Biz
Ne birine haşa aşağılarcasına sadece peygamber veya başka dine inananlar gibi sırf ismiyle Muhammed, ne de milletin kalbinde taht kurmuş ötekine sadece Gazi veya Mustafa Kemal deriz.
Farklılıklar zenginliktir. Bu farklılığı; siz-biz ayrımcılığına, düşmanlığa ve ötekileştirmeye çevirenlere, o zaman biz kimiz diye tarif etmiştik bir zamanlar. Bazı eklemelerle, bu tarifi tekrar etmek istedim.
Siz-bizcilere…
“Bazen insanın kendini tarif etmesi gerek, anlaşılabilmesi için.
BİZ;
Peygamberimize Hazreti Muhammed, ulu önderimize Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyenlerdeniz.
Ne birine haşa aşağılarcasına sadece peygamber veya başka dine inanlar gibi sırf ismiyle Muhammed, ne de milletin kalbinde taht kurmuş ötekine sadece Gazi veya Mustafa Kemal deriz.
Halkın gönlündeki insanlara, halkın çoğunluğu ne diyorsa, o isimleri kullanırız.
Müslümanız, ama laiklik olmazsa olmazımızdır. İyiliktir ana düsturumuz. Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak, ana hedefimizdir.
Atatürk, sonsuz liderimizdir. O farklıdır. Diğerleri kim olursa olsun, diğerleridir.
Dünya görüşü ve politika farklılığı bizler için kişi isimlerini değiştirmez.
Esad, Esed olmaz. Esad'sa Esad'dır, Esed'se Esed'dir.
Harflerin okunuşunu da siyasi görüşümüze göre değiştirmeyiz.
Akape değil, Akepe;
Cehape, MeHaPe değil Cehepe, Mehepe deriz.
PKK'ya PeKeKe değil Pekaka deriz, Türkiye'nin çoğunluğunun kullandığı ve kabul ettiği gibi.
Müslümanım deyip dini şahsi menfaatlerine kullanan hırsız, kumpasçı, yalancı yobazlardan; Atatürkçüyüm deyip halka tepeden bakan, hakir gören aristokratlardan, iş yapmayıp yatanlardan ve de bölücülük yapmayı demokratlık sananlardan değiliz.
Demokratız. Gerçek demokrat. Demokrasi araç değil amaçtır, hele sosyal olan daha muteberdir bizim için.
Çalışkanız. Çalışmadan, yorulmadan, savaşmadan gelenlerin, geldikleri gibi gideceklerini iyi biliriz.
Halka hizmet, hakka hizmettir.
Olduğumuz gibi görünür, göründüğümüz gibi oluruz. Neysek oyuz işte.
Hala anlaşılamadıysak, bu bizim suçumuz değildir artık.
BİZ'i biraz daha açalım.
İçki içene de, camiye gidene de karışmayız. Niye içiyorsun da, niye gidiyorsun da demeyiz.
Sosyal içiciyizdir, alkoliklik ve bağımlılık bize uymaz.
Dinimizin gereklerini de yerine getiririz, olduğu kadar, kimseye şov yapmadan, hava atmadan. Farkına bile varmaz, öğrenince şaşırıverirsiniz.
Kimin ne cezası, kimin ne mükafatı olduğuna sadece yaradanın karar vereceğini iyi biliriz.
O yüzden yaradılana biat etmek, fıtratımızda yoktur.
Tüm dünyalar için çalışırız, hep kalacak, hiç gitmeyecek, hemen yolcu gibi.
Öncelikli hedefimiz, insan olmaktır, iyi insan olmak. Bizde ırk da, din de sonrasında gelir insanlığın. Güçlüden yana değil, haktan, hukuktan ve adaletten yanayız. Güçlü haksızsa susmayız, güçsüz haklıysa sonuna kadar onu savunuruz, doğru bildiğimiz yoldan şaşmayız.
Ne başörtüsüne karşıyız, ne başını örtene. Baştacılarımızın başının açıklığı kapalılığı değil, iç güzelliği önemlidir bizim için. Hiçbir kadının ötekileştirilmesini istemeyiz.
Ne mahalle ne aile hiçbir baskı olmaksızın, özgür bireyler olmasını isteriz, sosyal hayatımızın vazgeçilmezi kadınlarımızın.
Tercihimiz, ne önümüzde, ne arkamızda olmalarıdır. Yanımızda, dimdik ayakta, güçlü olsunlar isteriz.
Ekonomide de güvenlikte de, yönetimde de ana düsturumuz akıldır, eğitimdir ve bilimdir. Bilimsel ve akılcı politikaları kim uygularsa onun daima yanındayız, kim bilim dışında hurafelere inanır, akılcılıktan uzaklaşırsa, onun karşısındayız.
Biz, illa bizim gibi olun demeyiz. Ama biz, biz olmaktan memnunuz, Siz, biz gibi değilseniz de saygı duyarız, ama bize de saygı duyulmasını isteriz ve bekleriz.
Bizim gibi olmak isterseniz de, kapımız her daim açıktır.