Seçimin kazanan ve kaybedenleri
14 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilleri seçiminin sonuçları tartışılmaya devam ediyor. Öncelikle iki büyük ittifak da kendisinin kazandığını veya karşı tarafın kaybettiğini iddia ediyor. Kesin sonuç alınamayan seçimler neticesinde bu tarz yorumların yapılması gayet normal bir durum.
14 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilleri seçiminin sonuçları tartışılmaya devam ediyor. Öncelikle iki büyük ittifak da kendisinin kazandığını veya karşı tarafın kaybettiğini iddia ediyor. Kesin sonuç alınamayan seçimler neticesinde bu tarz yorumların yapılması gayet normal bir durum. Katılım oranının 2018 seçimine göre daha düşük olduğu 14 Mayıs 2023 seçiminde, kitlelerin ekonomiden ziyade bekayı daha fazla satın aldığı, dolayısıyla milliyetçi ve muhafazakâr yapının güçlendiği söylenebilir.
Konuyu biraz daha detaylı irdeleyerek, başarı ve başarısızlıkları ortaya koyalım.
1. Cumhur ittifakı adayı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı seçimlerde ilk defa ilk turda seçilememiş olması bir başarısızlık gibi gözükse de, en çok oyu alan aday olması önemli bir başarıdır. Bu kadar ekonomik problemin olduğu bir ortamda hala birinci çıkabilme başarısı, ancak ikinci turda cumhurbaşkanlığını kazanmayla anlamlanır. Erdoğan seçimin ikinci turunu kazanamazsa, ilk turdaki bu birinciliğin hiçbir manası olmayacaktır.
2. Vekil sayısı olarak Cumhur ittifakının 321 vekil çıkarması ve yüzde 50 oranını geçmesi önemli bir başarıdır. Ancak, özellikle Ak partinin oy oranlarında ve toplam vekil sayısında kayıplar yaşadığı ortadadır. 2002’de girdiği ilk seçimde %34 oy ile iktidara gelen Ak partinin oy oranı, bu seçimde, içinde başka bazı partilerin de olmasına rağmen, %36’da kalmıştır. Bu oran, ilk girdiği seçimlerden sonraki en düşük oy oranıdır. Geçmiş döneme göre 29 vekilin azalması, bariz bir başarısızlıktır.
3. Ak parti, 81 ilin 75’inde oy kaybetmiş, 2018 seçimlerine göre, yaklaşık 2.200.000 az oy almış ve bu oylardan yaklaşık 1.500.000 oy YRP’ne geçmiştir. Ak partinin kaybettiği bu oyların Millet ittifakı bileşenlerine tam olarak yansımadığı görülmüştür. Kayıp oylar, daha ziyade aynı ittifak içindeki milliyetçi, muhafazakâr partilere yönelmiş ve bu durum YRP, BBP veya MHP’ye fayda sağlamıştır.
4. Ak partiden ayrılan seçmenin Millet İttifak’ı içindeki Ak parti karşıtı, ama benzeri partilere gideceği öngörüsü tam olarak doğru çıkmamış ve Millet ittifakının başarısızlığının ana sebebi olmuştur. Ak partiden ayrılan seçmen tercih mührünü CHP logosuna vurmakta zorlanmıştır. Bu partilerin CHP logosu ile seçime katılması, kendilerine fayda sağlarken, ittifaka ve CHP’ye zarar vermiştir. Bu partiler ittifak içinde ama CHP’nin dışında seçime girseydi, hem aldıkları oy oranları belli olur, bu oranlara göre bakanlık dağılımı netleşir, hem de şu an alınandan daha fazla oy alabilirlerdi. Millet ittifakının içindeki iki büyük parti haricindeki diğer partiler çok düşük oyla, hak ettiklerinden çok daha fazla vekil çıkarmışlardır. Millet İttifakı içindeki bu partilere oy oranlarına göre çok fazla ödün verildiği ortaya çıkmıştır. Cumhur İttifakının yaptığı gibi barajın altında kalan partilerin liderleri güçlü oldukları illerde vekil olarak aday olsalardı ve Cumhurbaşkanlığı adayı Kılıçdaroğlu ve yardımcıları İmamoğlu, Yavaş ve Akşener olarak ilan edilseydi, çok daha yüksek kazanım sağlanabilirdi.
5. Parti liderlerinin bir bölümü vekil olurken, bazılarının vekil olamaması da bu seçimin ilginç bir sonucudur. Ak parti, CHP, İyi, Saadet, DP, Deva, Gelecek, BBP ve Zafer partisi genel başkanları vekil olamazken, TİP, Yeşil Sol, DSP, HÜDAPAR, YRP ve MHP genel başkanları vekil olmuşlardır. Oy oranları yüksek olan 3 parti (Ak parti, CHP ve İyi parti, yaklaşık yüzde 36+26+10=72) ile kalanlara da +3 dersek nerdeyse toplam %75 oy alan parti liderleri, seçim sisteminin yarattığı garabet nedeniyle, seçilememiştir.
6. Ata İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Sayın Sinan Oğan’ın %5’in üzerinde oy alması başarıdır. Öte yandan bu durumu ikinci tur için pazarlık olarak kullanması ve bu manada anlaşılan sözleri fırsatçılık olarak değerlendirilmiş ve kendisi adına pek de hoş olmamıştır. Oy oranının %5’in üstünde çıkması hem kendisinin hem de adaylıktan çekilen Sayın Muharrem İnce’nin oyları olarak görülebilir. Ayrıca her iki büyük İttifak’ı istemeyenlerin de Oğan’da konsolide olduğu ortadadır. Oğan’ın ikinci tur için iki adaydan hangisini destekleyeceği belli olmamakla birlikte, kim ne kadar verirse onu desteklerim demesi, çok pragmatist bir yaklaşımdır. İki haftalık süreçte kendisinin inandığı politik duruşu sergilemesi ve bu doğrultuda herhangi bir talep olmaksızın durumunu ilan etmesi, gelecekteki politik yerinin sağlamlaşması açısından daha doğru olacaktır.
Ezcümle, 14 Mayıs seçiminin kazananı iki keklik olmuştur.
MHP ve YRP.
Seçimin kaybedenleri ise diğerleridir.