Site İçi Arama

savunma

Körfez Savaşı ve M1 A1 Abrams Ana Muharebe Tankı (Bölüm 2)

M1A1 Abrams tanklarının Körfez Savaşı'ndaki rolünü ve başarısını tam olarak değerlendirebilmek için, bu tankların konuşlandırıldığı muharebe ortamını, karşılaştıkları tehditleri ve koalisyon güçlerinin genel stratejisi içindeki yerini anlamak hayati bir öneme sahiptir.

Bu dizinin ilk bölümü, M1A1 Abrams tankının Körfez Savaşı öncesi gelişimini ele almaktadır. İlgili bölüme aşağıdaki bağlantıdan erişilebilir.

https://strasam.org/savunma/kara-silah-ve-sistemleri/korfez-savasi-ve-m1-a1-abrams-ana-muharebe-tanki-bolum-1-3595

Kapak fotoğrafı; Çöl Fırtınası Harekâtı sırasında, 7. Kolorduya bağlı 1. Zırhlı Tümenin 3. Tugayı'na ait M1A1 Abrams Ana Muharebe Tankları (MBT) ve iki adet M998 Yüksek Hareket Kabiliyetli Çok Amaçlı Tekerlekli Aracı (HMMWV), Kuzey Kuveyt çölünde intikal halindeyken görüntülenmektedir. Görsel Kaynak: National Archives

Bu yazı dizisinin ikinci bölümünde, Irak'ın Kuveyt'i işgali ile başlayan ve uluslararası bir koalisyonun askeri müdahalesiyle sonuçlanan Körfez Savaşı'na giden olaylar zinciri, stratejik ve taktiksel bir perspektiften ele alınacaktır. Modern savaşların karmaşıklığı ve ölçeği göz önüne alındığında, lojistik faaliyetler harekâtın başarısında kritik bir rol oynamaktadır. Körfez Savaşı da bu gerçeği açıkça ortaya koymuştur. Bu savaşta, yüzbinlerce askerin ve milyonlarca ton malzemenin binlerce kilometre ötedeki bir cepheye taşınması, ikmali ve idamesi, lojistik uzmanlar için eşi görülmemiş bir meydan okuma oluşturmuştur. Bu bölümde Körfez Savaşı'ndaki lojistik faaliyetleri genel hatlarıyla ele alacağız. Muharebe operasyonlarının etkinliği, yalnızca taktiksel başarılarla değil, aynı zamanda etkili lojistik destekle de yakından ilişkilidir. Bu bağlamda, ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin, Irak ordusunu Kuveyt'ten çıkarmak amacıyla uyguladığı hava ve kara harekatı stratejileri, operasyonel planlamaları ve taktiksel yaklaşımları incelenecektir.

M1A1 Abrams tanklarının Körfez Savaşı'ndaki rolünü ve başarısını tam olarak değerlendirebilmek için, bu tankların konuşlandırıldığı muharebe ortamını, karşılaştıkları tehditleri ve koalisyon güçlerinin genel stratejisi içindeki yerini anlamak hayati bir öneme sahiptir. Bu nedenle, öncelikle savaşın genel çerçevesini çizmek ve koalisyon güçlerinin stratejilerini incelemek gerekmektedir.
1990-1991 Körfez Savaşı'nda, 2 Ağustos 1990’ da Kuveyt'in Irak tarafından işgaline verilen uluslararası tepki iki temel Harekâtı  şekillendi: Çöl Kalkanı Harekâtı   ve Çöl Fırtınası Harekâtı .

Çöl Kalkanı Harekâtı  (Ağustos 1990 - 17 Ocak 1991): Irak'ın Kuveyt'i işgalinden beş gün sonra, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George H.W. Bush, Suudi Arabistan'ın savunmasını ve Kuveyt'in kurtarılmasını amaçlayan Çöl Kalkanı Harekatını başlattı. Bu harekat, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararları doğrultusunda 39 ülkeden oluşan bir koalisyonun kurulması ve bölgedeki Amerikan askeri varlığının önemli ölçüde artırılmasıyla sonuçlandı.

Çöl Fırtınası Harekâtı  (17 Ocak - 28 Şubat 1991): Çatışmanın askeri aşaması olan Çöl Fırtınası Harekatı, koalisyon güçlerinin Irak'taki stratejik hedeflere yönelik yoğun hava bombardımanıyla başladı. "Akıllı bombalar" olarak bilinen hassas güdümlü mühimmatın yaygın olarak kullanıldığı bu harekat, Ortak Genelkurmay Başkanı General Colin Powell ve Merkez Komutanı General Norman Schwarzkopf'un stratejik liderliğinde yürütüldü.

1990-1991 Körfez Savaşı'nda Irak'a karşı oluşturulan uluslararası koalisyon, geniş bir coğrafyadan 39 ülkenin katılımıyla şekillenmiştir. Bu koalisyonun üyeleri şu şekildedir: Afganistan, Arjantin, Avustralya, Bahreyn, Bangladeş, Belçika, Kanada, Çekoslovakya, Danimarka, Mısır, Fransa, Almanya, Yunanistan, Honduras, Macaristan, İtalya, Kuveyt, Fas, Hollanda, Yeni Zelanda, Nijer, Norveç, Umman, Pakistan, Polonya, Portekiz, Katar, Suudi Arabistan, Senegal, Sierra Leone, Singapur, Güney Kore, İspanya, İsveç, Suriye, Türkiye, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Arap Emirlikleri.

Koalisyon güçlerine toplamda 28 ülke tarafından yaklaşık 670.000 askeri personel sevk edilmiştir. Bu askeri katkının büyük çoğunluğu, 470.000 personel ile Amerika Birleşik Devletleri tarafından sağlanmıştır.

Yukarıdaki fotoğrafta; Bir M1A1 Abrams ana muharebe tankı (orman yeşili kamuflaj deseniyle), Çöl Kalkanı Harekâtı esnasında Basra Körfezi'ndeki bir limanda, Ready Reserve Force (RRF) yük gemisi USNS Cape Mendocino (T-AK-5064)'ten bir vinç yardımıyla  karaya çıkarılıyor. Görsel kaynak: Birleşik Askerlik Hizmeti Dijital Fotoğraf Arşivleri.

Körfez Savaşı (1990-1991), modern askeri tarihin en büyük lojistik zorluklarından birini temsil etmektedir. Çöl Fırtınası Harekatı olarak bilinen koalisyon operasyonu, yüz binlerce askerin ve milyonlarca ton malzemenin, binlerce kilometre mesafedeki bir çöl ortamına konuşlandırılması, idamesi ve yeniden konuşlandırılmasını gerektirmiştir.  

2 Ağustos 1990'da Irak'ın Kuveyt'i işgali, uluslararası bir koalisyonun askeri müdahalesini tetikleyen önemli bir olaydır. ABD liderliğindeki bu koalisyon, Suudi Arabistan'da büyük ölçekli bir askeri güç toplama sürecine girmiştir. Bu operasyonun lojistik boyutu, coğrafi uzaklıklar, zorlu iklim koşulları ve altyapı eksiklikleri gibi faktörler nedeniyle eşi benzeri görülmemiş zorluklar ortaya çıkarmıştır.
Lojistik operasyonların yönetiminden Tümgeneral William "Gus" Pagonis sorumlu olmuştur. Lojistik yapısı, tedarik zincirinin her aşamasını kapsayan karmaşık bir organizasyonu içermektedir. Bu yapı aşağıdaki başlıkları kapsamaktadır:

Tedarik ve İkmal: ABD ve müttefik ülkelerden malzeme ve ekipman tedariki.

Taşıma: Deniz, hava ve kara yoluyla personel ve malzemenin nakliyesi.

Depolama ve Dağıtım: Bölgedeki üslerde malzeme depolama ve cephe birliklerine dağıtım.

Bakım ve Onarım: Araç, ekipman ve silahların bakımı ve onarımı.

Sağlık Hizmetleri: Askeri personelin tıbbi bakımı ve tahliyesi.

Körfez Savaşı; sofistike,  çetrefilli çok aşamalı çok yönlü bir askeri harekâttı. Körfez Savaşı, birbiriyle bağlantılı bir dizi operasyonel aşamadan oluşmaktaydı. Bu aşamaların etkin bir şekilde yönetilmesi, savaşın stratejik hedeflerine ulaşılması için zorunluydu. Özellikle lojistik konuşlandırma aşaması, operasyonel etkinliğin temelini oluşturmuştur. Bu nedenle, aşağıda bu aşamanın süresi ve niteliği hakkında bilgiler verilecektir.

1. Acil Durum Aşaması (0-7 Gün) Tarih: 6 Ağustos 1990 - 14 Ağustos 1990

Körfez Savaşı'nın tetikleyicisi olan Irak'ın Kuveyt'i işgali (2 Ağustos 1990) sonrasında, uluslararası toplumun hızlı ve kararlı bir yanıt vermesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, savaşın ilk evresi olan 'Acil Durum Safhası' büyük önem taşımaktadır. 6 Ağustos 1990'da başlayan ve 14 Ağustos 1990'a kadar devam eden bu kritik dönem, krizin tırmanmasını engellemek ve olası bir askeri müdahaleye zemin hazırlamak amacıyla atılan adımları içermektedir.

Hızlı Reaksiyon ve Önleyici Konuşlandırma: Bu safhanın en belirgin özelliği, olası bir çatışmaya karşı caydırıcılık oluşturmak ve bölgedeki askeri dengeyi yeniden sağlamak amacıyla hızlı reaksiyon kuvvetleri ve öncü askeri unsurların bölgeye hava yoluyla sevk edilmesidir.  Bu görevler kapsamında, uzak mesafelere ağır yüklerin ve personelin taşınması amacıyla C-5 Galaxy ve C-141 Starlifter stratejik nakliye uçakları kullanılmıştır. Bu hareketlilik, Irak'a uluslararası toplumun kararlılığını göstermenin yanı sıra, Suudi Arabistan gibi müttefik ülkelerin güvenliğinin temin edilmesi açısından da hayati bir rol oynamıştır.

Diplomatik Girişimler ve Uluslararası Konsensüs: Askeri hazırlıkların yanı sıra, bu dönemde diplomatik kanallar da yoğun bir şekilde kullanılmıştır. Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde yapılan görüşmelerde, Irak'ın Kuveyt'ten koşulsuz olarak çekilmesi yönünde bir dizi karar alınmış ve uluslararası toplumun Irak'a yönelik baskısı artırılmıştır. Bu diplomatik çabalar, olası bir askeri müdahalenin meşruiyet zeminini oluşturmanın yanı sıra, barışçıl bir çözüm bulunması için de son bir şans olarak değerlendirilmiştir.

Lojistik ve Altyapı Hazırlıkları: Bölgeye sevk edilen askeri birliklerin etkin bir şekilde görev yapabilmesi için lojistik ve altyapı hazırlıkları da bu safhada yoğunlaştırılmıştır. Askeri üslerin kurulması, ikmal hatlarının oluşturulması ve iletişim sistemlerinin güçlendirilmesi gibi çalışmalar, olası bir askeri operasyonun başarısı için hayati öneme sahipti.

Acil Durum Safhası, Körfez Savaşı'nın seyrini önemli ölçüde etkilemiştir. Bu dönemde atılan hızlı ve kararlı adımlar, ABD öncülüğünde uluslararası toplumun krize verdiği önemi ve olası bir askeri müdahaleye ne kadar hazırlıklı olduğunu göstermiştir. Aynı zamanda, diplomatik girişimler ve uluslararası konsensüs arayışları da bu safhanın önemli bir parçasını oluşturmuştur. Bu ilk evre, Körfez Savaşı'nın sonraki aşamaları için zemin hazırlamış ve krizin çözümünde belirleyici bir rol oynamıştır.

2.Kuvvet Oluşturma Aşaması (15 Ağustos 1990 - 6 Eylül 1990)

Acil durum aşamasının tamamlanmasının ardından, kuvvet oluşturma aşamasına geçilmiştir. Bu kritik süreçte, askeri gücün nicelik ve nitelik olarak artırılması ve operasyonel etkinliği destekleyecek lojistik altyapının güçlendirilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla, deniz ve hava yoluyla yoğun intikal operasyonları gerçekleştirilmiş, sevk edilen birliklerin ihtiyaç duyduğu tüm lojistik unsurlar (ikmal, bakım, ulaştırma vb.) sağlanmıştır. Ayrıca, bölgedeki uzun vadeli askeri varlığın sürdürülebilirliği için detaylı stratejik planlamalar yapılmış, mevcut askeri üslerin kapasitelerinin artırılması ve yeni üslerin inşası projeleri başlatılmıştır. Bu aşama, harekatın başarıyla icra edilmesi için hayati bir temel teşkil etmiştir.

3.Sürdürülebilirlik Aşaması (28+ Gün)

İlk kuvvetlerin konuşlandırılmasının ardından başlayan bu kritik aşamada, harekâtın uzun süreli ve etkin bir şekilde devamlılığı hedeflenmiştir. Bu bağlamda, deniz intikali ana ikmal yöntemi olarak benimsenmiş ve operasyonel ihtiyaçların kesintisiz karşılanması sağlanmıştır. Sürdürülebilirlik aşamasında, mevcut kuvvetlerin lojistik ihtiyaçlarının karşılanmasının yanı sıra, ikmal hatlarının güvenliğinin temini ve operasyonel verimliliğin en üst düzeye çıkarılması amacıyla çeşitli stratejiler ve prosedürler geliştirilmiştir. Harekâtın başarısı ve hedeflenen sonuçlara ulaşılması, bu aşamada tesis edilen sağlam lojistik altyapı ve etkin stratejik yönetim ile mümkün kılınmıştır.

Körfez Savaşı'nda Lojistik: Operasyonel Aşamalar ve Gereksinimler

Lojistik operasyonlar, harekâtın her bir aşamasının gereksinimlerini karşılamak üzere titizlikle planlanmış ve uygulanmıştır. Aşağıda lojistik bakımdan operasyonel aşamalar hakkında bilgi verilmektedir.

Alfa Aşaması (Konuşlanma): Bu aşamada, 82. Hava İndirme Tümeni gibi öncü birliklerin Suudi Arabistan'a hızlı intikali sağlanmış ve harekâtın başlangıç lojistik altyapısı (havaalanları, limanlar, ikmal depoları vb.) tesis edilmiştir. Aşırı sıcaklıklar ve çetin çöl koşulları gibi zorlu çevresel faktörler, lojistik operasyonlar üzerinde önemli bir etki yaratmıştır.

Bravo Aşaması (Yığınaklanma): Kuvvet yığınağının hızla artırıldığı bu aşamada, çok sayıda askeri personel ve malzemenin bölgeye sevki ve stratejik noktalarda depolanması gerçekleştirilmiştir. Bu süreç, karmaşık lojistik koordinasyon ve planlama gerektirmiştir.

Charlie Aşaması (Taarruz): Kara harekâtının başlamasıyla birlikte, lojistik destek cephedeki muharip birliklere öncelikli olarak yönlendirilmiştir. Yakıt ikmali, mühimmat ikmali ve hareket halindeki birliklere kesintisiz lojistik destek sağlanması, taarruzun başarısı için hayati öneme sahipti.
Delta Aşaması (Kuveyt'in Kurtarılması): Kuveyt'in kurtarılması ve askeri operasyonların sona ermesiyle birlikte, bu aşama, kuvvetlerin geri çekilmesi ve yeniden konuşlandırılması için kapsamlı lojistik planlamalar yapılmasını gerektirmiştir.

Echo Aşaması (Yeniden Konuşlanma): Operasyonun tamamlanmasının ardından, tüm askeri personel ve malzemenin menşe noktalarına geri nakli gerçekleştirilmiştir. 22'nci Destek Komutanlığı'nın (SUPCOM) bu karmaşık geri intikal operasyonunda kritik bir rol üstlenmiştir.
Körfez Savaşı'ndaki lojistik operasyonlar, operasyonun büyük ölçeği ve doğasındaki karmaşıklık göz önüne alındığında, lojistik alanında kayda değer bir başarı olarak kabul edilmektedir. Buna rağmen, operasyonel süreç boyunca bir dizi önemli zorlukla karşılaşılmıştır.

Başarılar:

Geniş Kapsamlı Konuşlanma: 350.000'i aşkın askeri personelin ve 7 milyon tonun üzerinde malzemenin etkin ve zamanında taşınması ve lojistik idamesinin sağlanması, lojistik başarının önemli bir göstergesidir.

Hızlı Yeniden Konuşlanma: Operasyonel faaliyetlerin sona ermesinin ardından, birliklerin ve malzemenin öngörülen sürede ve etkin bir şekilde geri çekilmesi, lojistik planlamanın ve uygulamanın başarısını ortaya koymaktadır.

Yerel İş Birliği: Bölgedeki yerel tedarikçi  ve müteahhitlerle kurulan başarılı iş birlikleri sayesinde, askeri personelin yiyecek, barınak ve diğer temel yaşam destek ihtiyaçları etkin bir şekilde karşılanmıştır. Bu iş birliği, operasyonun genel başarısına önemli katkı sağlamıştır.

Zorluklar:

Ekipman Yetersizliği: Özellikle forkliftler ve diğer kritik lojistik destek araçlarındaki eksiklikler, malzeme taşıma, yükleme/boşaltma ve dağıtım operasyonlarında ciddi darboğazlara yol açmıştır. Bu durum, operasyonel verimliliği olumsuz etkilemiştir.

İaşe Sorunları: MRE (Yemeye Hazır Askeri Rasyon) ve diğer temel gıda maddelerinin yetersiz miktarda tedarik edilmesi, askeri personelin moral ve motivasyonu üzerinde olumsuz bir etki yaratmıştır. Bu durum, personel performansını da etkileyebilecek bir faktör olarak değerlendirilmiştir.

Ulaştırma Yönetimi: Yoğun trafik, yetersiz yol altyapısı ve zorlu çöl koşulları (kum fırtınaları, aşırı sıcaklar vb.), lojistik hareketliliği önemli ölçüde kısıtlamış ve lojistik süreçlerini zorlaştırmıştır.
Yakıt İkmal Zorlukları: Hızlı harekât temposu, beklenenden daha yüksek yakıt tüketimine neden olmuş ve cephe birliklerine düzenli yakıt ikmali sağlamak ciddi bir zorluk teşkil etmiştir. Bazı durumlarda, yakıt stoklarının kritik seviyelere (5-6 güne kadar) düşmesi, operasyonların sürdürülebilirliği açısından endişe yaratmıştır.

Konteyner Yönetimi: 40 ve 20 feetlik standart konteynerlerin yaygın kullanımına rağmen, konteyner içerikleri hakkında yeterli ve zamanında bilgiye erişilememesi, lojistik planlama ve koordinasyon süreçlerinde aksaklıklara yol açmıştır. Bu durum, doğru malzemenin doğru zamanda doğru yere ulaştırılmasını zorlaştırmıştır.

Körfez Savaşında  M1 A1 Abrams ana muharebe tankları  konuşlanma bölgesine ulaşması nasıl gerçekleştirildi?

Yazı dizimizin ana konusu Körfez Savaşı ve M1A1 olduğu için  vereceğim bilgilerin önemli olduğunu düşünüyorum.

Kara ulaştırmasının, lojistik açıdan en kritik zorluklardan biri olduğu tespit edilmiştir. Muharebe alanına tanklar ve diğer ağır zırhlı araçların intikali için yüksek taşıma kapasiteli araçlara ihtiyaç duyulmaktaydı; zira bazı birliklerin geldikleri ve indirildikleri limandan konuşlanma bölgelerine ulaşmak için birkaç yüz millik (1 mil yaklaşık 1.6 km’dir) mesafe katetmesi gerekmekteydi. Bu ihtiyacı karşılayacak yegane çözüm, 70 tonluk M1A1 Abrams ana muharebe tankları gibi ağır yükleri taşıyabilen ağır ekipman taşıyıcıları (Heavy Equipment Transporter ) (HET'ler) idi. Ancak, Soğuk Savaş doktrini, demiryollarının tankları bir Avrupa harekat alanının ileri hatlarına ulaştıracağını öngördüğü için, Kara Kuvvetleri'nin yüksek taşıma kapasiteli araçlara  mevcudu yetersizdi  yalnızca 112 HET bulunmaktaydı. 22'nci Destek Komutanlığı'nın (SUPCOM) , tümü ağır yük taşıma kapasitesine sahip 2.200 adet düz platformlu kamyon ve 450 adet alçak platformlu treylerin (lowboy) daha kullanımını sağlamayı başarmıştır.

Buna ek olarak, Suudi Arabistan ve diğer koalisyon ortakları, bilhassa Mısır, Almanya ve Çek Cumhuriyeti, ağırlıklı olarak deneyimli  personelden oluşan sürücü kadrolarıyla birlikte çekici-treyler konfigürasyonunda 1.300 adet ilave HET tedarik etmiştir. Mısır, münhasıran sürücüler, bakım personeli ve yedek parça lojistik desteği ile mücehhez bir HET taburu tahsis etmiştir.

Pakistan, Hindistan ve Bangladeş gibi ülkelerden özellikle sürücü temin edilmiştir.  Bu personel, haftanın altı günü, günde 18 saat süreyle görev ifa etmiştir. Çoğunluğu Müslüman olan personelin, dini vecibelerini yerine getirebilmeleri için günde beş vakit ibadet molası verilmiştir. Hava harekatının başlamasıyla birlikte sürücülerde firar oranlarında artış gözlemlenmiş; ancak personelin doğrudan bir tehdit altında olmadığı anlaşıldığında bu oranlarda kayda değer bir düşüş yaşanmıştır. Buna rağmen, 22'nci Destek Komutanlığı (SUPCOM), kiralık personelin sayısını takviye etmek ve bazı durumlarda ikame etmek maksadıyla 1.786 ABD askerinin sürücü olarak görevlendirilmesini sağlamıştır.

22'nci Destek Komutanlığı'nın (SUPCOM) icra etmekle mükellef olduğu bir diğer kritik görev, Suudi Arabistan'a sevk edilen tanklar ve diğer teçhizatın modernizasyonu veya ikamesi ihtiyacıydı. 24'üncü Piyade Tümeni (Mekanize), 1'inci Süvari Tümeni ve 3'üncü Zırhlı Süvari Alayı'na ait tüm M-1 tankları M1A1 konfigürasyonuna yükseltilmiştir. ABD Avrupa Ordusu, daha yüksek ateş gücüne sahip 120 mm'lik top ile donatılmış yaklaşık 800 adet M1A1 ana muharebe tankı tahsis etmiş ve Ordu Malzeme Komutanlığı (AMC), bu M1A1'leri çeşitli modifikasyonlarla modernize ederek harekat bölgesindeki birliklerin kullanımına sunmuştur. McGrath'ın raporuna göre, kara harekatının başlangıcında, XVIII Hava İndirme Kolordusu bünyesindeki birlikler ve VII Kolordusu'na bağlı 1'inci Piyade Tümeni (Mekanize)'nin iki taburu haricindeki tüm tanklar dahil olmak üzere toplam 948 tank modernize edilmiştir. 836 adede kadar en güncel M2A2 Bradley Muharebe Aracı (MMA) tedarik edilmiş ve VII Kolordusu'na bağlı 2'nci Zırhlı Süvari Alayı, bu araçları mevcut Bradley'lerinin yerine kullanmıştır.

VII. Kolordusu'nun Almanya'dan sevk edilen paletli araçları orman yeşili kamuflaj deseniyle boyalı olduğundan, büyük bir kısmının çöl kamuflajına uygun renklere yeniden boyanması gerekmekteydi. Bu işlem, öncelikle Dammam ve Cubeyl limanlarında, akabinde iki çöl ikmal noktasında 593'üncü Bölge Destek Grubu tarafından icra edilmiştir. Toplamda, ticari olarak tedarik edilen 30.000 galondan fazla boya kullanılarak, VII. Kolordusu'na ait 8.600 araç dahil olmak üzere 10.000'den fazla araç yeniden boyanmıştır.

Körfez Savaşı'nda Lojistik Destek: Devasa Bir Operasyonun Sayısal Boyutları

Körfez Savaşı, modern askeri tarihin en büyük lojistik zorluklarından birini temsil etmektedir. Çöl ortamında, uzak mesafelerde ve kısa sürede yüz binlerce askerin ve muazzam miktarda malzemenin konuşlandırılması ve desteklenmesi, eşi görülmemiş bir lojistik çaba gerektirmiştir. Aşağıdaki sayılar, bu operasyonun büyüklüğünü ve karmaşıklığını net bir şekilde ortaya koymaktadır:

Personel ve Malzeme:

Konuşlandırılan Asker Sayısı: 350.000'den fazla ABD askeri ve müttefik kuvvet personeli, operasyon bölgesine sevk edilmiştir. Bu, lojistik planlamacıları için büyük bir insan gücü yönetimi ve destek zorluğu anlamına geliyordu.

Sevk Edilen Malzeme Miktarı: Yaklaşık 7 milyon ton malzeme, deniz ve hava yoluyla operasyon bölgesine taşınmıştır. Bu miktar, askeri araçlardan mühimmata, tıbbi malzemelerden inşaat malzemelerine kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Bu sevkiyatın koordinasyonu ve dağıtımı, lojistik operasyonun kritik bir parçasını oluşturmuştur.

Araç ve Hava Araçları:

Uçak Sayısı: 12.575'ten fazla askeri uçak, operasyonlara katılmıştır. Bu, hava ikmali, personel ve malzeme nakliyesi, keşif ve hava saldırıları gibi çeşitli görevler için devasa bir hava gücü anlamına geliyordu.

Zırhlı Araç Sayısı: Toplamda 12.000'den fazla tank, zırhlı personel taşıyıcı ve diğer zırhlı araç, muharebe operasyonları için bölgeye sevk edilmiştir. Bu araçların nakliyesi ve bakımı, önemli lojistik gereksinimler doğurmuştur.

Helikopter Sayısı: 2.000'den fazla helikopter, keşif, saldırı, nakliye ve tıbbi tahliye gibi görevlerde kullanılmıştır. Helikopterlerin operasyonel sürekliliğinin sağlanması, etkin lojistik destek gerektirmiştir.

Yukarıdaki fotoğrafta Suudi Arabistan'da bir üste ABD Deniz Piyadelerine ait Bell AH-1W Super Cobra helikopterleri ve bir Bell UH-1N Twin Huey helikopteri, 23 Ocak 1991'de Çöl Kalkanı Harekatı sırasında malzeme boşalttıktan sonra bekleyen  ABD Hava Kuvvetleri ait C-5A Galaxy uçağının uçuş hattında park halinde duruyor. AH-1 Cobra helikopterlerinin bir bölümü, Vietnam Savaşı sırasında Viet Kong ve Kuzey Vietnam Ordusu birliklerinin yoğun ormanlık arazideki görsel tespitini zorlaştırmak amacıyla yeşil, siyah ve gri tonlarından oluşan orman kamuflajı ile boyanmıştır. Bu döneme atfen, bazı AH-1W Super Cobra helikopterleri de benzer bir kamuflaj şemasına sahip olarak görev yapmıştır. Bu şekilde kamuflajlı AH-1W Super Cobra'lar, Körfez Savaşı'na herhangi bir kamuflaj değişikliği yapılmadan katılmıştır( boya değişikliğine gitme konusunda zaman ve fırsatları olmayabilir) Ancak, söz konusu orman kamuflajının, özellikle gündüz operasyonları için çöl ortamına uygun olmadığı ve bu nedenle etkin bir gizlenme sağlamadığı tespit edilmiştir. Görsel Kaynak ABD ordusu.

İkmal ve Destek:

Yemek Servisi: Operasyon süresince askerlere 52 milyon öğün yemek servisi yapılmıştır. Bu, gıda tedariki, depolanması, hazırlanması ve dağıtımı açısından büyük bir lojistik operasyonu anlamına geliyordu.

Posta Dağıtımı: Askerlerin morallerini yüksek tutmak için 32.000 ton posta dağıtılmıştır. Bu, posta hizmetlerinin askeri operasyonlar için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

Yakıt İkmal Miktarı: Operasyonlar için 1,3 milyar galon yakıt ikmal edilmiştir. Bu devasa miktar, kara, hava ve deniz araçlarının operasyonel sürekliliğinin sağlanması için kritik öneme sahipti ve karmaşık bir yakıt tedarik zinciri gerektirmiştir.

Günlük Askeri Uçuş Sayısı: Günde 10.500'den fazla askeri uçuş gerçekleştirilmiştir. Bu yoğun hava trafiğinin yönetimi, hava sahası kontrolü ve lojistik destek açısından büyük bir zorluk teşkil etmiştir.
Bu sayılar, Körfez Savaşı'ndaki lojistik operasyonunun ne kadar büyük ve karmaşık olduğunu açıkça göstermektedir. Çöl ortamının zorlu koşulları, uzun tedarik hatları, hızlı konuşlanma gerekliliği ve operasyonel gereksinimlerin çeşitliliği, lojistik planlamacıları için önemli zorluklar yaratmıştır. Bu zorlukların üstesinden gelmek için, gelişmiş lojistik planlama teknikleri, modern nakliye araçları, etkin tedarik zinciri yönetimi ve müttefikler arası koordinasyon gibi çeşitli stratejiler uygulanmıştır.
Körfez Savaşı, modern askeri lojistiğin evriminde önemli bir kilometre taşı olmuştur.

Bu operasyondan çıkarılan dersler, gelecekteki askeri operasyonların başarısı için lojistiğin ne kadar kritik olduğunu anlamamızı sağlamıştır. Bu dersler ışığında, lojistik süreçlerinin sürekli olarak iyileştirilmesi ve geliştirilmesi, modern askeri doktrinin ayrılmaz bir parçası olmalıdır.

1990 Yılı Körfez Krizi'nin Temel Olayları

2 Ağustos: Irak, uluslararası hukuku ihlal ederek Kuveyt'i işgal etti. Bu eylem, uluslararası toplumda büyük tepkilere yol açtı ve Körfez Savaşı'nın fitilini ateşledi.

6 Ağustos: Suudi Arabistan Kralı Fahd, ABD Başkanı George H.W. Bush'un talebi üzerine, ABD askeri güçlerinin Suudi Arabistan topraklarında konuşlanmasına izin verdi. Bu karar, "Çöl Kalkanı Harekâtı "nın başlangıcı oldu.
7 Ağustos: ABD Hava Kuvvetlerine (USAF) ait F-15 savaş uçakları, Suudi Arabistan'daki üslere konuşlanmak üzere Körfez bölgesine intikal etmeye başladı. USS İndependence uçak gemisi görev grubu, Basra Körfezinin güneyindeki Umman Denizine ulaştı ve bölgedeki askeri varlığı güçlendirdi.

8 Ağustos: 1. Taktik Savaşçı Kanadı (TFW) bünyesindeki F-15 avcı uçakları ve 82. Hava İndirme Tümenine bağlı ilk birlikler Suudi Arabistan'a ulaştı. Bu birlikler, olası bir Irak saldırısına karşı savunma pozisyonu aldı.

8 Kasım: ABD Başkanı Bush, savunma pozisyonunun ötesine geçerek bir "saldırı seçeneği" oluşturmak amacıyla bölgeye 200.000 ilave asker gönderme kararı aldı. Bu karar, "Çöl Fırtınası Operasyonu"nun hazırlıklarının hızlanmasına işaret etti.

29 Kasım: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 678 sayılı kararı kabul ederek, Irak'ın 15 Ocak 1991 tarihine kadar Kuveyt'ten çekilmemesi durumunda, üye devletlere gerekli tüm önlemleri (askeri güç kullanımı dahil) alma yetkisi verdi. Bu karar, uluslararası koalisyonun askeri müdahalesinin hukuki zeminini oluşturdu.

1991 Körfez Savaşı'nın Kritik Aşamaları 

12 Ocak: ABD Kongresi'nin askeri güç kullanımına onay vermesi, koalisyonun askeri müdahalesinin iç hukuki zeminini tamamladı ve harekatın başlaması için siyasi engelleri kaldırdı.

15 Ocak: BM'nin Irak'a verdiği ültimatomun süresinin dolması, diplomatik çözüm çabalarının başarısız olduğunu ve askeri seçeneğin kaçınılmaz hale geldiğini gösterdi.

17 Ocak: "Çöl Fırtınası Harekâtı " olarak da bilinen harekatın başlangıcı olan bu günde, koalisyon hava kuvvetleri Irak'ın askeri altyapısı, komuta merkezleri ve stratejik tesislerine yönelik yoğun hava saldırıları başlattı. Bu hava harekâtı , kara harekâtı  önünü açmayı hedefliyordu.

18 Ocak: Irak'ın İsrail ve Suudi Arabistan'a Scud füzeleri fırlatması, çatışmanın bölgesel bir boyuta taşınması riskini artırdı. Ancak, koalisyon güçleri bu saldırılara etkili bir şekilde karşılık verdi ve misillemeleri engelledi.

25-26 Ocak: Koalisyon hava kuvvetlerinin Irak hava kuvvetlerini hedef alması ve Irak uçaklarının İran'a sığınması, Irak'ın hava üstünlüğünü kaybetmesine ve koalisyonun hava hakimiyetini sağlamasına yol açtı.

29-31 Ocak: Hafci Muharebesi, koalisyon güçlerinin Irak kuvvetlerine karşı kazandığı önemli bir zaferdi ve kara harekâtının başlaması için uygun koşulları yarattı.

24 Şubat: "Çöl Kılıcı Operasyonu" olarak da bilinen kara harekatının başlaması, Irak kuvvetlerinin Kuveyt'ten hızla geri çekilmesine ve koalisyonun kesin zaferine yol açtı.

26 Şubat: Geri çekilen Irak birliklerinin "Ölüm Otoyolu" olarak adlandırılan bölgede hava saldırılarıyla hedef alınması, savaşın en tartışmalı olaylarından biri oldu.

28 Şubat: Kuveyt'in kurtarılmasıyla sonuçlanan 100 saatlik kara harekatının ardından ateşkes ilan edildi.

ABD Savunma Bakanlığı Müsteşarı Paul Wolfowitz (sağda), ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Colin Powell ve ABD Merkez Komutanlığı Komutanı Orgeneral Norman Schwarzkopf, Jr., Savunma Bakanı Dick Cheney'nin basın mensuplarının sorularını yanıtladığı bir brifing sırasında not alırken görülmektedir. Bu sahne, Çöl Fırtınası Harekâtı esnasında ABD ve Suudi Arabistan yetkilileri tarafından düzenlenen bir basın toplantısında Şubat 1991’de çekilmiştir. Görsel Kaynak: National Archives

Çöl Fırtınası Harekâtı : Stratejik Aşamalar (Schwarzkopf'un Brifingi)

ABD Merkez Komutanlığı Komutanı Orgeneral Norman Schwarzkopf, 25 Ağustos'ta Genelkurmay Başkanı Colin Powell'a, Irak'ın Kuveyt'ten çıkarılması amacıyla tasarlanan "Çöl Fırtınası Harekâtı "nın dört aşamasını içeren bir brifing verdi. Bu aşamalar, operasyonun lojistik ve taktiksel boyutlarının yanı sıra, siyasi ve stratejik hedeflerini de yansıtmaktadır.

1)Ani Darbe (Instant Thunder) Operasyonu: Bu operasyonun en kritik kısmı, başlangıç anı ve en yoğun hava saldırılarının yapıldığı zamandır. Bu aşamada amaç, düşmanın savaşma yeteneğini hızlı ve kesin bir şekilde ortadan kaldırmaktır. Bunu başarmak için eş zamanlı ve planlı bir dizi askeri eylem gerçekleştirilir. Operasyonun temel hedefi, düşmanın askeri ve sivil altyapısını yok etmek, yönetim ve iletişim sistemlerini devre dışı bırakmak ve düşmanın direnme isteğini kırmaktır. Bu amaçla, ABD Merkez Komutanlığı Komutanı Orgeneral General Herbert Norman Schwarzkopf, Jr.'ın onayladığı ve Hava Kuvvetleri Komutanı General Chuck Horner'ın "Warden Planı" olarak bilinen stratejik hava operasyonu planının temel noktaları uygulanmaktadır. "Instant Thunder" operasyonunun bu ilk aşamasındaki ana hedefler şunlardır:

I. Aşama: Stratejik Taarruzlar 

Bu faz, harekatın en kritik aşamasıdır ve düşmanın stratejik derinliğine yönelik yoğunlaştırılmış taarruzları içerir. Bu kapsamda aşağıdaki hedeflere odaklanılacaktır:
Harekat Alanı: Öncelikli harekat alanı Irak olup, Kuveyt'e yönelik sınırlı çaplı yönlendirme taarruzları icra edilecektir. Bu taarruzlar, düşmanın dikkatini dağıtmayı ve ana harekat alanındaki baskıyı hafifletmeyi amaçlamaktadır.

Hava Üstünlüğünün Tesisi: Irak Hava Kuvvetleri ve hava savunma sistemleri, öncelikli hedef olarak belirlenmiştir. Bu hedeflere yönelik yoğun hava ve seyir füzesi taarruzları ile hava üstünlüğünün mutlak olarak ele geçirilmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda, düşmanın tüm hava üsleri, radar istasyonları, hava savunma füze bataryaları ve komuta-kontrol merkezleri imha edilecektir.

Komuta-Kontrol Sistemlerinin İmhası: Irak Ordusunun ulusal düzeydeki iç ve dış iletişim altyapısı (iletişim merkezleri, uydu yer istasyonları, fiber optik kablolar vb.) ve komuta-kontrol merkezleri (askeri karargahlar, hükümet binaları vb.) hedef alınarak, komuta-kontrol etkinliğinin tamamen ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Bu operasyonla, Irak ordusunun komuta ve kontrol yetenekleri zayıflatılarak, birliklerinin sevk ve idaresi sekteye uğratılacaktır.

İç Güvenlik Yapısının Çökertilmesi: Irak’ın dahili güvenlik kontrol mekanizmalarının (polis teşkilatı, istihbarat servisleri, sınır kontrol noktaları vb.) hedef alınarak, ülke içindeki düzenin bozulması ve kaos ortamının yaratılması hedeflenmektedir.

Kitle İmha Silahları Kapasitesinin Nötralizasyonu: Düşmanın nükleer, biyolojik ve kimyasal silah araştırma, üretim ve depolama tesislerine yönelik hassas güdümlü mühimmatlarla taarruzlar icra edilerek, bu silahların kullanımının engellenmesi ve imha edilmesi amaçlanmaktadır.

‘’Bu aşamada önemli ufak bir hatırlatma yapmak yerinde olacak. O tarihte Irak’ın elinde sadece kimyasal silahlar bulunuyordu. Irak’ın  kimyasal silahlara erişmesine batılı devletlerin göz yumduğu belgelenmiştir.  İran-Irak Savaşı (1980-1988) sırasında, Batı bloğu ülkelerinin Irak'ın kimyasal silah programının varlığından haberdar olduğu ve hatta bazı durumlarda bu programın gelişimine dolaylı olarak katkıda bulunduğu iddiaları bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar, Irak'ın kimyasal silah programının geliştirilmesi ve sürdürülmesinde uluslararası şirketlerin ve bireylerin önemli rol oynadığını göstermektedir. Bu bağlamda, Hollandalı iş adamı Frans van Anraat, Irak'a tiyodiklorür gibi kimyasal silah üretiminde kullanılan kritik maddeleri yasa dışı yollarla tedarik etmesiyle öne çıkmaktadır. Van Anraat'ın bu faaliyetleri, Irak'ın hardal gazı ve diğer sinir gazları gibi ölümcül kimyasal silahlar üretmesine olanak sağlamıştır.

1980-1988 yılları arasında süren İran-Irak Savaşı sırasında, Irak'ın kuzeyinde yaşayan Kürtler (Peşmergeler), Saddam Hüseyin rejimine karşı İran'ın yanında yer alarak ayaklandı. 1988 yılında, İran ordusu ile işbirliği yapan Peşmergeler, Irak'ın Halepçe kentine girdi. Bunun üzerine, Irak ordusu, İran ve Peşmerge güçlerinin daha fazla ilerlemesini engellemek amacıyla, 16 Mart 1988 tarihinde Halepçe'ye kimyasal bir saldırı düzenledi. Irak Hava Kuvvetlerine ait uçaklar tarafından yapılan bu saldırıda, hardal gazı ve sinir gazı gibi kimyasal silahlar kullanıldı. Saldırı sonucunda, İran ordusu mensupları, onlara destek veren Peşmergeler ve Halepçe kentinde bulunan binlerce sivil hayatını kaybetti. Bu olay, Halepçe Katliamı olarak tarihe geçti ve kimyasal silahların sivillere karşı kullanımının en acı örneklerinden biri olarak hatırlanmaktadır.  

Hollanda mahkemeleri tarafından savaş suçlarına yardım ve yataklık etmekten suçlu bulunan van Anraat, bu suçun uluslararası boyutta yankı uyandırmasına neden olmuştur. Batılı ülkelerden kimyasal madde tedariğini sağlamış olanlardan sadece Frans van Anraat’ı tespit etmiş olması oldukça ilginç ve düşündürücüdür.’’

Lojistik Hareketliliğin Kısıtlanması: Düşmanın askeri ve sivil lojistik altyapısına (ulaşım ağları, limanlar, depolar vb.) yönelik taarruzlar düzenlenerek, birliklerinin ikmalini ve takviyesini engellemek ve genel hareket kabiliyetini kısıtlamak hedeflenmektedir. Bu kapsamda, köprüler, demiryolları, havaalanları ve limanlar öncelikli hedefler olacaktır.

Bu aşamanın başarısı, sonraki aşamaların etkinliği için kritik öneme sahipti. Hava üstünlüğünün sağlanması, kara harekatının daha güvenli ve etkili bir şekilde yürütülmesini sağlayacaktı.
Bu bölümle doğrudan ilgili üç yazımın linklerini aşağıya bırakıyorum. Konunun daha iyi anlaşılması için incelenmenizi öneririm.

OH-58D Kiowa Savaşçısının Yer Aldığı Harekâtlar (Bölüm-5)

https://strasam.org/savunma/kara-silah-ve-sistemleri/oh-58d-kiowa-savascisinin-yer-aldigi-harekatlar-bolum-5-2934

Görev Gücü Normandiya: Çöl Fırtınası Operasyonunu Başlatan Derin Operasyon (Bölüm 1)

https://strasam.org/savunma/kara-silah-ve-sistemleri/gorev-gucu-normandiya-col-firtinasi-operasyonunu-baslatan-derin-operasyon-bolum-1-3242

Görev Gücü Normandiya: Çöl Fırtınası Operasyonunu Başlatan Derin Operasyon (Bölüm 2)

https://strasam.org/savunma/kara-silah-ve-sistemleri/gorev-gucu-normandiya-col-firtinasi-operasyonunu-baslatan-derin-operasyon-bolum-2-3247

II. Aşama : Kuveyt Şehri Harekat Bölgesinde Hava Hâkimiyetinin Sağlanması ve Düşman Hava Savunma Unsurlarının Etkisizleştirilmesi

III. Aşama : Kuveyt Harekat Bölgesi'ndeki Kara Unsurlarına Yönelik Hava Taarruzları

Bu aşama, Kuveyt ve çevresindeki düşman kara kuvvetlerinin muharebe etkinliğini azaltmayı ve nihai kara harekatı için uygun koşulları yaratmayı hedeflemektedir. Bu kapsamda, düşmanın komuta-kontrol yapısı, lojistik ikmal hatları ve muharip unsurları (zırhlı birlikler, topçu bataryaları, personel vb.) yoğun hava taarruzlarına tabi tutulacaktır. Bu aşama ise  iki ana bölümden oluşmaktadır:

I. Bölüm : Irak Ordusu Kara Kuvvetlerinin Stratejik ve Operasyonel Kapasitesinin İmhası

Bu bölüm, Irak ordusunun muharebe gücünün temel unsurlarını hedef alarak, operasyonel kabiliyetini ciddi şekilde zayıflatmayı amaçlar. Bu kapsamda aşağıdaki hedeflere odaklanılacaktır:
Komuta-Kontrol  Yapısının Nötralizasyonu: Irak ordusunun tüm seviyelerdeki komuta merkezleri, iletişim tesisleri ve muhabere sistemleri (telsiz istasyonları, uydu terminalleri vb.) hedef alınarak, birliklerini sevk ve idare etme yeteneği felç edilecektir. Bu, düşman birliklerinin koordinasyonunu bozacak, emir-komuta zincirini kıracak ve muharebe etkinliğini önemli ölçüde azaltacaktır. Bu hedefe ulaşmak için hassas güdümlü mühimmatlar ve elektronik harp yöntemleri kullanılacaktır.
Lojistik İkmal Hatlarının İmhası: Irak ordusunun ikmal depoları, lojistik konvoyları, ulaşım ağları (köprüler, yollar, demiryolları vb.) ve ikmal noktaları hedef alınarak, birliklerinin ikmal ve takviye imkanları kısıtlanacaktır. Bu, düşman birliklerinin muharebe gücünü sürdürmesini zorlaştıracak, hareket kabiliyetini azaltacak ve moralini olumsuz etkileyecektir.

Zırhlı ve Mekanize Unsurların İmhası: Irak ordusunun tankları, zırhlı personel taşıyıcıları, piyade muharebe araçları ve diğer zırhlı unsurları, doğrudan hava taarruzlarıyla (güdümlü füzeler, bombalar) imha edilecektir. Bu, düşmanın taarruz ve savunma kabiliyetini önemli ölçüde azaltacak ve kara harekatı sırasında koalisyon güçlerine avantaj sağlayacaktır.

Topçu Bataryalarının İmhası: Irak ordusunun topçu bataryaları (obüsler, çok namlulu roketatarlar vb.), karşı batarya ateşi ve hava taarruzlarıyla etkisiz hale getirilecektir. Bu, koalisyon kara birliklerinin güvenliğini artıracak ve düşmanın ateş desteğini ortadan kaldıracaktır.

Personel Kayıplarının Verdirilmesi: Irak ordusu askerlerinin yoğunlaştığı bölgeler, hava taarruzlarıyla hedef alınarak, önemli kayıplar verdirilecektir. Bu, düşmanın muharebe gücünü ve moralini olumsuz etkileyecektir. Bu hedef, uluslararası hukuk ve çatışma kurallarına uygun olarak, sivil kayıplarını en aza indirecek şekilde yürütülecektir.

Stratejik Etkiler ve Psikolojik Harekat

Bu bölüm, harekatın stratejik ve psikolojik boyutlarını ele alarak, düşmanın direnç iradesini kırmayı ve nihai hedefe ulaşmayı kolaylaştırmayı amaçlar.

Cumhuriyet Muhafızlarının Etkisizleştirilmesi: Güney Irak'ta konuşlu bulunan ve Saddam Hüseyin rejiminin en seçkin birliklerinden olan Cumhuriyet Muhafızları, yoğun hava taarruzlarıyla etkisiz bir muharebe gücü haline getirilecektir. Bu, rejimin askeri gücüne önemli bir darbe vuracak ve direncini azaltacaktır.

Rejime Desteğin Zayıflatılması: Cumhuriyet Muhafızlarının etkisizleştirilmesi, Saddam Hüseyin rejimine önemli bir destek kaynağını ortadan kaldıracak ve rejimin meşruiyetini sarsacaktır. Bu, rejim içindeki muhalefeti artırabilir ve halkın direncini kırabilir.

Teslim Olmaya Teşvik: Yoğun hava taarruzları ve verilen kayıplar, Kuveyt'teki düşman kuvvetlerinin moralini bozmayı ve olası bir teslimiyete hazırlamayı hedeflemektedir. Bu, psikolojik harekat yöntemleriyle (broşürler, radyo yayınları vb.) desteklenecektir.

II. Bölüm : Bu bölüm Irak Ordusu'nun Kuveyt'teki işgalini sona erdirme yönündeki diplomatik girişimlerin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda icra edilecek askeri operasyonu tanımlamaktadır. Operasyonun temel amacı, Kuveyt'teki Irak askeri birliklerinin muharebe etkinliğinin askeri kuvvet kullanılarak ortadan kaldırılması ve Kuveyt'in kurtarılmasıdır.

Operasyonun Temel Esasları:

Koşullu Harekat: Bu bölüm, önceden belirlenmiş koşulların gerçekleşmesi durumunda (siyasi çözümün başarısızlığı, Irak’ın direncinde azalma olmaması vb.) başlatılacak bir harekatı ifade eder. Bu, harekat planlamasında esneklik ve durumsal farkındalık gerektirir.

Kuvvet Kullanımının Yoğunlaştırılması: Bu bölüm, Irak ordusuna  karşı daha yoğun ve kararlı bir kuvvet kullanımı öngörülmektedir. Amaç, düşmanın muharebe gücünü hızla ve kesin bir şekilde ortadan kaldırmaktır.

Ültimatom ve Seçenekler: Kuveyt'teki Irak kuvvetlerine bir ültimatom verilerek, üç seçenek sunulacaktır:

Kuzeye Geri Çekilme (Tahliye Koridoru): Irak kuvvetlerine, belirli bir zaman dilimi içinde ve belirlenmiş güzergâhlar üzerinden Irak topraklarına geri çekilme imkanı tanınabilir. Bu geri çekilme, koalisyon güçlerinin kontrolü altında ve ateşkes koşullarına uygun olarak gerçekleşecektir. Koalisyon güçleri, stratejik ve taktik duruma göre bu geri çekilmeyi engelleyebilir veya kolaylaştırabilir. 
Koşulsuz Teslimiyet: Irak kuvvetlerine, tüm silah ve teçhizatlarıyla birlikte koşulsuz olarak teslim olma çağrısı yapılacaktır. Bu, çatışmaların sona ermesi ve can kayıplarının önlenmesi için en tercih edilen seçenektir. Teslim olan askerler, uluslararası hukuk ve savaş esiri statüsüne uygun olarak muamele görecektir.

İmha (Yok Etme): İlk iki seçeneği reddeden veya direnmeye devam eden düşman kuvvetleri, yoğun hava ve kara taarruzlarıyla imha edilecektir. Bu, son çare olarak uygulanacak ve düşmanın muharebe gücünün tamamen ortadan kaldırılmasını hedefleyecektir.

Kuveyt'in Kurtarılması: Bu harekatın nihai amacı, Kuveyt topraklarının Irak işgalinden kurtarılması ve Kuveyt halkının egemenliğinin yeniden tesis edilmesidir. Bu, düşük zayiatla ve mümkün olan en kısa sürede gerçekleştirilmelidir.

3) Düşman Kuvvetlerinin Yıpratılması (Attrition of Enemy Forces):

Bu aşama, koalisyon hava kuvvetlerinin Irak ordusunun kara birliklerini sürekli olarak hedef alarak, muharebe gücünü önemli ölçüde azaltmayı hedefliyordu. Schwarzkopf, bu aşamada Irak kuvvetlerinin en az %50 oranında yıpratılmasını öngörüyordu. Bu, hava gücünün ne kadar önemli bir rol oynayacağının bir göstergesiydi. Bu aşamada, tanklar, zırhlı araçlar, topçu bataryaları, lojistik konvoyları ve birlik yığınakları gibi hedefler yoğun hava saldırılarına maruz kalacaktı. Bu aşamanın amacı, kara harekatı başlamadan önce Irak ordusunun direncini kırmak ve koalisyon güçlerinin kayıplarını en aza indirmekti.

4)Kara Saldırısı (Ground Offensive):

Bu aşama, hava harekatıyla zayıflatılmış Irak ordusuna karşı koalisyon kara birliklerinin Kuveyt'i kurtarmak ve Irak topraklarında ilerlemek için başlattığı taarruzu kapsıyordu. Bu aşama, hızlı ve kararlı bir ilerleme öngörüyordu. Schwarzkopf'un planı, Irak savunma hatlarını yandan kuşatmayı ve Irak ordusunu hızla etkisiz hale getirmeyi hedefliyordu.

Dört günlük kara harekâtının  ardından, 28 Şubat'ta Irak kuvvetlerinin Kuveyt'ten çekilmesiyle (geri çekilirken çok sayıda petrol kuyusunu ateşe vermeleri ile birlikte), Başkan Bush ateşkes ilan ederek Körfez Savaşı'nı sona erdirdi ve Kuveyt'in kurtuluşunu teyit etti.

Irak'ın Kuveyt'te yaklaşık 300.000 askeri konuşlandırdığı tahmin edilmektedir. Savaş, Irak kuvvetlerinin 28 Şubat'ta geri çekilmesiyle sona ermiş ve Irak 6 Nisan'da ateşkes koşulları resmen kabul etti. Koalisyon güçlerinin doğrudan çatışma kaynaklı kayıplarının yaklaşık 250 personel olduğu tahmin edilmektedir. Bu kayıpların çoğunluğunu Amerikalı askerler oluştururken, 47 Britanyalı asker de hayatını kaybetmiştir. Kara harekatında 20.000 ila 35.000 arasında Irak askerinin öldüğü tahmin edilmektedir. Çatışmalar sonucunda Irak'taki sivil kayıplarının ise 100.000 ila 200.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir.

Sonuç olarak, Çöl Fırtınası Harekâtı, modern harp tarihinin en kapsamlı ve stratejik birlik harekâtlarından biri olarak kayıtlara geçmiştir. ABD Merkez Komutanlığı Komutanı Orgeneral Norman Schwarzkopf, Jr. komutasındaki koalisyon güçleri, titiz planlama, etkili lojistik destek ve yenilikçi taktikler sayesinde zaferi elde etmiştir. Harekâtın dört aşamalı yapısı, Irak kuvvetlerinin savaşma kabiliyetini hızlı ve kesin bir şekilde etkisiz hale getirme amacını başarıyla gerçekleştirmiştir. Bu operasyon, modern harp doktrinlerine önemli katkılarda bulunarak, gelecek nesil savaşçıların eğitim ve yetiştirilmesinde bir referans noktası olmuştur. Çöl Fırtınası, birlik komutanlığı, lojistik yönetim ve ateş desteği koordinasyonu konularında kritik dersler sunarak, askeri strateji ve operasyonel planlamada kalıcı etkiler bırakmıştır.

Yazı dizimizin 2. bölümünü burada tamamlıyoruz. 3. Bölümde görüşmek üzere

Kaynakça

https://foreignpolicy.com/2013/08/26/exclusive-cia-files-prove-america-helped-saddam-as-he-gassed-iran/

https://www.armscontrol.org/act/2006-01/report-confirms-iraq-used-sarin-1991

https://www.airandspaceforces.com/article/0106storm/

https://www.wisconsinproject.org/iraqs-chemical-weapons-program-profile/

https://www.theguardian.com/world/2005/mar/19/iraq.iantraynor

https://www.forcesnews.com/news/remembering-gulf-war-key-facts-figures

https://www.khanacademy.org/humanities/us-history/modern-us/1990s-america/a/the-gulf-war

https://www.defensemedianetwork.com/stories/gulf-war-logistics-marvels-made-the-left-hook-work/

Air War Plans Division-42James R. Cody
From: AWPD-42 to Instant Thunder: Consistent, Evolutionary Thought or Revolutionary Change?, Air University Press Jun. 1, 1996

Araştırmacı Yazar Burak ÖZCAN
Araştırmacı Yazar Burak ÖZCAN
Tüm Makaleler

  • 08.01.2025
  • Süre : 9 dk
  • 1214 kez okundu

Google Ads