Kırım Halk Cumhuriyeti
Kırım Kurultayı, kabul ettiği anayasanın birinci maddesiyle, ‘Her milletin, kendi milli iradesiyle milli hayatını kurması’ esasını ve on altıncı maddeyle de ‘Bütün Türk dünyasında ilk defa olarak memleketin ‘Halk Cumhuriyeti’ esasında kurulmasını’ ilan etmiştir.
Kırım Bir Türk Yurdudur:
Kırımda Türklerin asgari 15 asırlık bir tarihleri vardır. Bu eski devirlerden sonra 1428 yılında Kırım Hanlığı kurulmuş ve bu hanlık 1782 yılına kadar devam etmiştir. Hanlık devrinde Kırım Türkleri idari, askeri, adli, siyasi kudretleriyle ve medeniyetleriyle yarımada ve civarında hüküm sürmüşlerdir.
Kırım; 8-21 Nisan 1782 tarihleri arasında II. Katerina zamanında Ruslar tarafından topraklarına katılmıştır. Ruslar, Kırım’a hâkim olunca, burada yaşayan Kırım Türklerini imhaya başlamışlar, topraklarını ellerinden almışlar, camilerini, çeşmelerini yıkmışlardır. Silahsız ve korumasız kalan Kırım Türkleri, uğradıkları zulümden ancak güzel yurtlarını terk etmek, göç etmek suretiyle kurtulabilmişlerdir. Bu göçler, her şeyden önce Rus esaretine karşı isyan eden Kırım Türklerinin milli vicdanlarının bir protestosu olarak görülmüş, tarih böyle yazmıştır.
İsmail Gaspıralı’nın Kırım Milliyetçiliğini Uyandırması:
19. yüzyılın sonlarında canlanan milliyet cereyanı Kırım’da da tesirini ve etkilerini göstermiştir. Rus esaretine düşmesinden tam 100 yıl sonra, 23 Nisan 1883 tarihinde yayınlamaya başladığı ‘Tercüman’ gazetesiyle İsmail Gaspıralı, yalnız Kırım Türklerinin değil, bütün Rus mahkûmu Türklerin milli uyanışlarına büyük tesir etmiştir.
Gaspıralı İsmail Bey, ne kadar bütün Türk ve İslam dünyasının meseleleriyle uğraşmış ise, 1905 senelerinde Abdürreşid Mehdiyev de ‘Vatan hadimi’ gazetesiyle Kırım Türklerinin dertleriyle uğraşmış ve Kırım Türklerinin toprak ve maarif sahasında uğradıkları zulmün, haksızlığın birinci dayanağının Rus Hükümeti ve Rus Devleti olduğunu anlatmaya çalışmış ve inkılapçı bir yolda yürümüştür.
Kırım Halk Cumhuriyeti’nin Kurulması:
1917 inkılâp senelerinde, Rusya’nın anarşiye sürüklenmesi, Rusya’daki mahkûm milletlerin istiklal cereyanlarını hızlandırıcı bir rol oynamıştır. Bu arada, Ukrayna’nın istiklal mücadelesi de başlamıştır. Bu yoğun mücadele döneminde, Kırım Türkleri de bağımsızlıklarını tekrar kazanmak arayışına girişmişler. Bunu milli bir borç olarak değerlendirmek istemişlerdir ve bu anlayışla eyleme geçmişlerdir.
Rus inkılabının ilanından bir hafta geçmeden, Kırım Türklerinin gizli siyasi teşkilatları 5 Mart 1917 tarihinde Akmescit’te Kırım’ın her tarafından gelen binden fazla temsilcinin katılımıyla bir kongrenin toplanmasına önayak olmuşlardır. Bu kongre, Numan Çelebicihan’ Kırım Müftülüğüne ve Cafer Seyit Ahmet’i de Vakıf İşleri Reisliğine seçmiştir. Elliye yakın Kırım Türkünün katılımıyla oluşturulan ‘Kırım Müslümanları İcra Komitesini’ iş başına getirilmiştir. Bu komite, Kiev’de toplanmış olan Ukrayna Kongresinde ‘Kırım, Kırımlılarındır’ düsturunu kabul ettirmiş ve Kırım’da asayişin temininde yegâne taraf olma hakkını elde etmişlerdir.
1917 yılının Ekim ayında İcra Komitesinin bir toplantısında Numan Çelebicihan, Kırım’ın geleceğinin belirlenmesi için yeni bir Kurultayın toplanmasının gerektiğini söylemiş ve bu fikir kabul edilip Kurultayın toplanması kararı alınmıştır. Kurultay'a 76 milletvekili katılmıştır. Bu milletvekillerinden 24'ü Yalta'dan, 19'u Akmescit'ten, 16'sı Kefe'den, 11'i Kezlev'den ve 6'sı Orkapı'dan gelmişlerdir. Bu milletvekillerinin arasında, Şefika Gasprinskaya, Anife Bоdaninskaya, İlhan Tohtar ve Hatice Avcı isimli dört kadın milletvekili de yer almıştır.
Kırım Halk Cumhuriyeti, her ne kadar Kırım Tatarlarının oluşturduğu Kurultayın girişimleriyle kurulmuş olsa da yarımadada yaşayan tüm etnik kimliklerin eşitliğine dayanan bir yönetim anlayışı benimsenmiştir. O dönemde Kırım nüfusunun çoğunluğu Ruslardan (%42) oluştuğu için, Rusların haricinde yarımadadaki Ukraynalılar (%11), Ermeniler ve Yunanlar da bu yönetim teşkilatında söz sahibi olmuşlardır.
Yine bu komitenin faaliyeti neticesinde kadın, erkek seçmenlerin katıldıkları gizli ve eşit oylarla seçilen milletvekillerinden oluşturulan Kırım Kurultayı, 26 Kasım 1917 tarihinde ilk toplantısını yapmıştır. Böylelikle Kırım Hanlığının susturulmasından 134 sene sonra, Bahçesaray yeniden Kırım’ın siyasi merkezi haline getirilmiştir. Kurultay, kabul ettiği anayasanın birinci maddesiyle, ‘Her milletin, kendi milli iradesiyle milli hayatını kurması’ esasını ve on altıncı maddeyle de ‘Bütün Türk dünyasında ilk defa olarak memleketin ‘Halk Cumhuriyeti’ esasında kurulmasını’ ilan etmiştir.
Kırım Cumhuriyeti Hükümetinin Kurulması:
Kurultay; 28 Aralık 1917 tarihindeki toplantısında, bu ilkeler ve yukarıda kabul edilen anayasa maddeleri doğrultusunda Kırım Cumhuriyeti Hükûmetini kurmuştur. Kurultayda Hükûmet Reisi ve Adalet Bakanı olarak Numan Çelebicihan, Hariciye ve Savunma İşleri Bakanı Cafer Seydahmet Kırımer, Maarif İşleri Bakanı Ahmet Özenbaşlı, Maliye ve Vakıf İşleri Bakanı Seyitcelil Hattat ve Diyanet İşleri Bakanı olarak Ahmet Şükrü seçilmiştir.
Cumhuriyetin Ordusunu, Rus İmparatorluğu Ordusunun içinde görev yapan Kırım Süvari Alayı ve Kırım Tatar piyade askerleri teşkil etmiştir.
Kırım Hükümetini Ukrayna tanımış ve tebrik mektubunu yollamıştır. Rusya’nın Bolşevik Hükûmeti ise Kırım Tatar Kurultayını ve Kırım Hükûmetini tanımak istememiştir.
Kırım’da Dört Aylık Bolşevik İşgal Dönemi:
Bolşevikler, Kırım Hükümeti’nin faaliyetine son vermek masadıyla, Karadeniz Filosunun gemilerini görevlendirmişlerdir. 19 Aralık 1918 tarihinde Bolşevik torpidoları Balta şehrini ve sahillerini tehdit ve bazı yerlere çıkararak mezalime, yağmaya, katliama başlamışlardır. Kırım Hükümetine gönderdikleri ültimatomun neticesini beklemeden yarımadadaki yerleşim yerlerine ve halka karşı saldırıya geçmişlerdir. Akyar üzerinden Kezlev, Yalta, Kefe, Kerç ve diğer şehirleri ele geçirmek maksadıyla harekete geçen Rus kuvvetelri ile Cumhuriyet askerleri savaşmaya başlamıştır.
16 Ocak 1918 tarihinden itibaren savaş Akyar ve Bahçesaray civarında on beş gün kadar sürmüştür. Kırım Halk Cumhuriyeti, Bolşeviklere karşı savunma harbini devam ettirmek için canla başla mücadele etmiştir. Kırım Tatarları, bilhassa, Gözleve, Balta ve Alma savunmaları Kırım istiklalini savunmaya azmetmiş bir milletin varlığını düşmanlarına da kabul ettirmiştir. Ancak, Şubat ayı başında Süyren köyünün yakınlarında 40 bin kişilik Bolşevik ordusu ile savaşa giren 3 bin kişilik Kırım Ordusu yenilgiye uğramıştır.
Bunun üzerine, zayıf olan ve yardım da görmeyen Kırım Türklerinin kıtaları, Bolşevikler karşısında erimemek için, nihayetinde dağlara çekilmek mecburiyetinde kalmışlardır. Kırım böylece Bolşevikler tarafından kolaylıkla işgal edilmiştir.
Bolşevikler, Kırım Halk Cumhuriyeti dönemine son vermişlerdir. Kırım Halk Cumhuriyeti Hükûmetinin başkanı Numan Çelebicihan, Akyar'da 23 Şubat 1918 tarihinde idam edilmiştir. Böylece tarihteki ilk Kırım Halk Cumhuriyeti, Bolşeviklerin zulmüne dayanamamış ve fiili olarak sona ermiştir.
Almanların Kırım’ı Kurtarması:
Dört aylık Bolşevik işgalinden sonra Almanlar Kırım’a girmiş ve KızılOrdu’dan Kırım’ı temizlemişlerdir. Alman kuvvetlerinin Orkapu’ya gelmesinden cesaret alan Kırım kıtaları memleketlerini düşmandan temizlemişlerdir. Kırım kuvvetleri Akyar’a bile Alman askerlerinden evvel girmişlerdir. Almanların Kırım’da asayişi tesis etmelerinden bir hafta sonra Akmescit’te Kırım Kurultayı tekrar toplanmıştır. Almanlar tarafından Kırım’da hükümet kuracak yegâne müessese olarak bu Kurultay tanınmıştır. Almanların ve Rusların da iştirakiyle Genel Süleyman Sükienrez, 25 Haziran 1918 tarihinde Kırım’da Kırım Hükümetini kurmuştur.
Bu devrede Ukraynalıların Kırım’ı bir Ukrayna eyaleti haline getirme teşebbüsleri başarılı olamadığı gibi, Kırım’a karşı tatbik etmek istedikleri saldırılar da Kırım kuvvetleri tarafından kırılmıştır. Bu hususta o dönemde Talat Paşanın gösterdiği faaliyeti Kırımlılar şükranla anmaktadırlar. Bu suretle, Kırım Dışişleri Bakanı Cafer Seyid Ahmet ile Talat Paşanın elbirliğiyle Kırım istiklal davası, ikinci bir haksızlıktan ve Kırım Türkleri de ikinci bir esarete uğramak tehlikesinden kurtulmuştur.
Çarlık Taraftarı General Denikin Dönemi:
1918 yılının Ekim ayında imzalanan anlaşma ile Birinci Dünya Savaşı sona ermiştir. Bunun bir gereği olarak Kırım’da bulanan Alman kuvvetleri de kendi memleketlerine dönmek durumunda kalmışlardır. Almanların zamanında Kırım Türklerinin bir ordu teşkil etmelerine izin verilmemiştir. Bu nedenle, Alman askerlerinin Kırım’dan çekilmesiyle tekrar korunmasız kalan Kırım’ı, General Denikin’in ordusu kolaylıkla işgal etmiştir.
Denikin, Kafkas halklarından ve Ukraynalılardan topladığı süvari ağırlıklı ordusuyla, günümüz Ukrayna’sından tüm Kızıl Ordu birliklerini kovmuştur. Denikin’in amacı Moskova’yı almak ve tekrar Çarlık düzenini tesis etmekti. Denikin, Moskova önlerine kadar gelmiş ancak çabuk toparlanan Kızıl Ordu kuvvetleri, yapılan muharebelerde Denikin’in ordusunu mağlup etmiştir. Böylece Kızıl Ordu tekrar Ukrayna’ya girmiş ve bu ülkeyi işgal etmiştir. 1 Mart 1920 tarihinde Azak da düşmüş ve tüm Ukrayna’da ve Kırım’da Sovyet rejimi altında devlet idaresi tesis edilmiştir.
Bu sırada Kırım Türkleri arasından seçilen 800 kişilik temsilciler meclisi, Akmescit’te toplanmıştır. Bu meclis dış siyasi vaziyetler iyileşinceye kadar, çarpışan taraflar arasında taraf tutmamaya karar vermiştir. Böylelikle Denikin veya bir başkasına destek vermeden, Kırım Tatarlarının yarımadadaki çarpışan cereyanlardan etkilenmemesine ve kendi kültürel varlıklarını mümkün olduğunca korumaya odaklanmalarına gayret gösterilmiştir. Bu karar doğrultusunda, Kırım Türkleri, bu devrede kurulan ‘Salamun Kırım’ hükümetinde yer almak istememişlerdir. Böylece, bu hükümetin Kırım’da bir anlamda kabul görmemesine neden olmuşlardır. General Denikin devri 1919 yılının Nisan ayına kadar yarımadada devam etmiştir.
Sovyet Rejiminin Kırım’ı Ele Geçirmesi:
1919 yılının Nisan ayında Denikin Moskova seferine çıktığı için Kırım yarımadasında General Vrangel devri başlamıştır. Vrangel, sözde liberal görünüyorsa da Kırım Türklerine karşı şiddete baş vurmuş, onları zorla askere almaya kalkışmış, birçok Türk aydınını kurşuna dizdirmiş, toplu tutuklamalarda bulunmuş ve genel manada tamamen baskıcı bir anlayışla Kırım Türklerini ezmek için elinden geleni yapmıştır. Sovyetlerin Kırım yarımadasını tekrar almasıyla birlikte, Vrangel dönemine benzer bir yönetim yarımadada devam etmiş, Kırımlıların yüzü hiç gülmemiştir.
Sonuç:
Kırım Halk Cumhuriyeti, 26 Aralık 1917 tarihinde Kırım Tatar Millî Kurultayı'nın ilan ettiği cumhuriyettir. 23 Şubat 1918 tarihine kadar, günümüzde Ukrayna sınırları içerisinde kalan Kırım Yarımadası'nda varlığını sürdürmüştür. Başkenti Bahçesaray'dır. Kırım Halk Cumhuriyeti, Rus İmparatorluğu'nun yıkılışına yol açan 1917 Rusya Devriminden (Ekim Devrimi) sonra Rusya genelinde görülen devlet kurma girişimlerinden birisi olarak geçişi süreliğine de olsa başarılı olmuş, Kırım milliyetçiliğinin kök salmasına olumlu tesirleri olmuştur.
Kaynakça:
ATAÇ A.M. (1952). Rusya Tarihi, Türkler ve Komşularıyla Münasebetleri, Genelkurmay 1 No. Basımevi, Ankara.