Bugün Böyle, Yarın Başka mı Olmalı?
Şamdan gazetesi taktikleri. Manşette bilmem kim soyunmuş yazıyor mesela, bakıyorsun hava çok sıcakmış, üstündeki şalını çıkarmış. Sırf haber olsun, asparagas, maksat dikkat çekmek.
Bir şeyin iki yüzü
Bazen öyle olaylar vardır ki, bir anına bakınca başka, diğer anına bakınca başka şey anlaşılır. Sadece yanlış anı görürseniz tüm olayı yanlış anlarsınız. Örnek mi? başını o yöne döndün, adam elbiseleriyle suya atlıyor, aptal mı bu denecek durum, dikkatli bakınca suda yüzme bilmeyen bir çocuk boğulmak üzere, adamın niye atladığı anlaşıldı. O ikinci bakışı, dikkatli bakışı yapmazsan ve dönüp gidersen adamı deliler kategorisine yerleştirdin kafanda oldu bitti. Aslında yanlış anladın.
Belki de çarpıcı olsun diye öyle yazılıyordur, bugün birçok gazetede konunun içeriğine tam da uymayan manşetler koyuyorlar, yeter ki manşet çarpıcı olsun, dikkat çeksin. Şamdan gazetesi taktikleri. Manşette bilmem kim soyunmuş yazıyor mesela, bakıyorsun hava çok sıcakmış, üstündeki şalını çıkarmış. Sırf haber olsun, asparagas, maksat dikkat çekmek.
Seda Sayan’ın Sahne Haberi Asparagas Değilmiş Meğer:
Yine yazıyorlar, güzeller güzeli Seda Sayan yasaklanan Melek Mosso'nun yerine konsere çıkacakmış. Hadi oradan diyorsun, olmaz öyle şey, yine çarpıcı bir manşet atmışlar herhalde diye düşünüyorsun. Konsere beraber çıkacak olan Derya Uluğ ve Funda Arar yasağı protesto edip sahneye biz de çıkmıyoruz dememiş miydi? Seda Sayan nereden çıktı şimdi, hem de yanına iki şarkıcı daha bulmuşlar, şakadır herhalde derken haberin içeriğini okuyorsun, hayret gerçekten bu sefer doğru yazmışlar. Belki de Seda Sayan daha sansasyonel bir protesto gösterisi yapmak için böyle bir şeyi kabul etmiştir, aslında dobra kadındır deyip iyiye yormak istiyorsun kafanda. Ne de olsa konumuz ilk anda yapılanla tepki vermemek değil mi, hatun sansasyonu seviyor biliyorsun, eh, epey seveni de var, belki de kitlelere daha etkili bir mesaj vermek istemiş olabilir. Konsere çıkıp şarkı söyleyeceğine Melek Mosso'ya yapılanın ne kadar vahim bir şey olduğunu söyleyecek belki de. O yapay sarışın görünüşü altında aslında çok zeki bir kişilik yatıyor, kesin aklında bir şeyler vardır, böyle bir konsere zaten ihtiyacı yoktur muhtemelen, yeterince varlık içinde yüzüyor zaten. Ama gerçekten konser verecekse çok yazık.
Bazen de sokak röportajları izliyorum, herkes geçim derdinden yana sızlanıyor, ama bazılarının ağzına dolanmış, ama o da şöyle yaptı, şunu dedi, bunu dedi, biraz deşince tamam pahalılık var, ama düzeltirse reyis düzeltir diyor. Aslında olay çok farklı, dinlediği kanalda olayın sadece bir anını göstermişler, o da söylenene, gösterilene inanmış, gerisini de araştırmamış. Araştırma gereksinimi bile duymamış. Böyleleri en tehlikeli karakterler aslında. Mümkün değil, başka şeye ikna edemezsin kesinlikle böylelerini. Kaç para kazanıyorsun diye soruyorsun, üç kuruş diyor, eee diyorsun, nasıl geçiniyorsun, reyis diyor, başka da bir şey demiyor. İlginç gerçekten.
Her yapılanın bir sebebi var tabii, bu anlaşılır bir durum, bu sadece bir anı gösteren kanalların da ne yapmaya çalıştıklarını tahmin edebiliyorum. Yine de insan üzülüyor işte. İnanan çok maalesef.
Bazı Olaylar Göründüğü Gibidir, Öyledir:
Olayların ilk anda göründüğü ya da bize söylediği gibi olmayabileceğini anladık sanırım. Ama bazen de gerçekten göründüğü gibi olan olaylar olmuyor değil. Geçerli sebep deriz, yanlış bir şey bile yapılmış olsa, eğer geçerli bir sebebi varsa kabul edilebilir bir durum olabilir.
O halde nedir bu geçerli sebep, öncelikle onu öğrenmekte fayda var galiba. Gerçi geçerlilik de göreceli bir kavram, sana göre geçerli, bana göre değil. Yine de doğru kararı verebilmek için yapılanın sebebini öğrenmekte fayda var, başka türlüsü yargısız infaz oluyor.
Şimdi bunları düşünürken aklıma Şener Şen'in meşhur filmi geldi, ne güzel diyordu Şener Şen filmde, "yaptım, tamam yaptım, ama sor bakalım, niye yaptım diye bir sor". "Banker Bilo" sanırım. Eski filmler ne güzeldi. Şimdi de iyi film yapıyorlar gerçi.
Bir de meşhur şiiri vardır Sümbülzade Vehbi Efendi'nin, padişaha yazdığı şiir. Her beytinin ilk mısraında padişahı yerden yere vurur, ikincisinde göğe çıkartır. Üstadı yazıyor işte, merak eden internetten baksın, buraya fazla gelir şimdi bir iki beytini yazsam.
Neticede hayatta her şey ilk anda göründüğü gibi değil, o yüzden ben yanlış anlama olmasın diye en azından hemen kafamızı çevirmeyelim her şeye derim, biraz daha derinlemesine irdeleyip ondan sonra yorum yapacaksak yapalım.
Mesela halen daha düşünüyorum, neydi amaç karanlıkta otururken, olaylar nasıl gelişti, ne oldu sonuç? İrdelemeye çalışıyorum, bir faydası oldu mu diye düşünüyorum. Yanlış yönlendirme ile eline yüzüne bulaştırdılar gibime geliyor. Doğru anı gösteremediler. Neyi nasıl anlamalı hala kafam karışık.
Her Şeyi Yerli Yerinde Yapmalı, Tamamına Erdirmeli:
Galiba bu durumun da öteki yüzü var, kendimize dikkatli bak, bir daha bak, boşu boşuna yanlış anlama derken, olay içindekine de sözümüz olmalı demek ki, aniden geliştiği için elinde olmayan durumları hariç tutup, bilinçli yapılan şeylerde sizi yanlış anlamalarını istemiyorsanız, yapacağınızı doğru dürüst yapmalısınız, sonunu getirmelisiniz, yarım bırakmak, yanlış anlamalara sebep olacak davranışlar hele de ülke yönetimine aday ekiplere yakışmıyor. Şu ana kadar yapılanlar bu haliyle Güldür Güldür'ün eski skeçlerindeki sonlara benziyor. İnsanlar önce heyecanlanıyorlar, sonu gelmeyince de farklı hislere kapılıyorlar. Bir çuval incir berbat edilmiş gibi oluyor. Güldür Güldür bile düzeltti artık, sonunu iyi bağlıyor son skeçlerinde.
Sadece geliyor gelmekte olan demekle olmuyor, başlananları düzgün tamamına erdirmek lazım, bir de çok dikkatli olmalı, saha çok çamurlu, kaygan, tuzak dolu. Karşıdaki kaçak güreşiyor zaten, sürekli alttan çalışıyor, yüklenmeyi seviyor.
Gayet samimi eleştirimdir.
Moskova'dan sevgi ve saygılar.