Kızılelma ve Hırka-i Şerif
Cumhur ittifakı adayı, savunma ve güvenlik konuları ile yandaşlarını konsolide ederken, Millet ittifakı kendisine yapılabilecek eleştirileri yok etmek adına, zayıf olduğu iddia edilen dini hususları öne çıkarıyor. Her iki taraf da geçmişlerinde eksiklikleri olan hususları daha fazla ortaya koyarak, karşı taraftan oy almayı ve/veya kendi tarafından oy kaybetmemeyi hesaplıyor.
İki adet ittifakın kafa kafaya yarışması muhtemel 14 Mayıs 2023 seçimleri için adayların aktiviteleri ve halka vermeye çalıştıkları görüş ve düşünceleri yoğun bir şekilde devam ediyor.
Millet ittifakı adayı CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nu da yanına alarak Hırka-i Şerif’i ziyaret etti. Aynı gün Cumhur İttifakı adayı Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan da savunma sanayinin önemli kurumlarından Baykar’ı ziyaret etti ve Kızılelma ile pozunu paylaştı.
Görüldüğü üzere, halkın tercihini kazanmak için her iki ittifak ve adayları hamle üstüne hamle yapıyor. Cumhur ittifakı adayı, savunma ve güvenlik konuları ile yandaşlarını konsolide ederken, Millet ittifakı kendisine yapılabilecek eleştirileri yok etmek adına, zayıf olduğu iddia edilen dini hususları öne çıkarıyor. Her iki taraf da geçmişlerinde eksiklikleri olan hususları daha fazla ortaya koyarak, karşı taraftan oy almayı ve/veya kendi tarafından oy kaybetmemeyi hesaplıyor.
Politik sosyoloji içeren bu tarz davranışların halkın nezdinde ne kadar karşılığı olacağını seçimlerde ve öncesinde yapılacak anketlerde görebiliriz.
Burada önemli olan ve anlaşılması gereken nokta, bu tarz popülist politik faaliyetlerin, özellikle seçim yaklaştıkça, yoğunlaşarak devam edeceği gerçeğidir. Politikacıların halkın ana sorunlarına angaje olmaktan ziyade, halkın hassasiyetleri üzerinden oy devşirmeye çalışması, maalesef az gelişmiş demokrasilerde sıklıkla görülen bir durumdur. Seçimi kazanmayı, politikanın ana hedefi olarak kurgulayan oluşumların bu ülkede uzun süredir başarılı olması, ister istemez bu tarz politikaların önünü açmaktadır. Toplumun çoğunluğu, iktidara gelinmesi durumunda uygulanacak politikaların ne olacağını öğrenmekten ziyade, görsele dayalı ve herkese hitap edebilecek bu tarz medya unsurlarıyla konsolidasyona uğramayı tercih etmektedir. Bu tarz politik algılardan kendimizi koruyabilmenin yolu, algılarımızın yönetilmesine izin vermemek, araştırmak, doğruya ulaşmak ve eğitim seviyemizi yükseltmekten geçmektedir.
Ezcümle; eğitim seviyesi yüksek ülkelerde ters tepebilecek bu tarz sosyo politik davranışların, bizim gibi siyasi manada az gelişmiş toplumlarda politikacılar tarafından hala had safhada kullanılıyor olması garipsenecek bir durum değildir. Aslına bakarsanız Hırka-i Şerif de bizimdir, Kızılelma da. Önümüzdeki seçimde iktidar değişse de, ne devletin etkinliği ve gücü azalacak, ne de dini konularla ilgili herhangi bir baskı ve uygulama olacaktır.
Önemli olan, halkın sorunlarını çözebilme iradesine hangi tarafın daha fazla sahip olduğunun görülebilmesidir. Yıllarca iktidarda olan politik anlayışın, bugün yaşanan sorunları gelecekte çözeceğini beklemek aşırı iyimserlik, aymaz bir yanlışlığa devam etmek ve ders almamak anlamına gelecektir.
Bu yazı, daha ziyade, içinde sosyal demokrattan milliyetçiye, muhafazakardan devrimciye, liberalden devletçiye büyük bir konsensüsle gelmesi muhtemel yeni iktidardan çekinen milliyetçi ve muhafazakâr kesimin korkularının gereksiz olduğu ana düşüncesiyle yazılmıştır.