Uzov Tugayı’nın Yenilikçi Taktikleri ve Rus Tankının Başına Gelenler
Uzov Tugayı birlikleri, dron görüntülerinden tankın hala sağlam ve kullanılabilir durumda olduğunu anlayınca bu tankı ele geçirmeye karar vermiş. Yalnız, tank Rus mevzilerine 300-400 metre mesafede olduğu için bunun gizlice yapılması gerekiyormuş.
Ukrayna’da devam eden savaş, daha ilk gününden itibaren tüm dünyayı hayrete düşüren birçok gelişmeye sahne oldu. İlk olarak, dünyanın en büyük ordularından birine sahip olan Rusya’nın stratejik seviyedeki planlamada ne kadar gerçeklerden kopuk bir hal tarzı seçtiği ortaya çıktı.
Kısa süre sonra da operatif seviyedeki komutanların beceriksizliği sebebiyle ana yollardan uzun konvoylar halinde ilerlemeye çalışan Rus zırhlı birliklerinin bunu beceremediği görüldü. Taktik seviyedeki Rus komutanlarının ise birliklerini sevk ve idare edemediği gibi personeline bile sahip çıkamadığı anlaşıldı.
Bunun sonucunda, her devleti endişeye sürükleyecek kadar güçlü görünen devasa Rus ordusu, onunla boy ölçüşmesi mümkün değil diye düşünülen mütevazi Ukrayna ordusu karşısında binlerce tank ve zırhlı araç kaybetti. Bu araçlar, SİHA’lardan EYP’lere, lazer güdümlü tanksavar silahlarından klasik tanksavar silahlarına ve hatta molotof kokteyline kadar çok çeşitli silahlarla etkisiz hale getirildi.
Ancak yine de bunlar en çok şaşkınlık uyandıran şeyler değildi. Çünkü bunlar, Rusların lojistik sisteminin kötülüğü sebebiyle birçok tank ve zırhlı aracın yakıtı bittiği veya arızalandığı için yol ortasında bırakılmalarının yanında hafif kalıyordu. Nitekim, köylülerin veya göçebe çingenelerin bu şekilde terk edilmiş zırhlı araçları traktörleri ile çekerek Ukrayna ordusuna teslim etmelerine dair trajikomik görüntüler, tüm dünyada şaşkınlıkla karşılandı.
Savaş uzamaya başlayınca Ruslar, durumun vehametini kavradılar. Hata ve eksikliklerini tespit edip düzeltmeye başladılar. Önce komuta yapısında değişikliğe gittiler. Emir-komuta birliği, senkranizasyon ve orkestrasyonu sağlayabilmek için bir harekât komutanı atayıp bütün birlikleri ona bağladılar. Başarısız olan operatif ve stratejik seviyedeki bazı komutanları da değiştirdiler.
Sonra, zırhlı birlik ağırlıklı kuvvet yapısını değiştirmeye yöneldiler. Zırhlı birliklerde piyade sayısını artırdılar veya zırhlı birliklerin emrine piyade birlikleri verdiler. Böylece, zırhlı araçlar piyadelerce korunmaya başlandı.
Yeniliğe gidilen diğer bir husus da kısa sürede binlercesi vurulan ve hayal kırıklığı yaratan tankların ve zırhlı araçların koruma sistemleri oldu. Mürettebatı ile birlikte yok olan ve tüm dünyada prestiji sarsılan Rus tank ve zırhlı araçlarına, ilave koruyucu teçhizatlar eklenmeye başlandı.
Bu geliştirmeler sadece merkezi olarak planlanıp icra edilmedi. Kıta imali şeklinde, bazıları komik görüntüler yaratan birlik seviyesinde geliştirmeler de yapıldı. Dünya basını bunlarla uzun süre dalga geçse de bu çabalar kısmen de olsa işe yaramış gibi görünüyor. Nitekim artık eskisi kadar Rus tankı vurulamamakta, vurulanlar da eskisi gibi taret kısımları uçarak tüm mürettebatı ile birlikte etkisiz hale gelmemektedir.
Ancak halâ; “Bu nasıl olmuş?” dedirtecek bazı olaylar yaşanmaktadır. İnternette savaşla ilgili haberlere göz atarken bu tür bir olay dikkatimi çekti. Haberde anlatıldığına göre; Ukrayna’nın Uzov Tugayı askerleri bir Rus tankını ele geçirip kendileri kullanmaya başlamışlar. Ele geçirilen tank, 2022 yılında imal edildiği söylenen bir geliştirilmiş T-72 B3M tankı.
Tankı ele geçiren ekipten birinin anlattığına göre olay şöyle gerçekleşmiş:
“Bir Rus birliği, uygun koşulların olduğunu düşünerek mahdut hedefli bir taarruza kalkışmış. Fakat Rusları yakından takip eden Uzov Tugayı birlikleri, yoğun topçu ateşi ve tanksavar silahları ile taarruz eden Rus birliğinin araçlarının çoğunu vurmuş. Geriye kalan araçların ve piyadelerin işini ise sivil maksatlı dronlar olan FPV’ler bitirmiş.
Böylece, tank ve zırhlı araçların çoğu imha olmuş. Sadece bir Rus tankı hayatta kalmış ve geriye dönüp kaçmaya başlamış. Ancak hasar görmüş bir Rus tankına çarparak durmuş. Tank mürettebatı, üzerlerinde uçan FPV’lerden korktuklarından, tankı kurtarmaya çalışmak yerine dışarı çıkıp kaçmaya başlamış. Ancak kaçarken dronlar tarafından vurulmuşlar.
Uzov Tugayı birlikleri, dron görüntülerinden tankın hala sağlam ve kullanılabilir durumda olduğunu anlayınca bu tankı ele geçirmeye karar vermiş. Yalnız, tank Rus mevzilerine 300-400 metre mesafede olduğu için bunun gizlice yapılması gerekiyormuş.
Bu sebeple, gece harekete geçmeye karar verilmiş. Bir gece; tank mürettebatı, sıhhiyeci ve piyadelerden oluşan bir ekip dronların korumasında tankın yanına gitmiş. Tank; bir FPV, tanksavar silahı veya topçular tarafından taretinden vurulmasına rağmen yeni koruma sistemleri işe yaradığından imha olmamış. Fakat tankın yanlarına takılan elektronik harp sistemlerinin çok fazla akım çekmesi sebebiyle aküleri tükenmiş.
Bu sebeple tankı çalıştıramayan ekip, geri dönmüş. Ertesi akşam şarjlı akülerle 7 kişilik bir ekip tekrar tankın yanına sızmış ve aküleri takarak küçük arızaları gidermiş. Ruslara çok yakın olduklarından ve ışık kullanamadıklarından bu işlem çok zaman almış. İşi tamamlayan ekip, hava aydınlanmak üzere olduğundan tankı çalıştırmadan geri dönmüş.
Üçüncü akşam, bir tank şoförü ve bir top nişancısı sızarak tankın yanına gitmiş. Tankı çalıştırıp Ukrayna hatlarına doğru sürmeye başlamışlar. Ruslar, başlangıçta tankın kendilerine doğru geldiğini sanıp kendi önlerine topçu ateşi açmışlar. Fakat kısa süre sonra işin doğrusunu anlayınca ateşleri ileriye kaydırmışlar.
Yoğun Rus topçu ateşlerine rağmen tank, görülmemek için hiçbir aydınlatma teçhizatı (onarılamayan arızalı gece görüş sistemini bile) kullanmadan sağlam olarak Ukrayna hatlarına dönmeyi başarmış. Böylece Ruslar bir tank kaybederken Ukraynalılar yeni bir tank sahibi olmuş.
Bu hikâye bize, silah teknolojisi ne kadar gelişmiş olursa olsun silahların zafer kazanamadığını göstermektedir. Bu sebeple; neredeyse tüm dünyada orduların küçülmesi, insan faktörünün geri plana atılarak daha çok teknoloji üzerine yoğunlaşılması bir hatadır. Bir şarkıda da söylendiği gibi savaşta aslolan insandır.
“Tankınız ne güçlü ne güçlü
Yüz insanı ezer geçer
Ama bir kusurcuğu var
Sürecek insan ister.”
Bu örnekten de anlaşıldığı gibi askeri personel eğitimine, eskisinden daha çok önem verilmelidir. Eğitimlerde, sadece askeri konular üzerinde değil; askeri personele vatanseverlik duygusu ve savaşçı bir ruh kazandırılması üzerinde de önemle durulmalıdır.