Yaptıkları, yapmadıkları, Sevenleri, Sevmeyenleri Yönüyle Sultan II. Abdülhamid Kimdir?
II. Abdulhamid, tahta geçtiğinde ülke Rusya ile savaşmak üzereydi. Uluslararası ekonomik, toplumsal, siyasal şartlar, devletin 1875'de mâli iflası, Mithat Paşa’nın savaş çığırtkanlığı, savaşmak istemeyenleri “vatan haini” ilân etmesi, II. Abdulhamid’i çaresiz bıraktı ve 23 Nisan 1877’de Rusya’nın savaş ilânı ile “Doksanüç Harbi” olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı Rus savaşı başladı. Bu savaş, Osmanlı için sonun başlangıcı oldu.
Sosyal medyada hakkında yapılan pek çok asılsız iddialar karşısında sadece doğruları yazmak için kaleme alınmıştır. Huzurlarınızda ne Ulu Hakan, nede Kızıl Sultan değil, sadece; Sultan II. Abdülhamid.
Babası Abdülmecid, annesi Kafkasya Çerkes kabilelerinden Şapsıhlar’a mensub Tîrimüjgân Kadınefendi’dir. 21 Eylül 1842 tarihinde dünyaya geldi. On bir yaşında annesini kaybetti. hiç çocuğu olmayan yine Çerkeslerin Ibıh kabilesinden Piristû Kadınefendi kendisine analık etti. Özel hocalar tayin edilerek eğitildi. Gerdankıran Ömer Efendi’den Türkçe, Ali Mahvî Efendi’den Farsça, Ferid ve Şerif efendilerden Arapça ve diğer ilimleri, Vak‘anüvis Lutfi Efendi’den Osmanlı tarihi, Edhem ve Kemal paşalarla Gardet adındaki bir Fransız’dan Fransızca, Guatelli ve Lombardi adındaki iki İtalyan’dan mûsiki tahsil etti. Maslak çiftliğinde toprak işleriyle meşgul oldu. Burada koyun besledi, üstübeç madenleri işletti, borsa faaliyetlerine katılarak para kazandı. Tahta çıktığı zaman servetinin 100.000 altını aştığı söylenir.
Abdülaziz, I. Ahmet’ten beri uygulanan “Ekberiyet” sistemine aykırı olarak, oğlu Yusuf İzzeddin’i halef ilan etmek istiyordu. Ancak, Serasker Hüseyin Avni Paşa, Mithat Paşa, Sadrazam Mütercim Rüştü Paşa, Şeyhülislam Hayrullah Efendi tarafından tahttan azledilerek V. Murad taht’a geçirildi. Abdülaziz’i tahttan indiren Midhat Paşa ve arkadaşlarıyla anlaşan II. Abdülhamid, 31 Ağustos 1876 Perşembe günü otuz dört yaşında otuz dördüncü padişah, olarak tahta çıktı. Amcası Abdülaziz’in tahttan indirilmesine müdahil olup olmadığına dair kesin bilgi bulunmamakla beraber ağabeyinin azli için çok planlı, organize bir faaliyeti olduğu bilinmektedir.
Tahta çıktığında ilk yaptığı iş Mithat Paşanın Namık Kemal'i getirtmek istediği Mabeyn Başkâtipliğine Küçük Said Paşa’yı atamak oldu. Said Paşa’yı kızkardeşi Cemile Sultan’ın eşi Şura-yı Devlet üyesi ve Ticaret Nâzırı Mahmud Celaleddin Paşa vasıtasıyla tanımıştı. Said Paşa’ya yedi kez sadaret mührünü verecektir. Tahta geçmesinde çok yardımcı olanlardan Mahmud Celaleddin Paşa’yı mâbeyn müşirliğine, Redif Paşayı seraskerliğe atadı. Eğinli Sad Paşa’yı da başyaver yaptı.
Seraskerlik Kapısı’nda subaylarla yemek yiyerek, hükümet üyeleri ve mâbeyin personelini Yıldız Sarayı’nda yemeğe davet etti. Tersane’ye giderek bahriyelilerle birlikte sofraya oturup asker yemeği yedi. Bâb-ı Meşîhat’a giderek ulemâ ile birlikte iftar yemeğine katıldı. Haydarpaşa Hastahanesi’nde Balkan cephelerinden gelen yaralıları teker teker ziyaret ederek onlara hediyeler dağıttı. Sadrazam ve diğer nâzırlarla birlikte camileri dolaşarak halk içinde namaz kıldı. Bu yaptıklarıyla ordunun ve halkın gönlünü kazandı.
Anayasa için Mithat Paşa’nın hazırladığı taslağa karşı Said Paşa’ya başka bir taslak hazırlattı. Netice de Meclis-i Vükelâ’nın hazırladığı Kanuni Esasi 23 Aralık 1876 da yüz bir pâre top atışıyla ilan edildi.
141 üyeden oluşan ilk Türk parlamentosunun üyelerinin 115’i mebus, yirmi altısı da âyan üyesinden teşekkül ediyordu. Mebusların altmış dokuzu Müslüman, kırk altısı gayri müslim idi. 1893 Nüfus sayımına göre 17.388.604 olan toplam nüfusun 12.587.137 si Müslüman, 4.801.467 sinin de gayrı müslim olduğunu gözden kaçırmamak gerekir.
II. Abdulhamid, tahta geçtiğinde ülke Rusya ile savaşmak üzereydi. Uluslararası ekonomik, toplumsal, siyasal şartlar, devletin 1875'de mâli iflası, Mithat Paşa’nın savaş çığırtkanlığı, savaşmak istemeyenleri “vatan haini” ilân etmesi, II. Abdulhamid’i çaresiz bıraktı ve 23 Nisan 1877’de Rusya’nın savaş ilânı ile “Doksanüç Harbi” olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı Rus savaşı başladı. Bu savaş, Osmanlı için sonun başlangıcı oldu.
Ruslar, doğuda Doğubeyazıt, Ardahan ve Kars’ı aldılar. Erzurum da Ruslara terk edildi. Batıda ise Edirne'yi alıp Çekmece ve Ayastefanos (şimdiki Yeşilköy)’e dayandılar. Pazar ayinini Ayasofya'da yapmanın planlarını yapıyorlardı.
Rusların boğazlar hakkında hak sahibi olması İngiltere’yi telaşlandırdı ve donanmasını gönderdi. Sadrazam Ahmet Vefik Paşa’nın İngiltere sefiri ile görüşmesiyle İngiltere donanması boğaz’a değil Mudanya’ya demirledi.
Bu savaş sonucu Ayastefanos ve Berlin anlaşmalarıyla Sırbistan, Romanya, Karadağ bağımsız oldular, Bulgaristan ise özerk oldu. Avusturya (şimdiki Almanya) Bosna ve Hersek’i işgal etti. Balkanlardan gelen bir milyondan fazla göç dalgası devlete çok ağır bir yük oldu. Rusya ya ödenmek zorunda kalınan yüklü savaş tazminatından kurtulmak için İngiltere’nin yardımı sonucu Kıbrıs’ın idaresi bazı şartlarla “vekâleten” ve “geçici olarak” İngiltere’ye bırakıldı. 1 Temmuz 1878 tarihli ek anlaşma ile Rusya’nın doğuda işgal ettiği yerleri terk etmesiyle anlaşma sona erecek, İngiltere de Kıbrıs’ı boşaltacaktı. Ancak Rusya doğudaki işgal ettiği yerlerden çekilmesine rağmen İngiltere Kıbrıs’ı boşaltmadı.
Yaptığı
Her ne kadar savaşa girmemek için elinden geleni yapmış olsa, savaşı da Rusya başlatmış olsa II. Abdulhamid zamanında gerçekleşen 93 harbinde ağır mağlubiyet sonucu Sırbistan, Romanya, Karadağ, Bulgaristan, Bosna ve Hersek ve Kıbrıs’ın bugünkü yüz ölçümleriyle toplam 512.012 km. kare toprak kaybımız oldu. 1881’de Fransa, Tunus’a, 1882’de ise İngiltere Mısır’a bir oldu bitti ile el koyunca toplam toprak kaybımız 1.687.072 km. kare olmuştur.
Yapmadığı
II. Abdülhamid’in 80-90.000 altına Kıbrıs’ı sattığı iddiaları tamamen uydurmadır.
Yaptığı
Osmanlı Devleti ilk dış borçlanması 1854 de Kırım Savaşında yapmıştı. 1874’e kadar 15 defa dış borç alındı. Bu borçlar aralarında Rothschild de bulunan İngiltere, Fransa ve Alman bankerlerinden alınıyordu. 1875 de borçlar ödenemeyince Morotoryum (Mâli İflas) ilan edildi. Bunun üzerine 1881 de Düyûn-i Umûmiye kuruldu. Lozan anlaşması gereği, bu ve 1914’e kadar alınan borçların son taksidi 1954 yılında ödendi.
Yapmadığı
II. Abdülhamid, Rothschild’e para karşılığı Filistin toprağı satmamıştır.
Abdülaziz’in aldığı donanmayı çürümeye bıraktığı iddiası yanlıştır. Donanmayı yenilemek bir tarafa, devletin modernleştirecek gücü olmadığı gibi, bakımını yapabilecek personel dahi bulamaz halde idi. Zamanımızda da F-16 uçakları yerine parasını da verdiğimiz halde F-35 uçaklarını alamadık. F-16 uçaklarının modernizasyonu da yapamadığımız takdirde uçaklarımızın çağın gerisinde kalma tehlikesini yaşıyoruz.
Yaptıkları
Savaşlardan kaçmaya özen gösterdi. Dış politikada çok dengeli bir siyaset ile bloklardan uzak durup tarafsız kalmaya gayret ederek devletler arası rekabetlerden istifade etti. Sarayın masraflarını azami derecede kıstı.
Sanayi-i Nefise, Hendese-i Mülkiye, Lisan, Ticaret, Tüccar Kaptan, FENN-i Resim, Mimar, Bağ ve Aşı, Ameli Ziraat, Polis Dershanesi, Aşı Memurları, Gümrük Memurları, Aşiret, Çoban mektepleri açtırttı.
Hicaz Demiryolu, Mersin-Tarsus-Adana demiryolu, Bağdat Demiryolu ve yanlarında telgraf hatları ile imparatorluğun bir ucundan öbür ucuna bağlantı kurdu.
Medine’deki İstasyonun kapısındaki tanıtım levhası. Demiryolunun hacıların ulaşımı ve İslam ülkeleri arasındaki bağlantıyı kolaylaştırmak için inşa edildiğini, Şam ve Medine arası 1303 km. olduğunu yazıyor. Bu levha artık mevcut bulunmuyor.
İstiklal savaşı Abdülhamid zamanında yetişmiş asker kadrosu ile demiryolları ve telgraf hatlarıyla kazanıldı.
Sevenleri
Halk tarafından sevilmekteydi. Cenazesine katılan coşkun kalabalık bunun ispatıdır.
Sevmeyenleri
İttihat Teraki’nin bütün mensupları Abdülhamid’e muhalif ve pek çoğu nefret seviyesinde düşman idiler. En çok tanınan muhalifleri şunlardır:
Namık Kemal, Ali Suavi, Cemaleddin Afgani, Babanzâde Ahmed Naim, Şemseddin Günaltay, Mizancı Murad, Filibeli Ahmet Hilmi, Said Halim Paşa, Kâzım Karabekir, Said-i Nursî, Mehmet Âkif, Elmalılı Hamdi Yazır, Şemseddin Günaltay, İskilipli Âtıf Hoca, Eşref Sencer Kuşçubaşı, Ziya Gökalp.
Kaynaklar
François Georgeon, Sultan Abdülhamid, İletişim Yayınları, 7.Baskı, İstanbul,2022.
Mehmet Metin Hülagü, Şakir Batmaz, Gülbadi Alan, Devr-İ Hamid Sultan II. Abdülhamid, Erciyes Üniversitesi Yayınları, Kayseri, 2011.
Ayşe Osmanoğlu, Babam Sultan Abdülhamid, 2. Baskı, Selçuk Yayınları, İstanbul,1960.
Davut Erkan (haz.), II. Abdülhamid’in ilk Mâbeyn Feriki Eğinli Said Paşa’nın Hâtırâtı 1876-1887, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2022.