14 Mayıs Günü Seçim Stratejisi Ne Olmalıdır?
Bir yanda Cumhurbaşkanı seçimi diğer yanda milletvekili seçiminin olması bu seçimi eski seçimlerden daha farklı kılmaktadır. Parlamenter sistemde en önemli konu meclis ve meclisteki çoğunluğa ulaşabilen iktidardır. Parlamenter sistemde en güzeli de Anayasayı değiştirebilecek çoğunluğa sahip iktidardır.
Ülkemiz için önemli bir gün 14 Mayıs 2023. Bu tarihte ülkemizde yapılacak seçimin farklı bir yönü vardır.
Bir yanda Cumhurbaşkanı seçimi diğer yanda milletvekili seçiminin olması bu seçimi eski seçimlerden daha farklı kılmaktadır.
Parlamenter sistemde en önemli konu meclis ve meclisteki çoğunluğa ulaşabilen iktidardır.
Parlamenter sistemde en güzeli de Anayasayı değiştirebilecek çoğunluğa sahip iktidardır.
Anayasada değişiklik yapabilmek için önce değişiklik teklif edilmelidir. Ardından teklif edilen bu yasa belli bir çoğunlukla da Meclis tarafından oylanmalı ve kabul edilmelidir. Şu anki Meclis milletvekili toplam sayısı olan 600 üzerinden konuşacak olursak; 600 milletvekilinin yer aldığı Meclis’te değişiklik teklifi üye tam sayısının en az üçte biri olan 200 milletvekili tarafından teklif edilebilir. Ancak bu teklifinin kabulü için beşte üç çoğunluğun kabulü yani 360 vekilin bu değişikliğe onay vermesi de gerekmektedir.
Türkiye için son dönemde bir diğer önemli konu Başkanlık sistemi ve bu sistemin işleyişidir. Birçok karar Cumhurbaşkanı yani Başkan tarafından alınabilir ve uygulanabilir.
Ülkemizde halen bazı konulardaki kararlar tamamen Başkan tarafından kanunlaştırılıp başkanın onayı ile uygulamaya geçebiliyor.
Yeni dönemde seçimler öncesi Parlamenter sisteme geri dönme vaadi veren parti ve gurupların vaatlerini gerçekleştirebilmeleri için Mecliste öncelikle 360 ve üzerinde milletvekili çıkarmaları gerekecektir. Bu durum istenen Anayasa değişikliğini gerçekleştirebilmek için bir şart kriterdir.
360 Milletvekili ve üstü Anayasa ve Başkanlık sistemini değiştirip başkanlık sistemine bir son verebilir. Türkiye’nin geçmişte görüp yaşadığı parlamenter sisteme geçebilir. Parlamenter sistemlerde devlet başkanı veya cumhurbaşkanı, ülke yönetiminde etkin olmayan sembolik mevkilerdir ve devleti temsil ederler. Böylelikle kanun yapma yetkisi ve yönetim şekli parlamentoya geri verilebilir.
İşte bu halihazırdaki durumdan dolayı 14 Mayıs 2023 tarihinde ülkemizde yapılacak seçimin olası sonuçları ayrıca önem taşır.
Daha açık bir ifadeyle; bu seçim ülkemizde yaşanan Başkanlık sisteminin tamam mı yoksa devam mı tartışmaları için önemli bir karar seçimi olacaktır.
Yapılacak seçimin olası sonuçlarına göre bir veya birkaç partinin oluşturduğu grubun milletvekili sayısının 360’a ulaşması gerçekleşebilir. Fakat diğer yandan o parti ve milletvekili grubunun desteklediği Cumhurbaşkanı adayının seçilememesi de gündemde bulunmaktadır.
Meclis çoğunluğunu elde eden siyasi guruplara ait milletvekilleri çoğunluğu ile Başkanlık sistemini değiştirirse Başkanın sadece temsil yetkisi kalır. Bazı şartlar altında Kanun yapma yetkisi elinden alınabilir.
Bu esnada seçilmiş veya görevde bulunan Cumhurbaşkanı veya Başkan eğer bu parlamenter sisteme geçişi yani yetkilerinin kısıtlanmasını kabul etmiyorsa bu kanun ve anayasa değişikliğine karşı da bir şekilde mücadele edecektir.
Bugün Türkiye’nin 14 Mayıs günü yapılacak seçimlerde vereceği en önemli karar da işte bu stratejik karar alma durumudur.
Seçmenler milletvekili olarak kimi seçerse seçsin, asıl olay Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanacaktır.
Cumhurbaşkanının bugünkü yetkilerle devam edip etmemesi Mecliste çoğunluğu sağlayan ve 360 sayısını aşan Milletvekillerinin ve partilerin elinde olacaktır. Ama bunun için de bazı şartlar gerekir.
1/3 oy oranını yakalayan parti veya partiler, kabaca 200 milletvekili çıkarabilir. Geriye de 400 milletvekili kalır. Bu sayı Anayasayı değiştirmek için yeterli bir sayıdır. Ama kazanan tüm partilerin de müşterek kararını gerektirir.
Yürürlükte olan Anayasa ve Başkanlık sistemine göre Cumhurbaşkanı seçilen istediği her zaman TBMM'yi feshedebilme hakkına sahiptir. Bu şekilde TBMM, cumhurbaşkanını denetleyemez ve yetkilerini sınırlandıramazken; Cumhurbaşkanı TBMM'nin yani parlamentonun yetki ve etkinliğini denetleyebilir ve istediği zaman bu Meclisi devre dışı bırakabilir. Meclisi istediği zaman feshedebilme yetkisi de Cumhurbaşkanlığının en önemli makam olduğunu bize her dakika hatırlatır.
Dolayısı ile Mecliste çoğunluğu elde edemeyecek partiler öncelikle Cumhurbaşkanlığı için var gücü ile çalışacaklardır. Çünkü Cumhurbaşkanı sıfır çarpan etkisi diye söyleyebileceğimiz TBMM’yi fesih etkisine sahiptir.
Böylelikle Cumhurbaşkanının yetkilerini sınırlamak ve Anayasayı değiştirmek için yola çıkan Meclisi, Cumhurbaşkanı kendi anlayışına uygun görmediği için üstelik de bir çok kez istediği zaman fesih edebilecektir.
Türkiye yıllar önce yaşanan Cumhurbaşkanı’nın seçilememesi durumunu bu kez Meclisin sürekli seçimlere giderek yenilenmesi gibi bir durum olarak yeniden yaşayabilir. Ama bu sefer seçimi tekrarlanan sürekli TBMM olur.
Yani Cumhurbaşkanı beğenmez ise veya kendi partisi iktidara gelene kadar Meclisi yeniden ve yeniden feshedebilecek ve ülkeyi defalarca milletvekili seçimlerine götürebilecektir.
Bu seçimde Cumhurbaşkanının kim olacağı için verilecek karar Türkiye’nin geleceği için seçmenler tarafından verilecek olan stratejik kararın belkemiğini oluşturacaktır.
Bu seçimlerde parlamenter sistemi isteyenler, bir şekilde bu değişime onay verecek bir Cumhurbaşkanını ve Meclisteki milletvekili çoğunluğunu sağlayacak şekilde aynı anda seçmelidir.
Tersi bir tercih durumu olan yani Parlamenter bir sistem isteyen Cumhurbaşkanının seçimi ama bunu istemeyen milletvekillerinin seçilerek TBMM’yi oluşturması seçeneği de seçim sonucu olarak karşımıza çıkabilir. Veya başka bir tercih durumu olan yani parlamenter sistemi istemeyen bir Cumhurbaşkanı ama parlamenter sistemi isteyen bir TBMM ve milletvekili çoğunluğu da bir başka seçim olarak gerçekleşebilir.
Parlamenter rejimi istemeyen bir Cumhurbaşkanı kanun yapmaya devam edebilecek ve istediği anda kendisinin beğenmediği Meclis ve onu oluşturan milletvekillerini de anında feshedebilecektir.
Bu seçimin asıl değişimi yaşatacağı yer işte aslında Cumhurbaşkanının kim olacağı seçimi olacaktır.
Meclis bu seçim sonrasında yapılacak yeni seçimlerle defalarca da değişebilir. Ama Cumhurbaşkanı sadece 1 kez seçilecektir ve bu seçim de 5 yıl boyunca geçerli olacaktır. Bu tercih bir dahaki Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar da değişmeyecektir.
Sadece Meclisin değişimi parlamenter sisteme dönmek isteyen ve halen uygulamada olan Başkanlık sistemini değiştirmek isteyen toplum için eğer gerçekten isteniyorsa da bir sonuç getirmeyecektir. Türkiye yıllarca sürecek geçerli olan Başkanlık sistemi ile getirilmek istenen Parlamenter sistem arasındaki yeni bir kaos sarmalına sürüklenecek ve başta ekonomi alanında olmak üzere yaşanan bu günler mumla aranır hale gelebilecektir.
Partisinin Milletvekillerinin çoğunluğu sağlayamadığı bir Cumhurbaşkanı olursa da ara kanunlarla başkanlık sistemi ile bir şekilde istediği olana kadar yani kendi partilileri seçilene ve üstünlük sağlayana kadar ülkeyi yönetmeye devam edebilecektir.
Geçmiş yıllarda yaşanan Koalisyonlarla yönetilen Türkiye yerine farklı parti Cumhurbaşkanı ve farklı görüşe sahip Meclis çoğunluğu ile güçlü bir hükümet oluşturamamış yönetim arasında gidip gelen Türkiye karşımıza çıkacaktır.
Yapılacak seçimler sonucunda karşımıza çakabilecek seçenekler ile geçmiş yılların koalisyonlarını bu sefer farklı parti Cumhurbaşkanı ve farklı parti Meclis çoğunluğu olarak farklı bir şekilde yaşayabileceğiz.
Arkasında gerekli güçlü bir desteği olmayan ama sıfır çarpan etkisine sahip bir Cumhurbaşkanı veya Başkan ile aldığı kararların bir anda Başkan tarafından etkisiz olabileceği bir TBMM’yi siyasette görebileceğiz.
Sonuç
Şahsi düşünceme göre; bu seçimlerde asıl öncelik ülke seçmeni tarafından verilecek başkanlık sistemi için tamam mı? devam mı? kararı olacaktır.
Meclis ve Milletvekili seçimi yürürlükteki kanunlara göre de Cumhurbaşkanı tarafından binlerce kez feshedilebileceği için çok büyük bir anlam ifade etmeyecektir.
Ama Cumhurbaşkanı seçilen şahsın partisi de onu destekliyorsa ve Mecliste en az 360 ve üzeri bir sayıya ulaştıysa halka ifade edilen değişimler hızlı bir şekilde gerçekleşebilir. Aksi durumda toplum doğacak ilave sorunları varsa eskileriyle beraber bünyesinde barındırmaya devam edecektir.
İki tarafı da aynı düşünce ve iradede olmayan (aynı düşünce ve inançta olmayan Cumhurbaşkanı ve Meclis) bir seçim sonucunun ülkemize faydasından çok zararı da olabilir.
Halk hangi yönde ilerlemek istiyorsa; Cumhurbaşkanı veya Başkan ile birlikte Meclisi de aynı görüş ve ideallerde seçerse güçlü bir iradeyi ülke yönetimine getirmiş olacaktır. Aslında olabilecek bir başka kaosu önlemiş olacaktır.
Bu seçimde en önemli öncelik Meclisin yenilenmesi değil Cumhurbaşkanlığı seçimidir.
Bu seçim aynı zamanda Cumhurbaşkanının sadece devleti temsil ettiği geçmişteki yönetim şeklimiz olan parlamenter sistem ile ülkemizin yönetilmesi dahil birçok değişiklik getirecek veya başkanlık sisteminin onayı ve bu sitemin olumlu olumsuz yönlerinin devamı anlamına gelecek bir tercih seçimi olacaktır.
Bu konuda genel stratejiyi bilmek, ilgili konuda karar vermeyi ve ülkece istenen hedeflere ulaşmayı daha kolay hale getirecektir.
Bu çalışma bu amaçla hazırlanmış olup geçerli Anayasa, kanunlar ve olası tercihler hakkında gerçekçi bir stratejik analiz yapmak için yazılmıştır.