Site İçi Arama

savunma

Türk Hava Kuvvetlerinin Askeri Kargo Uçaklarından Airbus A400M Atlas (Bölüm 10)

A400M Atlas, 21. yüzyılın en gelişmiş taktik ve stratejik hava nakliye platformlarından biri olarak öne çıkmaktadır. Büyük kargo bölmesi ve yüksek taşıma kapasitesi sayesinde, önceki nesil uçakların taşıyamadığı ağır ve büyük boyutlu yükleri kolaylıkla taşıyabilir. Gelişmiş motorları ve aerodinamik yapısı sayesinde, daha uzun menzile, daha yüksek hızlara ve daha büyük irtifalara ulaşarak görev esnekliğini artırır.

Kapak fotoğrafında gördüğünüz gibi, test program sorumluları, havacılık mühendisleri ve teknisyenleri, uçuş test ekibi Europrop TP400’ün testlerini başarıyla tamamladıktan sonra test uçağı olarak kullanılan Lockheed Martin C-130K Hercules’in önünde toplu halde poz veriyorlar. 

2009 yılında Lockheed Martin C-130K test uçağına entegre edilen A400M'in Europrop TP400 turboprop motorlarının uçuş test programı, Marshall Aerospace'de başarıyla tamamlanmıştır.  18 sorti boyunca toplam 54 uçuş saati gerçekleştirilen bu kapsamlı test programında, motorların performansı ve dayanıklılığı titizlikle değerlendirilmiştir. Yer testlerinde 3.100 saati aşan  Europrop TP400 motorları, 2010 yılında tip sertifikası almak üzere önemli bir aşamayı geride bıraktı. TP400 motorunun  Tam Yetkili Dijital Motor Kontrol Sistemi (FADEC) (Full Authority Digital Engine Control) üzerinde yapılan geliştirmelerin başarıyla tamamlandığı ve statik testlerin gövde yapısının tasarım gereksinimlerini tam olarak karşıladığını teyit ettiği bildirilmiştir. Dönemin Airbus Military A400M program başkanı Rafael Tentor, C-130K test uçağındaki başarılı sonuçların ardından, dört motorun da Kasım 2009 sonuna kadar yer testlerine başlayacağını ve ilk A400M uçağına takılmak üzere hazır hale geleceğini belirtmiştir. Bu ilk uçuşun; Batch 1 yerine daha gelişmiş Batch 3 yazılımıyla gerçekleştirilmesi planlanmaktayken, malesef programın bu hedef doğrultusunda ilerlemediği herkesin kabul ettiği bir gerçektir.

A400M Atlas, 21. yüzyılın en gelişmiş taktik ve stratejik hava nakliye platformlarından biri olarak öne çıkmaktadır. Büyük kargo bölmesi ve yüksek taşıma kapasitesi sayesinde, önceki nesil uçakların taşıyamadığı ağır ve büyük boyutlu yükleri kolaylıkla taşıyabilir. Gelişmiş motorları ve aerodinamik yapısı sayesinde, daha uzun menzile, daha yüksek hızlara ve daha büyük irtifalara ulaşarak görev esnekliğini artırır. A400M, zorlu arazi koşullarında dahi operasyon yapabilme yeteneği ile dikkat çekerken, aynı zamanda hava ikmali, tıbbi tahliye ve VIP taşımacılığı gibi çok yönlü görevleri başarıyla yerine getirebilir. Sertifikalı ve kanıtlanmış teknolojileri ile güvenilirlik ve operasyonel üstünlük sunar.

Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın stratejik hava nakliye ihtiyacını karşılamak amacıyla, Almanya, Fransa, İspanya, İngiltere, Belçika ve Lüksemburg ile birlikte gerçekleştirilen A400M Projesi, Avrupa'nın ortak bir savunma projesidir. Projenin idari ve mali işleri, Avrupa Müşterek Silahlanma Teşkilatı (OCCAR)( 'Organisation Conjointe de Coopération en matière d'Armement) tarafından yürütülmektedir. 27 Mayıs 2003'te OCCAR ile Airbus Military Sociedad Limitada (AMSL) arasında imzalanan sözleşme kapsamında Türkiye, toplam 10 adet A400M uçağı sipariş etmiştir. Sipariş edilen 10. A400M 30 Mart 2022 tarihinde Türk Hava Kuvvetleri envanterine girmiştir.

Türkiye, Airbus A400M askeri nakliye uçaklarının teslimatında diğer A400M kullanıcıları gibi önemli gecikmelerle karşılaşmıştır. 2014 yılına gelinmiş olunmasına rağmen Türkiye'nin Airbus'tan sipariş ettiği A400M uçaklarını zamanında teslim alamaması sabırları taşırmaya başlamıştı. Bunun temel nedeni yapılan planlamaya göre yaklaşık 4 yıllık bir gecikme yaşanmış olmasıdır. Teslimatta yaşanan gecikmeden kaynaklanan bu durum Türk Silahlı Kuvvetleri'nin operasyonel yeteneklerini önemli ölçüde kısıtlamaktaydı. Airbus CEO'su Tom Enders'in 2014 yılında yaptığı açıklamada belirttiği gibi, bu gecikmeler sadece Türkiye'yi değil, tüm havacılık sektörünü etkileyen ciddi bir sorundur. 
Türk Hava Kuvvetleri envanterine katılacak ilk iki A400M uçağının teslimat süreciyle eş zamanlı olarak, personelin bu gelişmiş platformla ilgili bilgi ve becerilerini en üst düzeye çıkarmak amacıyla kapsamlı bir eğitim programı başlatılmıştır. Sevilla'da gerçekleştirilen bu programda, 8 pilot, 60 bakım teknisyeni ve 8 yükleme personeli olmak üzere toplamda 76 personel seçilmiş. Türk Hava Kuvvetleri tarafından kendi bünyesi içinden seçilen toplamda 76 personel 4 ekibe ayrılarak  yoğun bir eğitim almıştır. Bu sayede, uçağın tüm sistemlerinin işleyişi, bakım prosedürleri ve yükleme işlemleri konusunda uzmanlaşan personel, A400M'lerin güvenli ve etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayacak bilgi ve deneyime sahip hale gelmiştir.

Türkiye, Airbus ile imzalanan sözleşme şartlarının eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesini talep etti. Yapılan kabul testlerinde tespit edilen teknik eksiklikler nedeniyle teslimatların geciktiği belirtilmiştir. Bu durum, hem Türk Silahlı Kuvvetleri'nin operasyonel ihtiyaçlarını karşılama konusunda yaşanan gecikmeleri hem de projedeki genel takvimi etkilemektedir. 

Türkiye, Airbus A400M projesindeki taahhütlerini yerine getirirken, ulusal çıkarlarını ve savunma sanayii stratejilerini göz önünde bulundurarak hareket etmiştir. Uçakların teslimatında yaşanan gecikmelerin nedenleri detaylı bir şekilde incelenmiş ve bu süreçte Türkiye, imza attığı sözleşmelere uluslararası anlaşmalara uygun bir şekilde hareket etmiştir.

Kısaca yazı dizimizin bu bölümünde A400M nakliye uçaklarında yaşanan teslimat  sorunlarını nedenlerini anlamaya çalışacağız.

A400M projesi neden gecikti?

Airbus Defence and Space liderliğindeki uluslararası bir konsorsiyum tarafından, OCCAR( 'Organisation Conjointe de Coopération en matière d'Armement) (Avrupa Müşterek Silahlanma Teşkilatı)   koordinasyonunda geliştirilen A400M Atlas, Avrupa'nın ortak bir savunma projesi olarak hayata geçirilmiştir. Belçika, Fransa, Almanya, İspanya, Türkiye, Lüksemburg ve Birleşik Krallık gibi NATO üyesi ülkelerin hava kuvvetlerinin spesifik ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanan bu çok amaçlı askeri nakliye uçağı, BAE Systems (İngiltere), EADS (Almanya, Fransa ve İspanya), Flabel (Belçika) ve TUSAŞ (Türkiye)  gibi sektörün önde gelen şirketlerinin de katkılarıyla üretilmektedir. Gelişmiş turboprop motorları ve yüksek taşıma kapasitesi sayesinde, A400M, modern savaş alanlarında stratejik ve taktik hava taşımacılığı, havadan yakıt ikmali ve tıbbi tahliye gibi çok çeşitli görevleri başarıyla yerine getirmektedir.

A400M’ nin  ilk uçuşu için 2008 yılı hedeflenirken, Fransız Hava Kuvvetlerine teslimatın 2009 sonu gibi gerçekleşeceği öngörülmüştü. Ancak, geliştirme sürecindeki A400M çeşitli nedenlerle teslimat tarihi 2013 yılının başına kadar ertelendi. Nihayet, Ağustos 2013'te ilk uçak Fransız Hava Kuvvetleri envanterine katıldı.

Teknik Zorluklar ve Proje Gecikmelerine Neden Olan Etkenler

Motor Geliştirme: Europrop TP400-D6 turboprop motoru, Airbus A400M Atlas askeri nakliye uçağına güç sağlamak üzere, Rolls-Royce, ITP Aero, MTU Aero Engines ve Snecma S.A. (Safran Aircraft Engines yan kuruluşu) şirketlerinin bir araya gelmesiyle oluşturulan Europrop International konsorsiyumu tarafından tasarlanmış, geliştirilmiş ve üretilmiştir. Bu yüksek performanslı motor, havacılık endüstrisindeki en son teknolojileri bünyesinde barındırır ve eşsiz itme gücüyle A400M'ye kısa pistlerde kalkış ve iniş yapabilme yeteneği kazandırır. Bu arada ufak bir hatırlatma yapalım. TEI (TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş.) bu projede Rolls-Royce ve ITP Aero ile risk ve gelir ortağı olarak yer alıyor. TEI, vereceğim iş paketlerinin tasarımı, geliştirilmesi, prototip üretimi, montajı, testi, seri üretimi ve satış sonrası desteğinden sorumludur, işte onlar. Ön Yatak Yapısı Modülü, Pervane Şanzıman Destek Çubukları, Birincil Egzoz Nozulu, Egzoz Konisi. Bunların yanında Proje Test Ekipmanlarına Özel - SPTE TEI MRO'da Ön Yatak Yapısı Modülü için bakım faaliyetlerini gerçekleştirmek amacıyla gerekli Bileşen Bakım Kılavuzunun (CMM) hazırlanması TEI sorumluluğundaki modüllerle ilgili olarak satış sonrası süreçte ortaya çıkabilecek sorunların çözümüne yönelik servis destek mühendislik faaliyetleri.

A400M projesinin en önemli teknik zorluklarından biri, uçak için özel olarak tasarlanan TP400-D6 turboprop motorlarının geliştirilmesinde yaşanan gecikmeler ve beklenmeyen teknik sorunlar olmuştur. Bu sorunlar, motorun performans ve güvenilirlik hedeflerine ulaşılmasını geciktirmiş ve dolayısıyla tüm projenin takvimini etkilemiştir. Bu konuyu daha yakından incelediğimizde akla gelen ilk örnek motor kontrol yazılımında ortaya çıkan teknik sorundur. Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA) müfettişleri, A400M uçağının sertifika sürecinin bir parçası olarak motor yazılımı planlarının rutin bir değerlendirmesini yapmak üzere Münih'e geldi. Uçağın ilk uçuşunda yaşanan altı aylık gecikme, havacılık sektörünün genel projeksiyonları göz önüne alındığında beklenmedik bir durum olarak değerlendirilmese de, müfettişlerin yerinde incelemeleri sonucunda motor yazılımı tedarikçisi MTU Aero Engines'in proje takviminde önemli bir gecikme yaşadığı tespit edildi. Bu durum, teknik müzakerelerin verimli olmayacağı kanaatine varılmasına neden oldu.Bu sorun uçağın ilk uçuş testlerinin 2008 yılından 2009 yılına  ertelenmesine yol açmıştır. Bu gecikme, uçağın güvenilirliği ve performansı üzerindeki endişeleri artırmış ve dolayısıyla hizmete giriş tarihini de etkilemiştir.

A400M projesinde ortaya çıkan teknik sorunlar,teslimatların sözleşmede belirtilen sürelerde gerçekleştirilemeyecek olması ve maliyetler (envantere alınması düşünülen A400M uçaklarının birim fiyatlarının artması) nedeniyle Güney Afrika Cumhuriyeti, 5 Kasım 2009 tarihinde uçak alım sözleşmesini feshederek projeden çekilmiştir. Bu karar, Güney Afrika Hava Kuvvetleri’nin 2010-2014 yılları içinde nakliye uçakları filosuna katılması planlanan sekiz adet A400M uçağı için alınmıştır. Güney Afrika Cumhuriyetinin bu kararı, A400M projesinin genel itibarını olumsuz etkilemiş ve diğer müşteri ülkelerde de endişelere yol açmıştır.

2010 yılında Belçika, İngiltere, Fransa, Almanya, Lüksemburg, İspanya ve Türkiye'nin sağladığı 3,5 milyar avroluk finansal destek sayesinde, havacılık sektöründeki bu önemli ortaklık anlaşması feshi engellenmiştir. Ancak, bu durum sözleşmenin yeniden yapılandırılmasını ve tarafların hak ve yükümlülüklerinin yeniden belirlenmesini zorunlu kılmıştır. 

Yukarıdaki fotoğrafta A400M Atlas uçağının motor ve motor kanat bağlantı  yerleri görülmekte, dört adet Europrop International EPI TP400D6 turboprop motoruyla güçlendirilmektedir. Bu yüksek performanslı motorlar, her biri 11.000 beygir gücüyle, sekiz palli pervane sistemlerini döndürerek uçağa güçlü bir itki sağlar.  Görsel kaynak Holger HOLLEMANN 

9 Mayıs 2015 tarihinde, İspanya'nın Sevilla kentinde gerçekleştirilen bir test uçuşu sırasında, Türk Hava Kuvvetleri envanterine katılmak üzere üretilen ancak henüz test süreçleri tamamlanmamış MSN 023 seri numaralı A400M askeri nakliye uçağı düşmüştür. Fabrika montaj hattından çıktıktan sonra ilk uçuşunu gerçekleştiren uçakta bulunan altı kişilik İspanyol mürettebattan, iki test pilotu (Pilot Jaime de Gandarillas ve Yardımcı Pilot Manuel Regueiro) ile iki uçuş test mühendisi (Gabriel Garcia Prieto ve Jesualdo Martínez) hayatını kaybetmiştir. Kazada ağır yaralanan mürettebattan uçuş test mühendisi José Luis de Augusto ve teknisyen Joaquín Muñoz Anaya hayatta kaldılar.  

Bu kaza ile ilgili ayrıntılı yazımı okumak isterseniz ilgili linki aşağıya bırakıyorum.

Türk Hava Kuvvetlerinin Askeri Kargo Uçaklarından Airbus A400M Atlas (Bölüm 9)

https://strasam.org/savunma/havacilik-ve-uzay-sanayii/turk-hava-kuvvetlerinin-askeri-kargo-ucaklarindan-airbus-a400m-atlas-bolum-9-3546

Eğer bu elim kaza  olmasaydı, İspanyada düşen A400M Türk Hava Kuvvetleri'ne teslim edilecek üçüncü A400M uçağı olacak; filodaki diğer iki A400M’ ye katılacaktı. Ancak kaza nedeniyle Türk Hava Kuvvetleri A400M filosuna katılacak 3. A400M’nin teslimatı 1,5 yıl gecikmiştir.

A400M uçaklarının Türk Hava Kuvvetleri'ne teslimat takvimi

● İlk A400M: 12 Mayıs 2014
● İkinci A400M: 23 Aralık 2014
● Üçüncü A400M: 25 Kasım 2016 
● A400M: 7 Nisan 2017
● Beşinci A400M: 13 Temmuz 2017
● Altıncı A400M: 22 Haziran 2018
● Yedinci A400M: 18 Ekim 2018
 ● Sekizinci A400M: 21 Haziran 2019 
● Dokuzuncu A400M: 7 Ağustos 2019
 ● Onuncu A400M: 30 Mart 2022 

Önemli not: Yukarıdaki tarihler, her uçağın Türkiye, Kayseri’deki 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı’na varış tarihini yansıtmaktadır. Bu bilgiler açık kaynaklardan alınan bilgilerdir. Türk Hava Kuvvetlerinin envanter kayıtlarında A400M lerin envantere giriş(kabul) tarihleri farklı olabilir. 
Airbus, A400M programında yaşanan gecikmeler nedeniyle A400M’yi kullanan ülkelere toplamda 1,2 milyar Euro tutarında ceza ödemekle yükümlü tutulmuş ve arızalı motor şanzımanları başta olmak üzere çeşitli teknik problemlerle karşılaşmıştır. Programın mali güvenilirliğini artırmak ve tüm ortak ülkelerin beklentilerini karşılayan bir yetenek seti sunabilmek amacıyla Haziran 2019'da Airbus ile Avrupa Ortak Silahlanma İşbirliği Örgütü (OCCAR) arasında kapsamlı bir yeniden yapılandırma anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşma ile birlikte, projenin teknik ve mali yönleri yeniden gözden geçirilerek daha sürdürülebilir bir hale getirilmesi hedeflenmiştir.

11.000 beygir gücündeki TP400-D6 turboprop motor, Avrupa'da Rusya dışı üreticiler tarafından geliştirilen en güçlü ve yüksek irtifa performansına sahip motorlardan biri olarak öne çıkmaktadır. Böyle bir motorun neredeyse sıfırdan geliştirilmiş olması dolayısıyla motor ile ilgili sorunların yaşanmasına neden olmuştur.

A400M hakkında yazarken en büyük zorluğum, uçağın son teknoloji entegrasyonuna sahip olması nedeniyle ortaya çıkan detaylı teknik açıklamaların gerekliliği oldu. Bu durum, içeriğin okunabilirliğini ve anlaşılırlığını korumak adına ek bir çaba gerektirdi.
FADEC, havacılıkta sıkça kullanılan bir kısaltmadır ve Full Authority Digital Engine Control kelimelerinin baş harflerinden oluşur. Türkçe karşılığı tam olarak olmamakla birlikte, Tam Yetkili Dijital Motor Kontrol Sistemi olarak çevrilebilir.

FADEC Nedir ve Ne İşe Yarar?

FADEC, uçak motorunun tüm çalışma parametrelerini dijital bir bilgisayar sistemi aracılığıyla kontrol eden ve optimize eden bir sistemdir. Motorun yakıt akışı, ateşleme zamanlaması, türbin hızları gibi birçok parametreyi gerçek zamanlı olarak analiz eder ve motorun en verimli şekilde çalışmasını sağlar.

FADEC Sisteminin Avantajları; Daha yüksek verimlilik; motorun her an optimum çalışma koşullarında olmasını sağlayarak yakıt tüketimini azaltır ve performansı artırır.Daha güvenli uçuş; motor arızalarını önceden tespit ederek ve gerekli önlemleri alarak uçuş güvenliğini artırır.Daha kolay bakım; motor verilerinin dijital olarak kaydedilmesi, bakım işlemlerini kolaylaştırır ve bakım maliyetlerini düşürür.Daha esnek motor kontrolü; motorun farklı çalışma koşullarına daha hızlı ve daha hassas bir şekilde adapte olmasını sağlar.

FADEC sistemi, motor üzerindeki çeşitli sensörlerden gelen verileri (sıcaklık, basınç, devir sayısı gibi) sürekli olarak takip eder. Bu veriler, bilgisayar tarafından analiz edilir ve motorun çalışma parametreleri, uçuş koşullarına ve pilotun komutlarına göre ayarlanır.

FADEC sistemleri, modern uçakların vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Bu sistemler, uçak motorlarının daha güvenli, daha verimli ve daha çevre dostu çalışmasını sağlar.

Airbus, A400M askeri nakliye uçağı için havacılık dünyasında bir ilki gerçekleştirerek, motorlar arası zıt dönüşlü pervane (DBE - Down-Between-Engines) sistemini benimsemiştir. Bu yenilikçi tasarım, her motor çiftinin pervanelerinin zıt yönde dönmesi prensibine dayanmaktadır. A400M uçağında gövdeye yakın motordaki 8 palli pervane sisteminin dönüş yönü saat ile aynı iken, yan tarafında bulunan gövdeye uzak olan motorun 8 palli pervane sisteminin dönüş yönü ise saat yönünün tersidir.

DBE sistemi, A400M'ye birçok önemli avantaj sağlamaktadır. Bu avantajlar arasında;
Gelişmiş Aerodinamik Performans: Zıt yönlü pervane dönmesi, kanat üzerinde daha simetrik bir hava akışı oluşturarak kaldırma kuvvetini artırır ve uçağın stabilite özelliğini iyileştirir.
Azaltılmış Tork ve Pervane Yıkama Etkileri: Bu sistem, her kanattaki tork ve pervane yıkama (pervanenin kanat üzerindeki genel etkisini ifade eder) etkilerini  büyük ölçüde azaltarak, kanat tasarımının gelişmesine imkanı sunmuştur.

Yüksek Uçuş Güvenliği: Motor arızası durumunda yaşanabilecek şiddetli sapmaları azaltarak uçuş güvenliğini artırır.

Ağırlık Tasarrufu: Dikey kuyruk yüzeyinin alanını küçültmeye olanak tanır, böylece uçağın ağırlığını azaltır.

DBE konfigürasyonu, motorların zıt yönde dönmesiyle oluşan aerodinamik etkileri sayesinde, kargo bölmesine iletilen gürültüyü önemli ölçüde azaltarak yolcu konforunu artırmıştır.

Özetle, A400M'de kullanılan DBE sistemi, uçağın aerodinamik performansını artırarak yakıt tüketimini azaltmakta, uçuş güvenliğini artırmakta ve aynı zamanda uçağın ağırlığını düşürerek taşıma kapasitesini artırmaktadır. Bu sayede, A400M, sınıfının en gelişmiş ve verimli askeri nakliye uçaklarından biri olma özelliğini taşımaktadır.  Bu sistem motoru sıfırdan geliştirmenin en büyük avantajlarından biri olarak ortaya çıkmıştır. A400M o tarihte var olan hazır bir motor kullanılsaydı mühendisler bu DBE sistemini muhtemelen kullanmayı düşünmeyecek ve bu sistemin A400M’ye sağladığı tasarım katkılarından mahrum kalacaklardı.

Transmisyon Sistemlerindeki Sorunlar:  Motorun ürettiği gücü hareketli parçalara ileten transmisyon sistemlerindeki tasarım ve imalat süreçlerindeki eksiklikler, proje takviminde önemli gecikmelere ve tasarım revizyonlarına yol açmıştır. Uçağın manevra kabiliyeti ve güvenilirliği açısından hayati önem taşıyan bu sistemlerdeki sorunların çözümü, ilave maliyet ve zaman isteyerek  projenin genel bütçesinide etkilemiştir.

Örnek verecek olursak A400M 2016 yılında ise uçağın moturun da yaşanan vites kutusu (şanzıman) sorunları filonun büyük bölümünü yere indirdi ve Airbus'ın 2016 kârında 2,2 milyar avroluk bir düşüşe neden oldu. 

Bild gazetesinin 04.01.2016 tarihli  haberine göre, A400M uçaklarının motorlarında, aşırı sıcaklıklara maruz kalan belirli bileşenlerde materyal yorgunluğu tespit edilmiştir. Bu durum, motorun bazı kritik noktalarında yapısal bütünlüğün zayıflamasına yol açabilecek 'malzemesel yetersizliklere' işaret etmektedir. Gazete ayrıca, İngiliz Hava Kuvvetleri'ne ait bir A400M uçağında motor durması yaşandığını iddia etmiş olsa da, Alman Hava Kuvvetleri envanterindeki üç uçakta henüz benzer bir arıza görülmemiştir.

Proje Yönetimi Zorlukları ve Sonuçları

Projenin başlangıcından itibaren, aşırı iddialı bir zamanlama ve bütçe hedefiyle yola çıkılması, çeşitli zorluklarla karşılaşılmasına neden olmuştur.

Airbus'ın A400M, A380 ve A350 gibi birden fazla büyük projeyi aynı dönemde yönetmeye çalışması, şirketin kaynaklarını zorlamış ve önemli operasyonel zorluklar yaratmıştır. Rekabetçi kaynak dağılımı, proje takviminin uzaması, maliyet artışları ve teknik problemler gibi beklenmeyen sonuçlar doğurmuştur. Bu deneyim, Airbus'ın gelecekteki kompleks projeler için daha sağlam bir altyapı oluşturmasına ve organizasyonel yapısını güçlendirmesine önemli katkılar sağlamıştır.

Zamanlama Zorlukları: A400M projesi, başlangıçta belirlenen takvimden sapmalar, teknik zorluklar ve kullanıcı ülkelerin özel gereksinimleri gibi bir dizi faktörün etkisiyle önemli gecikmeler yaşamıştır. A400M, sivil havacılık standartlarına uygun olarak tasarlanmış ve sertifikalandırılmış bir platformdur. Askeri görevler için gerekli ek özellikler, temel sivil tasarıma entegre edilmiştir. A400M, sivil havacılık standartlarına uygun olarak üretilmiş, ancak askeri amaçlarla tasarlanmış eşsiz bir uçaktır. Bu hibrit yapı, uçağa hem sivil havacılıktaki güvenlik ve konfor standartlarını, hem de askeri operasyonlarda ihtiyaç duyulan dayanıklılık ve çok yönlülüğü kazandırmaktadır. Bu hibrit güvenilir yapıya yazımızımızın daha önceki kısımlarında değindiğimiz üzere kolay ulaşılamamıştır; malesef ölümlü bir kazaya engel olunamamıştır. Avrupa Havacılık Güvenliği Ajansı (EASA) tarafından verilen sivil sertifika, A400M'nin güvenilirliğini ve uluslararası standartlara uygunluğunu teyit etmektedir.Uçağın birincil yapısı ağırlıklı olarak alüminyum alaşımlarından oluşurken, yüksek gerilimli bölgelerde (kanat-gövde birleşimi gibi) titanyum alaşımları tercih edilmiştir. Kompozit malzemeler (cam ve karbon fiber takviyeli plastikler) ise ağırlıklı olarak aerodinamik yüzeyler gibi düşük yük taşıyan bileşenlerde kullanılmıştır.Özellikle kullanıcı ülkelerin farklı ve spesifik operasyonel gereksinimleri, uçağın konfigürasyonunda çok sayıda özelleştirme ihtiyacı doğurmuş ve hem tasarım hem de üretim süreçlerinde karmaşıklığı artırarak maliyetleri yükseltmiştir. Bu durum, proje yönetimi açısından önemli dersler çıkarılmasını gerektiren bir deneyim olmuştur. Gelecekteki benzer projelerde, daha esnek ve modüler bir tasarım yaklaşımı benimsenerek, müşteri özel gereksinimlerine daha etkin bir şekilde cevap verilebilir.

Yukarıdaki fotoğrafta; A400M'nin yan kapı deflektörleri görülmekte, uçağın kargo bölümü ile dış ortam arasında aerodinamik bir bariyer oluşturarak, rampa ve yan kapılar açıkken oluşan türbülansı ve gürültü seviyesini önemli ölçüde azaltmak için tasarlanmıştır. Bu sayede paraşütçülerin atlayışları sırasında daha güvenli ve stabil bir ortam sağlanırken, havadan kargo bırakma işlemlerinin de daha hassas ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesi mümkün olur. Deflektörlerin aerodinamik profili, Airbus Defence tarafından yapılan kapsamlı analizler ve testler sonucunda optimize edilmiştir. Görsel kaynak Airbus Defence 

Yukarıdaki fotoğrafta, 13 Temmuz 2012 tarihinde çekilen, seri numarası MSN0006 olan A400M test uçağının yan kapı deflektörleri ve paraşütçü kapısı kapalı konumda net bir şekilde görülmektedir. Görsel, A380spotter tarafından paylaşıldı.

A400M Test Faaliyetleri ile ilgili yazımı okumadıysanız ilgili linki aşağıya bırakıyorum.

Türk Hava Kuvvetlerinin Askeri Kargo Uçaklarından Airbus A400M Atlas (Bölüm 8)

https://strasam.org/savunma/havacilik-ve-uzay-sanayii/turk-hava-kuvvetlerinin-askeri-kargo-ucaklarindan-airbus-a400m-atlas-bolum-8-3521

Bütçe Aşımı: Projenin ilerleyen aşamalarında, beklenmeyen maliyet artışları ve ek kaynak gereksinimleri ortaya çıkmıştır. Bu durum, proje bütçesinin aşılmasına ve proje ortakları arasında mali sorumluluk konusunda anlaşmazlıklara yol açmıştır.

Tedarik Zinciri Zorlukları: Projede yer alan çok sayıda tedarikçinin koordinasyonu ve yönetimi, beklenenden daha karmaşık bir süreç olmuştur. Tedarikçilerden kaynaklanan gecikmeler, kalite sorunları ve teslimat problemleri, projenin genel takvimini olumsuz etkilemiştir.

Politik Faktörler:

Çok uluslu savunma projeleri, siyasi ve ekonomik faktörlerin karmaşık bir örgüsü içinde şekillenir. A400M projesi de bu duruma tipik bir örnek teşkil ediyor.

Ulusal Çıkarların ve Önceliklerin  Çatışması: Projeye katılan ülkelerin birbirinden farklı askeri stratejileri ve ekonomik öncelikleri, karar alma süreçlerinde sık sık uzlaşmazlıklara yol açtı. Her ülkenin projede kendi ulusal çıkarlarını maksimize etme çabası, ortak bir vizyonun oluşturulmasını zorlaştırdı.  A400M projesine katılan Avrupa ülkelerinin, proje hedeflerine yönelik farklı öncelikleri bulunmaktaydı. Birleşik Krallık, 2004 yılından itibaren filosunu yenileme ihtiyacından dolayı, projenin zamanında tamamlanmasına büyük önem vermiş ve bu doğrultuda baskı uygulamıştır. Almanya ise, projenin maliyetini düşürmeye odaklanarak, bütçe disiplinini ön planda tutmuştur. İspanya, havacılık sanayisini geliştirme amacıyla projenin kendisine sağlayacağı teknolojik ve ekonomik faydalara odaklanmıştır. Fransa ise, hem Avrupa savunma sanayisinin güçlenmesi hem de ulusal havacılık endüstrisinin gelişimi hedefiyle projenin hayata geçirilmesine katkıda bulunmuştur.
Bütçe Kısıtlamaları ve Ekonomik Dalgalanmalar: Avrupa'da yaşanan ekonomik krizler, ülkelerin savunma bütçelerini doğrudan etkiledi. Bu durum, projenin finansmanında kesintilere ve tedarik zincirinde aksamalara neden olarak, tamamlanma sürecini uzattı.

Siyasi Değişimlerin Etkisi: Hükümet değişiklikleri ve siyasi önceliklerin değişmesi, projede sürekli bir belirsizlik yarattı. Yeni yönetimlerin farklı savunma stratejileri benimsemesi, projenin yönünü ve hedeflerini etkiledi.

Yukarıda sıraladığımız bu faktörlerin bir araya gelmesi, A400M projesini ciddi gecikmelere ve maliyet artışlarına sürükledi. Projenin bu kadar uzun sürmesi, müşteri ülkelerde hayal kırıklıklarına yol açarken, aynı zamanda rakip ülkelerin askeri havacılık alanındaki gelişmelerini de hızlandırdı.

Türkiye'nin A400M Deneyimi ve Elde Edilen Dersler

Türkiye, A400M projesine önemli bir üretim  ve proje ortağı olarak uçağın bazı kritik bileşenlerinin üretimini üstlenmiştir. Bu katılım, ülkenin havacılık sanayisine önemli bir katkı sağlamış ve teknolojik know-how transferini hızlandırmıştır. Ancak, projenin geliştirme sürecinde yaşanan gecikmeler ve maliyet artışları, Türkiye'nin hava kuvvetlerinin modernizasyon çabalarını doğrudan etkilemiş ve önemli stratejik planlamalarda gecikmelere yol açmıştır.

A400M projesindeki tecrübe ve deneyimlerimiz ışığında, büyük savunma projelerinde Türkiye gibi ülkelerin dikkate alması gereken kritik başarı faktörleri şöyle sıralanabilir.

Uluslararası çok ortaklı büyük ölçekli savunma projelerinde, başarıya ulaşmanın anahtarı gerçekçi hedef belirlemeden geçmektedir. Bu tür projeler, askeri teknolojilerdeki hızlı gelişmelerin entegrasyonu, farklı ülkelerden gelen çok sayıda paydaşın işbirliği ve sürekli değişen küresel siyasi ve ekonomik ortam gibi pek çok belirsizlikle doludur. Bu nedenle, proje başlangıcında belirlenen hedeflerin, bu belirsizliklere karşı dirençli ve değişen koşullara uyum sağlayabilecek kadar esnek olması gerekmektedir.

Çok uluslu savunma projelerinde, farklı ülkelerin katılımı, farklı ulusal çıkarlar, bürokratik engeller ve kültürel farklılıklar gibi çok boyutlu bir zorluklar ağına yol açmaktadır. Bu bağlamda, projenin başarıya ulaşabilmesi için, etkili koordinasyon ve iletişim mekanizmalarının projenin başlangıcından itibaren kurulması ve sürdürülebilir olması gerekmektedir.

Savunma projeleri, en son ve ileri teknolojiye sahip olma isteği,  tedarik zinciri kırılganlıkları ve uluslararası arenadaki değişkenliklerin (siyasi gelişmeler, ekonomik yaptırımlar, jeopolitik riskler, silah ticaret anlaşmaları, ittifak ilişkilerindeki değişkenlikler vb.) bir araya gelmesiyle oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu dışsal faktörler, projelerin zamanında ve bütçe dahilinde tamamlanmasını önemli ölçüde etkileyebilecek riskler oluşturmaktadır(projelerin maliyetini artırabilir, süresini uzatabilir ve hatta başarısız olmasına neden olabilir). Bu nedenle, projenin başından itibaren kapsamlı bir risk yönetimi yaklaşımı benimsenerek, olası senaryolar için önceden tedbirler alınması gerekmektedir.

Yerli sanayi kapasitesinin güçlendirilmesi, küresel savunma sanayiinde rekabet edebilmek için uluslararası işbirliklerinin önemini artırmaktadır. Uluslararası çok ortaklı büyük ölçekli savunma projelerine katılım yerli sanayinin uluslararası standartlara uygun hale gelmesini sağlayacak ve teknolojik bilgi birikimini artıracaktır. Bu süreçte, stratejik ortaklıklar kurulması, teknolojik transfer anlaşmaları imzalanması ve savunma  sanayimizin küresel değer zincirine entegre edilmesi, ülkemizin savunma sanayindeki konumunu güçlendirecektir. Kazanılan tecrübeler sayesinde iyi bir planlama yapılırsa özellikle savunma sanayi özelinde kritik sistemlerin yerli ve milli üretimi, dışa bağımlılığı azaltarak savunma sanayimizin sürdürülebilirliğini sağlanabilir.

Proje sözleşmeleri, kapsam, süre, maliyet, kalite ve risk gibi kritik parametreleri kapsayacak şekilde detaylı bir şekilde hazırlanmalı ve sözleşme boyunca etkin bir şekilde yönetilmelidir. Sözleşme yönetimi, değişiklik yönetimi, risk yönetimi ve performans değerlendirme gibi süreçleri içerir. Bu sayede, projenin hedeflerine uygun bir şekilde ilerlemesi sağlanır ve tarafların hakları korunur.
A400M projesi, Türkiye'nin savunma sanayii kapasitelerini geliştirme sürecinde önemli bir deneyim sunmuştur. Bu projede elde edilen başarılar ve karşılaştığımız zorluklar, gelecekteki savunma projelerinde daha etkin ve verimli sonuçlar elde etmek için değerli bir veri tabanı oluşturmaktadır.
Büyük savunma projelerinin karmaşıklığı ve kritik önemi göz önüne alındığında, proje yönetimi kapasitemizin sürekli olarak geliştirilmesi ve nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi elzemdir. Savunma sanayi projelerini yönetecek, teknik bilgiye sahip, stratejik düşünebilen ve liderlik vasıflarına sahip proje yöneticileri yetiştirmek, projelerin zamanında, bütçe dahilinde ve istenen kalitede tamamlanması için kritik öneme sahiptir. Proje yöneticilerini yetiştirmek ve sahip olmak yetmez; onları kaybetmemekte önemlidir. Aksi halde, projelerde gecikmeler, maliyet aşımları ve beklenmeyen sorunlarla karşılaşma riski artar.

Bu tür projelerin başarılı bir şekilde yürütülmesi için sivil ve askeri kurumlar arasında etkin bir işbirliği mekanizması oluşturulması gerekmektedir. Her iki tarafın da birbirinin uzmanlık alanlarına saygı göstermesi, ortak hedefler doğrultusunda çalışması ve hiyerarşik yapılar yerine eşitlikçi bir yaklaşım benimsemesi, bu tür projelerin başarılı olmasını sağlayacaktır.

Uluslararası savunma işbirliği platformlarında kurulacak stratejik ortaklıklar, savunma sanayimizin ihtiyaç duyduğu teknolojilere erişimimizi kolaylaştıracak, maliyetleri düşürecek ve riskleri paylaşmamıza imkan tanıyacaktır. Bu sayede, daha etkin ve verimli bir savunma sanayii sistemi oluşturabiliriz.

Sonuç

A400M projesi, modern askeri uçak geliştirmenin zorluklarını ve çok uluslu işbirliğinin karmaşıklığını gözler önüne seren önemli bir örnektir. Projenin karşılaştığı gecikmeler ve maliyet artışları, savunma sanayii projelerinde daha dikkatli planlama ve risk yönetimi yapılması gerektiğini göstermektedir. 
Yazı dizimizin yeni bölümünde, Türk Hava Kuvvetlerinin gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere envantere alınması düşünülen askeri kargo uçaklarının seçimi sürecindeki olasılıkları, bu olasılıklar üzerinden kriterleri ve bu seçimin Türk Silahlı Kuvvetlerinin lojistik kabiliyetlerine olan etkilerini değerlendireceğiz. Yeni bölümde görüşmek üzere.

Kaynakça

https://breakingdefense.com/2023/05/airbus-talks-a400m-airlifter-risks-sees-military-order-slump-from-q1-results/

https://www.themanufacturer.com/articles/airbus-faces-1-4bn-payout-a400m-delays/

https://www.ft.com/content/b02b65be-7d70-11e8-bc55-50daf11b720d

https://www.militaryaerospace.com/commercial-aerospace/article/14228988/technical-and-supply-chain-issues-cause-delays-cost-airbus-15b

https://mg.co.za/article/2009-11-05-govt-cancels-multibillionrand-airbus-contract/

https://www.bruxelles2.eu/en/2009/04/lairbusa400mlcause-lescausesduretarddossier/

https://planehistoria.com/airbus-a400m/

https://www.airforce-technology.com/news/occar-says-it-has-resolved-longstanding-issues-over-a400m-engine/

https://www.uted.org/fadec-nedir-

http://www.gateelektronik.com.tr/index.php/pages/view/50

https://www.france24.com/en/20091211-much-delayed-a400m-airbus-military-plane-maiden-test-flight

https://www.tei.com.tr/en/projects/design-engineering/tp400-d6-2586

https://www.defenceturkey.com/en/content/ground-for-reconciliation-sought-in-the-a400m-programme-1481

https://www.rfi.fr/en/economy/20190614-airbus-agrees-new-deal-delayed-a400m-troop-carrier

https://www.dw.com/en/airbus-a400m-military-transport-plane-hits-more-trouble/a-19158917

https://www.defense-aerospace.com/a400ms-turboshaft-engine-flies-on-c-130-test-bed/

https://breakingdefense.com/2023/05/airbus-talks-a400m-airlifter-risks-sees-military-order-slump-from-q1-results/

https://web.archive.org/web/20080501074845/http://www.a400m-countdown.com/index.php?v=2&spage=7

https://www.flightglobal.com/analysis-a400m-grizzly-bares-all/110038.article

https://www.aerospacetestinginternational.com/features/bear-necessities.html

https://www.airforce-technology.com/projects/fla/?cf-view

https://www.bbc.com/news/technology-33078767

https://www.bbc.com/news/world-europe-32673713

https://www.reuters.com/article/business/airbus-knew-of-software-vulnerability-before-a400m-crash-idUSKBN1D81BG/

https://asn.flightsafety.org/asndb/320300

Araştırmacı Yazar Burak ÖZCAN
Araştırmacı Yazar Burak ÖZCAN
Tüm Makaleler

  • 12.11.2024
  • Süre : 11 dk
  • 340 kez okundu

Google Ads