Site İçi Arama

siyaset

14 Mayısta Kullanacağım Soru Listem

Bir seçmenin kendisine soracağı ilk soru; mevcut durumdan memnun muyum sorusudur. Memnunsanız problem yok, oyunuzu süregelen iktidara verirsiniz olur biter. Ancak memnuniyetsiz olanlar için ortaya konulması gereken memnuniyetsizliğinin sebepleridir.

Evet YSK “beklenen” kararını verdi ve CB adaylarını resmen belirlenmiş oldu. Şimdi önümüze gelen 4 adaya bir bakalım.

Recep Tayyip Erdoğan: 21 yıldır ülkeyi yönetiyor. Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır, ekonomik krizde olan ve depremle yıpranan ülkeyi yeniden düze çıkaracağız diyor. Dış politikada kendi iktidarını başarılı buluyor. Muhafazakâr ve statükocu.

Kemal Kılıçdaroğlu: 13 yıldır CHP’nin başında. 2017’den beri birleştirici ve kapsayıcı bir politika ile muhalefeti etrafında topluyor. Değişim ve ortak aklı vaadediyor. Temel söylemleri yoksullukla mücadele, demokrasi, hak, hukuk ve adalet üzerine. Çoğulcu bir sisteme geçiş öneriyor.

Muharrem İnce: Çok eski bir CHP’li. 2018 CHP CB adayı. Yarışta ikinci olmuştu. CHP Genel başkanlığı istedi olmadı, ayrıldı partisini kurdu. Gençlere yönelik mesajları dikkat çekiyor.

Sinan Oğan: MHP Genel Başkanlığı için mücadele etmişti, başaramadı. İyi Parti’ye de katılmadı. Zafer Partisi’nin adayı oldu. Milliyetçilerin adayıyım diyor. İyi eğitimli ve donanımlı. Milliyetçilik ve Suriyeli sığınmacılara yönelik söylemi öne çıkıyor.

Bir seçmenin kendisine soracağı ilk soru; mevcut durumdan memnun muyum sorusudur. Memnunsanız problem yok, oyunuzu süregelen iktidara verirsiniz olur biter. Ancak memnuniyetsiz olanlar için ortaya konulması gereken memnuniyetsizliğinin sebepleridir. Muhalif seçmenin memnuniyetsizlik sebeplerini 5 ana başlıkta toplayabiliriz.

- Ekonomik kriz ve geçim sıkıntısı

- Tek adama indirgenen yönetim sistemi

- Yıpranan “devlet” algısı

- Liyakatsizlik, kayırmacılık ve yolsuzluklar

- Sığınmacı ve göçmen politikaları

Tek tek değerlendirmeye gerek var mı? Aslında tüm bu memnuniyetsizliklerin birbiriyle sebep sonuç ilişkisi var. Yine de her bir muhalif seçmen bu etkenlerden kendisini en çok rahatsız eden üzerinden oyunu kullanacaktır.

Seçmenin oy verme eğilimini bir noktaya kadar manipüle edebilir, algıyla yönlendirebilirsiniz. Asıl olan seçmenin en çok neyden etkilendiğidir. Bu da seçmenin ekonomik ve sosyo kültürel konumuyla doğrudan ilişkilidir. Herkesten üst düzey politik analizler yapmasını bekleyemeyiz. Kimisi 21. yüzyılda neo liberalizmin sarsıcı politik etkilerini tartışırken, kimisi o gün karnını nasıl doyuracağı ile ilgilidir. Ülkemizde politik kimlik üst seviye analizlerden daha çok günlük yaşama dönüktür. Diğer taraftan Batılı anlamda dönüşüme uğramamış toplumsal yapılarda etkili olan dini ve etnik aidiyet de belirleyici olabiliyor.

Demokrasilerde eşit yurttaşlık esas olduğundan her oy eşit ve değerlidir. Adaylar elbette bunun farkında ve seçim stratejilerini buna göre oluşturuyorlar. Söylemlerini, mesajlarını “tek seçmene” göre geliştiriyorlar. Seçmene kıyaklar çekiliyor, vaatlerde bulunuyorlar, ümit veriyorlar. Tadını çıkaralım.

Kendime bakıyorum. Aidiyet duygumdan ziyade bireyselliğimi ön plana çıkarıyorum. Ama bu bencil bir bireysellik değil. Ülkemi de şu veya bu gruba mensup olduğumdan dolayı değil mutlak ve yalın bir yurtseverlik anlayışıyla seviyorum. Mevcut durumdan memnun değilim ve kendime özgü şu soruları sorarak Cumhurbaşkanımı arıyorum.

- Değişim istiyor muyum?

- Ekonomik kriz ve geçim sıkıntısına hangi aday ve ekibi çare bulabilir?

- Tek adam tarafından mı yoksa çoğulcu bir sistem tarafından mı yönetilmek istiyorum?

- Hangi aday eşit yurttaşlık ve daha çok demokrasi öneriyor?

- Hangi aday hukuk devletine inanıyor?

Benim listem bu, herkes kendisine böyle soru listesi çıkarabilir...

Dr. Eşref ÖZDEMİR
Dr. Eşref ÖZDEMİR
Tüm Makaleler

  • 31.03.2023
  • Süre : 2 dk
  • 1220 kez okundu

Google Ads