Meskûn Mahal Muharebelerinde Tank ve Zırhlı Araçların Yaşadığı Sorunlar
Meskûn mahallere giren tank ve zırhlı araçlar, tanksavar silahları ve hatta molotof kokteyli ile kolayca imha edilebilir. Bu sebeple tank ve zırhlı araçlar, piyade tarafından korunmak zorundadır.
Soğuk Savaş sonrasında meydana gelen savaşlar, daha çok meskûn mahal muharebeleri şeklinde gerçekleşmiştir. Bu muharebelerde, konvansiyonel ve nükleer savaşa göre teşkil ve teçhiz edilmiş olan ordular, büyük sorunlarla karşılaşmıştır.
Bu sorunlardan en çok etkilenenler, tank ve diğer zırhlı araçlar olmuştur. Çünkü, büyük paralara mal olan bu araçların meskûn mahallerde çok da işe yaramadıkları, aksine kolay bir şekilde vurularak zayi oldukları görülmüştür. Bu yazımızda, meskûn mahallerde zırhlı tank ve diğer araçların yaşadığı sorunların nedenleri üzerinde durulacaktır.
Meskûn Mahallerin Özellikleri
Meskûn mahal muharebelerinin, kendine has bazı özellikleri vardır. Bu özellikler tank ve zırhlı araçların üstünlüklerini azaltırken zafiyetlerini ön plana çıkarmaktadır. Örneğin, meskûn mahallerde ateş ve gözetleme imkanları sınırlıdır. Bu durum, tank topu gibi uzun menzilli silahların ateş üstünlüğünü etkisiz hale getirirken zaten kısıtlı olan görüş imkanlarını daha da azaltmaktadır.
Ayrıca meskûn mahal, savunana çok iyi örtü ve gizleme sağlarken zırhlı birliklerin manevra imkanlarını sınırlandırmaktadır. Meskûn mahalde daha çok yakın muharebe önem kazanır. Bu durum, yakın çevresini iyi göremeyen tank ve zırhlı araçlar için ölümcül sonuçlar doğurur.
Meskûn mahallerdeki en büyük sorunlardan biri de savaşın gerçekleştiği yerde sivil nüfusun da bulunmasıdır. Sivil nüfus, askerî harekâtı sınırladığından tank topu ile her yere ateş etmek mümkün olmaz. Savunan taraf; mayın, EYP, bubi tuzakları ve keskin nişancıları etkili şekilde kullanırken taarruz eden taraf aynı hareket serbestîsine değildir.
Meskûn mahaller, savunan tarafından kolaylıkla tahkim edilebilir. Binalar kontrollü bir şekilde yıkılarak taarruz eden taraf tank imha bölgelerine kanalize edilebilir. Tank ve zırhlı araçlara, her binadan çeşitli silahlarla ateş edilebildiğinden, personel kule kapağını açıp dışarıda duramaz. Sadece araç içindeki kısıtlı bir gözetleme imkânı olan cihazları kullanarak etrafını görür.
Tank ve Zırhlı Araçların Zafiyetleri
Binalar, yıkıntılar, barikatlar ve görüşü engelleyen diğer hususlar sebebiyle mürettebatın meskûn mahallerde nişan aletleri ile her istikameti gözetleme yeteneği iyice zayıflar. Çatışmalarda kullanılan mermi ve patlayıcıların çıkardığı duman ve yıkılan binalardan çıkan toz sebebiyle mürettebat neredeyse hiçbir şey göremez. Bu durum, tank ve diğer zırhlı araçların personelinin, durumsal farkındalığını azaltır. Böylece tank ve zırhlı araçlar, düşman tank avcılarına ve tanksavar silahlarına karşı hassas hale gelir.
Tank ve zırhlı araçlar, çıkardıkları yüksek sesten dolayı hiç bir yere fark edilmeden giremezler. Dolayısıyla, baskın etkisi yaratmaları zordur. Öte yandan; barikatlar, dar cadde ve sokaklar ile moloz yığınları sebebiyle hızlı ilerlemeleri ve hatta ilerlemeleri bile zordur. Tanklar, ağırlıkları sebebiyle her köprüden geçemezler. Etkili şekilde kullanılan mayın ve EYP’ler de ilerlemelerini engeller.
Tanklar, topları oldukça uzun olduğundan dar sokaklar ve yollardaki direk ve diğer engeller sebebiyle istediği istikamete ateş edemezler. Hatta, eğer meskûn mahallerdeki siviller tahliye edilmediyse, neredeyse hiçbir yere ateş etmeleri mümkün değildir. Çünkü tank ateşi, sivillere ve yaşadıkları binalara zarar verir.
Meskûn mahallere giren tank ve zırhlı araçlar, tanksavar silahları ve hatta molotof kokteyli ile kolayca imha edilebilir. Bu sebeple tank ve zırhlı araçlar, piyade tarafından korunmak zorundadır. Ayrıca, birbirlerini destekleme zorunluluğu yüzünden tek başına hareket etmeleri de mümkün değildir.
Tank silahlarının maksimum ve minimum yükseliş sınırları vardır. Yani binaların üst kısımlarına ve yakın çevresindeki yer hedeflerine ateş edemezler. Bu durum, bina çatılarına ve üst katlarına tertiplenmiş tanksavar silahlarına karşı savunma imkanlarını azaltır. Ayrıca, yakın çevredeki ateş ve gözetleme sahasındaki ölü bölgeler yüzünden tank avcı timleri kolayca taklara yaklaşabilir.
Tankların piyadelerle birlikte hareket etmesi, bu zafiyetleri azaltır. Ancak aktif ve reaktif zırha sahip tanklar, tanka ateş edildiğinde zırhın vereceği tepkinin sebep olduğu patlamalar, yakındaki piyadeye de zarar verir. Bu sebeple, piyade bu tür tankların yakın çevresinde ilerleyemez.
Tank ve zırhlı araçlar, meskûn mahallerdeki sert zemin, yıkılan binalardan çıkan metal parçaları, hafriyat, banketler ve buna benzer şeyler sebebiyle daha çok arıza yaparlar. Özellikle de palet arızaları daha sık görülür. Bu sebeple tank ve zırhlı araçlar, meskûn mahallerde daha çok ikmal ve bakıma ihtiyaç duyarlar.
Sonuç
Tüm bu hususlar, tank ve zırhlı araçların meskûn mahalde açık alanlara göre daha az kullanılmasını gerektirir. Kullanılacakları görevler ise piyadeyi ateşleriyle desteklemek, ikmal malzemelerin en ilerideki unsurlara kadar taşınması, termal kamera ve gece görüş teçhizatı ile gözetleme, yaralı tahliyesi ve personel taşınması gibi alanlarla sınırlıdır.