Site İçi Arama

siyaset

Anadolu İnsanının Muhafazakâr ve Milliyetçi Yapısı Değişir mi?

Anadolu’da özellikle köylerde ve kasabalarda yaşayanlar gerçekten muhafazakârlar. Hatta sadece muhafazakâr değil, aynı zamanda yeterince de dindardırlar. Çoğu namazında niyazında, camisine gider, orucunu tutar, namazını kılar, dini bütün bir yaşam sürer. Bu anlamda düşünecek olursak muhafazakâr ve milliyetçi bir yapıya sahip oldukları söylenebilir.

Anadolu insanı muhafazakâr ve milliyetçi bir yapıya sahiptir diyorlar.

Gerçekten böyle mi sizce?

Muhafazakâr olduğuna bir sözüm yok da, benim merak ettiğim gerçekten milliyetçi mi?

Milliyetçi derken vatanını ve devletini sevmesinden bahsetmiyorum, ülkece hepimizin vatan sevgisi bence eşit düzeyde, birimiz diğerinden daha çok veya daha az vatanımızı seviyor diye hiç kimse için söylemek mümkün değil bence.

Sonuçta hepimiz için vatan deyince orada akan sular durur, konu vatansa hepimiz için gerisi teferruattır.

***

Ancak konu etnik milliyetçilik boyutunda ise, işte orada duracaksınız.

En azından ben Anadolu insanını etnik milliyetçidir diye tanımlamazdım.

Daha çok devletini seven ve milli duyguları olan bir yapısı olabilir. 

Ne bileyim, Atatürk’ü seven, milli bayramlarını da seven, bir yandan da namazında niyazında.

***

Muhafazakarlık diyoruz, evet, Anadolu’da özellikle köylerde ve kasabalarda yaşayanlar gerçekten muhafazakârlar. Hatta sadece muhafazakâr değil, aynı zamanda yeterince de dindardırlar.

Çoğu namazında niyazında, camisine gider, orucunu tutar, namazını kılar, dini bütün bir yaşam sürer.

Bu anlamda düşünecek olursak muhafazakâr ve milliyetçi bir yapıya sahip oldukları söylenebilir.

***

Bir süredir düşünüyorum, muhalefet nerede yanlış yapmış olabilir diye.

Muhalefette dini bütün insanlar yok muydu

Altılı masa diye tabir edebileceğimiz partiler içerisinde en azından üçü dindar yönünü daha çok öne çıkartmış partilerdi diyebiliriz.

Eh, İYİ partiyi ve Demokrat partiyi de direk dindar söylemleri olmasa da, çok da muhafazakarlardan uzakta durduklarını söyleyemem.

Geriye bir tek CHP kalıyor.

Peki Cumhuriyet Halk Partisinin dine karşı bir parti olduğunu söyleyebilir misiniz?

Doğrudur, özellikle Atatürk döneminde ülkenin modernleştirilmesi için bugün birçok dincinin hoşuna gitmeyecek uygulamalar yapılmış olabilir, ancak o yapılanlar partiyi yönetenlerin dini bütün insanlar olmadığını gösterir mi?

Bugünkü yöneticilerinin farklı dini inançları olması ülke yönetimi için bir sorun teşkil eder mi? Etmeli mi?

***

Muhalefetin seçimi kaybetmesinin sebebi muhafazakâr olmadığından dolayı değil ki!

Peki neden kaybetti sizce?

Meral Hanım masadan kalktı, insanlar korktu!

Ahmet Bey, Kemal Bey bize sormadan bir karar alırsa kriz çıkar dedi, insanlar korktu!

Ali Bey, anayasanın ilk dört maddesini ima etti, insanlar korktu!

Kemal Bey beşli çete dedi, 418 milyar doları burnunuzdan fitil fitil getireceğim dedi, sermaye sahipleri korktu!

Kandil, Kemal Beyi destekliyoruz dedi, Kemal Bey de siz kim oluyorsunuz demedi, insanlar korktu!

***

Gerçekten bu kadar basit mi muhalefetin seçimi kaybetmesinin sebebi?

Sen kazanacak aday değilsin söyleminin altında yatan gizli anlam neydi sizce?

Ne demekti kazanacak aday? Direk olarak Kemal Bey sen kazanamazsın demek değil miydi?

Kemal Bey niye kazanamazdı?

Evet, neden kazanamadı?

***

Peki nasıl bu Anadolu insanının gönlüne girilecek?

Biz de girelim camilere, şalvarlarımızı giyip Anadolu insanı gibi davranalım!

Değiştirelim genel başkanı da, muhafazakar yapıda biri geçsin başa, mesela Ekrem Bey genel başkan olsun. Ne güzel kuran okuyordu değil mi?

Olur mu böyle yapsak?

Sonra da biz de artık muhafazakâr bir partiyiz desin CHP?

Böyle yapsa Anadolu’nun muhafazakâr ve milliyetçi insanı tamam der mi?

Kıyılardaki seküler yapıdaki halk zaten ne olursa olsun oy verecekler, başka şansları yok ki!

Anadolu insanını da ikna edebilirse CHP bir sonraki seçimlerde mutlaka iktidar olur!

Bu mudur yani çözüm?

TRT bakın CHP muhafazakâr parti oldu deyip artık CHP’yi gösterecek mi Anadolu insanına?

Çözüm buysa medeni bir devlet olmaktan vaz mı geçeceğiz?

Sosyal bir devlet olmak istemiyor muyuz?

***

İşte bunlar geçiyor aklımdan.

Bir yanda medeni devletler arasına girmek gerekli ve bu da biraz modern dünyanın gerekleri olan eğitim ve demokrasi bilinci gerektiriyor, diğer yanda ise Türkiye’de iktidara gelmek istiyorsanız muhafazakâr bir bakış açısına sahip olmanız gerekiyor.

Muhafazakâr bakış açısı ile modern dünyanın gerekleri çatışan şeyler midir?

Bence değil de, sanırım böyle düşünen çok insan var Türkiye’de.

Öyle olmasaydı bunca zaman bu iktidar başta kalabilir miydi? Bu iktidarın bunca zaman insanlara seçim meydanlarında söylediği şey biz muhafazakâr bir iktidarız söylemi değil mi?

Kur’an la bile meydanlara çıkıldığını hatırlıyorum ben.

Ancak sadece muhafazakâr söylemler işe yarasaydı bunlardan daha fazla muhafazakâr olduğunu iddia eden partiler de var. Bence başka bir şeyler daha var iktidarı bunca yıl başta tutan.

Sayın Erdoğan halk insanı!

Evet, bunun da büyük etkisi olmuştur mutlaka, ancak o halk insanı da, diğerleri değil mi?

Kemal bey az mı mutfağından video çekti, o da halk insanı olduğunu göstermedi mi insanlara?

Olsun, o da halk insanı da, nasıl diyeyim, o biraz farklı işte. Sonuçta ona oy vermiyor işte Anadolu’nun muhafazakâr milliyetçi insanı. O kadar da kendinden görmüyor demek ki.

***

İktidarın ülkeyi getirdiği durum ortada. İnsanlar bir yandan dert yanıyorlar, ama diğer yandan da gözlerinin önünde gelişen fitne fesada, montaj videolara ve almış başını gitmiş olan yolsuzluğundan tutun kötü yönetime rağmen Tayyip Beye yine ülkeyi teslim ediyorlar.

Demek ki aslında memnunlar yönetimden.

Hem de öyle kötünün iyisi diyerek değil, gönülden severek veriyorlar oylarını.

İşte muhalefet içindeki değişim rüzgarları eserken bu sevgiyi yakalayabilecek bir değişim yapılması gerekiyor.

Ama muhalefet bunlara kafa yoracağına koltuk kavgalarına tutuşmuş görünüyor.

Kemal Bey iyi insan, ama fazla hırs yaptı galiba. Kendince doğru olduğu yoldan partiyi bir yere getirmeye çalışıyor, ancak bir yandan da bunca zaman yapamadığı şeyin, yapmaya çalışsa da beceremediği, belki de kendi çabasının ne yapsa işe yaramayacağını görmek istemeden halen daha o koltuktan kalkmamak için elinden geleni ardına koymuyor.

Anadolu’nun muhafazakâr milliyetçi insanının kalbini kazanabilmek için bilmiyorum daha ne yapmak gerekli, ama öyle köy kahvelerinde sohbetlerle de olacak iş değilmiş gibi geliyor bana. İnsanların güvenini kazanmak o kadar kolay değil. Yaşam tarzından, hayata bakış açına kadar değiştirmen gereken çok şey var.

Belki de Anadolu insanını değiştirmen gerekiyordur. İktidara gelmeden onu da yapamayacağına göre, gelsin zamlar, çalsın davullar, şenlik var ey ahali, bir yirmi yıl daha bu iktidar başta olacak, buradan öyle görünüyor.

Kutlamaya başlayın eserinizi!

Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla.

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 04.08.2023
  • Süre : 4 dk
  • 1188 kez okundu

Google Ads