Muhalefetin Öfkesi
Onlar da yıllardır her seferinde muhalefete oy veriyor olsalar da, bir türlü seçimlerde başarı elde edemeyen muhalefetin, artık siz beceriksizlik mi dersiniz, yoksa çoğu kıl payı kaçtığı için şanssızlık mı, seçim hileleri mi, artık sebep neyse, ama bir türlü genel seçimlerde bu iktidarı yenememiş olmanın hüsranı ile büyük moral bozukluğu içerisindeydiler.
Bakıyorum da birileri durumun ciddiyetinin farkında değiller.
Bu birilerine muhalefetin ortak aday olarak kabul ettiği sayın Kılıçdaroğlu'nu bile dahil edebilirim.
Muhalefet diyorum, ama aslında ülkede yaşamaya çalışan herkes üzerinde büyük bir gerilim var.
Yaşamaya çalışanlar diyorum, çünkü mevcut şartlar dahilinde yaşayabilenler, ya da durumdan kendilerine avantaj sağlamış ve lüks içinde yaşayanlar biraz umursamaz durumdalar.
Yaşayabilenler umursamaz olmasalar bile daha az etkileniyorlar diyebilirim.
Belirli bir gelir seviyesinin üzerinde olanlar ise eğer bir gerilim içine girmişlerse, bugüne kadar elde ettikleri kazanımlarını kaybetme riski belirdiği için dertlenmiş olabilirler.
Yine de onlar kendilerince önlemlerini almışlardır muhtemelen.
Kim bilir nerelerde ne paralar biriktirilmiştir artık. Nerelerde düzen kurulu hale getirilmiştir, Allah bilir.
En fazla seçimin sonucu istedikleri gibi olmazsa, atlarlar uçaklarına, yurtdışında hazırladıkları düzen içinde yaşamlarına devam ederler.
Ama ülkede bu zor şartlarda yaşamak zorunda kalanlar üzerinde gerçekten büyük bir gerilim var. İster iktidar yanlısı olsunlar ister muhalif, dar gelirli vatandaşlar büyük gerilim altındalar.
Yıllardır bu iktidar belki de kimilerine bazı fırsatlar verdi.
Bu gibiler gerçekten eski Türkiye'de bulamadıkları imkanlar ile kendilerine iyi bir yaşam kurmuşlardı belki.
Ama ne olduysa artık, özellikle son yıllarda, sanırım yönetim sistemi tek kişinin eline verildiğinden beri ülke eski Türkiye'nin içine düştüğü krizlerden bile daha zor duruma düştü ülke.
Bu düne kadar iktidardan memnun olanların şu anda içinde bulundukları ruh hali bence. Bir şaşkınlık içindeler, ne yapacaklarını bilemiyorlar.
Bir de bu iktidarı hiç kabullenememiş olanlar var.
Onlar da yıllardır her seferinde muhalefete oy veriyor olsalar da, bir türlü seçimlerde başarı elde edemeyen muhalefetin, artık siz beceriksizlik mi dersiniz, yoksa çoğu kıl payı kaçtığı için şanssızlık mı, seçim hileleri mi, artık sebep neyse, ama bir türlü genel seçimlerde bu iktidarı yenememiş olmanın hüsranı ile büyük moral bozukluğu içerisindeydiler.
Yapılan son yerel seçimler gerçekten bir ümit oldu bu kesim için, ama bu arada da merkezi yönetimin artan baskıları ve ülkenin içine düşürüldüğü ekonomik sıkıntılar doğal olarak muhalif düşüncede olanlar için de büyük gerginlik oluşturdu.
Bir araya gelmek için çok zorlanmış olsalar da, kurulan altılı masa düzeni gerçekten toplumun bu kesimi için büyük ümit teşkil etti.
Ama dediğim gibi artan gerilim içerisinde masada olan en küçük sorun bile öfke patlaması ile sonuçlanır oldu.
İşte bu öfkeydi sayın Akşener'in karşı karşıya kaldığı durum.
Ne yapmaya çalışıyorsun sen dedi bu öfkeli toplum.
Ama kazanacak aday dedi, hani hep beraber karar veriyorduk dedi tüm iyi niyetiyle sayın Akşener.
Yine de kimse dinlemedi dediğini, linçe uğradı ve mecburen döndü masaya.
Son saniyede bulunan sihirli çözüm keşke tüm bunlar yaşanmadan ortaya konabilseydi.
Evet doğru çözümdü nihayet bulunan çözüm.
Şimdi tamam artık, yolumuza devam ediyoruz demişken ise, arada çıkan çatlak seslere milletin cevabı gitmek istiyorsan git, yeter ki gölge etme oldu.
Evet sayın Yavuz Ağıralioğlu'ndan bahsediyorum.
Sildi geçti insanlar, adını bile kimse anmıyor şimdi. Belki de o da iyi niyetiyle hareket ediyordu. Ama yanlış zaman, yanlış söylem!
Bir başkası da şahsi hırsı peşinde koşan, daha önce de yazdığım gibi sayın İnce!
O da sayın Kılıçdaroğlu'ndan beklediği ilgiyi göremediği için dertleniyor olabilir, ama bu dalga tsunami dalgası gibi, önünde kimse duramaz.
Göreceksiniz bu millet ona da hakkettiği cevabı verecek!
Ya sayın Oğan?
Evet, o ben milliyetçilerin adayıyım diyor.
Hangi milliyetçilerin? Küskün milliyetçilerin!
Belki de yanlış diyorum, milliyetçiler değil, ülkücüler!
Çünkü milliyetçilikse ben de milliyetçiyim, ben de milletimi çok seviyorum.
Zaten bu kavramlar hep birbiri içine giriyor biliyorsunuz.
O da çok farklı değil, belki belli bir oranda seçmen teveccühüne ulaşabilir seçim sonunda.
Ancak daha ötesi değil.
Çünkü bu iş hep diyorum ya, çocuk oyuncağı değil bu işler. Kadrosal bir hareket ister bu çapta ülke yönetimi.
O kadrosal güç ise maalesef sayın Oğan etrafında konuşlanmış durumda değil. Neyi nasıl yapmak istediği bile belli değil.
Sonuçta daha önceki yazılarımda çok bahsettim.
Muhalefetin şu anda tek adayı sayın Kılıçdaroğlu'dur! Sadece muhalefetin değil, bu iktidarın yaptıklarından memnun olmayan herkesin tek adayı sayın Kılıçdaroğlu'dur.
Sayın Kılıçdaroğlu, kısa kısa herkesin anlayabileceği şekilde vaatlerinizi kısa videolar şeklinde insanlara anlatın.
Özellikle deprem bölgesinde halen daha insanların ne zorluklarla yaşam mücadelesi verdikleri ortada. Üstüne yaşanan sel felaketinde de mevcut iktidarın beceriksizlikleri gün yüzüne çıkmış durumda.
Eğer gerçekten bir ümit olacağınızı iddia ediyorsanız bunu ispat edin, anlatın neyi nasıl yapacağınızı şu millete.
Bir de dikkatli olun lütfen, hem de çok dikkatli olun.
Mevcut iktidar her eline geçen fırsatı değerlendirmek ihtiyacı duyuyor. Görüyorsunuz, kimlerle kimlerle ortaklık etme peşinde.
Sizin yaptığınız her dikkatsizlik ise köpürtüle köpürtüle gündeme getirilecektir.
Her zaman yaptıkları gibi çaresizlikten halılarla miting meydanlarında insanların dini duygularını sömürecekler. Daha önce de Kur'an ile çıkmışlardı meydanlara.
Kumpas bile kuracaklar belki yine hata yapasınız diye.
Dikkatli olun!
Biliyorum kolay değil, bu kadar öfkeli ve gergin bir ortamda, en ufak bir hata bile bu kadar konu edilirken, sakin olmak, belli bir plana uygun olarak hareket etmek hiç kolay değil.
Ama eğer bu sizin kaderiniz olmuşsa, yapacaksınız. Başka çareniz yok!
Dediğim gibi, yeter ki herkesin anlayabileceği şekilde yapacaklarınızı basit mesajlarla aktarın topluma.
Deprem konutlarını ücret almadan yapacağım çok iyi bir mesajdı mesela, bence de doğru bir mesajdı! Ve doğru yere ulaştı!
Bunun gibi, basit ve anlaşılır şekilde, slogan olabilecek mesajlarla başarı mutlaka elde edilecektir.
Son bir söz! Muhalefetin öfkesi size değil, mevcut iktidara.
Onlar yaptıkları yanlışların hesabını er geç verecekler. Buna iktidara yardakçılık yapan, yaptığı yanlışlara çanak tutan herkes dahil!
Ancak eğer siz bilerek ya da bilmeyerek yine hata yaparsanız ve sonuç sizin hatalarınız yüzünden bu sefer de hüsran ile neticelenirse, işte o zaman o öfkenin size yönlenmesini hiç kimse önleyemez!
Bu dediğim coşkuyla yürünen iktidar yolunda engel çıkartan herkes için geçerli. O yüzden herkesin işin ciddiyetinin farkına varmasında büyük fayda var diye düşünüyorum.
Demedi demeyin!
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla