Biraz da İktidardan Bahsedelim
Ekonomiyi artık eski kadro yönetecek dersen, o zaman da bu kadro yanlış kadro muymuş diye bir soru takılır bunu duyan vatandaşın aklına. Demek ki yanlış yapmışsın bunca zaman! Belki de sırf mecbur kaldığın için böyle yaptığın anlaşılır bunu dediğinde. Kimse kalmamış demek ki etrafında işleri doğru dürüst yürütecek. Üstelik hadi gel ekonomiyi ele al diye teklif götürdüğün eski ekonomi bakanın, nazikçe teklifini geri çevirmişse, artık otoriten sarsılmış demektir!
Bazı cümleler önünde gizli anlamlar ifade eder.
Biliyoruz, bir takım ekonomik sorunlar var dediğiniz zaman, bunu ülkeyi yöneten söylüyorsa, aslında ülkede ekonomik olarak sorunlar oluşmasına ben sebep oldum demek istiyordur.
Beceremedim diyordur.
Ülkeyi bunlara teslim etmeyin diyorsa, bunlar dediği muhalefete milletin bir teveccühü çoktan oluşmuş demektir.
Biz onu yaptık, bunu yaptık diyorsa, ama yapamadıklarından hiç bahsetmiyorsa, hatta inkâr ediyorsa, yapamadıklarını yaptıklarının gölgesi arkasında gizlemeye çalışıyordur.
Yirmi yıldır iktidardayız demenin bile ardında yeterince iktidarda kaldık anlamı gizlidir.
Bunu duyan seçmenin aklında, sahi niye bu kadar uzun süredir siz iktidardasınız, belki de yeterli olmuştur bu kadar süre diye bir kuşku oluşur.
Biz TOGG diyoruz, onlar soğan diyor deyince, soğanı bulamayanlar evet, bunu duyan dar gelirli vatandaşın aklına siz TOGG diyorsunuz, ama bakın benim soğan alacak param bile yok diye bir düşünce gelir. Soğanı siz dile getirmiş olursunuz.
Bir de eğer sizi çok seviyor olsa da seçmeniniz, eğer televizyonda, hem de canlı yayında hasta olduğunuza dair bir görüntü görürse, o vatandaş acaba buraya kadar mı diye düşünmeye başlar.
Bir dönem daha başta olsa bu kişi, ülke için bir zafiyet olur mu acaba diye düşünmeye başlar aralarındaki ülkesini sevenler.
Yeterince yorgun ve sağlığı bozuk bu kişinin bir dönem daha ülkeyi yönetmeye gücü yetecek mi diye düşünce takılır aklına insanların.
Ekonomiyi artık eski kadro yönetecek dersen, o zaman da bu kadro yanlış kadro muymuş diye bir soru takılır bunu duyan vatandaşın aklına.
Demek ki yanlış yapmışsın bunca zaman! Belki de sırf mecbur kaldığın için böyle yaptığın anlaşılır bunu dediğinde. Kimse kalmamış demek ki etrafında işleri doğru dürüst yürütecek.
Üstelik hadi gel ekonomiyi ele al diye teklif götürdüğün eski ekonomi bakanın, nazikçe teklifini geri çevirmişse, artık otoriten sarsılmış demektir!
Senin sözünün bir kıymeti olmadığı anlaşılmış olur!
Mülakatı kaldıracağım dersen yeni dönemde, yine bugüne kadar yanlış yaptığın anlaşılır. Demek ki farkındasındır bunun yanlış bir uygulama olduğunun.
Ama söylediğini yapacağın konusunda güven de vermiş olmazsın böyle diyerek, çünkü halen daha iktidar olan sensindir.
Niyetin varsa zaten hemen yapabilecek kudretin vardır.
Kısacası tutarlı olacaksın bu hayatta!
Bu millet ne dediğini gayet iyi anlayacak bilince sahip. Çocuk mu kandırıyorsun?
Milleti kandıramazsın!
Kanan yok mudur peki aralarında?
Olabilir.
Ancak çok sınırlı bir gruptur kanan olsa da bu sözlerine.
Belki sadece kandırılmaya meyilli olanlar kanıyordur.
Genel çoğunluk ise senin başta olman işlerine geldiği için seni orada tutuyordur. Senin söylediğin yalanlara kandıkları için değil.
Ama dedim ya, eğer zafiyet gösterirsen kameralar önünde, hem de canlı yayında, helallik istesen de artık işe yaramaz.
O görüntü artık bu menfaati peşindekilerin akıllarında yer etmiştir bir kere, yani seni bu güne kadar menfaati için destekleyenler artık düşünmeye başlarlar.
Onlar artık başka bir alternatif var mı diye bakınmaya başladılar çoktan.
Bu arada şahsen geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Kimse hasta olmasın. Acil şifalar diliyorum.
Hani diyorlar ya, kazanımlarımız diye, işte o kazanımlarını ellerinden almayacak başka bir alternatif var mı diye çoktan araştırmalar başlamıştı zaten. Bu ekran kazası ise üstüne tuz biber oldu.
Bu işler böyle oluyor işte, kimse kimseye babasının hayrına bir şey yapmıyor. Fani dünya, menfaat dünyası.
Hani sen de bir zamanlar meydanlardan rahmetli Ecevit için demediğini bırakmamıştın ya hasta olduğunda. İşte bir yandan da etme bulma dünyası bu dünya. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste...
Eğer senin bir zaafın olmuşsa, yapacak bir şey yok, yerine bir başka alternatif illaki bakılacak!
Peki kim bu alternatif?
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu fitil fitil burnunuzdan getireceğim diyor.
Bu söylem yukarıda bahsini yaptığım bugüne kadar iktidar yanında kalarak kazanım sahibi olmuşlar için hiç de kabul edilebilir bir söylem değil.
Onun bu dedikleri bence çoğunluğu bugüne kadar sayende haksız kazanç elde etmiş olan bu kitleyi oldukça korkutuyor!
O bu gibiler için alternatif olamaz.
Peki o zaman kim alternatif olabilir sana?
Sayın Bahçeli olabilir mi mesela?
Biliyorsunuz sayın Bahçeli biraz da hesap adamı. İstanbul'da 3 bölge var, toplam milletvekili sayısı 98. Dokuz artı sekiz 17. Bugün 17 Mayıs ise, hepinizin bildiği gibi Kadir Gecesi! Bu tesadüf müdür? diye sorduydu geçenlerde.
İyi hesap değil mi?
Yok, yok, sanırım o değil olası alternatif. Zaten o da yeterince yoruldu senin gibi bunca zamanda.
Başka kim olabilir peki?
Bakın sayın oğul Erbakan bir alternatif olabilir belki de.
Akşam bir kanalda Yeniden Refah partisinin temsilcisi vardı tartışma programında.
Bunca süre iktidarı eleştirdiniz, sayın Necmettin Erbakan da bu iktidar için demediğini bırakmamıştı.
Nasıl oluyor da şimdi iktidarla ittifak içinde olabiliyorsunuz sorusuna önce biraz kem küm etti, arada "yeniden" demeden biz Refah partisi olarak diyerek ağzında bir şeyler geveledi, sonra da belki biz alternatifizdir dedi, tabanımız aynı nasıl olsa diyerek niyetlerini resmen açığa vurdu.
Oğul Erbakan bir alternatif olabilir mi peki? Dünya görüşü, bilgisi yeterli mi?
Bilmiyorum, belki.
Sanırım o da şansını denemek istedi. Ancak o bahsettiğim kazanım sahipleri için eğer onların suyuna gitmezse bir alternatif olma şansı hiç yok bence.
Zaten bahsi geçen kazanım sahipleri rahmetli Erbakan'ın da tabanı değillerdi.
Millî görüş denilen taban oldukça az bir taban bu ülkede.
Kazanım sahipleri sayın Erdoğan milli görüş gömleğini çıkardığı için halen daha peşinden gidiyorlar.
Başka alternatif var mı peki yerine?
Büyük Birlik partisi falan demeyin, onlar sadece okey masasındaki yancılar konumundalar. Bir tost kaparsa bedava, eh işte, karnı doymuş olur. Yanına da bedava bir çay içti mi oldu bitti.
Mahmut abi sen bu okeyi çok iyi oynuyorsun gerçekten! Senden iyi okey atan yok! Şak şak şak...
Biri daha yancı olma hevesindeydi ya, ama nedense onun pabucunu dama attılar.
Cumhurbaşkanlığı adaylık oylamasında bile destek bulamadı kimseden nedense.
Bilmiyorum ne kadar oy aldı oylamada.
Şimdi sesi çıkmıyor, hiçbir kanala da çıkarmıyorlar eskisi gibi.
Ne kusur işledi acaba?
Bir de Ecevit'in partisinin başına geçip, onun kemiklerini mezarında ters çevirenler var. Onları bu yazıda anmış olmaktan bile hicap duyuyorum.
Rahmetli Özal'ın soy ismini taşıyıp da "oğullarının hezimeti" filmine aday olanlar da başka bir konu.
Evet, iktidar bugüne kadar arada yaptığı iyi şeylere nedense bu son beş yılda bir son verip, oldukça büyük hatalar yapmaya devam ediyor.
Böylece de gün geçtikçe kendi yandaşları için de bir hezimet durumuna düşüyor.
Bilmiyorum, içeride kazan nasıl kaynıyor, ama fokurtu sesleri artık buralara kadar geliyor.
Su ısındı, ısınmanın ötesinde artık kazan fokur fokur.
Abbas yolcu, orasını anladık da sonu ANAP gibi olabilir mi Ak Parti'nin acaba?
Şahsa özel partilerin hep sonu böyle oluyor nedense. DYP de sürünüyor sayın Demirel sonrasında, DSP de.
Bu seçimlerde öyle ya da böyle alabildiği oylarla ana muhalefet konumuna düşse bile Ak Parti, o konumda ne kadar kalabilir, bu da bir muamma.
Ak Parti seçmeninin gözünde bir zamanların parıldayan yıldızlarından biri olan sayın Ali Babacan daha yeni Babala TV'de gençlerin soru yağmuruna maruz kaldı. Henüz bilemiyorum nasıl cevapladı o zor soruları. Epey bir terletmişlerdir diye düşünüyorum. Gerçi mülayim adam sayın Babacan. Bir şekilde gönüllerini kazanmasını bilmiştir herhalde gençlerin. Program yayınlandığında mutlaka izleyeceğim.
Ancak belki de o bu bahsettiğim kazanım sahibi olmuş kitle için bir çıkış yolu olabilir. Sonuçta gençler bir yana, ama Deva partisi "deva" söylemiyle de subliminal bir mesaj veriyor Ak Parti kitlesine.
Tamam, şu anda millet ittifakı içerisinde bu kitlenin hiç de hazzetmediği sayın Kılıçdaroğlu'nun ardında yer alıyor. Altılı masanın bir üyesi.
Ancak zaten onun da uyguladığı politikalarla bu kazanımlar elde edilmemiş miydi zamanında?
Deva Parti'sinin parti tüzüğüne baktığınızda geçmişten çok da farklı şeyler söylemiyor.
Ama sayın Erdoğan'a karşı duruyor sayın Babacan!
Olabilir, görmüyor musunuz, sayın Erdoğan artık eskisi gibi değil! Taze kan lazım!
Sizin işinize yarıyor mu? Siz ona bakın!
Peki ya sayın Davutoğlu?
Bakın o da ayrı bir ekol. Kazanım sahiplerine uyar mı onun ekolü, pek emin olamadım.
Saadet partisi zaten genel olarak milli görüş temsilcisi olduğunu iddia ediyor. Yukarıda yazdım zaten bu kazanım sahiplerinin derdinin milli görüş olmadığını.
Kısacası sayın Erdoğan'ın mirasının peşinde olan oldukça fazla hevesli var.
Bir yaşlı kurt olarak sayın Erdoğan şimdilik kendisine kimseyi alternatif olarak barındırmak istemiyor partide.
Bugüne kadar olası tüm rakiplerini bir şekilde diskalifiye etmesini bildi.
Biraz başını kaldıran olursa, kendince yöntemlerle başını uzatanların başlarını ezmesini çok iyi biliyor. Tek adam diyoruz ya zaten!
Bakanları bile hepiniz milletvekili olacaksınız diyerek seçim bölgelerine yolladı bu sefer. Artık kimse bir zamanlar olduğu gibi sesini yükseltemiyor emir yüksek yerden gelince.
Halbuki düne kadar bakanlar arasında, hatta aile fertleri de dahil, sınırlı bir çevrede miras kavgaları baş göstermişti.
Ama artık yaşlı kurt yorgun düştü, belli oluyor.
Kazan fokurduyor. Kapalı kapılar ardında da olsa, kazanın altına odun atan oldukça fazla zebani var.
Bu sefer işin zor reyis, yapmayaydın bunca hatayı.
En azından hastalanmağaydın kameralar önünde!
Sen ne bakıyorsun canlı yayına bile çıkamıyor diyenlere. Banttan yayınlasalardı ya programı.
Oldu mu şimdi bak, yarı yolda bıraktın bunca kazanım elde etmiş insanı.
Şimdi kimi bulacak bu insanlar senin yerine?
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla