Türkiye Ay’a Neden Gitmiyor?

Uzay çalışmaları üzerine uluslararası bir konferans düzenlenmiştir ve her ülkeden ilgili bilim insanları bir araya gelmiştir. 

O sene ülkelerinde uzay konusunda yapmayı planladıkları şeyleri anlatırlar. 

Ruslar biz bu sene ayın karanlık yüzüne ineceğiz derler. 

Alkışlar, alkışlar…

Hintliler biz oraya zaten gittik, biz ayın karanlık yüzünde bir üs kuracağız derler.

Alkışlar, alkışlar…

Çinliler biz dünya yörüngesinde yeni bir uzay üssü kuruyoruz derler. 

Alkışlar, alkışlar…

Avrupalılar Mars programlarını anlatırlar. 

Alkışlar, alkışlar…

Amerikalılar biz sizin dediklerinizin hepsini yaptık, bu sene Jüpiter’i inceleyeceğiz derler. 

Alkışlar, alkışlar…

Bizimkiler de mecburen davete icabet etmişlerdir ve konferansa da ünlü bilim insanımız Temel’i ve yardımcısı Dursun’u göndermişlerdir.

Bilmeyenler için söyleyeyim, Temel uzay çalışmaları yanında biyoloji ile de uğraşmaktadır.

Meşhur teorisi olan pirenin bacaklarını koparınca kulakları duymuyor konusu üzerine bilimsel makalesini henüz yayınlamıştır.

Yardımcısı Dursun konferans sırasında meraklı Japon bilim insanlarına hocam gerçekten doğru söylüyor diye hocasını övmektedir, gözümle gördüm, bacaklarını koparınca pire duymadığı için zıplamadı diye deneyin detaylarını anlatır.

Temel konferansta diğer ülkelerin bunca uzay programını dinlerken gaza gelmiştir.

Sıra ona geldiğinde aniden aklına gelen bir fikirle biz bu sene güneşe gideceğiz deyiverir. 

Dinleyenler arasından bir iki alkış gelse de herkes şaşkın şaşkın birbirine bakmaktadır. 

Aradan birisi o şaşkın ses tonu ile güneş çok sıcak değil mi, yanarsınız orada, nasıl olacak o iş diye soruverir.

Temel hem biyoloji uzmanıdır hem uzay konularında ülkenin yetiştirdiği büyük değerlerden biridir, ancak asıl özelliği hazır cevap olmasıdır.

Soruyu sorana cevaben sorun değil der, biz güneşe akşam serinliğinde gideceğiz der!

***

Fıkra ile başlayayım dedim bugün, çünkü bugün fıkra gibi bir gün!

Sahi biz aya gitmiyor muyduk? 

Ne oldu o iş? Bilen var mı?

Şöyle sert bir şekilde bir dokunup geri gelecektik galiba yanlış hatırlamıyorsam aya! 

Bu konu halen daha gündemde mi?

Hayır! Şimdi Gazze sorunu var, bugün miting yapacağız, o iş daha sonra diyenleri duyar gibiyim.

Ben şaka yapmıyorum, ciddi ciddi soruyorum. 

Uzay programımız nasıl gidiyor bilen var mı?

Şimdi ekonomi kötü durumda, ülke yetmiş sente muhtaç kalmış, sen halen daha uzay diyorsun, ay diyorsun diyenleri de duyar gibiyim.

Balık hafızalı millet var nasıl olsa, at kafadan seçim zamanı vaatleri, sonra hemen unutur zaten bu millet demeyin.

Milletin arasında aya dört şeritli yol yapıldığına inananlar da olabilir. Zamanında biri böyle demişti yanlış hatırlamıyorsam, inanan olmuştur mutlaka.

Ama bu konu unutulacak gibi bir vaat değil! Ay maceramızı bekliyoruz.

Gerçi yapılan köprüler, otoban yollar için alınan geçiş ücretleri üzerine verilen sözler unutulmuştur denilerek artırılmaya kalkışılmıştı da, birileri hatırlatınca bu sene artmayacak denilerek geri vites yapılmak zorunda kalınmıştı. 

Cumhurbaşkanımızın talimatıyla mecburen yapılan zamları geri aldılar, yeni yılda, daha sonra artıracağız dediler.

Yani milletin hafızası o kadar da zayıf değil, gerektiğinde hatırlıyor verilen sözleri.

***

Evet, aya insansız yolculuğu ne zaman yapıyoruz?

Dedik ya ekonomi kötü durumda diye, Araplar bile para vermiyorlar, görmüyor musunuz? 

O yüzden o iş ertelendi gelecekte bir tarihe!

Ne yapacaksınız ki Arapların verdiği paraları? 

Türk Lirası yok mu? 

Neyinize yetmiyor Türk Lirası?

Ruslar uzaya çıkarken dışarıdan döviz mi dilenmişti de Yuriy Gagarin’i uzaya gönderebilmişti? 

Efendi gibi kendi rublesi ile gitti Yuriy Gagarin uzaya kadar!

Amerikalılar aya giderken yabancı dövize ihtiyaç duymuşlar mıydı?

Tamam, onların çok doları var, dolar zaten Amerikan parası

Yani onlar da kendi paraları ile gitmişler Ay’a kadar!

Amerikalılar aya falan gitmediler, yalan o söylenenler! Hem gidebilseler bile dönemezler ki! Nasıl dönecekler aydan? Hazırda füze rampası mı vardı ayda da geriye dönebildiler?

***

Neyse, şakası bir yana uzaya gidebilmek için yabancı paraya falan ihtiyaç yok! 

Uzay programları için kendi imkanlarınızın yeterli olması gerekiyor!

Nedir bu imkanlar?

Birincisi konuyu bilen yetişmiş insan kaynağınız olacak. Bunca üniversite var, ülkede uzay konusunda yetişmiş kadrolar vardır herhalde!

İTÜ’de uçak ve uzay bilimleri fakültesi var, diğer üniversiteleri bilmiyorum ama bu bile yeterlidir sanırım yetişkin kadrolar için!

Başka?

Füze yapabilmeniz gerekli!

Onca askeri teknoloji geliştirdik, sanırım uzaya kadar gidebilecek füzeler de yapabiliriz.

En azından bir sürü çelik fabrikamız var, kaynak yapmasını bilen de çok. 

Bence füze de sorun değil, beceririz. Hem füzeyi bor ile kaplarsak ısıya dayanımını da artırmış oluruz. Neticede borcam diye bir şey var, ısıya dayanımlı oluyor cama bor katınca. Füzelerde de işe yarayacağından ben eminim!

Başka?

Yakıt lazım! 

Yakıttan çok ne var ülkede. İman gücü ile yakıtı da hallederiz, merak etmeyin siz.

Ama uzaya tırmanmak için dünyada özel yerlere kuruluyor uzay rampaları, Türkiye uygun değilse rampa kurulması için ne yapacağız?

O da sorun değil, bu rampalardan biri Kazakistan’da değil mi? Kazakistan bir Türk devleti, değil mi? Yardım ederler herhalde fırlatma için. Hem en fazla tenge isterler ödeme gerekirse, onu da hallederiz aramızda bir şekilde. Türk parası verelim deriz, siz de Türksünüz, alın bu da Türk parası deriz. Kabul ederler herhalde.

Kısacası dövize falan gerek yok uzaya gidebilmek için. İman gücü yeterli. Yeter ki isteyelim, mutlaka gideriz.

Öyleyse ne bekliyoruz?

Niye uzaya gitmiyoruz?

Tamam, gidelim öyleyse, şu Gazze mitingini yapalım da, ardından hemen başlayalım çalışmalara.

Bu işi ertelemenin bir anlamı yok anlaşılan.

Ama gitmişken gerçekten güneşe gitmek lazım Temel’in dediği gibi.

Çok mu sıcak?

Sorun ettiğiniz şeye bakın, akşam serinliğinde gideriz, sıcak olmaz!

Not: NASA 2018’de “Parker Solar Probe” uzay aracını güneşe gönderdi zaten. Görevin adı “Touch the Sun (Güneş’e Dokun).

Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla.