Site İçi Arama

tarih

Augustus Döneminin (Pax Romana) Önemi Nedir?

Augustus’un yaşam öyküsünü ve yaptığı icraatlarını anlattığı eseri Res Gestae (Yapılan İşler)’dır. Yaşamının son dönemlerinde yazdığı bu eser Augustus’un başarılarını özetler bir nitelik taşımaktadır.

 

Augustus dönemi, Roma tarihinin en iyi şekilde belgelenmiş dönemlerinden biri olmuştur. Öyle ki birçoğu imparatora övgü niteliğinde olan ciltler dolusu çağdaş şiir mevcuttur. Augustus’un yaşam öyküsünü ve yaptığı icraatlarını anlattığı eseri Res Gestae (Yapılan İşler)’dır. Yaşamının son dönemlerinde yazdığı bu eser Augustus’un başarılarını özetler bir nitelik taşımaktadır.

Beard, Augustus’un eseri hakkında “Kendi amacına hizmet eden, taraflı ve çoğunlukla pembe gözlüklerle bakan bir yapıt ve Augustus’un kariyerinin başındaki ölümcül yasa dışılıkları özenle yaldızlıyor ya da tümüyle yok sayıyor.”[1] ifadelerine yer vermiştir.

Freeman ise Augustus’un başarısı hakkında “Augustus, imparatorluğa barış ve istikrar getiren yeni bir siyasal sistem yaratmıştı. Bu istikrar eski cumhuriyetçi özgürlükler, senatonun ve meclislerin geleneksel yetkileri ve soylu ailelerin magisratlıklar aracılığıyla devlet yönetimindeki nüfuzları pahasına sağlandı…”[2] demiştir.

Antik tarihçi Suetonius, Augustus dönemi üzerine “Kötü örnek oluşturan birçok şey, ya alışkanlıktan ya da iç savaşların neden olduğu düzensizlik yüzünden sürüp gitti ve barış zamanında da ortadan kalkmadı.[3] yorumunu dile getirmiştir.

Augustus dönemi, literatürde Pax Romana dönemi olarak da bilinmektedir. Bu adı almasının en önemli nedenlerinden biri iç savaşların sona ermesidir. Augustus’un söylemleri ve edebi kaynakların birçoğu da bu dönemi barış havası içerisinde tasvir etmişlerdir. Zira Roma edebiyatının bu dönemde altın çağını yaşaması Augustus’un izlediği politikadan ileri gelmektedir. Tacitus, Annales adlı eserinde Augustus dönemine dair tarihi bilgiler aktarırken aynı zamanda Augustus dönemi yazarlarını da imparatora yaltaklanmak için yazdıkları konusunda suçlamıştır.[4]

Augustus ile başlayan imparatorluk devrinin ilk dönemlerine ilişkin siyasal gelişmelerin başlıca iki temel kaynağı mevcuttur. Birisi Gaius Suetonius Tranquillus diğeri ise senatör Publius Cornelius Tacitus’dur.“Ronald Mellor’un Tacitus çalışmasında belirttiği gibi, ‘Diğer antik yazarlar savaşlardan (Homeros), aşktan (Ovidius), sıkıntılardan (Sophokles) ve dinden (Euripides’in Bakkhalar’ı) etkilenen insan ruhunu araştırdılarsa, hepsinden farklı olarak Tacitus da, siyasi saltçılığın dönüşüme uğrattığı bireysel kişiliği irdelemiştir…’”[5]

Tacitus, yapıtlarında tiranlık yönetimi altındaki insanların hayatta kalma mücadelesini ele almıştır. Hayatta kalabilen insanların bu dönemde yaşadıkları sıkıntılar onun ilgisini çekmiştir. Zira Augustus hakkında da:

“Primlerle orduyu ayarttı ve ucuz gıda siyaseti siviller için başarılı bir yemdi. Doğruyu söylemek gerekirse, barışın hoş armağanı sayesinde herkesin iyi dileklerini topladı. Ardından yavaş yavaş ilerleyerek senatonun resmi, hatta hukuki işlevlerini ele geçirdi. Muhalefet yoktu. Savaş ya da adli cinayet bütün cesaretli ve inançlı adamları harcamıştı. Hayatta kalan yüksek sınıf mensupları hem siyasi hem de ticari anlamda başarılı olmanın yolunun kölece bir itaat olduğunu keşfettiler.”[6] demiştir. Ayrıca Tacitus Augustus’un tutumu ve hakimiyetinin gücü hakkında Annales adlı yapıtında:

“Augustus, ikramiyelerle orduyu, bedava tahılla halkı, barış ortamıyla bütün dünyayı baştan çıkardı ve kademeli bir şekilde senatonun, kamu görevlilerinin ve yasaların gücünü eline aldı. Ona karşı bir muhalefet yoktu, çünkü Roma’nın en büyük adamları savaşlarda veya kara listelerde ölmüştü…”[7] sözlerine yer vermiştir. Faulkner ise Augustus dönemine dair:

“Augustus Çağı’nın kültürü yüzyıllar boyunca takdir toplamıştır. Augustus Forumu, Ara Pacis, heykelleri, Horatius’un Ovidius’un ve Vergilius’un şiirleri başarının doruk noktasını temsil eder. Fakat biçimdeki zenginlik içerideki sefaleti ortadan kaldırmaz. Augustus dönemi sanatı, diktatörlüğe ve imparatorluğa hizmet etmişti. Ele aldığı konular imparatorluğun boş propaganda mesajlarından ibaretti. Bazen ulusun ve şehrin efsanevi kurucuları Aeneas ya da Romulus’un yeniden dünyaya gelmiş hali, bazen de Pater Patria, ‘Ülkesinin Hayırsever Babası’ bazen de imperator, ordu komutanı ve dünya fatihi olarak resmedilen hükümdarların etrafında bir kişi kültü inşa edilmişti.”[8]

Augustus döneminin başlıca olayları arasında Augustus’un Ianus Quirinus tapınağının kapılarını kapatması gelmektedir. İlk MÖ 29 yılında tapınağın kapıları kapanmıştır. Ianus Quirinus tapınağının kapılarının kapatılması savaşın olmadığı ve barışın hâkim olduğu bir havayı tasvir etmektedir. Kapılar açıldığında ise savaş dönemi olduğu belirtilmektedir. Augustus, bu kapıları iktidarda olduğu müddetçe üç kez kapatmıştır. MÖ 17 yılında ise Roma’da istikrarın tam olarak sağlandığı havası hâkim olmuştur.

Roma kenti içindeki düşmanlar yenilmiş ve ülkede birçok anlamda refahın sağlandığı işte bu şartlar içerisinde Augustus, icraatlarını yapmaya devam etmiş ve Roma için yaptığı birçok işin ardından “Roma’yı tuğlalardan inşa edilmiş halde buldum, onu mermerle örtülmüş şekilde bırakıyorum.”[9] demiştir.

Dipnotlar:

[1] Beard, SPQR Antik Roma Tarihi, 2018, 360.

[2] Freeman, Antik Yunan, Mısır, Roma, 2018, 460.

[3] Suetonius, On İki Caesar’ın Yaşamı, 2019, 105.

[4] Bedia Demiriş, TACITUS Annales’te Beliren Tarihçiliği. (İstanbul: Arkeoloji ve Sanat, 2002), 59.

[5] Freeman, Antik Yunan, Mısır, Roma, 2018, 461.

[6] Freeman, a.g.e. 2018, 461.

[7] Bedia Demiriş, TACITUS Annales’te Beliren Tarihçiliği. (İstanbul: Arkeoloji ve Sanat, 2002), 59.

[8] Faulkner, Roma: Kartalların İmparatorluğu, 2017, 210.

[9] Faulkner, a.g.e. 2017, 207.

 

 

Serbest Yazar Nergis TAN
Serbest Yazar Nergis TAN
Tüm Makaleler

  • 27.07.2022
  • Süre : 3 dk
  • 1708 kez okundu

Google Ads