Site İçi Arama

strateji

İç karışıklıkların müsebbibi kim? ABD mi, Otoriter rejimler mi?

ABD’nin düşman ve/veya rakip olarak betimlediği ülkelerden Rusya ve İran’da, farklı sebeplerden iç karışıklıklar yaşanmaya başladı. 

Rusya’nın Ukrayna özel operasyonunda bir türlü başarıya ulaşamaması neticesinde Putin’in seferberlik ilanı ve bu ilana karşı oluşan tepkiler Rusya’yı hareketlendirdi. 7 aydır başka bir ülkenin topraklarında savaşmak hiç de kolay bir durum değil. Ayrıca kış yaklaşıyor ve bölgenin kış şartlarında savaşmak daha bir zor. 

Rusya-Ukrayna savaşı, her iki tarafta da büyük insan ve teçhizat kayıplarına sebep oluyor. 

Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı tarafından Temmuz ayında yapılan açıklamada, "Savaşın başından bu yana yaklaşık 36 bin 650 Rus askeri öldürüldü" denildi. Açıklamada ayrıca Rus ordusuna ait 1.602 tank, 3.797 zırhlı araç, 815 topçu sistemi, 247 çoklu fırlatma roket sistemi, 107 uçaksavar sistemi, 217 uçak, 187 helikopter, 2 bin 665 araç ve yakıt tankı, 15 gemi, 667 insansız hava aracı, 66 adet özel ekipman ve 155 düşman seyir füzesinin imha edildiği belirtildi.

Rakamlar incelendiğinde orta büyüklükteki bir devletin neredeyse tüm ordusu kadar bir imhanın söz konusu olduğu anlaşılıyor.

Ukrayna’nın kayıpları da az değil. Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, 4 Eylül’de yaptığı açıklamada “Ukrayna'da bugüne kadar 286 uçak, 151 helikopter, 1867 insansız hava aracı, 372 hava savunma füze sistemi, 4 bin 776 tank ve zırhlı araç, 824 çok namlulu roketatar, 3 bin 366 obüs ve havan topu, 5 bin 250 askeri araç imha edildi.” ifadelerini kullandı.

Sözün özü, durum, her iki taraf için de vahim. Savaşın kazananı olmaz. Ancak, bu kayıplar Ukrayna için vatan savunması olarak görülürken, Rusya’da durum git gide farklı bir boyuta dönüşüyor. 

Operasyondan kesin sonuç alamayan Rusya, kendisine yakın bölgelerde tek taraflı referandumlar vasıtasıyla toprak ihraç etmeye ve operasyondan bir kazanım elde etmeye çalışıyor. Ancak, içeride karışıklar artıyor. İç karışıklıkların meydana gelmesindeki ana sebepler: 

1. Personel ve teçhizat zayiatındaki yoğun kayıplar, 

2. Kısmi seferberlik ilanı ve 

3. Ekonomik yaptırımların halkın üzerindeki etkisinin artması olarak özetlenebilir. Kısaca, Rus halkının memnuniyetsizliğinde artış var.

İran da kaynıyor. Baskılardan bunalan kadınlar, gencecik bir kadının öldürülmesi sebebiyle, dinci mollalara karşı tepkilerini artırarak göstermeye başladılar. Saç telinden tahrik olan dincilere karşı ülke genelinde yoğun tepkiler var. O kadar kolay değil elbet, ancak İran’dan 43 yıl öncesine geri dönüş sinyalleri geliyor.

Tüm bu yaşananların ABD’nin ülkelerin iç işlerine müdahalesi ile oluştuğu düşünülebilir. Elbette, ABD’nin hem sicili hem de imkan/kabiliyeti bu karışıklıklara sebep olma ihtimalini artırıyor. Öte yandan halkın otoriter rejimlerin kural ve kaidelerine karşı tepkilerini artırmalarının en önemli sebebi, bu insanların demokratik ülkelerdeki hak, hukuk ve adalete özenmeleri ve kendilerinin de otoriter değil demokratik bir düzen ile yönetilme isteği. 

ABD’nin demokratik ve otoriter olarak ikiye böldüğü yeni dünya düzeninde, kendi ülkesinin hangi tarafta olacağı ile ilgili iç karışıklıkların yakın gelecekte birçok ülkede görülmesi muhtemel. Bazı ülkeler demokrasilerinden taviz verip otokratikleşecek, bazıları ise zamanın ruhundan faydalanıp otokratik lider ve yönetimleri değiştirecek. Anlaşılan o ki, 21’inci yüzyılın üçüncü on yılı, nükleer bir savaş çıkmaz, bu savaş dünya savaşına evrilmezse, yeni dünya düzeninin iki kutuplu olarak yeniden şekillendiği dönem olacak.

Doç.Dr. Ersoy ÖNDER
Doç.Dr. Ersoy ÖNDER
Tüm Makaleler

  • 26.09.2022
  • Süre : 3 dk
  • 1382 kez okundu

Google Ads