Taktik Füze Sistemi ATACMS, Ukrayna’ya Savaşı Kazandırabilir mi?
Rusya-Ukrayna Savaşında ATACMS çokça konuşulan bir silah haline geldi. Nitekim bugünlerde, henüz harekât sahasında çok yeni olan ATACMS’ların Rus Ordu birliklerine zor günler yaşatmaya başladığına dair cepheden haberler servis ediliyor.
ATACMS Sisteminin Özellikleri
Taktik Füze Sistemi (The Army Tactical Missile System - ATACMS), dünya ordularının envanterinde yer alan klasik topların, roketlerin ve diğer füzelerin menzilinin çok ötesindeki hedefleri vurabilen, karadan karaya konvansiyonel bir topçu silah sistemi olarak Kara Harekâtları için kullanılan önde gelen silahları arasında sayılıyor. ATACMS füzeleri, Yüksek Hareket Kabiliyetli Topçu Roket Sistemi olan tekerlekli M142 HIMARS (High Mobility Artillery Rocket System) ve Çok Namlulu Roket Atar Sistemi (ÇNRA) olarak bilinen paletli M270 MLRS (Multiple Launch Rocket System) platformlarından ateşlenmektedir.
MGM-140 ATACMS, Kara Harekâtını yöneten komutanların, savaş alanını şekillendirmek için anında ateş gücü sağlayan uzun menzilli, güdümlü füzeleri satıhtan satha atışlar şeklinde hedefleri vurabilmelerini sağlar. Her ATACMS füzesi ÇNRA fırlatma poduna benzer bir şekilde paketlenir ve ÇNRA ailesi fırlatıcılardan ateşlenir.
300 kilometreye (190 mil) kadar menzili olan ATACMS füzelerinde GPS güdümü kullanıları. 500 libre ağırlığındaki WDU18 tipi harp başlıkları parça tesirli olabildiği gibi hedef üzerinde kaplama sağlayan düzenek yapısında da üretilebilmektedir.
ATACMS; Ling-Temco-Vought (LTV) tarafından geliştirilen ve Lockheed Martin tarafından modifiye edilen yeni nesil karadan karaya füzeler arasında yer almaktadır. Her biri 13 feet (4 metre) uzunluğunda ve 24 inç (610 mm) çapında olan bu füzelerde katı yakıt kullanılmaktadır. ATACMS füzesini geliştirme projesi 1980 yılında başlatıldı. Bu proje, daha sonra 1981 yılında DARPA'nın Düşman Hücumlarını Durdurma (Assault Breaker) maksatlı ürettiği füze sistemi ile Hava Kuvvetlerinin Konvansiyonel stand-off silah projesi (Conventional Standoff Weapon (CSW)) ile birleştirildi ve ismi müşterek (joint) taktik füze sistemi olarak değiştirildi. Buna rağmen sonraki yıllarda ATACMS ismiyle Kara Kuvvetleri adına proje devam ettirildi.
ATACMS Sistemini İyileştirme Programları
ATACMS sisteminin harekât şartlarındaki ilk kullanımı 1991 yılında icra edilen Çöl Fırtınası Harekâtı sırasında oldu. Bu savaş esnasında 32 adet füze, M270 MLRS sistemi kullanılarak ateşlendi ve oldukça başarılı denemeler olarak kayıtlara geçti. Buradan güç alan Amerikan Kara Kuvvetleri, 2003 yılında gerçekleştirilen Irak işgali esnasında 450’den fazla ATACMS füzesini Irak mevzilerine fırlattı. Çok sayıda hedefi vurdu. Bununla birlikte, yüksek maliyeti göz önünde bulundurularak, Amerikan Ordusu tarafından program kapatılmak zorunda kalındı. Yine de envanterdeki ATACMS füzeleri harcanıncaya kadar sistemler faal tutulmaya devam edildi. Hatta daha sonraları görülen lüzum üzerine, ATACMS’ların hizmet ömrünü uzatma programı (Service Life Extension Program - SLEP) da uygulanmak suretiyle füzelerin faal tutulması yoluna gidildi.
SLEP modernizasyonuyla birlikte füze sisteminin ateşleme ve güdüm sistemleri iyileştirildi. Misket bombası tarzı füze başlıkları sisteme entegre edildi. İstenen kaplama alanı ihtiyacına karşılık gelecek şekilde değişik hassas tapalar (proximity) da kullanıma sokuldu. Lockheed Martin destekli yürütülen SLEP programı ile ATACMS füzelerinin 2022 yılına kadar kullanım ömrü uzatılmakla birlikte, yapılan son değerlendirmeler doğrultusunda, bu füzelerin bir süre daha Amerikan Ordusunun envanterinde kalmaya devam etmesine karar verildi.
Bunun üzerine de Lockheed Martin tarafından Harpoon füzelerinde kullanılan WDU-18/B harp başlığının, ATACMS füzelerine entegre edilmesi (M57 başlığı) istendi. Devam etmekte olan bu süreç 2024 yılında tamamlanacak şekilde projelendirildi. Öte yandan ATACMS füze başlıklarına satıhtaki (kara ve deniz) hareketli hedeflerini arayıp bulması, vurması için entegre edilmek istenen arayıcı başlık entegrasyon projesi 2016 yılında başlatılmasına rağmen, benzer başlık programlarıyla yaşanan çakışmalar nedeniyle, 2020 yılı Aralık ayında bu proje sonlandırılmak durumunda kalındı. Her şeye rağmen Pentagon, 2023 yılı içinde 1.700 adet ilave ATACMS füzesinin üretilmesine onay verdi. Dolayısıyla, ATACMS sisteminin daha uzun yıllar ABD Ordusu tarafından kullanılmaya devam edileceği anlaşılıyor.
Ukrayna’ya Teslim Edilen ATACMS Sistemi Ruslara Zor Günler Yaşatmaya Başladı
ATACMS, Irak’taki kullanımlarından sonraki en ciddi sınavını bugünlerde Ukrayna’da veriyor. 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan 20 ay sonra, ABD ATACMS sistemini 2023 yılının Ekim ayında Ukrayna Ordusunun kullanımına verdi.
Bu füzelerin kullanımıyla birlikte, ülkenin güneyindeki Rus kara koridorunun tamamını kapsama alanının içine alabilecek ateş gücüne Ukrayna Ordusu erişmiş oldu. Ayrıca Rusya'nın Ukrayna içinde (Kırım'ın kuzeyinde) sahip olduğu hava üslerinin büyük çoğunluğu da ATACMS menzilinin içinde kaldı. Böylece bu hava üslerinde konuşlu Rus taarruz helikopterlerinin hava harekât yapma yetenekleri sekteye uğratılırken, Ukrayna derinliklerinde daha az sayıda Rus taarruz helikopterinin görülmeye başlamasına neden oldu. Birkaç hafta zarfında Rus Ordusunun işlerini zorlaştıran ATACMS, sahada etkin bir silah olarak Ukrayna Ordusuna büyük fayda sağlaması yönüyle bu savaşı takip eden uzmanların fazlasıyla dikkatlerini üzerine çekti. Başka bir ifadeyle bir anda ATACMS çokça konuşulan bir silah haline geldi. Nitekim bugünlerde, henüz harekât sahasında çok yeni olan ATACMS’ların Rus Ordu birliklerine zor günler yaşatmaya başladığına dair cepheden haberler servis ediliyor. Buna önlem olarak Rusların, ATACMS menzili içinde kalan kritik önemdeki vurucu güç unsurlarını daha emniyetli geri bölgelere kaydırmak zorunda kalacağı yönünde değerlendirmeler yapılıyor.
ABD, Ukrayna’ya gönderdiği diğer silah yardımlarının aksine ATACMS sistemini biraz sessiz sedasız göndermeyi tercih etti. Bu nedenle sahada görülünceye kadar çok az kimsenin ATACMS’ların gelişinden haberdar olduğu söylenebilir. Bu ‘sessizlik’, Rusların hiç beklemediği bir zamanda, gece şartlarında Rus hava üslerinin ATACMS tarafından sürpriz bir taarruzla Ukrayna Ordusunun tarafından ateş altına alınmasını sağladı. Bu ilk taarruzlar esnasında, Berdiansk ve Luhansk yakınlarındaki hava üslerinde konuşlu bulunan en az 9 adet Rus askeri helikopteriyle diğer yüksek değerlikli ekipmanların imha edildiğine dair istihbarat kıymetlendirmelerine rastlanıldı. Bu ilk kullanımla birlikte, nihayetinde Ukrayna'ya teslim edilen ATACMS füzelerinin, özellikle de misket başlıklı olanların ne kadar etkili olduğunun da görülmesini sağladı.
Ukrayna’ya Verilen ATACMS Füzeleri, Kısa Menzilli ve Sadece Misket Türü Harp Başlığına Sahip Versiyonlardır
Şu ana kadar ABD'nin Ukrayna'ya en uzun menzilli olanlar (186 mil) yerine en fazla 100 mile erişebilen ATACMS versiyonlarından verdiğine inanılıyor. Yeni füze teslimatlarının zamanlaması ve ölçeği konusunda henüz resmi bir teyit olmasa da Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, ABD'nin ATACMS füzelerinin düzenli sevkiyatını devam ettirmesinin ve ATACMS’ın daha uzun menzilli versiyonlardan da göndermesinin beklendiğini söyledi.
Ukrayna'nın elinde bulunan misket başlıklı ATACMS füzelerini; yerde konuşlu helikopterler ve uçaklar yanında nispeten korunmasız hedefler arasında sayılan hava savunma sistemlerine, savaş gemilerine, mühimmat depolarına, bakım ünitelerine karşı etkili bir şekilde kullanmaya devam etmesi bekleniyor. Bu nedenle Rus Ordusunun korunmasız vaziyetteki sistemlerini, ekipmanlarını acilen korunaklı, daha uzak bölgelere kaydırması gerekiyor. Ruslar açısından burada en kritik unsur taarruz helikopterleridir. Zira Rus Ordusu, Ukrayna’nın olası karşı taarruza kalkışmasına engel olabilmek için taarruz helikopterleriyle zaman zaman derin harekât yapıyordu. ATACMS’ların gelmesi, Rusların sahadaki üstünlüğünü bir anlamda ortadan kaldırdı. Taarruz helikopterleri yerde konuşlu oldukları zamanda ATACMS’lar için en cazip hedefler olacaklarından, Rusların cepheye yakın hava üslerine konuşlandırdığı taarruz helikopterlerini ya korunaklı sığınaklarda tutması gerekiyor ya da geri bölgelere kaydırması gerekiyor. Elde yeter sayıda sığınak olmadığı değerlendirildiğinde, Rusların geri bölgeye helikopterleri konuşlandırmaktan başka yakın dönemde çareleri kalmıyor. Bu durumda cepheye uzak üslere konuşlandırılacak Rus taarruz helikopterlerinin bundan böyle Ukrayna Ordusunun geri bölgelerine ulaşması, derin harekât icra edebilmeleri gittikçe zorlaşacaktır. Ruslar açısından ortaya çıkan ATACMS taarruzlarının neden olduğu zafiyet, doğal olarak Ukrayna Ordusunun elini güçlendiriyor. Eğer Ruslar ATACMS için gereken önleyici tedbirleri geliştiremezlerse, önümüzdeki bahar aylarında Ukrayna Ordusunun karşı taarruzunu başlatmasına da engel olmayacaklarını iddia edebiliriz.
Önümüzdeki haftalarda ATACMS'nin en önemli hedeflerinden birinin Ukrayna'nın güney ve doğusundaki bölgelerdeki Rus askerlerini korumak için konuşlandırılan Rus hava savunma sistemleri olacağına inanıyorum. Taarruz helikopterlerinde olduğu üzere, ATACMS füzelerinin etkili menzili içinde kalan Rus hava savunma sistemlerinin kullanımı da tehlikeye girecektir. Bunun anlamı, Rus hava savunma sistemlerinin Ukrayna hava taarruzlarına karşı Rus ordusuna koruma sağlamakta zorlanacağıdır. Öyle ki, Ukrayna'nın ATACMS füzeleri ile Luhansk yakınlarındaki S-400 SAM'larını hedef aldığına dair duyumlar paylaşılıyor.
Birkaç ay içinde ATACMS ile Rus hava savunma sistemlerinin metodik bir şekilde imha edilme olasılığı ortaya çıkmıştır. Rus savunma silahlarının sahadan temizlenmesi halinde, Ukrayna’ya ait insansız hava araçları ve yine İngiliz askerî yardımıyla gelen Storm Shadow tipi seyir füzelerinin Rus askeri birliklerine daha etkin bir şekilde saldırılar düzenlemeleri, Rus cephesinin geri bölgesine taciz uçuşlarının atrıtılması öngörülüyor. Hatırlanacağı üzere Ukrayna, yaz aylarında Rus işgali altındaki Kırım topraklarındaki hava savunma sistemlerini teker teker devre dışı bırakacak saldırlar düzenlemişti. Bunun neticesinde bu yılın Eylül ayı içerisinde bir Rus savaş gemisini, bir denizaltısını ve Rus Karadeniz Filosunun karargâhını hedef alan taarruzlarını icra etmekte zorlanmadı. Benzer şekilde Ukrayna’nın doğu ve güneydoğusundaki Rus birliklerine koruma sağlamakta olan entegre hava savunma sisteminin zamanla ortadan kaldırılması/baskı altında tutulması, Ukrayna hava platformlarının, özellikle de taktik keşif görevlerinde kullanılan İHA'ların Rus birliklerinin her hareketini gözetlemesi, gerektiğinde kritik bölgelere İHA taarruzlarının yoğunlaştırılması daha kolaylıkla yapılabilecektir.
Sonuç
Halihazırda Ukrayna Ordusuna teslim edilen ATACMS füzelerinde parça tesirli tipteki misket başlıklarını kullanılıyor. Mevcut haliyle ATACMS füzeleri şüphesiz savaşın tüm dengesini, dinamiklerini kesin olarak Ukrayna'nın lehine değiştirebilecek özellikte güçlü bir silah değildir. Kaldı ki lojistik açıdan önemli yüksek olan, yolları birbirine bağlayan bağlantı noktaları olan köprüleri ve güçlendirilmiş komuta kontrol yerleşkeleri gibi önemli hedefleri mevcut ATACMS füze başlıklarıyla vurabilmek olası değildir. Zira misket başlıkları sadece yumuşak hedeflere karşı etkili olan bir başlık türüdür. Oysa sert hedeflere karşı etkili olan ATACMS’ın uygun özellikli harp başlıklarının kullanılması zorunluluğu bulunmaktadır. ABD, daha uzun menzilli ve sert hedeflere karşı da kullanılabilen ATACMS versiyonlarını Ukrayna’ya vermediği takdirde, bu silahın Rus cephesindeki birliklerin düzenini bozmakla birlikte, savaşı Ukrayna’ya kazandıracak ‘oyun değiştirici’ rolü oynayamayacaktır.