Kudüs'ü Kim Fethetti? Kudüs'ü İngilizlere Teslim Eden Komutan Mustafa Kemal Paşa mı?
Selâhaddîn-i Eyyûbî, 4 Temmuz 1187’da Hittin savaşını kazandığında, Kudüs kralı Guy de Lusignan ve eski Antakya kontu Renaud de Chatillon ile pek çok şövalyeyi esir aldı. 2 Ekim 1187'de artık Kudüs'e girilmişti.
Selahaddin Eyyubi Kimdir?
Tam adı Melik el-Nasır el- Dünya ve’l Din Ebu’l Muzaffer’dir. Arap-Kürt-Türk melezi bir aileye mensuptur. En eski atası Basra’dan Azerbaycan’a nakledilen Yemen Araplarının Ezd kabilesinden Ravvad el Musennâ el-Şadidir. Azerbaycan’da Hezbaniye Kürtleriyle kaynaşarak onların bir kolu haline geldiler. Şadi, Selçuklulara tabi olunca Bağdat kuzeyinde Tikrit’e vali oldu. Ölünce yerine oğlu Necmeddin Eyyüb Tikrit valisi yapıldı. Oğlu Selahaddin 1137 yılında Tikrit’te doğdu. Kardeşi Esedüddin Şirkuh da İmadüddin ve Nureddin Zengi’nin ordu komutanıydı. Selahaddin, amcası Şirkuh ile 1169 yılında Kahire’ye girdiler. Şirkuh’un ordusu tamamen Türklerden oluşuyordu. Böylece Mısırda Türk hakimiyeti başladı. Fatımi halifesi Adid Lî Dinillah Şirkuh’u vezir tayin etti. Şirkuh vezir olduktan iki ay sonra ölünce de Selahaddin vezir oldu. Şii kadıları azlederek yerlerine Sünni kadılar tayin etti. Ezher’deki Fatımi dâilik merkezini kapattı. Halife Ağustos 1171’de ağır bir hastalığa yakalandı. Selahaddin 10 Eylül 1171 Cuma günü Abbasiler adına hutbe okuttu. 13 Eylül’de el-Adid öldü. Böylece Fatımi devleti sona ermiş oldu.
Bundan sonra Selahaddin, ömrünün sonuna kadar İslam topraklarında birliği sağlayıp, Kudüs’ü geri almak için uğraştı. 15 Mayıs 1174’de Türk tarihinin en büyük hükümdarlarından Nureddin Zengi vefat etti. Tarihçi İbn el Esir Ömer b. Abdülaziz’den sonra o derecede bir hükümdar gelmediğini söyler. Selehaddin, Nureddin’in onbir yaşındaki oğlu Melik el-Salih adına hutbe okutmaya ve para bastırmaya başladı.
6 Mayıs 1175’te Abbasi Halifesi saltanat alametleri göndererek Selahaddin’in sultanlığını tanıdı. Selahaddin, Halep’teki Melik el-Salih’e Halep ile etrafındaki birkaç kaleyi bırakarak, annesi Nureddin’in dul eşi İsmeteddin Âmine ile 1176’da evlendi. Melik el-Salih 1186’da veba salgınında öldü.
Nureddin Zengi’nin varislerinden iktidarı zorla gasbettiği ve üvey annesi ile evlendiği iddiaları tamamen uydurmadır.
Kurduğu devlette halkın çoğunluğunu Türkler teşkil ettiği gibi Eyyubi ordusu tamamen Türklerden kurulmuştur. Devlet dili Türkçe olduğu gibi Selahaddin’in takip ettiği siyaset, Büyük Selçuklu Türk siyasetinin aynısıdır. Eyyubi devleti her bakımdan bir Türk siyasi teşekkülü olmuştur.
Kudüs
Hazreti Peygamberimiz Ebû Zer’in bir sorusu üzerine, yeryüzünde ilk inşa edilen mescidin “Mescid-i Haram”, ikinci inşa edilenin de “Mescid-i Aksa” olduğunu söylemiştir (Buhârî, Enbiyâ, 10). Hicretten önce iki veya üç yıl süreyle Hazreti Peygamber’in Kâbe’yi de önüne almak suretiyle Kudüs’e yönelerek namaz kıldığı Medine döneminde on altı - on yedi ay bu uygulamanın devam ettiği, daha sonra kıblenin Kâbe’ye çevrildiği kabul edilmektedir (Buhârî, “Salât”, 31, “Tefsîr”, 18; Müslim, “Mesâcid”, 11-12).
Kudüs’ü alanlar
Kudüs’ü kuşatan İslâm orduları başkumandanı Ebû Ubeyde b. Cerrâh’tan aman dileyen ve Müslümanların Suriye şehirleriyle yaptıkları anlaşmalara benzer bir anlaşmanın kendileriyle de yapılmasını teklif eden Kudüs halkı şehri bizzat halifeye teslim etmek istediğini bildirdi. O sırada Dımaşk'ın 80 km. kadar güneybatısında Câbiye’de bulunan Hz. Ömer, Ebû Ubeyde’nin daveti üzerine Kudüs’e gelerek 638 yılında şehri Patrik Sophronios’tan Kudüs’ü teslim aldı ve anlaşmayı imzaladı. Kudüs’ü ilk alan Hz. Ömerdir.
Kudüs, 878-905 yılları arasında Tolunoğulları, 969 yılına kadar İhşidilerin, sonra Fatımilerin hakimiyetine girdi. Selçuklu kumandanı Atsız b. Uvak’ın 1071 yılında Kudüs’e girmesiyle Selçuklu hakimiyeti başladı. Fâtımî veziri ve başkumandanı Efdal b. Bedr el-Cemâlî, Temmuz 1098’de Kudüs’ü bir süre kuşattıktan sonra Selçuklulardan teslim aldı.
Kudüs, I.Haçlı Seferinde 15 Temmuz 1099 tarihinde haçlılar tarafından alındı. Halife Ömer Hristiyanlara can ve mal güvenlikleri konusunda söz vermiş, onların haklarını belirten bir anlaşma imzalamış iken, Haçlılar tam aksine bir davranışla şehirde bulunan bütün Müslümanları, hatta Müslümanlara yardım ettikleri gerekçesiyle bütün Musevileri öldürerek dünyada eşi görülmemiş bir vahşet örneği sergilediler.
Selâhaddîn-i Eyyûbî, 4 Temmuz 1187’da Hittin savaşını kazandığında, Kudüs kralı Guy de Lusignan ve eski Antakya kontu Renaud de Chatillon ile pek çok şövalyeyi esir aldı. Kral Guy’un hayatını bağışladı, şövalyeleri öldürüp, diğer esirleri fidye karşılığı serbest bıraktı. Renaud’u ise daha önce öldüreceğine dair iki kere yemin etmesine rağmen İslam’a davet etti. Renaud nefretle reddedince: “Muhammed adına senden öç alacak olan benim” diyerek bu asi Haçlıyı bizzat kendisi öldürdü. 89 sene sonra 2 Ekim 1187’de Kudüs’e girdi. O, Mehmet Akif Ersoy’un tabiri ile “şarkın en sevgili sultanı” idi. Öldüğünde arkasında mal varlığı olarak 1 altın, 37 gümüş dirhem ve bir at bırakmıştı.
Eyyûbîler ve Memlükler arasında yapılan barış antlaşması ile (Nisan 1253) Kudüs Memlükler’e bırakıldı. Yavuz Sultan Selim, Mercidâbık’ta Memlükler’e karşı kazanılan zaferden sonra Halep, Hama, Şam üzerinden güneye doğru ilerleyerek 29 Aralık 1516’de İdrîs-i Bitlisî’nin de aralarında bulunduğu devletin bir kısım ileri gelenleriyle ve askerle birlikte Kudüs’e geldi. 9 Aralık 1917 tarihine kadar kesintisiz ve huzurla yaklaşık 400 yıl Türk hakimiyetinde kaldı.
Kudüs’ü Bırakanlar
Selahaddin Eyyubi’nin torunlarından el-Melikü’l-Kâmil Muhammed, İmparator II. Friedrich ile anlaşarak on yıl süreyle Kudüs’e ve Kudüs’ü Yafa’ya bağlayan dar bir arazi şeridine sahip olma hakkını bıraktı. Friedrich 17 Mart 1229’da Kudüs’e girdi ve Nablus kadısı Şemseddin’in refakatinde şehri dolaştı. Böylece Batılılar silâh zoruyla elde edemedikleri Kudüs’e diplomatik gayretleri neticesinde kavuştular. Anlaşmanın ardından Müslümanların Harem-i şerif dışında Kudüs’e girmesine izin verilmedi. 10 yıl dolunca da geri teslim etmediler. Bu olay İslâm dünyasını çok üzdü.
Hârizmliler, Suriye Eyyubilerini ve müttefikleri, Haçlıları Gazze dışında yaptıkları savaşta bozguna uğrattılar (Ekim 1244). Böylece Kudüs kesin olarak Haçlıların elinden çıkmış ve Mısır Eyyubilerinin hâkimiyetine girmiş oldu. Haçlıların 1099’da Kudüs’ü ilk alışından 145 yıl sonra şehir Türklerin eline geçti.
I.Dünya savaşında Çanakkale’de bozguna uğrayan İngiliz ordusu bu defa Mısır üzerinden bütün gücüyle bugünkü Suriye ve Irak toprakları üzerine yürüme kararı aldı. Mısır’da konuşlu İngiliz Ordusu, 8.Kolorduya beş kat muharebe gücü üstünlüğüne sahip bulunmaktaydı. Buna rağmen Süveyş kanalına karşı girişilen iki kanal harekâtı da başarısız oldu. Savaşın gelişen şartları içinde Osmanlı ordusu geri çekilmeye, İngiliz ordusu da Arap kuvvetleriyle beraber bugünkü Suriye ve Irak topraklarına doğru adım adım ilerlemeye başladılar. İngilizler 1 Ekim 1918 tarihinde Şam’ı, 16 Ekim’de Humus kentini ve 25 Ekim’de Halep’i ele geçirdiler. İngiliz kuvvetleri 42 gün süren takiplerinde kuş uçuşu uzaklıkla 550 kilometre ilerlediler. 8 Ekim’de ateşkes isteyen Türklerin talebi 30 Ekim’de kabul edilmiş, böylelikle Türk birlikleri Anadolu’da hapsedilmiştir
General Townshend komutasındaki 13.000 kişilik kuvvetiyle 12 Kasım 1915’te, Bağdat istikametinde taarruza başladılar, Halil Paşanın Ordusu, İngiliz Kuvvetlerini önce durdurdu, Aralık 1915’te Kut el Amara’da kuşattı, 29 Nisan 1916’da General Townshend dahil 5 general, 481 subay ve 13.000 neferi esir aldı. Fakat 23 Şubat 1917 de İngilizler Kutülamarayı yeniden zapt ettiler. 11 Mart 1917'de General Maude yönetimindeki Britanya birlikleri Bağdat'a girdiler.
Mustafa Kemal’in istifası ile boşalan Halep’teki Yedinci Ordu Komutanlığı’na Ekim 1917 yılında Fevzi Çakmak Paşa getirildi. Adım adım ilerleyen İngiltere karşısında 8 Aralık1917 tarihinde Fevzi Çamak Paşa Kudüs’ün tahliyesine karar verdi. Ertesi gün İngiliz piyadeleri Kudüs’e girdiler.
9 Aralık tarihinde Şehzade Vahdettin ile Avrupa seyahatine çıkmak üzere İstanbul’da olan, Kudüs’e adım bile atmayan Mustafa Kemal’in Kudüs’ü İngilizlere teslim ettiği haberi tamamen uydurmadır.
Kaynaklar
El-Bundâri, el-Feth b.Ali,Sene’l Bark el-Şami, nşr. R. Şeşen, İRCİCA, İstanbul, 2004.
İbnu’l- Esir. İslam Tarihi, El-Kamil Fi’t-Tarih Tercümesi. Çeviren Abdülkerim Özaydın,İstanbul: Türkiyat Matbaacılık, 1987..
Yaacov Lev, Saladin (1138–1193), The Crusades An Encyclopedia Alan V. Murray, 1060-1063.
Demirkent, Işın. Haçlı Seferleri. İstanbul: Dünya Yayıncılık, 2004
Nadir Karakuş, “Haçlı Acımasızlığının Uç Örneği: CHATİLLONLU RENAUD”, Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, c. 2, Sayı 1, (Haziran 2018), 91-118
Nilüfer Hatemi, Mareşal Fevzi Çakmak ve Günlükleri, I.Cilt (1911-1917), Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2021, S.538.