Bulaşan Siyaset
Milli kavramların içine siyasi ideoloji ve semboller girmemelidir. Farklı görüşteki insanların olabileceği bu tür topluluklara siyaset girerse, oradaki birliktelik ve beraberlik bozulur. Takım ruhu zedelenir.
Siyaset, bazı yerlere hiç mi hiç yakışmaz.
Orduya mesela, camiye de yakışmaz, spora da.
Milli kavramların içine siyasi ideoloji ve semboller girmemelidir. Farklı görüşteki insanların olabileceği bu tür topluluklara siyaset girerse, oradaki birliktelik ve beraberlik bozulur. Takım ruhu zedelenir. Mesela bir komutan siyasi rengini belli ederse, o görüşte olmayan astları onu dinlemez, üstleri ise baskı kurar. Disiplin zedelenir, görevlerin ifasında sorunlar çıkar.
Siyaset; orduya, emniyete, adalete, eğitime ve spora bulaşırsa, düşmanla, cehaletle ve rakiple mücadele edilemez, adalet sarsılır ve her hususta kaybetmek kaçınılmaz olur.
Gelelim Merih Demiral’ın yapmış olduğu işarete. Tüm bir milleti temsil ettiği iddiasıyla yapılan bu işaretin, Türkiye’de genel kabul görmüş manası siyasidir ve bir siyasi parti veya siyasi görüş ile özdeşleşmiştir. UEFA’nın da ceza verme sebebi, hareketi siyasi olarak görmesi ve yorumlamasıdır. Siyasi bulaşmayı, başka bir siyasi bulaşma ile cezalandıran UEFA’nın vermiş olduğu cezanın ağır ve yanlış olması tartışılabilir elbet, ancak buradaki asıl olgu bu hareketin yapılmasının getirdiği sonuçlardır. Merih’in bu hareketi yapması, hem kendine, hem de Türk millî futbol takımına zarar vermiştir. İyi bir Merih’in, özellikle hava hakimiyeti adına, hem defansta, hem hücumda Türk milli futbol takımı için büyük avantaj sağladığı, özellikle Avusturya maçında, görülmüştür. Hollanda ile oynanan çeyrek final maçında, Merih’in özellikle Hollanda’nın baskı kurduğu zamanlarda savunmada çok büyük katkı sağlayabileceği ortadayken, cezası yüzünden oynayamaması, Türk halkını yarı final, final ve belki de kupadan mahrum etmiştir.
Çeyrek finale gelinceye kadar, Türkiye’nin maçlarında hakemlerin genel olarak adil yönetimleri varken, çeyrek final maçında Fransız hakemin, Var hakemi ile birlikte verdiği ve vermediği kararların tartışılması ve genelde Türkiye aleyhtarı olması da, bu genç takımın, tüm ülke ile birlikte yarı final umutlarının bitmesine sebep olmuştur. Bu taraflı tutumun altında yatan gerçeğin, bir maç önce yaşanan siyasallaşmanın hakemlerin kafasında oluşturduğu negatif etki olması da çok muhtemeldir.
Ezcümle, Merih bu hareketi yapmasa ve ceza almasaydı, son sekize kalan takımlara bakıldığında, en genç ve içinde Afrika kökenli siyahi futbolcu bulunmayan yegâne ülke olan Türkiye’nin en azından yarı final oynaması çok muhtemeldi.
Son bir husus, tüm ülkeyi temsil eden milli takımların başarı ve başarısızlıklarından siyasi nema çıkarma gayreti de takımlarımıza zarar vermektedir. Bu turnuvadan, sadece teknik ve taktik olarak değil, siyasi manada da ders alabilirsek, önümüzdeki turnuvalarda daha başarılı olabiliriz.
Türk millî takımının tüm bileşenlerine, halkımıza yaşattığı heyecan, keyif ve gurur için teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Bizim çocuklar, çok daha iyi olacaklar, yeter ki siyasete bulaşmasınlar.