Ukrayna’da İngiliz Challenger 2 Tankları Neden Sorun Yaşıyor?
1. Dünya Savaşı sırasında aşırı güçlenen ateş destek vasıtaları ve tel engeller sebebiyle zayiatlar arttı, mevzi harpleri arttı, savaş durağanlaştı. Taraflar çareler aramaya başladılar. Tanklar bu arayışın sonucunda ilk defa İngilizler tarafından geliştirilen bir savaş aracı oldu.
İnternette, Forbes Dergisi’nin Challenger 2 tanklarının çok ağır, korumadan yoksun ve çok fazla desteğe ihtiyaç duyduğu için Ukrayna'ya uygun olmadığını anlatan bir yazısına rastladım. Bunun üzerine başka sitelere de baktım ve İngilizlerin ana muharebe tankı olan Challenger tankı hakkında bazı bilgileri derledim. Aşağıda anlatacaklarım, derlediğim bu bilgiler ışığında yazılmıştır.
İngiltere, ilk defa tank yapan, yani tankı icat eden devlettir. 1. Dünya Savaşı sırasında aşırı güçlenen ateş destek vasıtaları ve yeni kullanılmaya başlanan tel engeller sebebiyle ordular çok fazla zayiat verince, taraflar savaşın tıkanıklığını aşmak ve mevzi harbinin durağanlığına son vermek için çareler aramaya başlamışlardır.
Bunun sonucunda Almanlar, gaz mermilerini bulmuşlar, ayrıca yeni taarruz ve savunma konseptleri geliştirmişlerdir. İngilizler ise tel engeller ve yoğun topçu baraj ateşleri ile makineli tüfek tevkif ateşleri yüzünden çok fazla zayiat veren piyadeyi zayiat vermeden düşman savunma mevziine götürecek bir araç tasarlamışlardır.
Bu aracın Almanlar tarafından öğrenilmesini önlemek için yazışma ve haberleşmelerde araçtan “Tank” kod adıyla bahsetmişlerdir. Böylece savaş tarihinde tanklar ilk defa İngilizler tarafından 1916’da Avrupa Batı Cephesi’nde kullanılmıştır. Tanklar, böyle bir silahı/aracı ilk defa gören Alman ordusu üzerinde şok etkisi yaratarak mevzilerin yarılmasını sağlamıştır. Ancak, yeni doktrin ve konseptler oluşturulmadığından, 1. Dünya Savaşı’nın sonucu üzerinde pek etkili olmamışlardır.
Bununla birlikte, savaş süresince yeni tanklar geliştirilmeye devam edilmiştir. İngilizlerin ardından Fransızlar da kendi tanklarını yapmıştır ancak ne İngiliz nede Fransız tanklarının bu günkü tanklar gibi kuleleri yoktur. İçlerinde belli bir miktarda piyade askeri de taşıyan bu ilk tanklar, günümüzdeki tanklardan çok zırhlı muharebe araçlarına benzemektedir.
Tanklar savaş alanındaki önemlerini, 2. Dünya Savaşı’nda ispatlamışlardır. Tankları ordularında kitlesel olarak kullanan ve bunlar için oluşturdukları doktrin ve konseptlerle savaşın başından itibaren birçok kısa süreli ve kesin sonuçlu muharebe kazananlar Almanlar olmuştur. Tank kullanımı hızla diğer ordularda da yaygınlaşmıştır.
İngilizler 1. Dünya Savaşı sonrasında da tank üretmeye ve bu tankları geliştirmeye devam ettiklerinden 2. Dünya Savaşı sırasında hemen Almanlar gibi zırhlı birlikler teşkiline ve bunlar için doktrin ve konseptler oluşturmaya başlamışlardır. Her ne kadar Almanlar kadar iyi tanklar üretemeseler de savaş sonrasında kendi tank modellerini geliştirmeye devam etmişlerdir. Bu sebeple, İngiltere’nin dünyada tank üretimi konusunda en geniş tecrübeye sahip devlet olduğunu söylemek mümkündür.
İngilizler, günümüzde de bütün dünya tarafından bilinen ve temel birkaç tank modelinden biri olan Challenger tanklarını üretmektedir. Challenger tankı; Rus “T” serisi tanklar, Alman Leopard tankları, Amerikan Abrams Tankları gibi en prestijli tanklar arasında sayılmaktadır.
Bununla birlikte, Ukrayna’da yaşanan muharebelerde bu tankların başına gelenler, Challenger tanklarının yeterliliğinin sorgulanmasına sebep olmuştur. Gerçi başta Rus “T” serisi tanklar olmak üzere Alman Leopard tankları ile Amerikan Abrams tankları da benzer eleştirilerle karşı karşıya kalmaktadır ancak Batı dünyasında özellikle Challenger eleştirilerde daha ön plana çıkmaktadır.
Bu eleştiriler yeni olsa da aslında dile getirilen sorunlar yeni değildir. Fakat medya organları, Abrams ve Leopard tankları gibi Challenger tanklarının da Ukrayna'dan önce birçok savaş alanında kullanıldığını, hasar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini unutmuş veya hiç farkına varmamış gibi görünmektedir. Çünkü neredeyse hiç kimse, savaşan taraflar arasında güç eşitliğinin olmadığı Irak ve Afganistan'daki savaşlarda bu tankları kullanan orduların verdiği zayiatı dile getirmemiştir.
Challenger, 2003 yılında Irak'ın işgalinde kullanılmış ve savaş sonrasında da Irak’ta konuşlandırılmıştır. Bu süreçte Challenger tanklarının birkaçı hasar görmüş, hatta bir tanesinin ön zırhı bir RPG tarafından delinmiş ve sürücü yaralanmıştır. Birçok tank da yumuşak zeminde sıkışıp kalmış ve çekilerek kurtarılmak zorunda kalmıştır.
O zamanlar hiç kimse Challenger tanklarının yetersizliğinden bahsetmemiştir çünkü çok daha fazla Irak tankı etkisiz hale getirilmiştir. Bu sebeple Challenger, mürettebatı için genel olarak mükemmel bir korumaya sahip olduğu için övülmüştür. Bu gün de Batılı bazı yazarlar tarafından basın organlarında övülmeye devam edilse de artık Challenger tankının başarılarından çok başarısızlıkları tartışılmaktadır.
Basın görmese de İngilizler, daha önceki savaşlarda tankın zafiyetlerini görmüş olmalılar ki Ukrayna'daki savaştan çok önce Challenger 3 modelini geliştirmeye başlamışlardır. Bu yeni model tank, sensörler ve elektronik sistemlerde bazı iyileştirmelerin yanı sıra APFSDS (Zırh Delici Kanatçıkla Stabilize Edlimiş Sabot Mermisi)'yi başlatabilmek için yivsiz silahlara da sahip olacaktır.
Challenger 2
Polonya'da çamurda bir İngiliz Ordusu Challenger 2
İngilizler ihtiyacı önceden tespit etse de basın organlarında tartışmaların Ukrayna Savaşı ile başlaması, bir Challenger tankının Ruslar tarafından vurulması ile başlamıştır. Ancak bunun tek sebebi, tankın imha olması ile ilgili değildir. Ukrayna’da vurulmayan tanklar da birçok sorun yaşanmış, örneğin çamura saplanmış, çamura saplananlar kolay kurtarılamamış ve birçok arıza yapmıştır. Bu sebeple kendilerinden beklenen performansı gösterememiş ve taarruzi harekatta başarılı olamamışlardır.
Gerçi diğer ülkelerin tankları (Leopard ve Abrams gibi) de aynı sorunları yaşamıştır. Üstelik İngiltere, Ukrayna’ya savaşın gidişatını değiştirecek kadar çok tank da vermemiştir. İngiltere, Ukrayna'ya 14 adet 71 tonluk Challenger 2 tankı bağışlamıştır. Ukrayna hava hücum kuvvetlerinin 82. Tugayı’nın, geçen yaz sonlarında Ukrayna'nın güneyindeki Robotyne civarındaki çatışmaları sırasında bu tanklardan biri imha edilmiş, geriye 13 tank kalmıştır.
Evet, Challenger tanklarını savunanların dediği gibi İngilizler bu tankı 2003'te Irak işgali sırasında başarıyla kullanmışlardır. Ancak, Irak ordusu İngilizlerin karşısına hem eski nesil bakımsız Sovyet tankları ile çıkmış, hem de tanklarını yanlış kullanmıştır. Üstelik Irak’ın hava üstünlüğü konusunda esamesi bile okunmamıştır. Irak ordusunun bu gün Ukrayna ordusu kadar çok, çeşitli ve modern tanksavar silahı da yoktur. İHA, SİHA ve dronlar ise o zaman henüz kimse tarafından etkin olarak kullanılmamaktadır.
Bu sebeple Ukrayna tecrübesi, İngilizler açısından çok önemlidir. Çünkü Challenger 2, İngiliz Ordusunun tek tankıdır. Yani bu model işe yaramadı ama diğer modeli kullanırız deme şansları yoktur. Öte yandan, Challenger 2’ler Ukrayna’da işe yaramıyorsa, başka yerlerde de muhtemelen işe yaramayacaktır.
Challenger 2 tanklarının Ukrayna için hiç de uygun olmadıkları açıktır. Çünkü bu tank, yağışı bol olan Ukrayna’da tarım yapılan topraklardaki çamurlu zeminde hareket edebilmek için çok ağırdır. Ağırlığı sebebiyle hareket kabiliyeti çok düşüktür. Ukraynalı tank personelinin bazı basın organlarına verdiği ifadelerden de anlaşıldığı gibi tankın 1.200 beygir gücündeki motoru, 71 tonluk bir araç için yeterince güçlü değildir.
Bu sebeple sık sık çamura saplanıp kalmakta ve kurtarıcılarla (zırhlı istihkam araçlarıyla) çekilmeleri oldukça zor olmaktadır. Savaşın en şiddetli anlarında çamura saplanıp kalan ve çekilip kurtarılamayan bir tank, doğal olarak savunmasız bir tank haline gelmektedir.
Challenger II tankları Ukrayna'da çamur sorunu yaşamaktadır çünkü o kadar ağır ki en küçük yumuşak zemine bile batabilmektedir. Gerçi daha hafif olan Rus tankları da çamura batabilmektedir. Ancak daha hafif olduklarında daha hem daha az batmakta hem de battıklarında daha kolay kurtarılabilmektedir. Çünkü Rus tanklarının zemin basıncı daha düşük ve ton başına düşen motor beygir gücü daha yüksektir.
Örneğin Rus malı T-90 M tankı, 48 ton olup, 4.280 m zemine temas eden palet uzunluğuna ve 0.580 m palet genişliğine sahiptir. Bu da 4.9648 m2 temas alanına sahip olduğu anlamına gelmektedir. Ağırlığı buna bölünce, T-90M'nin m2 başına 9.668 ton zemin basıncına sahip olduğu görülmektedir.
Challenger 2 tankı ise 75 ton olup, 4.790 m zemine temas eden palet uzunluğuna ve 0.650 m palet genişliğine sahiptir. Bu da 6.227 m2 temas alanına sahip olduğu anlamına gelmektedir. Ağırlığı buna bölersek Challenger 2'nin m2 başına 12.044 ton zemin basıncına sahip olduğunu görülmektedir. Bu da Challenger’in metrekareye uyguladığı basıncın T-90M'den %25 daha yüksek olduğunu göstermektedir.
Aynı durum motor gücü açısından da geçerlidir. T-90M, 48 tonluk ağırlığı için 1130 BG'ne sahiptir ve bu da 23,5 BG/T'lik bir oran sağlamaktadır. Challenger 2 ise 75 tonluk ağırlığı için 1200 BG'ne sahiptir ve bu da 16 BG/T'lik bir oran sağlamaktadır.
Hem temas basıncı hem de hp/t açısından Challenger 2, şu anda sahadaki en ağır Rus tanklarından çok daha geridedir. Bu sebeple çok hantal bir tanktır ve bu da onun çamura kolay saplanmasına katkıda bulunmaktadır.
Challenger tanklarının zırh koruması da problemlidir. Bu sebeple, Challenger 2 tanklarının 1990'larda katıldığı Bosna'daki ilk muharebe harekâtından bu yana her zaman gövdelerinin yanlarına ve ön alt plakaya ilave zırh konulmaktadır. Bu bölgeler, Challenger 2'nin en savunmasız olduğu yerlerdir.
Ukrayna bu ilave zırh kitlerini hiçbir zaman alamamıştır. Bunun nedeni muhtemelen fazladan üç ton ağırlığın Ukrayna Challenger 2'lerini yumuşak zeminde daha da hareketsiz getirme tehlikesidir. Ukraynalılar bunun yerine Challenger 2'lerin en zayıf yönlerine hafif mazgallı zırh eklemişlerdir.
Ukrayna ordusundaki Challenger 2 tankları
Challenger 2 tanklarının silah sistemlerinde de sıkıntılar bulunmaktadır. Örneğin Challenger 2'nin L30, 120 milimetrelik topu sorunludur. Diğer Batı tanklarındaki yivsiz topların aksine L30 namlusunda yiv ve set vardır. Mühimmatı diğer tankların mühimmatıyla aynı olmadığından Ukraynalıların 13 Challenger 2 için ayrı bir mühimmat ikmal planlaması yapması gerekmektedir.
Bu tankın top namlusunun bakım ve idamesi de sorunludur. Yivsiz bir tank topunun namlu kullanım ömrü 1.500 mermiye kadar çıkarken, yivli bir L30A1 namlusu 500 mermiden sonra yıpranmaktadır. Bu durum belki de en önemli sorundur çünkü zaten tanklarının çamura saplanıp kalmasından endişe duyan 82. Tugay, namlu ömrünü de dikkate alarak onları ön hattın kilometrelerce gerisinde tutmakta ve kundağı motorlu top gibi kullanmaktadır. Yani tanklar, var oluş amaçlarına uygun şekilde kullanılamamaktadır.
Tüm bunlara rağmen Challenger 2 hala iyi tanklardan biridir. Challenger 2 tankları İngiliz ordusu açısından çok önemlidir. Bu önem, sadece performans açısından iyi olmasından kaynaklanmamaktadır. Bir ülkenin kendi tankını üretmesi hem ülkenin prestiji hem de ulusal güvenliği açısından önemlidir
WW2 Churchill tankı
Nitekim İngilizler, 2. Dünya Savaşı’nda da ürettikleri tanklarla ilgili pek çok sorun yaşamışlar ama yine de kendi tanklarıyla kendilerini savunmayı başarmışlardır. Tank üreten diğer ülkelerden bağımsız olarak kendi tanklarını ürettiklerinden 2. Dünya Savaşı'nda ABD’den tank almak zorunda kalmamışlardır.
Evet, Ukrayna’da bir Challenger 2 tankı imha edilmiştir. Muhtemelen daha fazlası da imha olacaktır. Bu durum, Rusya gibi askerî açıdan güçlü bir ülke ile yapılan bir savaşta normaldir. Challenger II hâlâ oldukça yetenekli bir tanktır. Bazı yetersizlikleri ve sorunları olduğu doğrudur. Kolayca vurulabileceği de açıkça görülmüştür. Ancak, Challenger’in vurulması ve gösterdiği zafiyetler sadece bu tanka has bir şey değildir.
Tanksavar silahlarının, SİHA ve dronların çok fazla gelişmesi sebebiyle her ülkenin tankları benzer sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Örneğin Rusya, Ukrayna'yı işgal etmeye başladığı daha ilk ayda binlerce tank kaybetmiştir. Yüksek teknolojiye sahip ekipmanlar olsa bile dünyada yok edilemez tank yoktur. Zaten bu yüzden, artık hiç kimse Batı tanklarının yok edilemez olduğunu iddia etmemektedir.