Türkiye, F-16 Paketine 6,5 milyar yerine neden 23 milyar USD ödüyor? Yunanistan’a F-35 Veren ABD, Ege’de Dengeyi Neden Bozmak İstiyor? Türkiye’nin İzlemesi Gereken Strateji Nedir?
‘40 uçak ve 79 uçaklık kit’ olarak 2-3 yıldır gündemi meşgul eden bu paketin detayını da dün itibariyle öğrenmiş olduk. Ancak teklifte ifade edilen 23 milyar USD gerçekten nasıl hesaplandı, anlamakta zorluk çekiyorum.
Amerikan Dışişleri Bakanlığının F-16 Paketine İlişkin Teklifi Neleri Kapsıyor?
Amerikan Dışişleri Bakanlığı; 26 Ocak 2024, Cuma günü itibariyle Türkiye Cumhuriyeti'ne, 30 Eylül 2021 tarihindeki talebi doğrultusunda nihayet bir karar aldı. F-16 Uçaklarının Satışı ve Elde Mevcut Uçakların Modernizasyonu ile ilgili tahmini 23.0 milyar dolar bedelle olası bir Yabancı Askeri Satışını (Foreign Military Sales – FMS) onayladı. Amerikan Savunma ve Güvenlik İşbirliği Ajansı (Defence Security Cooperation Agency – DSCA) da Amerikan Kongresini bu olası satış kararı için bilgilendirdi. Cumhuriyetçilerin çoğunluğa sahip olduğu Temsilciler Meclisi’nin bu karara bir ‘engellemesi’ olup olmayacağını ise önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.
Amerikan Dışişleri Bakanlığının bu satış teklifi, ABD açısından bakıldığında Avrupa'da siyasi ve ekonomik istikrar için bir güç olan Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Müttefikinin hava yeteneklerini ve birlikte çalışabilirliğini geliştirerek ABD'nin dış politika hedeflerini ve ulusal güvenliğini desteklemeye hizmet etmektedir.
Bu satışla, Türk Hava Kuvvetlerinin envanterinde eski F-16 uçaklarının hizmet ömürlerinin sonuna yaklaşılmakta olduğu kabul ediliyor. Türkiye'nin F-16 uçak filosunu genişletmesine ve modernize etmesine olanak sağlayacak bir açılım olduğu için ‘onay verildi’ demeye getiriliyor. Yenilenmiş F-16 filosunun, Türk hava sahasının savunmasını ve bölgesel güvenliğini koruması, NATO Müttefikliğinin gereklerini (5. Madde) yerine getirmesi, NATO görevlerine katkıda bulunması, müttefik uçakları ve platformlarıyla Türk F-16’larının birlikte çalışabilirliğini (interoperability) sürdürmesi mümkün olabilecektir.
Bu Kadar Küçük Bir Satın Alma Paketi, Gerçekten 23 milyar USD Eder mi? Ederi Bu mudur?
‘40 uçak ve 79 uçaklık kit’ olarak 2-3 yıldır gündemi meşgul eden bu paketin detayını da dün itibariyle öğrenmiş olduk. Ancak teklifte ifade edilen 23 milyar USD gerçekten nasıl hesaplandı, anlamakta zorluk çekiyorum. Paketin detayına baktığımızda, 23 milyar dolar büyüklüğünde bir paket olmadığını değerlendiriyorum. Her ne kadar teklifte bunun tahmini bir değer olduğu, ilk gereksinimlere dayanan en yüksek tahmini miktar ve dolar değeri olarak görülmesi gerektiği yazıyor olsa da, gerçek dolar değerinin, nihai gereksinimlere imzalanan satış anlaşmasına/anlaşmalarına bağlı olarak daha düşük olmasını beklemiyorum. Olsa olsa bizim bazında birkaç kez yer alan 20 milyar USD civarında bir maliyeti Türkiye’nin karşılaması gerekecek gibi gözüküyor.
Kısaca pakete ve tahmini değerlerine birlikte bakalım:
40 adet F-16 40x63 milyon USD = 2 milyar 520 milyon USD
79 adet F-16 SLEP kiti 79x63/4 (15,75 milyon USD) = 1 milyar 244,25 milyon USD
(Açık kaynaklarda böyle bir bilgi bulunmamaktadır. Uçağın ömrünü uzatmaya yönelik bir modernizasyon olan SLEP uygulamasının bu nedenle maliyeti, fabrika üretim tool'ları hariç uçak başına dörtte bir yeni uçak parası alınmıştır. Bu kapsamda uçak başına SLEP uygulaması 15,75 milyon USD'ye mal olacaktır. Yalnız Türkiye'nin daha önce ABD ile birlikte yürüttüğü F-16 modernizasyon programları olmuştur ve oradaki fiyatlar, uçak başına bu ifade ettiğim rakamın çok altında gerçekleşmiştir.)
48 adet F110-GE-129D motoru 48x4 milyon USD = 192 milyon USD
149 adet AESA radarı 149x5 milyon USD = 745 milyon USD
(AESA radarı SLEP uygulaması içinde de modernizasyona dahil edilebilir. Büyük kalem olacağı öngörüsüyle AESA ayrı bir kalem olarak hesaplanmıştır.)
168 adet EH paketi 168x3 milyon USD = 504 milyon USD
(Elektronik harp ugulaması da, ayrı hesaplanmıştır. Bu kullanılacak sisteme göre değişen fiyatlarda olabilir. Yine SLEP içine dahil edilen bir kalem de olabilir.)
952 adet AMRAAM C-8 952x1 milyon USD = 952 milyon USD
(AMRAAM benzeri füzelerin fiyatı bir ülkenin füzelerle birlikte ihtiyaç duyduğu altyapı, lojistik destek, yedek parçalar, eğitim, füzenin ömür döngüsü boyunca bakım ve ilave modernizasyonlar vb. dikkate alındığında, ülkeden ülkeye satış fiyatları değişebilmektedir. Örneğin Almanya'ya satılan bu füzelerin tanesi 2,9 milyon USD iken, Suudi Arabistan'a satılanlar 2.3 milyon USD olarak tahmini bedel olarak DCSA belgelerinde yer almaktadır. Kesin bedelin bu rakamlardan düşük olması beklenir. Türkiye açısından bakıldığında, Türkiye'nin eğitim, lojistik vb. altyapısı AMRAAM için fazlasıyla mevcuttur. Bu füzelerden 1996 yılında tedarik edildiğinde, tanesine 400.000 USD ödenmiştir. Bazı açık kaynaklarda şimdilerde 1 milyon civarında olduğu yer almaktadır. Buna göre hesaplama yapılmıştır.)
96 adet AMRAAM güdüm kiti 96x250 bin USD= 24 milyon USD
(Elde mevcut bazı füzeler için istenen güdüm kiti için istenen rakamdır. Yine açık kaynaklarda net bir fiyat bilgisi bulunmamaktadır.)
864 adet GBU-39 864x40 bin USD = 34,56 milyon USD
96 adet AGM-88B HARM 96x284 bin USD = 27,264 milyon USD
96 adet AGM-88E AARGM 96x870 bin USD = 83,520 milyon USD
401 adet AIM-9X Blok II 401x381 bin USD = 152,781 milyon USD
12 adet AIM-9X CATM 12x209 bin USD = 2,508 milyon USD
1434 adet JDAM kiti 1434x36 bin USD = 51,624 milyon USD
1.050 adet FMU-152 tapa 1050x2.300 USD = 2,415 milyon USD
Modernizasyon fabrika tool’ları Tahmini 150 milyon USD
Toplam Öngörülen Maliyet 6 milyar 687 milyon USD
Bu hesaplamanın bazı fiyatlandırmalar yönüyle farklı olabileceğini değerlendiriyorum. Örneğin, 1 milyon USD olarak öngörülen AMRAAM için eğer 2 milyon USD isteniyorsa, paketin tahmini bedeli 7 milyar 639 milyon USD olabilir. Her durumda paketin fiyatı telaffuz edilen rakamın üçte birine karşılık gelecektir.
Bir bilgi olarak, 2021 yılında Tayvan'a 66 adet F-16 Blok-70 Viper uçağı (bize önerilen motor, AESA radar, Elektronik harp, IRST, sniper pod vb. yetenekler ve bazı silahlar dahil) için istenen bedel 8 milyar USD idi. Tayvan bizden 26 adet daha fazla yeni F-16 satın alıyorken bile ödeyeceği rakam buydu. Biz özünde 40 uçaklık bu F-16 paketi için neden fazla ödeme yapmak durumunda bırakılıyoruz. Bana aklı selim birisi (Amerikalı da olabilir) bu paketin nasıl 23 milyar USD edebildiğini, ederinin bu olduğunu anlatıversin lütfen.
Türk-Yunan Dengesi F-35'lerle Birlikte Yunanistan Lehine Bozuluyor
Bu arada teklif yazısında yer alan bir ifade var. "Bu ekipman ve desteğin önerilen satışı bölgedeki temel askeri dengeyi değiştirmeyecektir (The proposed sale of munitions will not alter the basic military balance in the region)."
Bu ifade belki biraz rahatsız edici bulunabilir. Ancak bu ifade, ABD’nin tüm askeri satışlarında kullandığı ‘klişe’ bir cümledir. Ama gerçek olan şu ki, Yunanistan’a da 40 adetlik F-35 satışına izin veriliyor olması, bölgedeki askeri dengeyi şüphesiz bozucu bir rol oynayacaktır.
F-35 ile F-16 arasında ‘dağlar kadar’ fark vardır. Bakmayın siz öyle F-35’leri kötüleyen tayfanın yazıp çizdiklerine. F-16 Blok 70/72 Viper versiyonu şimdilik ‘idare eder’ diyebileceğimiz bir uçaktır. Geçtiğimiz 50 yıl boyunca F-16 nasıl dominant bir savaş uçağı olarak görev yapmış ise, şimdi sırada F-35 ve sonrasında 6. Nesil savaş uçağı NGAD olacaktır. Aksini iddia etmek, bilime kılıç çekmektir.
Amerikan yapımı F-16 ve F-35 savaş uçakları dünyanın en önde gelen savaş uçakları arasında yer alıyorlar. Her iki uçak da askerî havacılık açısından birer dönüm noktasını temsil ediyorlar. İlk uçuşunu 20 Ocak 1974 tarihinde gerçekleştiren ve bugüne kadar 4.600 civarında üretilen, halen de F-16 Viper versiyonuyla üretimi devam eden dördüncü nesil savaş uçağı F-16, yarım asırdır Batı blokunda yer alan birçok ülkenin Hava Kuvvetleri tarafından kullanılagelmektedir. Gelişen mimarisiyle, kazandığı yeni yeteneklerle birlikte ele alındığında, F-16 savaş uçakları, en azından önümüzdeki 20 yıllık dönemde de bilinen kısıtlarıyla birlikte görev yapma potansiyeli olan bir uçaktır.
İlk uçuşunu 15 Aralık 2006 tarihinde gerçekleştiren ve bugüne kadar yaklaşık 1.100 adet üretilen, nihai planda 3.500 civarında üretilmesi planlanan beşinci nesil savaş uçağı F-35, birçok ülkenin hava kuvvetleri tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Geleceği temsil eden F-35, özellikle görünmezlik teknolojisine sahip olması yönüyle çok rollü, çok maksatlı bir platformdur. F-35, geleceğin F-16’sıdır denilebilir.
F-35 gibi 5. nesil uçaklardan beklenen temel özellik nedir?
“Beşinci nesil uçaklar, öncelikle, radar, kızılötesi sensörler ve görsel durumsal farkındalık araçları gibi düşük görünürlüklü tasarım özellikleri ve düşman sistemlerinin uçağı tespit etme, izleme ve angaje olma yeteneğini geciktiren veya engelleyen kendini koruma ve radar karıştırma yetenekleriyle donatılmış olmalıdır. Ayrıca bu uçaklar gelişmiş sensörlere ve bu bağlamda sensör füzyonuna (çoklu spektral sensörlerinden gelen verilerle birlikte diğer platformlardan iletilen verileri otonom olarak birleştiren ve bunları pilotun kullanımına sunmadan önce belirli bir algoritmaya göre önceliklendiren, pilot için gerçek zamanlı taktik hava resmini sunan ve görev sonrası analiz için veri indirme yeteneği sağlayan) ve sensörlerle entegre görev yapan gelişmiş aviyoniklere sahip olması, ağ merkezli harekât gerekliliklerini karşılaması beklenir. Olabildiğince dronlarla görev yapması, silahlı dronlara görev komutanlığı yapması istenir.”
Halihazırda Yunanistan envanterindeki 84 adet F-16 Blok 52/52+ uçağını ABD’nin Lockheed Martin firmasının yardımıyla Blok 72 (F-16 Viper) modernizasyonuna (AN/APG-83 AESA radar, Auto-GCAS, yeni link ve EH sistemleri, IRST podları, dijital kokpit yetenekleri vb.) tabi tutuyor. Projenin toplam maliyeti 2 milyar 400 milyon USD. Yunanistan envanterindeki diğer 70 civarındaki F-16 Blok 30 ve 50’leri Blok M (CCIP modernizasyonu) yapma gayretini devam ettiriyor. Fransa’dan 24 adet Rafale uçağını satın aldı. Hepsi F4R ayarında olmasa da bu uçakların zaman içerisinde hepsinde AESA radarı olacak. Şimdi 40 adet F-35 satın alınma yoluna giren Yunanistan’la Türkiye arasındaki denge, ‘hava üstünlüğü’ boyutunda gerçekten Yunanistan lehine değişmeye başladı.
Yunan Hava Kuvvetleri açısından öne çıkan toplam yetenek kazanımı, eğer F-16 V modernizasyon programı da zamanında biterse, 2027 + sonrasındaki yıllarda önemli derecede artacaktır.
Yunanistan, yaklaşık 125 civarı SABR ve/veya AESA radarlı uçağındaki diğer yeteneklerle birlikte F-35’lerle ağ merkezli harekât icra edebilecek imkana da kavuşacaktır. Bu uçakların asgari 2050 yılına kadar aktif kullanım ömrü olacağı düşünüldüğünde, ciddi sayıda modern bir uçak filosu Yunanistan’ın hizmetinde olacaktır. F-35 ise en az 2070 yılına kadar kullanılabilecektir.
Bu şartlar altında ABD, Ege Hava Sahasında hangi dengeden bahsediyor? Laf-u güzaf.
Türkiye, Yunanistan’a karşı hava üstünlüğünü tekrar kazanmak için ne yapabilir?
Siyasi mülahazalara girmek istemiyorum. Eksen kayması, S-400 alımı, Batı Blokundan kopma olasılığı, F-35 programından çıkarılma gibi başlıkları tartışmak gerekiyor ama bu yazımın konusu değil.
Askeri yardımlarda Türkiye ile Yunanistan arasında 7’ye 10 oranını ‘değişmez sabit katsayı’ olarak kullandığı bilinen ABD’nin, bundan böyle açık bir şekilde Yunanistan lehine kararlar almaktan, askeri satışlarda Türk-Yunan askeri dengesini değiştirmeye yönelik adım atmaktan geri kalmayacağı anlaşılıyor. Bu gerçeğin altı kalın bir çizgiyle çizilmeli, siyaset buna göre ABD karşısında konumlanmamızı sağlamalıdır. Yalnız mutlaka bilinmelidir ki, askerî açıdan gidişatımız hiç de hayra alamet değildir.
Yunanistan Karşısında Nitelik Yerine Nicelik Stratejisi İzlenebilir mi?
Türkiye, nitelik yerine nicelik ağırlıklı bir üretim ve denge stratejine geçiş yapmak durumdadır. Ne demek istiyorum?
Yunanistan’ın elinde bulunacak olan artı değeri, F-35 uçakları ve bir ölçüde Rafale uçaklarıdır. Artık kesinkes anlaşılmıştır ki, Türk Hava Kuvvetlerinin F-35’i envanterine katma olasılığı neredeyse kalmamıştır. Öte yandan Türk havacılık ve uzay sanayisinin halihazırda sahip olduğu teknoloji hazırlık seviyesi, beşinci nesil, F-35 ayarında bir savaş uçağı üretmek için yeterli değildir. Bu seviyeye belki 2040’lı yıllarda ancak erişilebilecektir. Ancak o yıllarda da 6. nesil uçak üretemeyen sınıfta kalacaktır. Bu gerçeklik öncelikle kabul edilmeli, hamaset bir kenara bırakılmalıdır.
TUSAŞ, savunma sanayimizin ana paydaşlarıyla birlikte Amerikan motorlarını kullanarak 2030’lu yılların başında Güney Kore yapımı KF-21 ayarında bir uçağı, Nesil olarak 4,5 ayarında bir savaş uçağını üretebileceğini değerlendiriyorum. Bunu da mevcut şartlar içinde bir başarı olarak görüyorum. Ama bu başarı bizi bir yerlere taşımak için yeterli gelmeyecektir.
Bu durumda ne yapılabilir?
Milli Muharip Uçak (MMU) (TF-23 Kaan) Üretimi:
TF-23 Kaan’dan asgari 120 uçak 2032 yılına (40 adet F-35 paketinden son F-35’in Yunanistan’a teslim edildiği yıl) üretilmesi hedeflenmelidir. Böylece F-35’ler karşısında en azından 1’e 3 oranının yakalanması, nitelik üstünlüğünü elde edemesek bile bize nicelik üstünlüğünü getirecektir. Burada bizi sıkıntıya sokabilecek en büyük handikap, jet motoru geliştirme hızımızın yavaş olması ve bizi Amerikan F-110 motorlarına bağımlı kılacak bir TF-23 Kaan motoru tedarik politikamızın varlığıdır. Alternatif bir motor bulmak durumundayız. Değilse nicelik üstünlüğü bile yakalamamız olası değildir.
Amfibi Hücum Gemilerinden Operasyon Yapabilecek Uçak/SİHA Üretimi
Yunanistan’ın en kuvvetli yanı Ege’deki adaları birer uçak gemisi gibi kullanma ve buradan Türk ana karasından gelen savaş uçaklarının Yunan ana kıtasını olabildiğince deniz üzerindeyken önleme kapasitesinin olmasıdır. En zayıf yanı ise, denizden kuşatmaya açık bir coğrafyasının olmasıdır. Bu nedenle son SSİK kararındaki uçak gemisini geliştirme maksadına hizmet edecek kavramsal tasarım çalışmasının önünün açılmasını çok değerli ve önemli buluyorum. Şimdiki şartlarda TCG Anadolu ve TCG Trakya amfibi hücum gemileri, bu ‘küçük uçak gemilerinden operasyona uygun hava platformlarını geliştirebilmemiz halinde bize büyük bir kuvvet çarpanı avantajı sağlayacaktır. Kanaatimce gerçek manada bir uçak gemisini 2035’li yıllara kadar yapamazsak bile, ilave amfibi hücum gemileri üretilme yoluna gidilebilir.
Kızılelma ve Anka-III Benzeri İMHA’ların Üretimi
Kızılelma ve Anka-III gelecek vaat eden insansız hava araçlarımızdır. Bunların şüphesiz daha gelişmişleri, süpersonik süratte uçabilen İMHA (insansız muharip hava aracı)(UCAV- Unmanned Combat Air Vehicle) versiyonlarını üretebilecek kapasiteye 2030 yılından önce ulaşabileceğimizi değerlendiriyorum. Ayrıca, TF-23 Kaan ile entegre, otonom harekât yapabilecek Türk yapımı İMHA’ların varlığı tüm dengeleri Türkiye lehine değiştirmek için ayrıca önem arz ediyor. Dolayısıyla Yunanistan’ın ikinci zayıf karnı İMHA türü hava platformlarında Türkiye’nin oldukça gerisinde olmasıdır. Satın alma yoluna gidebilir ancak Türkiye’nin sahip olduğu üretme hızı ve ulaşabileceği nicelik üstünlük karşısında çok şansı olamayacağına inanıyorum.
Silah ve mühimmat üretiminde yakaladığımız seviye ‘tatminkâr’ ancak yeterli değildir. Bunun en büyük göstergesi, bu pakette yer alan silahlar ve hatta tapaların varlığıdır. Hava üstünlüğünde denge için hiç olmazsa iyi bir radar (AESA) ile Gökdoğan ve Bozdoğan hava hava füzelerinin yeterli nitelikte ama mutlaka nicelik olarak ‘pilotun düşünmeden atabileceği sayıda’ üretilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Sonuç
Anlaşıldığı kadarıyla ABD, gecikmeyle de olsa Türkiye’ye talep ettiği 40 uçaklık F-16 paketini vermeyi ciddi ciddi değerlendiriyor. Ancak bunun garantisi yok. Biden yönetimi giderayak böyle bir karara imza atmak istemeyecektir. Bir şekilde Kongre devreye girecektir. Bu nedenle ABD tarafında kesin satış kararı için 2024 seçim sonucunun bekleneceğine inanıyorum.
Bu arada ABD’nin Yunanistan’a 40 adetlik F-35 paketi için müsaade etmesini Türkiye’ye satılacak F-16’lardan daha önemli ve stratejik bir karar olarak görüyorum. ABD, teklif metninde yer alan Türkiye’ye F-16 satışının bölgedeki temel askeri dengeyi değiştirmeyeceği ifadesine bağlı kaldığını görmekle birlikte, F-35 satışıyla da askeri dengeyi Yunanistan lehine değiştirdiğini anlıyorum. Dolayısıyla ABD’nin bilerek ve isteyerek gütmeye başladığı ‘dengesizlik siyasetinin’ mutlaka savunma sanayisinde takip edebileceğimiz yeni bir strateji ile aşılmasına ihtiyaç bulunuyor. TF-23 Kaan dahil bazı kritik platform projelerine baktığımızda, teknolojik boyutta nitelik olarak gereksinimleri karşılamakta zorlanacağımız açıktır. Bu nedenle olabildiğince nitelik ve ama mutlaka nicelik olarak çok sayıda uçağın üretilmesi yönünde bir strateji değişikliğine gitmemiz gerekiyor. Zira, askerî tarihin işaret ettiği üzere, “nicelik de bir savaş stratejisidir!” Kısa sürede çok sayıda MMU ve İMHA üretebilmemiz gerekiyor.
Kaynakça
Defense Security Cooperation Agency, NEWS RELEASE, Türkiye – F-16 Aircraft Acquisition and Modernization, http://www.dsca.mil
TÜRKIYE – F-16 AIRCRAFT ACQUISITION AND MODERNIZATION, https://www.dsca.mil/press-media/major-arms-sales/turkiye-f-16-aircraft-acquisition-and-modernization
Tayvan'a F-16 satışı ve paket içeriği, https://www.govinfo.gov/content/pkg/FR-2022-03-03/pdf/2022-04482.pdf
İsrail'e mühimmat satış paketi içeriği, https://www.dsca.mil/press-media/major-arms-sales/israel-munitions
US approves $650m AIM-120C AMRAAM missiles sale to Saudi Arabia, https://www.airforce-technology.com/news/us-aim-120c-amraam-missiles-sale/?cf-view&cf-closed
GERMANY – AIM-120C-8 ADVANCED MEDIUM-RANGE AIR-TO-AIR MISSILES (AMRAAM), https://www.dsca.mil/press-media/major-arms-sales/germany-aim-120c-8-advanced-medium-range-air-air-missiles-amraam
Matthew Lee, US approves sale of F-16 jets to Turkey, F-35s to Greece, The Associated Press, https://www.defensenews.com/global/europe/2024/01/27/us-approves-sale-f-16-jets-to-turkey-f-35s-to-greece/