateş gücünün ve görev etkinliğinin artırılması yoluna gidildi. Ayrıca MiG-27, yüksek doğrulukla hedeflerin vurulabilmesine olanak veren burun kısmına yerleştirilen bir adet elektro optik ve lazer işaretleyici nişangah sistemiyle donatılan MiG-27; bombardıman görevlerinin aranan uçağı haline getirdi. 30 mm GSh-6-30 topu ise başlı başlı başına MiG-27’yi korkunç bir silaha dönüştürmeye yetiyordu.
MiG-25, 80.000 feetlerde Uçan Yalnız ve Korkusuz Avcı
1960’lı yıllarda Sovyetler ABD'nin yüksek irtifa, süpersonik bombardıman uçakları geliştirmekte olduğundan haberdardı. MiG; Amerikan askeri havacılığını yakından takip ediyordu ve benzer bir çalışmayı yapması gerektiğini değerlendirerek, MiG-25 savaş uçağını 1960’lı yılların ortasında tasarladı. Halen aktif olarak kullanılmakta olan dünyanın en süratli savaş uçağı olarak bilinen çift motorlu önleme uçağı MiG-25; 1970 yılında tanıtıldığında Mach 2.8 yapabilen, irtifa olarak 80.000 feet’in (24.400 metre) üzerine çıkabilen bir uçak olarak Amerikan hava ve uzay teknolojisi firmalarının karşısında MiG’in oldukça prestijli bir uçak üreticisi seviyesine erişmesine hizmet etti. Ayrıca sahip olduğu bu üstün yetenekleri, bilinen uçuş zarflarını aşan özellikleri, MiG-25’i stratejik keşif uçağı olarak da öne çıkardı.
Bu yıllarda MiG-25; Sovyetler Birliği'nin Amerikan yapımı SR-71 Blackbird’ler benzeri Rus hava sahasını tehdit eden yüksek süratli Amerikan uçaklarını önleme ihtiyacını da karşılayarak büyük sükse yaptı. Ancak 6 Eylül 1976 tarihinde Rus pilot Viktor Belenko, kullanmakta olduğu bir adet MiG-25 uçağını kaçırarak, bu yüksek değerlikli uçağın Amerikalıların eline geçmesini sağladı. MiG-25'in gizemi, Amerikan mühendislerinin bu firari uçağı Japonya'da parçalarına ayırıp incelemesinin ardından bozuldu.
MiG-31
Sovyet F-16’sı MiG-29 Sahne Alıyor
MiG-27'nin ardından Sovyetlerin Amerikan yapımı savaş uçağı F-16’ya yanıtı MiG-29 oldu. İlk uçunu 1985 yılında gerçekleştiren MiG-29, tek kişilik, çift motorlu bir havadan havaya avcı uçağı olarak geliştirildi ve sonradan F-15’lere benzer şekilde modifiye edilerek havadan yere bombardıman görevleri için de kullanılmaya başlandı. Şimdilerde Ukrayna'nın MiG-29'larını Amerikan anti-radyasyon füzeleri olan HARM (High speed Anti-Radiation Missile) taşıyacak şekilde modifiye etmesinden çok önce de çok rollülük özelliklerine sahip olan MiG-29; Mach 2 süratlere erişebilen önemli bir savaş uçağı olarak onlarca yıldır Ruslar ve bu uçağı tedarik eden ülkeler tarafından kullanılmaktadır.
Öte yandan, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra MiG tasarım bürosu etkinliğini yitirmeye başladı ve MiG uçakları kullanılmaya devam ediliyor olsa da büro Rusya'da zamanla gözden düştü. Bu gözden düşüşün başlıca nedeni, Irak Hava Kuvvetlerinin bel kemiği olan MiG-23, MiG-25 ve MiG-29 gibi MiG tasarımı jetlerin 1991 Körfezi Savaşı'nda Amerikan yapımı uçaklar karşısında varlık gösterememeleri gösterildi. Bu yıllardan itibaren MiG’in eski rakibi Sukhoi, Rus hava ve uzay sanayisinin tartışmasız lideri konumuna yükseldi.
MiG-25’in Çizgilerini Kullanan Uçak: MiG-31
MiG-25, kendisinden daha yetenekli MiG-31'in gelişimi için MiG tasarım bürosuna ilham verdi. İlk defa 1983 yılında tanıtılan, çift kişilik önleme uçağı MiG-31’de esasında tasarım olarak MiG-25'in çizgileri kullanılmıştır. Ancak MiG-31 daha düşük irtifalarda ve daha düşük süratlerde uçabilecek bir uçak olarak yeniden tasarım ve geliştirme yönüyle motife edilirken, temel kaygı MiG-25’ten daha yüksek performansa sahip olmasını sağlamaya yönelikti.
MiG-31 Foxhound önemli bir MiG tasarımıdır. MiG-31 sadece MiG-25'in iki koltuk, çok geliştirilmiş radar, kızılötesi dedektör ve daha çeşitli silahlarla doğal bir evrimi değil, aynı zamanda MiG'nin bir önleme uçağı tasarımcısı olarak köklerine dönüşüdür. MiG-31'in 3 Mart SR-71 Blackbird'den alçaktan uçan bombardıman uçaklarına ve seyir füzelerine kadar geniş bir yelpazedeki tehditleri önlemesi amaçlanmıştır.
MiG-35 Rus Hava Kuvvetleri Envanterine Giriyor
Tamamen yeni bir uçak olan MiG-35 ilk uçuşunu 2016 yılında gerçekleştirdi. Altı adet MiG-35'ten oluşan ilk parti Ağustos 2018'de sipariş edilmiş ve ilk iki uçak 17 Haziran 2019'da Rus Hava-Uzay Kuvvetleri'ne teslim edilmişti. Halihazırda Rus Hava-Uzay Kuvvetlerine 6 adet MiG-35 savaş uçağının teslim edildiği söyleniyor. Toplamda 200-300 kadar MiG-35’in üretilmesi planlanıyor. 4++ nesil özelliklerine sahip MiG-35 çok amaçlı hafif savaş uçağı olarak üretildi. Su-35S'den daha düşük maliyetli olan MiG-35’in aynı muharebe görevlerini yerine getirebilecek donanıma sahip olduğu iddia ediliyor. 2023 yılında seri üretimine başlanan MiG-35’lere Ukrayna’da görev verilmeye başlandığına dair haberlere rastlanmakla birlikte henüz kesinlik kazanmamıştır.
Bu arada Su-57 ayarında düşük görünürlüklü bir savaş uçağı olacağı iddia edilen MiG-41 ise henüz ufukta gözükmüyor.
MiG-41
Sonuç
Rusya’da hava ve uzay sanayisinde, genel olarak, MiG savaş uçakları hız ve çeviklik için, Sukhoi uçakları uzun menzilli görevler ve çok yönlü yetenekler için ve Yakovlev üretimi savaş uçakları ise dikine iniş kalkış (VTOL-Vertical Takeoff Landing) gerektiren operasyonları icra etmek ve çok yönlülük gereksinimlerini karşılamak için tasarlanıyor.
İkinci Dünya Savaşının ortasından itibaren Sovyetler için savaş uçağı üretmekte olan MiG, Sovyet sonrası dönemde hiçbir büyük uçak ihalesini kazanamadı ve Rus rakibi Sukhoi'nin oldukça gerisinde kalan uçak üreticisi bir firma olarak eski önemini kaybetmeye başladı. Basında çıkan haberlere göre, şirket sipariş sıkıntısı nedeniyle 2017 sonlarında yüzlerce çalışanını işten çıkarıyordu. 2015 yılı itibariyle şirketin iş teklifi çoğunlukla modernize edilmiş MiG-29 uçaklarından oluşuyordu. UAC çatısı altına giren MiG, son yıllarda tekrar bir toparlanma dönemine girerek 4++ nesil bir savaş uçağı olan MiG-35'i geliştirme başarısını gösterdi. İddialara göre Mikoyan, 2025 yılında ilk hayalet önleme uçağı olan PAK DP, diğer adıyla MiG-41'i uçurmaya hazırlanıyor.