Site İçi Arama

siyaset

Nabız Yoklaması

Son zamanlarda önce garsonların bahşişlerine, kuryelerin emeğine vergi gelecek diye bir fısıltı yayıldı ortalığa. Toplumda nabız yoklaması yaptırıldı.

Bak bakalım, nabzı atıyor mu?

Var galiba, ama çok zayıf. Ne yapacağız?

Hastaneye kaldırmak lazım, ambulans çağırdın mı sen?

Yok, sen demeden kendim bir şey yapmayayım dedim.

İyi yapmışsın, ama ambulansı ben demesem de çağırmak lazımdı, biz kendimiz anlamıyoruz, baksana nabzı atıyor mu onu bile anlamıyoruz.

***

Nabız yoklama deyince normalde bu anlaşılıyor değil mi?

Ama hayır, uzun süredir toplum olarak deney faresine döndük.

Sürekli bir toplumun nabzının yoklanması olayı!

At ortaya bir şey, sonra da toplumdan tepki var mı ona bak. Tepki yoksa sorun yok, bas gitsin, yapmak istediğin neyse yapabilirsin.

Eğer yapmak istediğin şey senin için çok önemliyse ve tepki gelirse de önce bir şekilde bastırmaya çalış.

Oldu mu? Tepkiler kesildi mi?

Olduysa yine sorun yok, devam et ne yapıyorsan.

Bak ciddi ciddi tepkiler geliyorsa istemeye istemeye de olsa bir süre için geri adım atabilirsin o konuda.

Sonra ortalık yatıştığında yine denersin.

Millet de alıştı, nasıl oluyorsa artık, kimi kesimlerin tepkilerine bağlı olarak sanırım bazı konuları o kadar da çok zorlamıyor iktidar.

Hemen geri adım atıyor.

Ancak bakacak olursanız yavaş yavaş ne istiyorsa onu da yapıyor.

***

Örnek mi istiyorsunuz?

Son zamanlarda önce garsonların bahşişlerine, kuryelerin emeğine vergi gelecek diye bir fısıltı yayıldı ortalığa.

Topluma tartıştırıldı bu konu.

Bilmiyorum artık nerelerden, kimlerden ne tepki geldi de geri adım attılar.

Nasıl ölçülür bu işler hiç bilmem, sanırım anket firmalarını kullanıyorlar.

Sonuçta şimdilik yok öyle bir şey diyorlar.

Kim yayıyor ki böyle saçma sapan haberleri?

Bozmayın moralimizi sabah sabah canım!

***

Ülke yönetiminde bu iyi bir yol mu?

Anlaşılan bunca zaman iktidar başta olduğuna göre iyi ya da değil, ama geçerli bir yöntem.

Pragmatizm diyoruz ya, biraz da buradan geliyor bu pragmatizm.

Gerçekten uzun süredir deney faresine döndük.

Bir şeyi yapmak istiyorsan zeminini hazırlayacaksın.

Minareyi çalmak isteyen kılıfını hazırlar derler ya, bu işin kuralı bu.

Gelinen nokta ise ülke geneline bakacak olursanız hiç de iyi bir nokta değil.

Amaç nedir?

Ülkeyi yönetebilmek mi?

Doğru düzgün yönetebilseler kimsenin itirazı olmayacak.

Ancak konu sırf iktidarda kalabilmek olunca iktidar etrafındaki çakal çukala da tavizler vermek durumunda kalıyor.

Tabii bu tavizler içerisinde sizin benim pek anlamadığım kapalı kapılar ardındaki kimi pazarlıklar olunca uzun yıllara sâri ülkenin geldiği yer de burası oluyor.

***

Ekonomi berbat durumda. Bunun sebebi de belli. Düne kadar kimsenin anlamadığı bir deney yaptılar ülkede ve ellerine yüzlerine bulaştırdılar.

Neydi bu deney?

Faiz sebep, enflasyon sonuç! Ben ekonomistim!

Sonuç?

Sonuç ortada, kontrolden çıkan bir enflasyon!

Enflasyon devletin vatandaşın cebinden aldığı haksız vergidir aslında.

Çoğunlukla da parası olanın parasına para kattığı, zaten düşük geliri olanların ise enflasyon altında ezildiği bir sonuç doğurur.

Sonra da çorbanın tadını tutturacağız diye bol su katmak zorunda kalırsınız içine.

Bu da pişmiş aşa su katmak gibi bir şeydir. Sofraya koyduğunuzda tadı tuzu olmaz böyle aşın.

***

Bu enflasyon ortamında sofraya koyacak aşı olmayanlar bir yanda, Yunan adalarına tatile gidenler diğer yanda, bayram tatili bir şekilde bitti. Dile kolay, tam dokuz gün tatil oldu.

Hem de ülkece ekonomik açıdan bunca zor durumdayken uzunca bir tatil yapıldı.

Şimdi yine hayat kaldığı yerden devam ediyor.

Dış yatırımların gelmeyeceği belli oldu, ne kadar anlatırlarsa anlatsınlar dış finans kuruluşlarına, kimse güvenmiyor. Para getiren yok. Gelen yatırımcı varsa sadece sınırlı oranda sıcak para getiriyor. Onlar da fırsat kolluyorlar. Punduna getirip her an parayı vurup gitme hayalindeler.

Dövizi tutalım diye çıkartılan kur kurumalı mevduat hesaplarının oranının düşürülmesi isteniyor, ama yerli yatırımcı da iktidara güvenmediği için bu hesapları azaltmaktan çekiniyor.

Bana göre gerçek enflasyon kaybını karşılayacak hesaplar değil bunlar, ancak kötünün iyisi sanırım. O yüzden halen dağa bu hesapların oranı oldukça yüksek.

Sonucu da merkez bankasının sürekli bu zararı karşılamak zorunda olması. Yani para basması, yani yine enflasyonun kabarması.

Resmen bir sarmala girilmiş durumda.

***

Düzelecek mi peki bu durum?

Uğraşıyorlar işte, para bulmaları lazım ve sineğin yağını sıkmaya çalışıyorlar.

O yüzden de nabız yoklayıp duruyorlar.

Deney faresi yaptılar bizi, farelerin bu deneylere bir itirazı olabilir mi?

Sanmam, çünkü onlar deney fareleridir.

***

Bir daha bak bakalım, gerçekten nabzı atmıyor mu?

Reyiz, ben vallahi anlamıyorum, atıyorsa da çok zayıf atıyor galiba.

Nerede kaldı şu ambulans ya, bir daha arayın şunları.

Bu saatten sonra biz ne yapsak fayda etmeyecek anlaşılan. Ambulansda bu işi bilenler vardır, belki onlar kurtarır hastayı.

Durmayın, arayın bir defa daha şu ambulansı!

Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 25.06.2024
  • Süre : 4 dk
  • 289 kez okundu

Google Ads