Pentagon’un Beyni DARPA Benzeri Bir Türk DARPA’sına Türkiye’nin İhtiyacı Yok mu?
Pentagon’a bağlı İleri Savunma Araştırma Projeleri Ajansı veya yaygın bilinen adıyla DARPA (Defense Advanced Research Projects Agency), dünyanın en önde gelen askeri bilim kuruluşu ve Amerika’nın en üst düzeydeki gizli askeri araştırma merkezidir. DARPA, Soğuk Savaş döneminde Rusya'nın Sputnik füzesini uzaya göndermesinin hemen ardından, 1958 yılında Amerikan Kongresi tarafından görülen ihtiyaç üzerine kuruldu.
Amerika Birleşik Devletleri’nde Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı'nın bulunduğu binaya Pentagon deniyor. Pentagon, başkent Washington’da Arlington bölgesinde bulunuyor. 1941 ile 1943 yılları arasında inşa edilen ve iç içe geçen beş tane beşgenden (pentagon, Yunancada beşgen demektir) oluşan bina 600,000 m² toplam alan ve 340,000 m² kullanım alanıyla dünyanın en büyük resmi hizmet için kullanılan binalarından birisi olarak dikkat çekiyor.
Pentagon’a bağlı İleri Savunma Araştırma Projeleri Ajansı veya yaygın bilinen adıyla DARPA (Defense Advanced Research Projects Agency), dünyanın en önde gelen askeri bilim kuruluşu ve Amerika’nın en üst düzeydeki gizli askeri araştırma merkezidir. DARPA, Soğuk Savaş döneminde Rusya'nın Sputnik füzesini uzaya göndermesinin hemen ardından, 1958 yılında Amerikan Kongresi tarafından görülen ihtiyaç üzerine kuruldu.
Burası kısaca Amerikan Savunma Bakanlığının merkezi araştırma ve geliştirme teşkilatı fonksiyonunu yerine getiriyor. DARPA’nın yüklendiği en önemli misyon şöyle tanımlanıyor: Amerikan ordusu için devrim niteliğindeki teknolojileri geliştirmek, bu teknolojilere dayanan askeri projelerin geliştirilmesine ve hayata geçirilmesine rehberlik etmek ve bu çerçevede ABD ordusunun tüm dünya orduları üzerinde teknolojik hakimiyetini tesis etmek. DARPA, “Amerikan ulusal güvenliği için öncü teknolojiler ve yetenekler kazandırmak” olarak kendi fonksiyonunu tanımlıyor.
DARPA, 3,2 milyar dolara ulaşan yıllık bütçesiyle Amerikan askerî AR-GE faaliyetlerine öncülük ediyor. Esasında DARPA, AR-GE ve bilimsel çalışmalarını fiilen kendisi yapmıyor. Bu yönüyle ABD’deki diğer tüm askeri araştırma ajanslarından farklı bir kuruluştur. DARPA’nın program yöneticileri ve idarecileri, savunma sanayisinin bir parçası olmak isteyen bilimsel araştırma ve geliştirme kuruluşlarına, akademisyenlere ve diğer ilgili kamu kuruluşlarına işleri dağıtan, takip eden, bir anlamda yöneten ve sonuçlandıran bir çalışma kültürüne sahiptir. Ordu adına bir işveren gibi çalışır. Ortaya çıkardığı askeri yetenekleri orduya kazandıran bir entegratör veya köprü işlevi görür.
DARPA, kendisine tanınan yetkiler ve açılan alan çerçevesinde, Amerikan Ordusunun ve standart devlet kuruluşlarının doğasında bulunan bürokrasiden veya formalitelerden bağımsız, seri ve hızlı bir çalışma şeklini benimsemiştir. İşleri bizzat ‘yapmaz’ ama sahip olduğu yetkilerle ‘yaptırır.’ Yapmak yerine yaptırmak veya yapılmasını sağlamak, DARPA’nın temel çalışma prensibidir.
Bu çalışma felsefesine uygun olacak şekilde başarılı ve oldukça küçük sayılabilecek bir kadroya sahiptir. DARPA’nın 60 yıllık geçmişine bakıldığında, her biri ortalama beş yıl DARPA’da görev yapan yıllara sâri ortalaması 120 kadar olan program yöneticileriyle devasa AR-GE ve bilimsel programları, projeleri yönettiği görülür. Her biri birer girişimci olarak görev yapan program yöneticilerinin çoğu aynı zamanda kendi alanlarında yetkinliklerini kanıtlamış bilim insanlarıdır. DARPA; özenle seçtiği bu girişimci program yöneticileri vasıtasıyla, ABD genelinde ve yurtdışındaki ulusal laboratuvarlarda, askeri ve ilgili diğer yüklenici tesislerinde, kendisiyle çalışan üniversitelerin laboratuvarlarında görev yapan on binlerce bilim adamını, mühendisini de içine alan yüzlerce araştırma projesini başlatır, denetler ve zamanında bitirilmesini sağlar.
Bugün hepimizin eli ayağı olan internet teknolojisini hayata geçiren kuruluş olarak ‘ünlenen’ ve bu yönüyle ‘zararsız’ işlere imza attığı algısı oluşturulan DARPA’nın program yöneticileri, dünyanın belki de başka hiçbir devlet kurumunda görülmedik ölçüde görev, yetki ve sorumlulukta donatılmışlardır. Program yöneticileri, başlattıkları program kapsamında temas halinde oldukları kişi ve kuruluşları adeta kendi emir ve komutaları altına almak suretiyle, program kapsamındaki tüm işlerin süratle ve bürokratik engellerden muaf olarak yürütülmesini sağlarlar. Programın tartışmasız tek ‘patronu’ olarak görev yaparlar. Dışarıdan neredeyse hiçbir müdahale görmeksizin araştırma ve geliştirme projelerini başlatabilirler, yürütebilirler ve gerektiğinde sonlandırma kararını verebilirler.
DARPA çalışmalarında yüksek seviyede gizliliği esas alıyor. Bugün, dünya genelinde interneti, küresel konumlandırma sistemini (GPS) bulan kuruluş olarak öne çıkarılan DARPA, bu tür haberleri kendisinin yaptığı/yaptırdığı faaliyetleri saklı tutabilmek için bir ‘sır perdesi’ olarak kullanıyor. Esasında DARPA’nın yaptığı ve yapması beklenen işlerin ilk örneğini, bu kuruluşun görünmezlik alanındaki teknoloji geliştirme çalışmalarının bir ürünü olarak ortaya çıkan ve ilk uçuşunu 1977 yılında yapan F-117A uçakları oluşturuyor.
1972 yılına kadar Pentagon’un içinde bir merkez olan DARPA, sonrasında Pentagon’a dört mil uzaklıkta, cam ve çelikten inşa edilmiş, tabelasız bir binaya taşınmış ve faaliyetlerini bu binadaki merkezinden sürdürmeye başlamıştır.
DARPA, 64 yıllık görev ömrü süresince, Amerikan halkını şaşırtan teknolojilere imza attı. Bu nedenle bazı kişiler DARPA’yı ‘Pentagon’un beyni’ olarak nitelendirmeye başladılar. Bazıları ise burayı Amerikan askeri-sanayi kompleksinin merkezi olarak adlandırmanın daha doğru olduğuna inanıyorlar. Tanımlandırma ne olursa olsun, Amerika genelinde DARPA’yı takdir edenler de bu kurumdan korkanlar da oldukça fazla sayıdadır.
Bu arada DARPA hakkında Amerikan kamuoyundaki tartışmaların odağını tartışmalı iki yargı hatta iki önyargı oluşturuyor: Birincisi, “bu kurum Amerikan demokrasisini koruma işlevini görüyor.” İkincisi, “Amerika’nın sürekli savaş odaklı hareket etmesine ve hazır olmasına hizmet ediyor.” Şahsen ikincisinin geçerli olduğuna inanıyorum.
Hakkındaki yargılar veya kaygılar her ne olursa olsun, DARPA bugün Amerikan halkının geleceğinin daha sağlam olmasına hizmet ettiğini düşünüyor. ABD’de askerî sanayi, halk sağlığı, toplumsal ve kültürel yaşama yönelik bazı şeyler, DARPA’nın öncülük ettiği teknolojiler sayesinde ilerliyor. Daha da önemlisi, DARPA, kendi yetkisi ile kapalı kapılar ardında, ileri seviyede askeri bilimin gelişimine öncülük ediyor. Böylece DARPA Amerika’da ve hatta dünyada olmayanı var ediyor, Amerikan hegemonyasının dünya genelinde tesis edilmesini sağlıyor ve DARPA ürünleri savaş alanlarına gönderildiğinde DARPA Amerika’nın hasımlarını yok edici bir fonksiyonu yerine getirmiş oluyor.
DARPA, Amerikan Ordusunun dünyanın başka bir yerinde ortaya çıkacak teknolojik bir sürprizle karşı karşıya kalmaması için çalıyor. Aynı zamanda, Amerika’nın düşmanlarına karşı Amerikan Ordusunun üstün gelmesini sağlayacak teknolojik üstünlüğü ileriye taşıması bekleniyor. Nihai olarak DARPA öncülüğünde geliştirilen Amerikan sürpriz teknolojileri ve yeteneklerinin savaş alanına yansıtılması, öncelikle üstün askeri teknolojiyle zaferlerin kazanılması amaçlanıyor. DARPA, bu amaçlar doğrultusunda durmaksızın radikal inovasyonlara, yeniliklere imza atmaya devam ediyor.
DARPA’nın sitesinde inovasyon vurgusu öne çıkarılıyor: “DARPA'nın başarısı, Ajansın içinde faaliyet gösterdiği dinamik inovasyon ekosistemine bağlıdır ve birden fazla sektörde yer alan DARPA topluluğu (communities) tarafından bu ekosistem beslenmektedir.” DARPA’nın etkileşim içinde olduğu yerler arasında Üniversiteler, Sanayi, Küçül İşletmeler, Hükümet, Kamuoyu ve Medya sayılıyor. Bunların her biri, DARPA’nın ‘ortakları’ olarak lanse ediliyor.
Bu açık ortaklık yapısına rağmen çalışmalarında gizliliğe büyük önem veren DARPA, elinde daha ileri teknolojiler olmadan, geliştirdiği teknolojilerin sahaya yansımasını geciktirmeyi gerekli gören bir anlayışla hareket ediyor. Örneğin 1960’ların başında Vietnam Harbi’nde insansız hava araçları (İHA) geliştirilmeye başlanmıştı. DARPA’nın neredeyse bir 30 yılını alan Silahlı İHA versiyonu ise gündeme getirilmedi, gizli tutuldu. ABD teknolojik olgunluğa eriştiğinde, 2001 yılının Ekim ayından itibaren Afganistan’da silahlı İHA’lar kullanıma sunuldu. Aslında ABD, bu kurumun öncülüğünde gerçekleştirilen İHA çalışmaları sayesinde, diğer gelişmiş ülkelerin oldukça önüne geçtiği anda silahlı İHA teknolojisini açık etmişti. Dünya silahlı İHA’ları ilk defa gördüğünde, ABD silahlı drone teknolojisinde fersah fersah yok katetmişti.
Sonuç olarak, Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon’un en gizli, en güçlü ve en tartışmalı askerî araştırma ve geliştirme teşkilatı olan DARPA; üstlendiği rol ve görevlerle, sadece Amerika’yı değil neredeyse tüm dünyayı geleceğe taşıyor. Hem de bunu alanlarında son derece yetkin 120 kişilik ufacık bir kadroyla yapıyor. Bilim dünyası ile Amerikan ordusunun gizli kapaklı düşüncelerini buluşturan, askeri konseptleri deneyen ve ürünlerini orduya kazandıran DARPA, ABD’nin sır gibi saklamaya çalıştığı askerî alandaki teknolojik üstünlüğünün beyni olarak işlev görmeye devam ediyor.
“Derin Devlet” senaryolarının oldukça itibar gördüğü günümüz Türkiye’sinin aslında DARPA benzeri hakiki bir derin devlete ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de derin devlet denen bir şey olacaksa, bu, DARPA yapısında bir kurum veya kuruluş olmalıdır. İleri teknolojilerle Türk ordusunu Türk DARPA’sı tanıştırmalıdır. Öncü bir kuruluş olarak Savunma Sanayisi Başkanlığının (SSB) yetemediği alanlarda, SSB’yi de aşan bir yetkinlik ve yetkiyle donatılmış olarak görev ve fonksiyonlarını yerine getirebilmelidir. Türk DARPA’sı, kilit teknolojileri ve yetenekleri geliştirme maksatlı başlatılacak milli programlar çerçevesinde, askerî teknoloji ağırlıklı araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ülke çapında yön vermeli, yönetmeli, çözüm ve sonuç odaklı çalışan bir “askeri beyin” olabilmelidir. Gelecek, teknolojidedir. Askeri teknolojide yetkinliği olmayan orduların geleceğin savaşlarını kazanamayacağını yakın dönem tüm savaşlar herkese göstermiştir. Dinamik yapısıyla, bürokratik çarkların dışında kalarak işleri yürütebilecek Türk DARPA’sına, en az ABD kadar Türkiye’nin de ihtiyacı olduğunu inanıyorum.
Kaynakça:
Annie Jacobsen, Pentagon’un Beyni, DARPA’nın Sansürsüz Tarihi, Profil Kitap Birinci Baskı (Türkçe), 2018
https://www.darpa.mil