Site İçi Arama

siyaset

Kamusal Tercihte Oy Ticaretine İzin Veriliyor mu? (Bölüm-3)

İyi tanımlanmış ve işleyen yasal düzen içerisinde bile “politik mübadele” zorunlu olarak ekonomik mübadeleyi karakterize eden, karşılıklı alışveriş yapan iki kişiden ziyade, toplumun tüm üyelerini ilgilendirir.

Esas olarak ekonomi teorisinde oldukça ayrıntılı analizler için geliştirilmiş araç ve metotları almakta ve bu araç ve metotları politik sürece, kamu sektörüne, politikaya ve kamu ekonomisine uygulamaktadır. “Kamu Tercihi” analizi, ekonomi teorisinde olduğu gibi, kamu sektöründeki bireysel aktörlerin; örneğin seçmenlerin, yönetime aday olanların, milletvekillerinin, siyasi partilerin liderlerinin ya da parti üyelerinin ve bürokratların davranışlarını, gözlemlediğimiz ve gözlemleyebileceğimiz sonuçlarının bileşimi ile ilişkilendirmeye çalışmaktadır. Dahası, Kamu Tercihi analizi, modern iktisadın kuramsal yöntem ve tekniklerinin politik süreçlerin çalışma alanına uygulanmasıdır (Brennan ve Buchanan, 1988: 179).

Teorik olarak, iktisada katkı bağlamında kamu kesiminin sınırlarını ve kamuyu oluşturan kesimlerin birbirleriyle olan etkileşimlerini, ilişkilerini iktisat ve siyaset kapsamında incelemekte olup, kamudaki politik ve bürokratik karar süreçleri iktisadi bulgular vasıtasıyla analize tabi tutulmaktadır. (DEMİREL, 2005, s 110). Politik İktisada katkı olarak ayrıca, kamu tercihi iktisadı, özünde iktisat biliminin bazı varsayımlarını benimsemekte ve bu varsayımlara dayalı olarak ekonominin araçlarını politika bilimine uyarlamaktadır. Bu bağlamda Kamu Tercihi yaklaşımı üç temel varsayımın kabulü üzerine kuruludur:

Metodolojik bireycilik

Politik mübadele ve

Rasyonalite ve Maximand İlkesi

Metodolojik Bireycilik: 

Metodolojik bireycilik varsayımın kabulü ile birlikte Kamu Tercihi iktisatçıları, politika bilimine ve özellikle de devlet kavramına farklı bir bakış açısı getirmişlerdir. Bu döneme kadar, devlet bir karar alma birimi olarak görülmüş ve bireyden bağımsız bir unsur olarak düşünülmüştür. Kamu Tercihi teorisyenlerinin çalışmaları ile birlikte, devlet kavramı birey ile ilişkilendirilmiş ve bireylerin ortak çıkarları doğrultusunda oluşturdukları bir organ olarak nitelendirilmeye başlanmıştır. Yaklaşıma göre, bir toplumdaki tüm kararlar bireysel tercihlere göre belirlenir. Bireysel olmayan organik birimler değil, bireysel tercihler belirleyicidir. Bu nedenle de Kamu Tercihi Teorisinin temelinde yöntemsel olarak bireycilik vardır (Hauwe, 1999, s.609).

Politik Mübadele: 

“Politik mübadele” süreci, zorunlu olarak ekonomik mübadeleden iki farklı neden dolayısıyla daha karmaşıktır. İlk olarak, temel “politik mübadele”, yani kurulu anayasal düzen altında yatan anlaşma, herhangi bir anlamlı ekonomik etkileşimden önce gelmelidir. İkinci olarak, iyi tanımlanmış ve işleyen yasal düzen içerisinde bile “politik mübadele” zorunlu olarak ekonomik mübadeleyi karakterize eden, karşılıklı alışveriş yapan iki kişiden ziyade, toplumun tüm üyelerini ilgilendirir.

Rasyonalite ve Maximand İlkesi: 

Kamu tercihi teorisine göre bireyler, rasyonel ve tutarlı tercihlere sahiptirler. Bireyler, kamu ekonomisinde karar alma sürecinde, özel ekonomideki (piyasa ekonomisindeki) davranış motivasyonunun bir benzerini rasyonel seçimler yaparak gösterirler. Özel ekonomide olduğu gibi kamu ekonomisinde de “Homo Economicus” yani “özel çıkar maksimizasyonu” ilkesi geçerlidir. (Buchanan, 1987, s.245) “Özel çıkar maksimizasyonu” ekonomide, tüketici açısından “fayda maksimizasyonu”, üretici açısından ise “kâr maksimizasyonu” olarak değerlendirilmektedir. Bunu politik iktisada uyarladığımızda toplumsal tercihlerde de bu özel çıkar maksimizasyonunun yansımaları olarak seçmenlerin “fayda maksimizasyonu”, siyasal partilerin “oy maksimizasyonu”, bürokratların “bütçe maksimizasyonu” ve çıkar ve baskı gruplarının rant maksimizasyonunun ortaya çıktığı görülmektedir. Bu durum “Maximand” ilkesi olarak adlandırılmaktadır.

Kamu Tercihi yaklaşımının iki ayrı inceleme alanı bulunmaktadır:

Pozitif Kamu Tercihi

Normatif Kamu Tercihidir.

POZİTİF KAMU TERCİHİ: 

Pozitif Kamu Tercihi, gerçek yaşamdaki politik kuralların yapısını ve politik karar almada rol alan kişilerin davranış motivasyonlarının ekonomik analizini yapmaktadır. Pozitif Kamu Tercihi, hükûmetin ne yapması gerektiği tanımlama çabasından farklı olarak, hükûmetin gerçekte ne yaptığını (veya farklı şartlar altında ne yapacağını) açıklamaya çalışır. “Yüksek gelirli bireyler, niçin düşük gelirli bireylerden daha çok oy kullanır? Komiteler ve yasama organı nasıl çalışır? Özel çıkar gruplarının hükûmet üzerindeki etkisi nedir?” gibi soruların cevabı Pozitif Kamu Tercihinin inceleme alanını oluşturmaktadır. 

Dolayısıyla Pozitif Kamu Tercihinde politik süreçte yer alan temel unsur olan seçmenlerin davranışları ayrı bir önem taşır. Özellikleri ise: 

Oylama Kuralları Teorisi

Politik Rekabet ve Ortanca Seçmen Teorisi 

Çıkar Grupları Teorisi

Bürokrasinin Ekonomik Teorisi 

Politik Konjonktür Dalgalanmaları Teorisi

Oy Ticareti (Logrolling): 

Oy ticareti, çoğunluk kuralıyla karar alınması durumunda bir seçeneğin onaylanması için gerekli çoğunluğu sağlamak amacıyla yapılan oy değiş tokuşudur. Oy ticareti kolektif karar almayı kolaylaştıran bir unsur olmakla birlikte, çoğunluk kuralı altında alınan bu karar, gerçekte seçmenlerin çoğunun karşı olduğu politikaların onaylanmasına neden olabilir. Üstelik oy ticareti ekonomideki kaynakların israfına yol açabilir. (Buchanan, 1987, s 246-248).

NORMATİF KAMU TERCİHİ

Normatif Kamu Tercihi, pozitif kamu tercihi teorisine temel teşkil edecek “olması gereken” hususları incelemektedir. Örneğin; seçmenlerin gerçek tercihlerini yansıtmada çoğunluk kuralı mı yoksa diğer oylama kuralları mı daha iyidir? Politik karar almada daha iyi bir oylama kuralı var mıdır? Normatif Kamu Tercihi, politik kurumların nasıl daha iyi çalışabileceği konusunu ele almaktadır. Kamu Tercihi iktisadının normatif boyutu açısından iktisat literatürüne yaptığı temel katkı, “Anayasal iktisat” ya da “Anayasal Politik iktisat” olarak adlandırılan ve devletin başarısızlığının yol açtığı sorunlara yönelik somut öneriler üreten yaklaşımdır. Buradan hareketle normatif kamu tercihini “Optimum Oylama Kuralı” ve “Anayasal Yeniden Yapılanma: Anayasal İktisat” başlığı altında incelenmektedir.

Araştırmacı Yazar, Akademisyen Yiğit KÖYMEN
Araştırmacı Yazar, Akademisyen Yiğit KÖYMEN
Tüm Makaleler

  • 18.02.2024
  • Süre : 3 dk
  • 572 kez okundu

Google Ads