Site İçi Arama

tarih

26 Ağustos, Takvimde Basit Bir Yaprak Değil

26 Ağustos 1922 sabahı, Mustafa Kemâl Paşa, “Mühim hayati bir meseleye karar vermişti. Büyük ekseriyetin muhalefetine rağmen, ısrar etmişti. Hatta bu kararını bir bakıma zorla icra ettiriyordu. Maazallah menfi bir netice hayatını ve askeri şöhretini mahvedebilirdi.”

26 Ağustos 1922 sabahı, Mustafa Kemâl Paşa, “Mühim hayati bir meseleye karar vermişti. Büyük ekseriyetin muhalefetine rağmen, ısrar etmişti. Hatta bu kararını bir bakıma zorla icra ettiriyordu. Maazallah menfi bir netice hayatını ve askeri şöhretini mahvedebilirdi.”

“Saat beşe çeyrek var. Birdenbire bir top patladı. Bu ilk top zafer anahtarı olmuştur...”

“Saat altıya doğru Dördüncü Kolordu Kumandanı Kemalettin Sami Bey telefon etti: Kalecik Sivrisi düştü...” (1)

Ardı ardına düşman çizmesi altında inleyen Anadolu toprakları, Türkün öz yurdu kurtulmaya, Yunandan temizlenmeye başladı o gün. Nice şiirler yazıldı bu destansı zaferin başladığı günün anısına. Şüphesiz şiirsel ifadeler ancak kifayet ederdi o günün sabahındaki coşkuyu anlatmaya. Ordu’nun bir kısrak başı gibi Akdeniz’e uzanan Anadolu’nun bağrından, Afyon’dan Akdeniz’e doğru hücumunda, şafak vakti esen rüzgârla bir ileriye atılışını.

İlk süvariler atıldı ileriye, 26 Ağustos sabahında…

 

Gece soğuk ve puslu, gündüzün kavurucu sıcağının izi yok

Yaz gecesi ayaza kesiyordu Afyon ovası

Alacakaranlıktı, şafak sökmeye yakın 

Mor sümbül dağlar ufukta belirirken, ovada sessizlik vardı

 

Süvarilerimiz, can yoldaşlarını sakinleştiriyordu

Birazdan birlikte dörtnala ölüme koşacaklardı 

Yelelerini okşarken şefkatle, sessizce dualarını okuyorlardı

Son bir kez kılıçlarını yokladılar bellerinde

 

Piyadeler yere çömelmiş, sessizce gelecek emri bekliyorlardı

Biraz sonra kopacak kıyametteydi akılları

Bir de köyünde, anasında, öküzünde ve yârinde

Umursamıyorlardı az sonra koşacakları yüzlerce kilometreyi 

 

Subaylar elleri kılıçlarının kabzasında, 

Hücum diye bağırdıklarında 

Arkalarından ölüme uçarcasına koşacak askerlerinin başında

İzmir’in dağlarında açmış çiçekleri özlüyorlardı

 

Topların batıya çevrilmiş namlusu buz kesmişti zafer alevinden önce

Afyon ovasında dev gibi bir ordu sessizce nefes alıyordu

Tek duyulan karıncaların sabah telaşının sesiydi

Koskoca ovada çıt çıkmıyordu

 

Saat 05:30

"Hakkınızı helal ediniz" dedi mavi gözlü dev komutanlara

Sesi kısık ama kararlıydı, zaferi düşünüyor ve istiyordu

Kulaktan kulağa sessizce ve saniyeler içinde ulaştı haber

Cevabı aynı hızda kulaktan kulağa geri döndü "Helal olsun!"

 

Beyaz atıyla, koca ordunun iki adım önüne çıktı Başkomutan

Kolunu kaldırdı, parmağıyla ufuk çizgisini işaret etti

Topların gümbürtüsüyle açıldı cehennem kapıları

Namluların öfkesiyle yerle gök birleşti kızıl ateşte

 

Toprak ayağa kalktı, metal sesleri at kişnemelerine karıştı 

Ova adeta nefesini bırakmıştı, asker sel olmuş akıyordu

Allah, Allah sesleri yankılandı tepelerden

“Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir ileri! Emriyle

 

Alacakaranlığı delen süngülerin gölgesinde

“Ya istiklal ya ölüm” düşüncesi bir mıh gibi zihinlerde 

Süvariler yalın kılıç ileri atıldılar, amansızca saldırarak

Ovadan yükselen toz onların iziydi

 

Bugün 26 Ağustos, Büyük Taaruz’un başladığı gün

Günlerce sürecek amansız mücadelenin başlangıcı, 

Yok oluşla var olmanın bıçak sırtında olduğu gün, bugün

Ölüme ve zafere koşan on binleri düşünüyorum…

 

Ve bugün derin bir minnetle anıyorum o gün Anadolu’nun sonsuza dek Türk yurdu kalacağını yedi düvele tekrar hatırlatanları!...

(1) Şevket Süreyya Aydemir. (2020). Tek Adam, Remzi Kitabevi, Ankara

 

Dr. Eşref ÖZDEMİR
Dr. Eşref ÖZDEMİR
Tüm Makaleler

  • 27.08.2023
  • Süre : 3 dk
  • 1119 kez okundu

Google Ads