Site İçi Arama

strateji

Türkiye'nin Elektrik Üretim Kapasitesi Nedir?

Finlandiya toplam üretimde ülke sıralamasında oldukça aşağılarda olsa da (bizim üretimimizin neredeyse beşte biri!) kişi başına ürettiği elektrik enerjisi bizim üç katımız.

Türkiye bir yılda ne kadar elektrik üretiyor?

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın sitesinde 2023 yılında elektrik enerjisi tüketimi 330,3 TWh, elektrik üretimi ise 326,3 TWh olarak gerçekleşmiş.

Aradaki 4 TWh enerjiyi sanırım dışarıdan satın alıyoruz.

Aynı sitede 2024 yılı Ocak ayı sonu itibarıyla ülkemizde kurulu güç 107.271 MW’a ulaşmıştır deniyor.

1 terawatt 1 milyon megawatt demek.

Ancak yıllık elektrik enerjisi üretimi birimi terawatt saat olarak belirtilirken kurulu güç birimi megawatt olarak belirtilmiş. Biri enerji birimi, diğeri ise güç birimi.

Normalde 1 MW güç ile 1 saatte 1 MW enerji elde edersiniz.

Bu durumda 107.271 MW kurulu güç ile bir saatte 107.271 MWh enerji elde etmeniz beklenir.

Bu durumda, bir günde 24 saat olduğuna göre 365 günde sürekli çalışan bir kapasite ile bu değerin 8760 katı MWh enerji üretimi yapılabilir diye düşünebiliriz.

Hesaplarsak kapasitenin 939,7 TWh’den az biraz daha az olduğunu buluruz.

Bu da elektrik enerjisi üretimimizin kurulu güce oranının:

326,3 / 939,7 = % 34,7 olduğunu hesaplayabiliriz.

Bu oran dünya ülkeleri arasında iyi bir oran mıdır acaba?

Mesela karşılaştırma olsun diye Çin’de 2021 yılında kurulu güç 2,4 TW’mış. Aynı yıl elektrik üretimi 8534,3 TWh olmuş.

Formülümüz:

Oran= (Üretim) / (Kurulu güç x 8760 saat)

Bu durumda oranımız: 8534,3 / (2,4 x 8760) = %40,60 çıkıyor.

Bizden yüksek!

Bir örnek daha bakalım.

Amerika’da 2023 yılında kurulu güç 1,277 TW’mış. Aynı yıl elektrik üretimi ise 4017 TWh olmuş.

4017 / (1,277 x 8760) = % 35,90

Bu da bizden biraz yüksek, ama üç aşağı beş yukarı değer tutuyor.

Demek ki kurulu gücün yaklaşık üçte biri oranında elektrik üretimi yapılabiliyor. Bunda muhtemelen barajların yıllık yağışlar ile kurulu gücün belli bir oranında üretim yapabilmeleri etkili olabilir.

Ayrıca kömür ve doğalgaz santrallerinde de kurulu gücün tüm kapasite ile çalıştırılması sakıncalar içeriyor olabilir. Belki türbinler belli aralarla dinlendirilerek çalıştırılıyorlardır.

Verimlilik oranı diyebileceğimiz bu bizim oran da belki birtakım yatırımlarla en azından Çin seviyesine çıkartılabilir.

***

Gelelim elektrik üretimi konusunda dünyadaki yerimize.

Aslında hiç de fena durumda değiliz diyebilirim.

2008 yılında girdiğimiz dünya sıralamasındaki ilk 20 ülke listesinde 2022 yılı itibarıyla 15’inci ülke seviyesine yükselmişiz.

Tabii bu sıralama toplam elektrik enerjisi üretim sıralaması.

Kişi başı üretimde ise maalesef bir Finlandiya kadar bile olamamışız. Halbuki Finlandiya toplam üretimde ülke sıralamasında oldukça aşağılarda olsa da (bizim üretimimizin neredeyse beşte biri!) kişi başına ürettiği elektrik enerjisi bizim üç katımız.

Bu kişi başı değer ülkelerin kişi başı milli gelirleri ile orantılı bir değer.

Bir yandan da konfor göstergesi. Aynı zamanda da teknoloji endeksiyle uyumlu bir değer.

Tabii biz özellikle son yıllarda elektrik enerjisini doğalgaz santrallerinden elde etmeyi tercih ediyoruz. Daha önce bu konuda yazılar yazmıştım, bunda doğalgaz santrallerinden elde edilen enerjinin daha kontrollü üretilmesinin etkisi var.

Yine de doğalgaz santrallerinden elde edilen elektrik enerjisi doğalgaz fiyatlarına bağlı olarak döviz çıktısı oldukça pahalı olan bir üretim biçimi.

Ancak bir yandan da sanayi olarak bir atılım içinde olan Türkiye’nin üretim kapasitesini artırmasına ve kurulu güç yatırımları yapmasına ihtiyacı var.

Dünyada ise elektrik enerjisi üretimleri yeşil enerjiye kaymaya başlamış durumda.

Tamam, bir Çin değiliz, Çin’in 2021 yılı elektrik üretimi bile bizim 26 katımızdan daha fazla.

Bir zamanların açık ara başa oynayan ülkesi Amerika Birleşik Devletleri ise 2008 yılından 2022 yılına üretiminde doğru dürüst bir artış yapamamış durumda. 2008 yılında 4118 TWh olan üretimi 2022 yılında 4287 TWh düzeyine kadar artabilmiş sadece. Zaten 2023 yılında da elektrik üretimini tersine azaltmış.

Bunun sebebi nedir bilmiyorum, belki gerçekten kimi yüksek enerji isteyen üretimleri ülke dışına kaydırmış olabilirler.

Mesela bu yılın gözde ülkesi Mısır olarak öne çıkıyor.

Bir de Hindistan son yıllarda bir takım teknolojik yatırımlar yapıyor.

Hindistan’da ucuz iş gücü, Mısır’da ise Akdeniz’de, kıyılarında son zamanlarda bulunan doğalgaz yatakları ile ucuz enerji kaynakları var.

Dolayısıyla Amerika ne diye üretimi Amerika’da yapayım ki, çok daha ucuza Amerika dışında üretim yaptırma imkânı varsa, tercihen bu ucuz kaynakları sömürmek daha mantıklı diye bakıyor olabilir olaya.

Yine de Amerika’da da kişi başına elektrik enerjisi üretimi 12 bin KWh üzerinde ve yine bizim 4 katımıza yakın.

Rusya’da bile kişi başı elektrik üretimi bizim iki katımız.

Kişi başına düşen elektrik üretimi en yüksek olan ülke ise İzlanda, bizim tam 15 katımız. 55 bin KWh civarında.

Şaşırdım mı peki? Hayır!

Daha geçenlerde yazmıştım İzlanda’nın jeotermal enerji kapasitesini. Büyük oranda da elektriğe çeviriyorlar bu kapasiteyi.

Listede ikinciliği de Norveç almış, Norveç’te ise kişi başı elektrik üretimi 25 bin KWh’in üstünde.

Muhtemelen Kuzey Buz Denizi’ndeki petrol kaynaklarından elde ettikleri elektrik enerjisi ile listeye ikinci olarak girmeyi başarmış görünüyorlar.

Peki petrol çıkartmak işe yarıyorsa İran ne durumda mesela?

Kişi başı 3750 KWh !

Yani bunun enerji kaynaklarına sahip olmayla ilişkisi yok!

Yönetimdekilerin ülke kaynaklarını ne kadar halk yararına kullandığıyla ilişkili bir konu bu.

Türkiye bir enerji fakiri ülke olarak (Jeotermal enerjiyi bunun dışında tutuyorum!) neredeyse İran kadar elektrik üretiyor.

İran gibi petrol kaynakları olsaydı, kim bilir ne kapasiteye ulaşırdı.

***

Sonuçta elektrik üretiminde çok kötü konumda değiliz ama öyle çok iyi de değiliz.

Enerji üretimiyle her şey halloluyor mu? Doğrusunu isterseniz bu da tam olarak işe yaramaz sanırım. Evet, enerji üretimi iyi bir şey. Ancak bunun gelir dağılımı ayağı var daha. Herkesin refaha kavuşması var. Tüm bunları dengelemek ise iktidardakilerin bakış açılarını değiştirmesine bağlı.

Elektrik konusuna dönecek olursak, bence önümüzde gitmemiz gereken daha çok yol var.

Nükleer enerji santralinin de devreye girmesiyle kapasitemiz ve üretimimiz biraz daha artacak. Ancak özellikle doğalgaz konusunda dışa bağımlı olmamız ve nükleer santralin de Rusların kontrolünde olması bir anlamda enerjide büyük oranda dışa bağımlı olduğumuz anlamına geliyor ve bu iyi bir şey değil!

Bir an önce milli enerji kaynaklarına yönlenmemiz gerekiyor ve bu konuda en iyi potansiyel bence jeotermal enerjide görünüyor.

Bunu sanırım İzlanda’nın şampiyonluğu ile bir kez daha anlamışsınızdır.

Kanımca bu konuda yatırımlar yapmayı hızlandırmamız gerekiyor.

Rusya seviyesine bile gelebilmemiz için şu anki elektrik üretim kapasitemizi iki katına çıkartmamız gerekiyor!

Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla.

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 04.03.2024
  • Süre : 3 dk
  • 1131 kez okundu

Google Ads