Site İçi Arama

savunma

Umudu Bir Yönteme Dönüştürebildik, Türk Havacılığının Altın Çağı Başladı, Gökyüzü Artık Sınır Değil, Bundan Sonra Daha Büyük Oynamalıyız, Nasıl?

Umudun bir yönteme dönüştürülmesinin meyvelerini 29 Aralık 2013 tarihinden itibaren almaya başladık, 21 Şubat 2024 tarihinde “altın vuruşumuzu yaptık”, artık gerisi ivmelenerek gelecektir.

Anka 30 Aralık 2020, Hürkuş 29 Ağustos 2013, TB2 29 Nisan 2014, Akıncı 6 Aralık 2019, Aksungur 20 Mart 2019, Kızılelma 14 Aralık 2022, Hürjet 25 Nisan 2023, TB3 27 Ekim 2023, Anka-3 28 Aralık 2023, KAAN 21 Şubat 2024. 

Son 10 yılda gökyüzü ile buluşan uçan platformlarımızı yukarıda sıraladık, helikopter de bir uçaktır ama makalemize sadece sabit kanatları dahil ettik. Elbette füzelerimizi de unutmamak gerekir.

1900’lü yılların başlarında kendi uçağımızı yapmanın ve uçurmanın hayalini kurmaya başladık ve bunu onar yıllık dönemler içinde 1950’lere kadar gerçekleştirdik de. 1950’lerden sonra havacılık sevdamız körelmeye başladı ama 1974 ambargosu ile kabusumuzdan uyandık ve tekrar kendi uçağımızı yapmanın ve uçurmanın hayalini kurmaya başladık.

F-16 sisteminin tedariki bizi bu konuda çok ivmelendirdi. Bu uçağı kendisi üreten (montaj eden değil) üç ülkeden birisi olmamız (ABD, Türkiye, Güney Kore) bize çok ciddi bir altyapı kazandırdı. Biz F-16’nın dikey stabilizesi hariç tüm yapısal komponentlerini kendimiz imal ettik ve bu komponentler ile ana gövdeyi oluşturduk. Bu işlemler; yapana muazzam bir bilgi ve tecrübe kazandırırlar. Akabindeki F-4 ve F-5 modernizasyonları, Atak helikopterinin ülkemizde üretimi, F-16, F-4 ve Atak’ın OFP yazılımlarına vakıf olmamız ve onları geliştirmemiz de havacılık birikimimize çok şeyler kattı.

Umudun bir yönteme dönüştürülmesinin meyvelerini 29 Aralık 2013 tarihinden itibaren almaya başladık, 21 Şubat 2024 tarihinde “altın vuruşumuzu yaptık”, artık gerisi ivmelenerek gelecektir.

Peki havacılığın büyük oyuncularından olabilmek için neleri yapmalıyız?

Önce hava gücümüzü bir an önce güçlendireceğiz, bunun ekonomik boyutunu bir süre dert etmemeliyiz, ancak hava gücümüzü takviye ettikten sonra, kazandığımız bu kabiliyetin maliyet-etkin olmasını sağlamalı, hatta bu kabiliyetten ilave para, güvenlik ve prestij de sağlamalıyız.

Paylaşabileceğimiz ülkeler ile kazanımlarımızın uygun gördüğümüz kadarını paylaşmalı karşılığında ekonomik karşılığını da muhakkak almalıyız. Türk Cumhuriyetleri, Afrika Ülkeleri ve bazı orta ve uzak doğu ülkeleri ciddi potansiyel müşterilerimizdir.

Şu an yumuşak karnımız “jet motorları teknolojisidir”, bu konunun üzerine çok ciddi olarak gitmeliyiz.

Gerek yapısal olarak uçaklar gerekse bu uçakların motorları ve aviyonikleri, temelde malzeme bazlı sistemlerdir. Malzeme bilimi, teknolojisi ve endüstrisi üzerine taktik ve stratejik olarak eğilmeliyiz.

Genel ve özel endüstrimizi (topyekûn sanayimizi) geliştirmeyi, taktik ve stratejik hedef olarak en önemli ve öncelikli kategoriye almalıyız.

Gerçek anlamda sanayileşmiş toplumlar, yürüyen, yüzen, uçak platformları; etkin, maliyet-etkin yapabilirler, üstelik bu platformlardan ciddi ekonomik faydalar da sağlarlar.

Havacılığımızın irtifa kaybetmemesi dileğiyle.

Araştırmacı Yazar Raif BİLGİN
Araştırmacı Yazar Raif BİLGİN
Tüm Makaleler

  • 23.02.2024
  • Süre : 3 dk
  • 4064 kez okundu

Google Ads