28 Mayıs’ın Önemi
Bu seçim, adayların söylem, eylem ve politik anlayışlarına göre karar verilmesi gereken bir seçimdir, körü körüne destek veya köstek olunacak bir seçim değildir.
Anlaşılan o ki, 28 Mayıs 2023 Türk siyasi tarihinin sadece en önemli seçim tarihlerinden biri değil, aynı zamanda tam anlamıyla bir referandum tarihidir. Verilen her oy, sadece bir adayı seçmek değil, aynı zamanda diğer adaydan vazgeçmek anlamına gelmektedir.
Bu seçim, adayların söylem, eylem ve politik anlayışlarına göre karar verilmesi gereken bir seçimdir, körü körüne destek veya köstek olunacak bir seçim değildir.
Konuyu biraz daha irdeleyelim.
Cumhur ittifakı adayı ve şu anki Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, birinci raundu önde bitirmiş gözüküyor. Dolayısıyla inisiyatifi ele almış şekilde taraftarlarını konsolide edici açıklamalara, birinci tur biter bitmez başladı. Balkon konuşmasını, Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlanmadan sadece milletvekili sayısında önde olması sebebiyle yapmış olması, bu konsolidasyon için gerekli bir motivasyon olarak değerlendirilebilir. Yoksa partisinin oy oranlarının azalması ve seçimin ilk turda bitmemesi aslında başarısızlıktır. 28 Mayıs ikinci tur seçimi kendisi için tam anlamıyla bir referandum niteliği taşımaktadır ve kazanırsa bu ülkenin yönünü istediği tarafa yönlendireceği, bugüne kadar yapmakta zorlandığı bazı uç politikaları uygulamaya başlayacağı aşikardır. 20 yıllık iktidar partisinin başarısız olduğu hususlara rağmen, liderinin yine seçim kazanması, Erdoğan’ın kendi isteği ile ayrılana kadar iktidarda kalmasına sebep olacaktır. Demokrasilerde en fazla iki veya üç dönem liderlik kabul görmektedir. Bu da en fazla 10-15 yıllık bir süreç anlamına gelir. Erdoğan’ın yeniden seçimi kazanması ve bir 5 yıl daha ülkeyi yönetmesi durumunda, batı toplumunun Türkiye’yi otoriter bir rejim olarak görme algısı güçlenecek, dolayısıyla politik ve ekonomik destek azalacak, ilişkiler iyiden iyiye bozulacak ve kopma noktasına gelecektir. Erdoğan’ın Avrasyacı olarak kategorize edilen ve Batı/NATO karşıtlığı ortak paydasında buluşan gruplar tarafından aleni veya kapalı olarak desteklenmesinin ana sebebi budur.
Gelelim ikinci adaya.
İkinci sırada ikinci tura girecek olan Millet İttifakı adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun öncelikle kendi taraftarlarındaki üzüntü ve hayal kırıklığını yok etmesi gerekmektedir. Evet, ilk turdaki sonuç, hayal kırıklığı yaratmış olabilir, ama maçın henüz sonuçlanmadığı ortadadır. İlk turda kazanan yoksa, kaybeden de yoktur. İkinci turda her şey olabilir. 20 yıllık iktidarı bir anda yenmek öyle kolay değildir, ki bunu en iyi Kılıçdaroğlu bilmektedir. Karşı tarafın oylarının önce 2019 yerel seçimlerinde, sonrasında da 14 Mayıs 2023 genel seçiminde azalması ve bu azalmanın devam ettirilmesi önemli bir başarıdır. Öte yandan, ekonominin bu kadar kötü yönetilmesine, yolsuzluk iddialarının ayyuka çıkmasına, yoksulluğun artmasına ve yasakların azalmayıp artmasına rağmen, rakibinin hiç bir vaadini doğru dürüst gerçekleştiremediği bir dönem sonrasında dahi, iktidarı hem Cumhurbaşkanlığı, hem de milletvekili sayısı bağlamında elde edememek, bahaneleri ne olursa olsun, bariz bir başarısızlıktır. Bu başarısızlığı ikinci tur için kalan bir haftalık süreçte tersine çevirebilmek için, halkta çok fazla etki edecek politika ve söylemlerin üretilmesi gerekir. Bu üretimin sadece tek bir kişi ile değil, tüm bileşenlerle ve yoğun bir şekilde yapılması gerektiğini de vurgulayalım.
Cumhur irtifakının mecliste çoğunluğu alması, istikrarlı bir yönetim olması adına, Erdoğan’a ikinci tur için avantaj sağlayabilir. Öte yandan, yıllardır desteklediği bu politik anlayışla git gide fakirleştiğini, özgürlüklerini kaybettiğini gören halkın, rejimin tek adama dönüşmesine engel olmak adına, Kılıçdaroğlu’na desteğini artırması da muhtemeldir. Halk, “Ne de olsa, yasamada çoğunluk Cumhur ittifakında, yürütmeyi de Millet ittifakına verelim.” diye düşünürse, kontrol ve denge sistemi otomatik olarak sağlanmış olur. Böylece hem halkın bir bölümünde yoğunlaşan güvenlik endişeleri giderilmiş olur, hem de ekonominin düzeltilebilmesi adına, liyakatli kadrolarla çözüm odaklı, bilimsel politikalara dönüş sağlanabilir. Bu görüş yaygınlaşır ve kabul görürse, Kılıçdaroğlu’nun oyları artabilir.
Ezcümle, yurt dışında oy kullanma oranının artması gerçeğinden hareketle, ikinci tur her iki aday için de çantada keklik değildir. Son bir haftada yaşanacak gelişmeler ne olursa olsun, arada çok büyük bir farkın olmadığı bir seçim sonucu yaşanacaktır.
Milletin en büyük arzusu, doğrunun ve haklının kazandığı, yanlış ve haksızın kaybettiği, millet iradesinin tam olarak sandığa yansıdığı ve demokrasinin kazandığı bir seçim olmasıdır.