Site İçi Arama

strateji

Türkiye, bölgesel güç olmanın gerektirdiği ölçekte askeri harcama yapıyor mu?

Covid 19 pandemisiyle mücadele sürecinde, diğer küresel riskler bir süreliğine arka planda kalmıştır. Bununla birlikte, salgının kısmen kontrol altına alındığı şu günlerde, dünya genelindeki diğer küresel riskler tekrar görünür hale gelmeye başlamışlardır. Pandemi genel bir ekonomik durgunluğa ve geleceğe yönelik belirsizliğe neden olmuşsa da bu geçici durum aşılmak üzeredir. Uluslararası sistemde yer alan önemli aktörler, tekrar eski klasik uluslararası sorunlara odaklarını döndürmüşlerdir. 

Covid 19 pandemisiyle mücadele sürecinde, diğer küresel riskler bir süreliğine arka planda kalmıştır. Bununla birlikte, salgının kısmen kontrol altına alındığı şu günlerde, dünya genelindeki diğer küresel riskler tekrar görünür hale gelmeye başlamışlardır. Pandemi genel bir ekonomik durgunluğa ve geleceğe yönelik belirsizliğe neden olmuşsa da bu geçici durum aşılmak üzeredir. Uluslararası sistemde yer alan önemli aktörler, tekrar eski klasik uluslararası sorunlara odaklarını döndürmüşlerdir. 

Küresel Güvenlik Riskleri

Bu çerçevede, ekonomik krizleri bir kenara bırakıp, çatışma bağlamındaki olası gerginlik noktalarına baktığımızda, öne çıkan risk bölgeleri şunlardır:
1)    İran-Suudi Arabistan arasında bölgesel güç politikaları rekabetinden kaynaklanan gerginlik,
2)    İran-İsrail arasında, İran’ın nükleer silah kazanımını engellemeye yönelik İsrail’in kontrollü tırmandırma ve bu çerçevede iki ülke arasındaki bölgesel güç rekabetinden kaynaklanan gerginlik,
3)    Türkiye-ABD-İran-Rusya ve diğer aktörlerin gölgesinde Suriye’nin bağımsızlığının ve yeniden yapılanmasının ortaya çıkardığı beklentilerin ve çıkar çatışmalarının yön verdiği Suriye merkezli gerginlik,
4)    Doğu Akdeniz’de enerji güvenliği bağlamında bölgesel ve küresel aktörlerin rekabetinden kaynaklanan gerginlik,
5)    Afganistan’da Amerikalıların çekilmesi sonrasındaki kırılgan barış ortamının inşa edilebilirliğinin taşıdığı riskler,
6)    Mali’nin geleceğinde Avrupa ülkelerinin çıkar mücadeleleri ve Büyük Sahra İslam Devleti örgütünün radikal İslamcı terör boyutlu güç inşa çatışmasının bölgeye yayılma olasılığından kaynaklanan riskler,
7)    Ukrayna, Doğu Avrupa, Karadeniz eksenli Amerikan ve Rus çatışma politikalarının bölgeye yüklediği gerginlik, 
8)    Çin’in ABD ve müttefikleri (AUKUS, QUAD vb.) tarafından çevrelenmesi ve Güney Çin Denizi (Issız Adalar) odaklı çıkarların korunmasına yönelik çatışma riskleri,
9)    Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarma isteği karşısındaki Türkiye’nin ‘casus belli’ kararlılığını aşmak için İttifak yapılanmasına gitmesinden kaynaklı bölgesel gerginlik.

İrili ufaklı diğer riskleri de dikkate aldığımızda, dünya genelinde “çatışmacı” bir paradigmanın hâkim olmaya başladığını, dolayısıyla söylemlerin ve çıkar çatışmalarının odağına askeri bakış açılarının oturtulmakta olduğunu görüyoruz. Bu bakış açısı, son yıllarda devletlerin silahlanma politikalarına ve arayışlarını da yansımakta olduğu aşikardır. 

Askeri Harcamalarda Küresel Eğilim Ne Yöndedir?

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (Stockholm International Peace Research Institute – SIPRI) tarafından her yıl gerçekleştirilen ülke bazlı askeri harcamalara baktığımızda, son 10 yıl zarfında, ülkelerin çoğunluğunun askeri harcamaları artırmakta olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalıyoruz. Bu durum Türkiye için de geçerlidir. 

Bu anlamda, SIPRI 2021 verileri de küresel boyutta askeri harcamaların artma eğilimine sahip olduğunu bize göstermektedir. 2019’a göre askeri harcamalarda dünya genelinde yüzde 2,6 oranında artış gerçekleşmiştir ve 2020’de 1 trilyon 981 milyar $ askeri harcama yapılmıştır. Toplam askeri harcamalar, 2020’de küresel gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) yüzde 2,4’üne karşılık gelmiştir. 

2020 yılı içerisinde dünyada askeri harcamalarda ilk beş ülke, ABD, Çin, Hindistan, Rusya ve İngiltere olmuştur. Bu ülkelerin toplam askeri harcama tutarının, dünya genelinin %81’ine karşılık gelmesi dikkat çekicidir. Fransa’yı dahil edersek, aslında dünya barışının ‘garantörü’ olması beklenen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimî üyeleri, aynı zamanda silahlanma yarışını tetikleyen ülkelerdir. Bu yönüyle, bu beş daimî üye; (kendi ürettikleri silahların gölgesinde) dünya barışının havariliğine soyunduklarına dair bir iddianın da sahibidirler. 

ABD, İngiltere ve İtalya hariç, 2011 yılına göre ilk 15 ülkenin askeri harcamaları 2020 yılında da artmaya devam etmiştir. Günümüz itibariyle, küresel askeri harcamaların %39’unu gerçekleştiren ABD, 778 milyar $ ile halen savunma harcaması en yüksek ülke olmasına rağmen, 2011 yılına göre askeri harcamalarını %10 azaltmıştır. Bununla birlikte ABD, 2018 yılından itibaren askeri harcamalarını tekrar artırmaya başlamış, özellikle araştırma ve geliştirme ile nükleer silahların modernizasyonuna yönelik harcamalarına ağırlık verilmiştir. 

ABD’den sonra en yüksek harcamayı yapan Çin, askeri modernizasyon ve ulusal güvenliğine yönelik güç siyasetine ağırlık veren bir politikayı takip etmektedir. Çin, 2011’e göre %76 oranına ulaşan, artan bir ivme yakalamıştır. Bu yönüyle, oransal olarak dünya geneline göre, askeri harcamalarını en fazla artıran ülke Çin olmuştur. 2020’de 252 milyar $ harcayan Çin, halen küresel savunma harcamalarının %13’ünü gerçekleştirmektedir. 

Aynı şekilde askeri harcamalarında %41 artışı yakalayan Güney Kore, %34 artış yapan Hindistan, %33 artış yapan Avustralya da dikkat çeken ülkeler arasında sayılmaktadırlar. Bölgemiz ülkelerinden İsrail; 2020’de 21,7 milyar $ askeri harcama yapmış, askeri harcamalarında son 10 yıl zarfında %32 artış gerçekleştirmiştir. İsrail, askeri yeteneklerini yeniden yapılandırmak için askeri harcamalarını artırma yoluna gitmiştir. Bu çerçevede, önümüzdeki yılları kapsayan Momentum Planı isimli bir programı devreye sokmuş, GSYİH’nın %5-6 arasındaki bir bölümünü askeri harcamalara ayırmaya devam edeceğini deklare etmiştir.

Bu arada, Türkiye'nin askeri harcamaları, önceki yıllardan farklı olarak, 2020 özelinde yüzde 5 azalarak 17,7 milyar dolara gerilemiştir. Öte yandan, 2011 ve 2020 yılları arasında yükselen bir seyre sahip olan Türkiye, bu dönem zarfında, askeri harcamalarında %77’lik bir artış gerçekleştirmiştir. 2020 yılındaki %5’lik azalma, aynı zamanda Türkiye’nin küresel askeri harcamalar listesindeki ilk 15 ülkenin içinde yer alamamasına da neden olmuştur. 

Aynı şekilde, İran'ın askeri harcamaları da 2020’de yüzde 3 azalmış ve 15,8 milyar dolara gerilemiştir. ABD’nin; bu ülkenin nükleer kapasitesini artırmaya yönelik faaliyetlerini engellemek için 2018 yılından itibaren ekonomik yaptırımlarına tekrar başlamıştır. İran’ın askeri harcamalarındaki gerilemede, ABD’nin küresel ölçekte yeniden yürürlüğe koyduğu yaptırımların etkisi söz konusudur.

Almanya, 2020’de askeri harcamalarını yüzde 5,2 artırarak 52,8 milyar dolara çıkarmıştır ve bu kapsamda 2011 yılına göre %28’lik bir artışa yol açan bir askeri harcama yapmıştır. 

Fransa’nın askeri harcamaları 2020'de yüzde 2,9 artarak 52,7 milyar dolara çıkmıştır. 2011-20 yılları arasında Fransa'nın askeri harcamaları yüzde 9,8 oranında artış göstermiştir.

Askeri harcamalara artan bir şekilde kaynak ayırmaya başlayan ülkeler arasında, Avrupa’da Polonya dikkat çekmektedir. Orta Avrupa genelinde yapılan askeri harcama toplamının yüzde 39’una karşılık gelen Polonya’nın askeri harcamaları, 2020’de 13 milyar $ olarak gerçekleşmiştir. Polonya’nın harcamaları 2020 itibariyle, 2011’e göre, yüzde 60 oranında artmıştır. 

Türkiye ve Bölgesindeki Önemli Ülkelerin Askeri Harcamaları

Türkiye, son 10 yıldaki yükselen askeri harcamalarına rağmen, bölgesinde henüz başat ya da dominant güç olmasını (Rusya hariç) sağlayacak bir askeri yapıya erişmekten uzak bir profil sergilemektedir. Türkiye’nin askeri harcamaları, dünya genelinden ziyade bölgesindeki önemli ülkelerin savunma harcamalarıyla kıyaslanması halinde anlamlı sonuçlara ulaşılması, stratejik değerlendirmelerin yapılması söz konusu olabilir. 

Bu bağlamda, SIPRI verilerine göre, Türkiye, İran, İsrail, Mısır ve Yunanistan’ın 1988-2021 yılları arasında gerçekleştirdikleri askeri harcamalar incelenmiştir. Bu verilere göre, 34 yıllık süre zarfında, birinci sırada İsrail (520 milyar 998 milyon $), ikinci sırada Türkiye (397 milyar 863 milyon $), üçüncü sırada İran (385 milyar 764 milyon $), dördüncü sırada Yunanistan (212 milyar 787 milyon $) ve beşinci sırada Mısır (137 milyar 644 milyon $) yer almaktadır. Bölgesel etki gücünün bir parçası olarak yorumlanabilecek savunma harcamaları, bu yönüyle ülkelerin geleceğini de şekillendirici bir rol oynamaktadır. Ülkelerin bu kapsamda yıllık sâri yaptıkları harcamaların aritmetik ortalamaları da benzer şekilde bölgemizdeki ülkelerin sıralamasını göstermektedir. Ortalama bir değer olarak, yıllık bazda İsrail 15 milyar 324 milyon $, Türkiye 11 milyar 702 milyon $, İran 11 milyar 346 milyon $, Yunanistan 6 milyar 259 milyon $ ve Mısır 4 milyar 49 milyon $ askeri harcama yapmaktadır.

Rakamlar net ve açık bir şekilde İsrail’in, Momentum Planı’nın gereğini sahaya da yansıttığını bize göstermektedir. 

Burada, İsrail’in nüfusunun ve coğrafyasının küçüklüğüne ters bir oranda en büyük askeri harcamayı yapan bölge devleti olması dikkat çekicidir. Türkiye’yi, kendisine rakip ve ‘tehdit’ olarak gördüğünü saklamayan Yunanistan ise, Türkiye’nin 1/8’ine karşılık gelen nüfusu ve 1/6’sı civarındaki yüzölçümüne rağmen, Türkiye’nin yaptığı askeri harcamaların %53’üne karşılık gelen bir harcama yapmak için ekonomisini zorlamaktadır. Kaldı ki, Yunanistan son yıllardaki ekonomik sıkıntıları nedeniyle savunma harcamalarını zorunlu olarak azaltan bir ülkedir. Önümüzdeki yıllarda, ekonomik büyüme trendini tekrar yakalaması muhtemel olan bir Yunanistan’ın; ilk fırsatta 2000’li yıllardaki yüksek askeri harcama eğilimine dönüş yapmaktan çekinmeyeceği değerlendirilmektedir. Bunun anlamı, neredeyse Türkiye’ye eşdeğer bir askeri harcama yapmayı hedefleyen bir Yunanistan karşımıza çıkacak demektir.

Askeri Harcamaların Küresel Askeri Uçak Pazarına Etkisi

Askeri harcamalar içinde önemli bir kalem olarak askeri uçak satın alımları yer alır. Küresel askeri uçak tedarik giderlerine baktığımızda, COVID-19’la birlikte ortaya çıkan zorluklara rağmen, yine de küresel talebin güçlü kalmasıyla birlikte, son 18 ayda askeri uçak tedarik zincirinde çok az bir yavaşlama belirtisinin olduğunu görüyoruz.

Askeri uçak sanayilerini ve devletlerin askeri uçak taleplerini dikkate alan savunma sektörü uzmanlarına göre, önümüzdeki 10 yıl içerisinde, askeri uçak sektöründe dünya çapında 18.482 askeri uçağın üretimi gerçekleştirilecektir. Bu arada yenileriyle modernize edilecek eski askeri uçaklar da emekliye ayrılacaklardır. Bu bağlamda, 2021 yılında dünyadaki mevcut askeri uçak sayısı 54.497 olduğundan hareketle, 2031 yılında toplam askeri uçak sayısı 57.266’ya çıkacaktır. Küresel askeri uçak envanterinin anılan sayısal tahminler doğrultusunda, %5,1 artış göstermesi beklenmektedir. En büyük büyümenin Asya kıtasında gerçekleşeceği öngörülmektedir.

Aviation Week’e göre 2021-2031 döneminde üretilecek uçakların askeri uçak pazarındaki toplam büyüklüğü 823,7 milyar $ olacaktır. Bu büyüklük, önümüzdeki 10 yıllık dönemde gerçekleştirilecek toplam savunma harcamaları içinde, yaklaşık %16,4'lük bir bölümünün askeri uçak tedariki için ayrılacağına işaret etmektedir. 

Ülkeler arasında, askeri uçak tedarikine 2021-2031 döneminde (10 yıl) toplam 17 milyar $ harcaması beklenen Hindistan başı çekmektedir. Aynı şekilde 14,6 milyar $ harcama yapması beklenen ABD, 10,7 milyar $ ile Suudi Arabistan, 10,2 milyar $ ile Güney Kore, 7,3 milyar $ ile Çin, 3,6 milyar $ ile Malezya dikkat çekmektedir.

Sonuç

Türkiye bölgesel bir güçtür. Türkiye gibi bölgesinde önemli iddiaları olan ve çıkarlarını gerçekleştirmeye çalışan birkaç ülke bulunmaktadır. Bunların başında gelen Rusya Federasyonu, küresel bir güç olarak görüldüğünden, şimdiki şartlarda, Türkiye açısından periferinin dışında bırakılabilir. İttifak dayanışmasına dayalı caydırıcılık ile diplomasi-ekonomi temelli ikili ilişkileri, Türkiye’nin küresel aktörlerle ilişkilerini şekillendiren ana unsurlar olmaya devam etmektedir.

Öte yandan, bölgemizde yer alan İran, İsrail, Mısır ve Yunanistan, Türkiye’nin bölgesel çıkarlarını zorlayabilecek ülkeler olarak öne çıkmaktadırlar. Nitekim, bu durum, bahse konu ülkelerin askeri harcamalarına da doğal olarak yansımış durumdadır. Özellikle İsrail’in Momentum Planı kapsamında, bölgede en fazla askeri harcama yapan ülke olması dikkat çekicidir. İsrail’in savunma harcamalarını dışardan alım yerine daha ziyade kendi savunma sanayii ürünlerine dayandırması da ayrıca önem arz etmektedir. Ürettiği askeri araçları, silah ve sistemleri diğer ülkelere de ihraç edebilecek kapasite ve yeterliliğe ulaşan İsrail savunma sanayii, bölgemizde yükselen bir İsrail algısına hizmet etmektedir.

Savunma sanayiinde benzer bir yükseliş eğilimini yakalayan Türkiye için de yakın gelecekte, güvenlik ikilemi tuzağına düşmeden, bilinçli ve planlı bir strateji çerçeçevesinde, kendi savunma sanayiimize öncelik verecek şekilde, daha fazla askeri harcama yapmak ve daha da gelişmiş bir savunma sanayiine sahip olmak, küresel ve bölgesel hak ve menfaatlerimizin korunabilmesi kapsamında, elzem görülmektedir.

Kaynaklar 


Aviation Week Network, 2031 Global Military Aircraft Fleet Expected To Increase By 5.1%, November 24, 2021, Erişim Adresi: https://aviationweek.com/defense-space/2031-global-military-aircraft-fleet-expected-increase-51
Aviation Week Network, $135 Billion Military Aircraft Market Opportunities Expected Over The Next Decade, November 23, 2021, Erişim Adresi: https://aviationweek.com/defense-space/135-billion-military-aircraft-market-opportunities-expected-over-next-decade
Diego Lopes Da Silva, Nan Tian ve Alexandra Marksteiner, SIPRI Fact Sheet, Trends in World Military Expenditure, 2020, April 2021, Erişim Adresi: https://www.sipri.org/sites/default/files/2021-04/fs_2104_milex_0.pdf
Peter G. Peterson Foundation, The United States Spends More On Defense Than the Next 11 Countries Combined, 19 June 2021, Erişim Adresi: https://www.pgpf.org/blog/2021/07/the-united-states-spends-more-on-defense-than-the-next-11-countries-combined
Tian, Nan; Fleurant, Aude; Kuimova, Alexandra; Wezeman, Pieter D.; Wezeman, Siemon T. (26 April 2021). "Trends in World Military Expenditure, 2020" (PDF). Stockholm International Peace Research Institute. 
IISS Military Balance 2021". The Military Balance. International Institute for Strategic Studies. 121 (1): 23–29. January 2021. doi:10.1080/04597222.2021.1868791. S2CID 232050862.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) Data for all countries from 1988–2020 in constant (2019) USD (pdf), https://sipri.org/sites/default/files/Data%20for%20all%20countries%20from%201988%E2%80%932020%20in%20constant%20%282019%29%20USD%20%28pdf%29.pdf

Dr. Hüseyin FAZLA
Dr. Hüseyin FAZLA
Tüm Makaleler

  • 29.11.2021
  • Süre : 6 dk
  • 1044 kez okundu

Google Ads