Site İçi Arama

savunma

Hipersonik Füzeler, Dünyadaki Son Gelişmeler

Hipersonik silahlar, ses hızının 5 ila 25 katı arasında - saniyede yaklaşık 1 ila 5 mil (saniyede 1,6 ila 8 kilometre) hızla hareket edebilen füzeler ve mermilerdir. Bir başka deyişle, yüksek manevra kabiliyetine sahip olan hipersonik silahların en belirgin özelliği sahip olduğu hız faktörüdür; 5 Mach (ses hızının beş katı) ve üstündeki yüksek hızlara erişebilirler. Bu hızda seyir yeteneği de bu tür silahların hava savunma silah ve sistemleri ile takibini ve vurulmasını zorlaştırıcı bir etken olarak ortaya çıkmaktadır. Bu yönüyle, hipersonik füzeler Durdurulamayan Silah olarak da nitelendirilmektedir.

Genel Hususlar

Hipersonik silahlar, ses hızının 5 ila 25 katı arasında - saniyede yaklaşık 1 ila 5 mil (saniyede 1,6 ila 8 kilometre) hızla hareket edebilen füzeler ve mermilerdir. Bir başka deyişle, yüksek manevra kabiliyetine sahip olan hipersonik silahların en belirgin özelliği sahip olduğu hız faktörüdür; 5 Mach (ses hızının beş katı) ve üstündeki yüksek hızlara erişebilirler. Bu hızda seyir yeteneği de bu tür silahların hava savunma silah ve sistemleri ile takibini ve vurulmasını zorlaştırıcı bir etken olarak ortaya çıkmaktadır. Bu yönüyle, hipersonik füzeler Durdurulamayan Silah olarak da nitelendirilmektedir. 

Günümüzde Çin ve Rus orduları hipersonik silahları geliştirmek için önemli miktarda kaynak ayırırken, dünyada genel kanı, Amerikan silah sanayisinin bu alanda, özellikle Rusların gerisinde kaldığı yönündedir. Bu durum, Amerikan havacılık ve uzay kamuoyunun, ülkelerinin kendi hipersonik yeteneklerini geliştirmek için yeterince çaba sarf etmediği yönündeki endişelerini dile getirmelerine, hatta Kongre üyelerinin ara ara bu konulara yönelik fikirlerini açıkça paylaşmalarına neden olmaktadır.

Bununla birlikte Rusya ve Çin gibi ABD’nin de son dönemde hipersonik füze denemeleri yaptığını biliyoruz. Rusya’nın bu alanda oldukça yol kat ettiği bilinmekle birlikte, Çin'in yaptığı hipersonik füze denemelerine göre Pekin'in bu konuda sanıldığından daha da ileride olduğu bile söylenebilir. 

Hipersonik füze teknolojisini sahip olmak, çoğu ülkenin savunma stratejilerinde büyük değişiklikleri de beraberinde getirmesi bekleniyor. Hipersonik, 5 Mach ya da daha yüksek hızlar için kullanılan bir terim olsa da, bazı füze üreticilerin ses hızının on katına çıkan füzeler yapmaya başladıkları bilinmektedir. Bir füzenin başarılı şekilde hedefine yönelmesi durumunda, bu taarruzu günümüz teknolojileriyle önleyebilecek herhangi bir savunma sistemi henüz bulunmuyor. Bir bakıma, saldıran tarafa önlenemez bir saldırı (taarruz) üstünlüğü veren hipersonik füze teknolojisine; günümüzde özellikle havacılık ve uzay sanayisinde önde gelen ülkelerin yoğunlaştığı, süreç olarak araştırma ve geliştirme safhasının geçildiği, geliştirilen prototiplerin denemelerinin yapılmakta olmasının yanı sıra, testleri başarıyla geçen bazı füzelerin birkaç yıldır operasyonel kullanıma hazır olduğu biliniyor.

Rusya, Çin, ABD yanında Kuzey Kore’nin de nükleer başlık taşıyabilen 'hipersonik füze' denemeleri yaptığı Amerikan açık istihbarat kaynaklarınca iddia ediliyor. Ukrayna Savaşı öncesinde Putin, 'hiçbir ülkede yok' dediği hipersonik Avangard füze testinin başarılı sonuçlarından iftihar ederek, savaşı bitirmemeye kararlı olduğunu adeta haykırmaya başlayabilmiştir. Kinzal füzeleri ise Rusya’ya bu alanda Ukrayna’da stratejik üstünlük getirmiştir. Örneğin son haberlere göre, nüfuz edici başlık da kullanabilen bu tür füzelerin yeraltındaki hedeflere karşıda etkinlikle kullanılması söz konusu olmuştur. Abartılı da olsa, Ukrayna'da 130 metre derinlikteki hedefin Kinzal ile vurulması gündeme getirilmiştir.

Hipersonik seyir füzeleri nasıl çalışıyor?

Hipersonik silahların iki ana kategorisi vardır: Birincisi, hipersonik süzülme araçları (Hipersonic Glide Vehicle - HGV) bir roketten fırlatılan ve sonra hedefine süzülerek giden silah tipleridir. İkincisi, hipersonik seyir füzeleri olup scramjet motor sistemi sayesinde yaygın kullanımı olan klasik seyir füzelerinden daha süratli bir şekilde hedefine doğru yönelebilme kabiliyetine sahip füzelerdir. 

Bu füzeler, sofistike hava savunma sistemleri tarafından önlenmeden, hipersonik sürati sayesinde hedefini vurulmadan vurmak üzere tasarlanmaktadırlar. Bu tür bir silahın yüksek hızı ve manevra kabiliyeti nedeniyle önlenmesi oldukça zordur. Ancak hiçbir silah önlenemez olamayacağına göre, özellikle nokta savunma silahlarının veya uzayda konuşlu sistemlerin bu füzeleri durdurabileceğine dair hesaplamalar yapılmaktadır. Gerçekte, hava savunma alanında başarılı sonuçlar, en azından Rus Kinzal füzelerine karşı henüz alınamamıştır.

Bu tür füzelerin hipersonik sürate erişmesindeki en büyük faktör, ramjet yerine scramjet motor teknolojisinden yararlanılmasıdır. Scramjet kullanımı, hipersonik füzelere sesin beş katı ve üstü hızlara erişme fırsatı veriyor. Füzeler uçuş hâlinde seyrederken, dışarıdan aldığı oksijeni bünyesindeki hidrojen yakıtıyla birleştirmesi sonucu oluşan yanma gücüyle birlikte hipersonik hız seviyesine çıkma yeteneğine erişebiliyorlar. Daha önce kullanılan Ramjet teknolojisi ise oksijeni kendi bünyesinde taşıması nedeniyle oluşan ağırlık yüzünden belirli bir süratin üzerine füzeler çıkamıyordu. Scramjet teknolojisi bu manada füze teknolojilerinde büyük bir sıçramaya neden oldu. İlerleyen yıllarda özellikle insansız hava araçlarında scramjet motorların kullanılmaya başlanacağı konuşuluyor. Artık hipersonik SİHA’ların kullanımı da yakın dönemde söz konusu olacak diye bekleniyor.

Klasik balistik füzelerin, atıldığı hedefi vurabilmek için öncelikle atmosferin dışına çıkması ve sonra tekrar ‘dünyaya gelmesi’ gerekiyor. Atmosferin üzerine çıkarak yay şeklinde bir hat çizdikten sonra balistik füzeler hedefine ulaşabiliyorlar. 

Hipersonik füzelerde balistik füzelere benzerler ancak bir o kadar da farklı seyir şekliyle aynı sınıfta yer almazlar. Füze, taşıyıcı roketten ayrıldıktan kısa bir süre sonra atmosfer dışına çıksa da tekrar atmosfere hızlı şekilde dönerek yayılma/süzülme hareketleriyle hedefe kilitleniyor. Bundan sonra hedefe ilerleyişini sesten beş kat hızda ve gerektiğinde çok alçak irtifadan hedefine yaklaşarak, satıhta konuşlu hava savunma silah ve sistemlerinin klasik radarları tarafından algılanmadan veya tespit edilmeden, hedef bölgesine süratle nüfuz edebiliyorlar.

Bu arada, teorik olarak, uzay tabanlı sensör katmanlarının izleme ve atış kontrol sistemleri ile entegre çalışan yüksek performanslı önleyiciler veya yönlendirilmiş enerji silahlarının gelecekte hipersonik silahlara karşı savunmada etkinlikle kullanılabileceği de hesaplanıyor. Bu yönde çalışmaların başlatıldığı çeşitli savunma dergilerinde yer alıyor.

Hipersonik Füze Teknolojisinde Bazı Ülkelerin Katettiği Aşamalar

Bu alanın öncü ülkesi Rusya, ilk defa 2019 yılında hipersonik füzelerin hizmete girdiğini duyurmuştu. Kremlin, "dünyada benzersiz" silahlardan Zirkon isimli hipersonik güdümlü füze fırlatma denemesinin başarıyla tamamlanmasını gururla paylaşmıştı. Barents Denizi’nde ilk deneme yapıldı. Rus firkateyni Amiral Gorshkov'dan fırlatılan füze, 7 Mach hızda uçarak 350 kilometre uzaktaki hedefi başarıyla vurmuştu. Ancak Rusya bu alanda şüphesiz yalnız değildi. Çin, ABD, Kuzey Kore, Hindistan, Fransa, Almanya gibi ülkeler de hipersonik füzeler ve araçlarını geliştirmek için yoğun uğraş içine girmişlerdir.

Çin’in Geliştirmekte Olduğu Hipersonik Silahları ve Seyir Füzeleri

Çin, 2019 yılında yapılan bir askeri geçit esnasında DF-17 olarak adlandırılan hipersonik füzesi ilk defa halka tanıtıldı. Hipersonik füze, 2019 yılının Ekim ayında Çin'de Komünist Parti iktidarının 70. yıldönümü münasebetiyle düzenlenen bu askerî geçit töreninde görücüye çıktığında, füze manşetlere taşınmıştı. Daha sonra, Çin Ordusu, 2021 baharında DF-17 ilk hipersonik testi başarıyla gerçekleştirdiği ilan etti.

Amerikan kaynaklarına göre, aslında füzenin ilk prototipi DF-ZF/Wu-14, 2014 yılında ortaya çıkmıştı. 2014 yılının Ocak ayı ile 2017 yılının Kasım ayı arasındaki dönemde en az 9 test denemesi Çin tarafından yapılmıştı.

Pentagon'un Çin'in Askeri Gücü hakkındaki son raporuna göre, Çin'in Dong Feng-17 (DF-17) hipersonik süzülme aracı (Hypersonic Glide Vehicle - HGV) ile çalışan orta menzilli balistik füzesi (Medium-Range Ballistic Missile - MRBM) Batı Pasifik'teki askeri tesislere ve filolara karşı kullanabileceği en büyük tehdit. 29 Kasım 2022 tarihinde yayınlanan rapora göre, "DF-17 hipersonik füzeleri, ulusal güvenliğimize ve özgür ve açık bir uluslararası sisteme yönelik en önemli ve sistemik tehdit" olarak tanımlandı. Gerçekten de DF-17 hipersonik füzeleri birçok testi başarıyla tamamladı. Artık bu füzelerin operasyonel kullanıma hazır olduğu biliniyor. DF-17 her ne kadar konvansiyonel başlıklı bir füze olarak tasarlanmış olsa da, nükleer başlık da bu füzelere takılabiliyor. Ayrıca bu füzelerin uçak gemilerine karşı da kullanılabilecek olması, Hint-Pasifik bölgesinde Amerikan Donanmasını rahatsız eden bir unsur olarak görülmesine neden oluyor.

DF-17'nin azami menzilinin 1 800-2 500 km civarında olduğu tahmin ediliyor. DF-17 füzeleri satıhtan havaya fırlatılan bir füze olmasına rağmen, bazı kaynaklara Xian H-6N bombardıman uçaklarına da başarıyla entegre edildiği iddia ediliyor. 10,000-11,000 kilometre menzile sahip H-6N stratejik bombardıman uçağında DF-17 füzeleri taşınabilecek. Bunun pratikteki anlamı, tüm Hint-Pasifik üzerindeki en kritik Amerikan tesislerini bile bu füzenin hedefi haline getiriyor.

Çin ayrıca nükleer kapasiteli hipersonik araç prototipi Starry Sky-2 (Xing Kong2) testlerini 2018 yılının Ağustos ayında başarıyla gerçekleştirdi. Testlerde 6 Mach sürate ulaşan Sky-2, iniş öncesinde yaptığı manevralarla da etkin bir kullanıma hazır olduğunu o dönemlerde bile kanıtlamıştı. Sky-2’nin çalışma mantığının bir planör tasarımına göre oluşturulduğu biliniyor. Bu füzenin 2025 yılına kadar operasyonel kullanıma verilebileceği öngörülüyor.

Rusya Federasyonu’nun Geliştirmekte Olduğu Hipersonik Silahları ve Seyir Füzeleri

Rusya; Avangard ve 3M22 Zircon olarak isimlendirdiği iki hipersonik silah programını başarıyla yürütüyor. Aynı zamanda daha önce geliştirdiği uçaktan atılan balistik manevra aracı olarak bilinen Kinzal (Hançer) seyir füzelerini sahada, Rusya-Ukrayna Savaşında kullanmaya başladı. 

İlk test uçuşunu 2016 yılında yapan Avangard, kıtalararası balistik füzeden fırlatılan bir hipersonik süzülme aracı olarak biliniyor. Balistik füzeye entegre edilerek kullanıldığından, teoride Avangard silahlarının sınırsız bir menzile sahip olduğunu söyleyebiliriz. Halihazırda Avangard silahları SS-19 Stiletto Kıtalar Arası Balistik Füzelerine (ICBM) başarıyla entegre edilmiş durumdadır. Avangard’ların nükleer başlık da taşıması mümkün. Hedef civarındaki savunma sistemlerini karıştırıcı yeteneklere sahip olması, Avangard’ın önlenmesini zorlaştırıyor. Füzenin, planlandığı gibi 2022 yılında operasyonel kullanıma hazır olduğu söyleniyor.

Gemilerden fırlatılan Zirkon seyir füzesi, 6-8 Mach süratlere çıkabiliyor. Füze; Amiral Nakhimov ve Pyotr Veliky kruvazörlerine, Proje 20380 korvetlerine, Proje 22350 fırkateynleri ve Proje 885 Yasen sınıfı denizaltılar gibi platformlardan fırlatılabiliyor. Zirkon hem kara hem de deniz hedeflerine karşı kullanılabilecek şekilde tasarlandı. Rus haber kaynaklarına göre, Zirkon füzesinin azami menzili yaklaşık 625 mil. 

MiG-31 uçaklarından halihazırda atılabilen Kinzal füzeleri, İskender füzelerinden modifiye edilerek geliştirilmiş hipersonik füzelerdir. Su-34 uzun menzilli bombardıman uçakları yanında Tu-22M3 stratejik bombardıman uçaklarına da Kinzal füzelerinin entegre edilmesine yönelik çalışmalar devam ediyor. Kinzal füzelerinin ulaşabildiği en yüksek hız, 10 Mach olarak ifade ediliyor ve havadan atıldıktan sonra füzenin seyir menzilin 1.200 mil olduğu söyleniyor. Yüksek manevra kabiliyetine sahip Kinzal füzeleri hem karadaki hem denizdeki hedeflere karşı kullanılabiliyor. Açık kaynak bilgilerine göre füze, nükleer başlık da taşıyabiliyor.

ABD’nin Geliştirmekte Olduğu Hipersonik Silahları ve Seyir Füzeleri

Açık kaynak bilgilerine göre, ABD hipersonik füze alanında araştırma, geliştirme ve test uçuşlarına devam ediyor. Bunlardan bazıları şunlardır:

ABD Donanması:

Konvansiyonel Ani Saldırı Silahı (Conventional Prompt Strike - CPS); OASuW Inc 2, Havadan Fırlatılan Hipersonik Silah OASuW (HALO olarak biliniyor). CPS’in ilk testi 2022 yılının Haziran ayında gerçekleştirildi, test başarısız oldu. Denemeler devam edecek. 2025 yılından itibaren ilk seri üretimin gerçekleştirilmesi bekleniyor. HALO füzesinin ilk testlerinin 2023 yılında gerçekleştirilmesi planlanıyor. F/A-18 uçaklarından HALO füzelerinin atılması üzerine planlamalar yapılıyor. HALO’ların ise 2028 yılında operasyonel kullanıma hazır olabileceği hesaplanıyor.

ABD Kara Kuvvetleri:

Uzun Menzilli Hipersonik Silah (Long-Range Hypersonic Weapon -LRHW). Bu silahın öngörülen menzili 1 725 mil olarak hesaplanıyor. 2024 yılının ilk çeyreğine kadar operasyonel kullanıma hazır bir LRHW’ye sahip olunması amaçlanıyor.

ABD Hava Kuvvetleri:

AGM-183 Arrow (Air-Launched Rapid Response Weapon - ARRW, Hipersonik Seyir Füzesi (Hypersonic Attack Cruise Missile - HACM). İlk ARRW testi 2019 yılında gerçekleştirildi. Füze taşıma aparatının dummy (gerçeğine benzer sahte) füzeyi taşımasında sorun yaşanmadı. Ancak 2022 yılında ardı ardına gerçekleştirilen 3 seri test uçuşu da bazı ilerlemeler kaydedilmesine rağmen, başarısızlıkla sonuçlandı. Füzenin 6.5 ile 8 Mach arasında uçması ve yaklaşık menzilinin 1,000 mil civarında olması öngörülüyor. 13 Mart 2023 tarihinde gerçekleştirilen ARRW testi ise başarıyla sonuçlandı. HACM ismi ise ilk defa 2020 yılın Şubat ayında Amerikan Hava Kuvvetlerinin gündemine geldi. B-52 ve F-15 uçaklarına entegre edilecek bir hipersonik seyir füzesine sahip olunması amaçlanıyor. HACM füzelerinin 2027 yılından itibaren ABD Hava Kuvvetlerinin kullanımına verilmesi planlanıyor.

DARPA:

Tactical Boost Glide (TBG); Operational Fires (OpFires); ve Hipersonik Hava Soluyan Silah Konsepti mohawk (More Opportunities with Hypersonic Air-breathing Weapon Concept -MOHAWC). Bunlardan TBG, kama şeklinde tasarlanan bir hipersonik süzülme aracı olarak düşünüldü. 7 mach ve üzerinde süratlere çıkılması hedefleniyor. OpFires ilk deneme uçuşu ise 2022 yılının Temmuz ayında icra edildi. MOHAWC’ların ise B-52 uçaklarından atılması planlamaya alındı. Testler ve entegrasyon süreçleri 2023 yılında devam ettirilecek. Gelişmelere göre seri üretim aşamasına karar verilecek.

Diğer Ülkelere Ait Hipersonik Silah Programları

Her ne kadar ABD, Rusya ve Çin en gelişmiş hipersonik silah programlarına sahip olsalar da Avustralya, Hindistan, Fransa, Almanya, Güney Kore, Kuzey Kore ve Japonya dahil olmak üzere diğer gelişmiş ülkeler de hipersonik silah teknolojisine yatırım yapmaya devam ediyorlar. 

Avustralya:

Bu alanda ABD ile Avustralya, 2007 yılından beri işbirliği yapıyorlar. İki ülke Hipersonik Uluslararası Uçuş Araştırma Deneyleri (HIFiRE) programı kapsamında hipersonik teknolojilerine odaklanan çalışmaları birlikte yürütüyor. 2017 yılının Temmuz ayında başarıyla gerçekleştirilen en son HIFiRE testi, bu maksatla kullanılacak hava aracının uçuş dinamiklerini ortaya çıkardığı basında yer aldı. 8 Mach sürate erişebilen HIFiRE hipersonik süzülme aracı, scramjet motor teknolojilerini kullanıyor.

HIFiRE'nin gelişmiş modeli olan Entegre Uçuş Araştırma Deneyi (SCIFiRE) programı, daha gelişmiş hipersonik motorları kullanan bir tasarım olarak öngörüldü. Avustralya, dünyanın en büyük silah test tesislerinden biri olan Woomera Test Alanı tesislerinde toplamda 7 adet hipersonik rüzgâr tüneline sahiptir ve bu rüzgar tünellerinde 30 mach sürate kadar çıkan testleri gerçekleştirebilecek bir altyapı mevcuttur.

Hindistan:

Hipersonik füze teknolojisi alanında Hindistan ve Rusya işbirliği halindedir. Hindistan’a ait ilk hipersonik seyir füzesi BrahMos II, 7 mach sürate kadar çıkabilmektedir. BrahMos II'nin başlangıçta 2017'de sahaya sürülmesi planlanmış olsa da, programda gecikmeler yaşanmaktadır. Füzenin başlangıç harekât kabiliyetine (IOC), 2025-2028 yılları arasında ulaşılması planlanmaktadır. Hindistan ayrıca Ruslardan bağımsız olarak Demonstrator Vehicle programını başlatmış ve yurtiçinde üretilen scramjet motorla 6 Mach sürate erişilmiştir. Haziran 2019 ve Eylül 2020 aylarında anılan hipersonik araç başarıyla test edilmiştir. Hindistan, hipersonik araç ve füze programlarına yönelik toplamda 12 adet hipersonik rüzgâr tüneline sahiptir. Bu tünellerde, 13 mach sürate kadar çıkılabilmektedir. 

Fransa

Fransa 1990'lardan bu yana hipersonik teknoloji araştırmalarına yatırım yapıyor. Ayrıca hipersonik teknolojinin geliştirilmesi konusunda Rusya ile işbirliğine gitmiştir. Fransa, V-max (Deneysel Manevra Aracı) programı kapsamında; havadan karaya ASN4G süpersonik füzesini hipersonik uçuş için modifiye etti. Bazı analistlere göre Fransa’nın V-max programı nükleer başlık takılabilecek şekilde yürütülmektedir. Fransa toplamda 5 adet hipersonik rüzgâr tüneline sahiptir. Bu tünellerde 21 Mach sürate kadar çıkılabilmektedir. 

Almanya:

Almanya, 2012 yılında deneysel bir hipersonik süzülme aracını (SHEFEX II) başarıyla test etmiştir. Halihazırda Alman havacılık ve uzay merkezi DLR’ın öncülüğünde Avrupa Birliği programı kapsamında 5-6 Mach süratlere erişebilen ATLAS II hipersonik araç projesi yürütülmektedir. Almanya, toplamda üç adet hipersonik rüzgâr tüneline sahiptir ve bu tünellerde 11 mach sürate kadar çıkılabilmektedir.

Güney Kore:

Güney Kore'nin karadan fırlatılan, 6 mach ve üzerinde seyir sürati olan hipersonik seyir füzesi geliştirmekte olduğu bilinmektedir. Güney Kore bu alandaki çalışmalarını 2018 yılından beri yoğun bir şekilde yürütüyor. İlk uçuşun bu aralar yapılması bekleniyor. Güney Kore’nin aynı zamanda denizden ve havadan atılabilen hipersonik füzeler de geliştirmekte olduğuna inanılıyor.

Kuzey Kore:

Kuzey Kore, hipersonik bir süzülme aracı olarak tanımladığı Hwasong-8'i 2021 yılının Eylül ayında test etmiş olsa da, açık kaynaklara göre bu füze ancak 3 mach sürate erişebiliyor. Yine 2022 yılında yapılan testler olmasına rağmen, Kuzey Kore henüz manevra kabiliyeti yüksek bir hipersonik füze geliştirme aşamasına gelemedi.

Japonya

Japonya, Hipersonik Seyir Füzesi (HCM) ve Hiper Hızlı Kayar Mermi (HVGP) projeleri üzerinde geliştirme faaliyetlerine devam etmektedir. 2026 yılında envantere girmesi planlanan HVGP’lerin savunma baskısı görevleri yanı sıra uçak gemilerine karşı da etkinlikle kullanılması öngörülüyor. HCM’lerin ise 2030 yılında hizmete girmesi bekleniyor. Japonya Havacılık ve Uzay Ajansı toplamda 3 adet hipersonik rüzgâr tüneline sahiptir. Ayrıca Mitsubishi Heavy Şirketi de ilave 2 benzer tesise sahiptir. Gelecekte Japonya ve ABD’nin bu alanda işbirliğine gidebileceği öngörülüyor.

Aralarında İran, İsrail ve Brezilya'nın da bulunduğu diğer ülkeler hipersonik silahlara yönelik emekleme aşamasında olup, halihazırda temel araştırmalar yürütmeye devam ediyorlar.

Türkiye

Türkiye’de ise henüz hipersonik füze alanında kayda değer bir gelişme bulunmuyor. Sadece süpersonik füze alanında bir ilk olan Roketsan yapımı TRG-230-iHA havadan karaya füzesinin havadan salınma testleri Akıncı TİHA vasıtasıyla yapıldı. 17 Aralık 2022 tarihinde gerçekleştirilen bu atışta, 100 kilometre mesafedeki hedef başarıyla vuruldu.

Değerlendirme ve Sonuç

Hipersonik silahları, stratejik istikrarı bozabilecek bir yetenek olarak görenlerin sayısı hayli yüksek sayılır. Bu silahları öne çıkaran iki faktör bulunuyor: silahın hipersonik süratten kaynaklanan çok kısa uçuş süresi (füzeyi önleme, müdahale için gereken zamanı azaltan bir faktör) ile öngörülemeyen uçuş manevralarına sahip olmasıdır. Bu füzelerin konvansiyonel başlık yanında nükleer başlık için de uyumlu olmaları, balistik füzeler kadar hatta bu füzelerden daha da üste çıkan bir stratejik bir unsur olarak savaş alanında hipersonik füzelerin dikkate alınması sonucunu beraberinde getirdi. Bu durum, belirsizlik anlarında, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde krizleri tırmandırabilecek bir silah olarak karşımıza hipersonik füzeleri çıkarıyor. 

Savunmada olan herhangi bir ülke, kendisine atılan füzenin hangi başlığı taşıdığını bilemeyeceğinden, olası bir nükleer başlık kullanımı, bir anda çok istenmedik sonuçlarla ülkeleri karşı karşıya bırakabilir. Güvenlik ikilemi, bu manada daha fazla ülkeler arasındaki mevcut dengeleri, dengesizleştirebilir. Tehdit algısı normalden daha yüksek hissedilebilir. Karşılığında stratejik müdahale, nükleer silaha sarılma durumu, günümüz şartlarına göre daha fazla oranda harp planlamacıların gündemine girebilir diye değerlendiriyorum.

Yine de füze, füzedir diyebiliriz. Hipersonik sürati, önleme zamanının kısalması dışında, hipersonik füzelerin mevcut harp şartlarına getirdiği bir farklılık bulunmuyor diyebiliriz. Bu açıdan bakıldığında stratejik dengelerde askerî açıdan bir şey değişmemiştir. Günümüzde bile ABD, Rusya ve Çin, sahip oldukları kıtalararası balistik füzelerle birbirlerini vurabilecek nükleer yeteneklere fazlasıyla sahipler. Burada büyük ülkelerin hepsi, stratejik dengede kalmayı bugüne kadar tercih etti. Bundan sonra da tercih etmeleri bekleniyor. Nükleer silahları atma şekillerinde yeni unsurları devreye soktuğu gerçeği unutulmamakla birlikte, hipersonik silahların kullanımında da stratejik dengenin gözetilmeye devam edileceğini bekleyebiliriz. Hipersonik füzelerden kaynaklanan caydırıcılık faktörleri ise yeni bir şey gibi görünse de aslında genel manada caydırıcılıkta denge değişmiyor ve her ülke için tehdit algıları geçerliliğini korumaya devam ediyor.

Kaynakça:

Sakshi Tiwari, US Identifies China’s DF-17 Hypersonic Missile As ‘Biggest Threat’ That Could Strike Critical Military Bases, EurAsian Times, December 12, 2022, https://eurasiantimes.com/us-identifies-chinas-df-17-hypersonic-missile-as-biggest-threat/

Kelley M. Sayler, Hypersonic Weapons: Background and Issues for Congress Updated February 13, 2023 Congressional Research Service https://crsreports.congress.gov R45811 https://sgp.fas.org/crs/weapons/R45811.pdf

Dr. Hüseyin Fazla
Dr. Hüseyin Fazla
Tüm Makaleler

  • 02.04.2023
  • Süre : 8 dk
  • 4084 kez okundu

Google Ads