Önce Giren Önce Çıkar
YSK'da, Başkan ve başkanvekili dahil 5 üyenin göreve başlama tarihleri 8 Eylül 2016. Normalde bu üyelerin görev süreleri 8 Eylül 2022 tarihinde dolmuş durumda. Sanırım mecliste kabul edilen bir torba yasa ile görev süreleri dört ay uzatılmış ve seçimlerin 2023 Ocak ayında yapılmasına karar verilmiş.
Malumunuz bu günlerde YSK'da yeni üyeler için seçimler yapılıyor.
Kanuna göre kurul 7 asıl ve 4 yedek üyeden oluşuyor. Bu 11 yüksek yargı üyelerinin 6'sı Yargıtay, 5'i ise Danıştay Genel kurullarınca kendi üyeleri arasından gizli oyla ve üye tamsayılarının salt çoğunluğu ile seçiliyor. YSK'da görev yapma süresi 6 yıl. Süresi biten üye yeniden seçilir deniyor kanunda.
Başkan ve başkanvekili dahil 5 üyenin göreve başlama tarihleri 8 Eylül 2016. Normalde bu üyelerin görev süreleri 8 Eylül 2022 tarihinde dolmuş durumda. Sanırım mecliste kabul edilen bir torba yasa ile görev süreleri dört ay uzatılmış ve seçimlerin 2023 Ocak ayında yapılmasına karar verilmiş.
Bu görev süresi bitmiş olan üyelerden başkan ve iki üye Yargıtay, başkanvekili ve bir üye de Danıştay kontenjanından seçilmişler. Dolayısıyla aynı sayılarda yeni üyenin seçilmesi gerekiyor.
Danıştay'dan yeni üyeler seçilmiş durumda. Yargıtay'dan ise bir türlü seçim sonuçlandırılamıyor. Yeni üyelerden biri seçilmiş, ama diğer ikisi üzerinde halen daha bir uzlaşmaya varılamıyor.
Peki bu durumda ne olacak?
Eski üyeler şimdilik görevlerine devam edecekler.
Ama yeni üyelerin bir kısmı belirlenmiş, onlarda mı görevlerine başlayamayacaklar?
Evet onlar da henüz seçilemeyen iki üyenin seçilmesini bekleyecekler.
Ama niye ki? Üç yeni üye belirlendiğine göre onlar görevlerine başlasalar ya? Ne kadar saçma değil mi?
Sorun şu ki, seçilemeyen iki üye yerine görevine devam edecek olan mevcut üyeleri nasıl belirleyeceğiz? Beş üye de aynı gün göreve başlamışlar. Aralarından hangileri görevi bırakacak, hangileri devam edecek?
Alın size yine bir kargaşa.
Tamam, şimdilik bir sorun yok, görevi biten üyelerin hepsi görevlerine devam ediyorlar.
Ama niye bunun bir sıralaması yok ki? Sıralaması olsa hiç olmazsa yeni üyeler göreve başlarlardı.
Ne bileyim, birinci üye, ikinci üye gibi bir sıralaması olsa mesela, ilk giren ilk çıkar usulü ile seçilen yeni üyeler görevine başlayabilirlerdi bu durumda.
Ya da belki de göreve başlama evraklarının bir sırası olsaydı da olurdu bu dediğim. Görev kabulünü biri imzalıyor herhalde, yarışlardaki gibi burun farkıyla kimin evrağı önce imzalamışsa, onun görevi önce biter diyerek yeni üyelerin görevlerine başlaması sağlanabilirdi.
Ama hayır, hepsi belirlenince topluca görevi devralacaklar. Kanun böyle! Değişmez!
Sıradaki yeni üye belirlenmesinde yine böyle bir kriz çıkarsa, aynı sorun o güne ertelenecek. Kanun diyoruz, değiştirmek mümkün değil!
Kanunlarımız hep böyle, sürekli birtakım krizlere yol açıyorlar kimi kararlarda.
Halbuki bu tarz sorunlar olmasın diye baştan düzgün oturtulmuş olsa sistem, her şey tıkır tıkır işler bence.
Demek ki sadece YSK üye kabul sıralaması değil, Danıştay ve Yargıtay'da yeni üye seçimlerine de yeni bir düzen getirmek şart olmuş.
Mesela ben olsam her oylamaya yeni aday eklenmesine izin verirdim ve bir aday mesela eğer üç oylamada seçilemiyorsa, bir sonraki oylamaya katılamaz diye bir kural getirirdim. Böylece yeni adaylara bir şans verirdim. Seçilemiyorsa yapacak bir şey yok, şansını kaybetmiş demek ki.
Ya da kademeli oylama yapardım. İlk oylama sonunda ilk ikiye girenler arasında ikinci bir oylama yaparak ikinci oylamanın kazananını seçilmiş üye kabul ederdim.
Tabii boşalan her kontenjan için ayrı ayrı oylama yapılması gerekiyor bu durumda.
Yöntem çok. Yeter ki maksat bir an önce yeni üyelerin seçilmesi olsun.
Sayın Kılıçdaroğlu YSK'ya güvenmiyorum demişken aklıma geldi bu konu.
Sahi alenen güvenmiyorum size diyor, farkında mısınız? Niye acaba?
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla