Psikolojik Algı Operasyonları ve Kıbrıs
Akdeniz’in incisi Kıbrıs adasında ilk posta teşkilatı ve postanesi 1871 yılında Nuri isimli bir işçinin çalıştığı ve ilk müdürlüğünü de Hüseyin Zati Efendi’nin yaptığı Lefkoşa (Nicosia) postanesidir. Bu postane Şam merkez postanesinin kontrol ve denetimi altında faaliyet göstermiştir. Öte yandan aynı dönemlerde Kıbrıs’ta açılan bir başka postane ise o günkü ismiyle Tuzla olarak bilinen Larnaka (Larnaca) postanesidir ve 1873 yılında SimonSimolenski isimli şahsın sorumluluğunda faaliyet göstermiştir.
Çeşitli uygarlıkların doğup kaynaştığı Akdeniz’in doğusunda çok önemli geçiş yolları üzerinde ve bunlara hâkim bir mevkide bulunan Kıbrıs adası tarihin her döneminde stratejik özelliklerini koruyan ve uluslararası kamuoyunun odağı olmayı başaran bir adadır. Adını kına çiçeği olarak bilinen Kypros’tan, (1) mitolojide Kiniros’un kızından, aşk tanrıçası Kipris’ten veya hemen hemen bütün Avrupa dillerinde kullanılan bakır manasındaki Latince Cuprum kelimesinden, Kıbrıs’ta bol miktarda yetişen Kypros bitkisinden ve son olarak da tuzlandıktan sonra kuruması için bir ahır kapısına gerilen öküz derisine benzeyen biçiminden dolayı aldığı ifade edilen (2).
Kıbrıs özellikle 1950’li yıllardan sonra Yunanistan’ın Kıbrıs konusunu BM’ye taşımasıyla uluslararası bir nitelik kazanır.1 Nisan 1955 tarihinde Yarbay Grivas komutasındaki EOKA teşkilatının Megali İdea doğrultusunda Kıbrıs adasını Yunanistan’a bağlamak için başlattığı tedhiş hareketleriyle kan gölüne dönen ve 25 Temmuz 1974 NikosSampson darbesinden sonra gerçekleştirilen 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile de ikiye bölünen ada sosyal bilimlerin farklı disiplinleri açısından her zaman araştırılmaya değer bir konumdadır. Bu araştırmada irdelenecek olan konu ise Kıbrıs’ta posta tarihi, posta haberleşmesinin geçirdiği evreler, özellikle 21 Aralık 1963 Kanlı Noel sonrasında ortaya çıkan Rum ambargoları ve haberleşme sorununun ne şekilde çözüme kavuşturulmaya çalışıldığı ve bugünkü durum ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Akdeniz’in incisi Kıbrıs adasında ilk posta teşkilatı ve postanesi 1871 yılında Nuri isimli bir işçinin çalıştığı ve ilk müdürlüğünü de Hüseyin Zati Efendi’nin yaptığı Lefkoşa (Nicosia) postanesidir. Bu postane Şam merkez postanesinin kontrol ve denetimi altında faaliyet göstermiştir. Öte yandan aynı dönemlerde Kıbrıs’ta açılan bir başka postane ise o günkü ismiyle Tuzla olarak bilinen Larnaka (Larnaca) postanesidir ve 1873 yılında SimonSimolenski isimli şahsın sorumluluğunda faaliyet göstermiştir. Bu dönemde Osmanlı pulları üzerine Kıbrıs damgası vurulmakta ve pullar bu şekilde iptal edilmektedir. Pullarla Türk Dünyası Osmanlı Pul Kataloğu (No.52-53)’na ve uluslararası Yvert kataloğuna göre 27 ve 28 katalog numaralı 1871 yılında uygulamada olan pulların değeri ve renkleri 1 piastre-sarı, 2 piastres-kırmızı şeklindedir. (1 piastre 1 kuruş, 40 para ise 1 piastre değerindedir.) 1873-1875 döneminde ise Yvert 32 ve 33 numaralı 20 para-yeşil, 1 piastre-sarı pullar söz konusudur.1876 yılından itibaren Yvert kataloğunda 37 numara ile gösterilen 1 piastre-sarı pul kullanıma girmiştir.
Tuzla postanesi olarak bilinen Larnaka (Larnaca) Postanesi İngilizlerin adayı Osmanlılardan kiraladığı 1878 yılına kadar faaliyetlerine devam eder ve bu tarihten sonra da kapanır. Bu dönemde ticaretle uğraşan insanların Avusturya posta hizmetlerine yönelmesi sonucunda Tuzla ve Lefkoşa’da bulunan bu iki postane Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul ile sadece resmi yazışmalar ve resmi haberleşmeler için kullanılır. Bu posta merkezlerinde kullanılan Osmanlı pulları çift çerçeveli dikdörtgen şeklinde ve ortasında Arap harfleriyle “Kıbrıs” yazılı bir damga ile damgalanmıştır. Adanın İngiltere’ye devrinden iki yıl sonra İngiltere Posta İdaresi İngiliz pulları üzerine sürşarj yapmak suretiyle bunları Kıbrıs’ta kullanmaya başlar. Söz konusu bu sürşarjlar “De La Rueand Co” firması tarafından hazırlanmıştır. Söz konusu bu pullar ve sürşarjları ise şu şekildedir; No.3 “Half Penny” 18 MM, No.4 “Half Penny” 16 ve 16 ½ MM, No.5 “Half Penny” 13 MM, No.6 “30 Paras” 1 D değerli pulun üzerinde kırmızı renk hâkimdir. De La Rueand Co firması tarafından bu pullar üzerine basılan değerler ise ½ Piastre, 1 Piastre, 2 Piastre, 3 Piastre, 4 Piastre ve 6 Piastredir. Söz konusu bu pullardan bazılarının üzerinde o dönemde postane başmüdürü olarak görev yapan J. A. Bulmer’in isminin baş harflerinden oluşan “J.A.B” sürşarjı görülmektedir ki bu da postaneye gelen bütün mektupların postane başmüdürünün kontrolünden ve sürşarjından geçtiğini göstermektedir. 1882 yılında 7, 8 ve 9 numaralı pulun üzerine de sürşarj yapılmıştır.
İngiliz posta idaresi tarafından Kıbrıs’ta kullanılan pullar özellikle 1878 tarihinden başlayarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulduğu 16 Ağustos 1960 tarihine kadar özel damgalarla kullanılmış, daha sonra da özel sürşarjlarla postaya verilmiştir. İngiliz idaresi döneminde sürekli seriler dışında “Omnibus” yani “Kolonilerarası Ortak Büyük Seriler” de basılmıştır. Bu pulların tamamı İngiltere’den gönderilmektedir ve sadece posta hizmetlerinde kullanılmaktadır. Söz konusu bu pulların dünya pazarlarındaki yetkili acenteliğini ise “CrownAgents” firması yapmaktadır. Bu pullar Brandbury Wilkinson Basımevi’nde basılmaktadır. Antiyeler ise daha önce de sözü edildiği üzere Thomas De La Rue firması tarafından basılmaktadır. Öte yandan 1960 yılından itibaren başlamak üzere bütün bu pulların basım ihaleleri Yunanistan’ın başkenti Atina’da bulunan Aspioti Elka Basımevi tarafından alınır veya bu basımevine verilir. Dünya filateli dünyasında Crown Agents tarafından piyasaya sürülen bu pulların Türkiye’deki tek alıcısı ise Necdet Ekinci isimli bir kişidir. İngiltere 16 Ağustos 1960 tarihine kadar kendi pullarını, kendi postane ve damgalarını kullanmaya devam eder.
Kıbrıs Cumhuriyeti Dönemi
Londra ve Zürih’te görüşülen ve 19 Şubat 1959 günü kabul edilip imzalanan (3) ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yapısını ortaya koyan anlaşma Kıbrıs’ta %60’ı Rumlardan, geriye kalanı da Türklerden oluşacak 2000 kişilik bir ordu öngörmektedir. Varılan anlaşmanın belki de en önemli maddesi garantör devlet sıfatıyla Türkiye’ye gerektiğinde adaya tek taraflı olarak müdahale hakkını sağlayan dördüncü maddesidir. 1950’lü yıllardan başlamak üzere Kıbrıs Türk posta haberleşmesinin yükünü çekenler ise Kıbrıslı Türklere ait köy otobüsleriyle taksilerdir. Kombos Taksi ve Lozan Otobüs Firması gibi şirketlerle hemen bütün köy otobüsleri ve taksiler kasaba ve köyler arasında haberleşmeyi sağlayan en önemli unsurlardır. Genellikle köy kahvesine, bölgedeki bir bakkala veya sabit adres sahibi ve herkes tarafından tanınıp bilinen bir kişiye ve genellikle de köy muhtarlarına bırakılan mektuplar taksi ve otobüsler kanalıyla alıcılarına ulaştırılır. Otobüs ve taksilerden azami istifadeyi sağlayanlardan birisi de o dönemde Türk Mukavemet Teşkilatı’dır. Bu şekilde yazılı mesajların kuryeler aracılığıyla nakledilmesinde teşkilat açısından önemli mesajların nakledilmesinde farklı kuryelerden istifade edilir; (4)
“...Lozan otobüsü her gün bir defa (Limasol’dan) Lefkoşa’ya gider gelirdi. Sabah gider ve öğleden sonra gelirdi. Veysi Cam’ın Lozan otobüsüyle işimizi görürdük. Bu adamların gösterdikleri özveriyi şimdi etrafı görünce aklıma getirmemeye çalışıyorum ve utanıyorum. Bu adamların yaptıklarını aklıma getirince gözlerim yaşarır...”
Haberleşme ve Kıbrıslı Türklerin bölgeler arasında ulaşımını sağlayan o dönemin en önemli şirketi öncelikle bir arabayla başlayan ve daha sonra da 18 arabalık bir şirkete dönüşen Lozan Taksi’dir. 1955 yılında taksi yazıhanesinin kurulma aşamasında ‘İnönü ve Lozan’ arasında kararsız kalan şirketin ortakları Veysi Cam, Cemal Desoto ve Cemal Hamza daha sonra ‘Lozan’ üzerinde karar kılarlar. Bel-Cola fabrikasından bir kulübe, Komiser Muavini Ahmet Sami Bey’in büyük desteğiyle telefon, elektrik ve diğer prosedürler tamamlanır ve yazıhane işe başlar. Lefkoşa, Limasol ve daha sonra da TMT’nin direktifleriyle Girne yolcuları da Rumların elinden kurtarılır ve hem yolcu, hem de kuryelik uzun zaman devam eder. Taksi ve otobüslerle posta haberleşmesi başta Mağusa olmak üzere adanın farklı yerlerinde de aynı şekilde devam eder. Ancak Türk bölgeleri arasında haberleşmeyi sağlayan otobüs şoförleri de gönüllü olarak yaptıkları bu hizmetten Rumlar tarafından alıkonulmak istenirler ve çeşitli baskılara maruz kalırlar. Örneğin üzerinde gideceği bölgeye ulaştırılmak üzere verilen mektuplar bulunan bir Türk şoför 14 Haziran 1965 tarihinde yasadışı bir iş yaptığı gerekçesiyle 120 Kıbrıs Lirası para cezasına çarptırılır ve 12 gün tutuklu kalır. Bu arada bütün bu çekilen sıkıntılara rağmen Kıbrıslı Türkler aynı şeyi Rumlara yaşatmak istemez ve Türk bölgesinin içinde kalan Girne’ye gidecek olan Kıbrıslı Rumlarla ilgili olarak UNFICYP öncülüğünde günde iki sefer konvoy oluşturulur.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla beraber ilk günlerde İngiliz idaresinden kalan bazı pullar üzerine Türkçe ve Rumca olarak sürşarj yapılır ve bunlar posta haberleşmesinde kullanılır. Ayrıca Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tesis edildiği 16 Ağustos 1960 tarihinde devletin ilk pulları da tedavüle çıkartılır. Kıbrıs Cumhuriyeti anayasası Londra ve Zürih anlaşmaları sonrasında yürürlüğe girmiştir ancak adada Türk ve Rum toplumlarının adada eşit haklara sahip olmalarını öngören anayasanın tam manasıyla hazır olduğunu ve beklentileri karşıladığını belirtmek mümkün değildir. Öte yandan her ne kadar adada Rumlar ve Türkler arasında bir anlaşmaya varılarak yeni bir devlet kurulmuşsa da Dikelya, Pergamos, AyinosNicholas, Episkopi, Paramali ve Xylophagou bölgeleri de hala İngiliz kontrolü altındadır. Yapılan anlaşmaya göre Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından basılan bütün değerli kâğıtların üzerinde (resmi pul, damga pulu, posta pulu, para, vb.) Türkçe, Rumca ve İngilizce olarak Kıbrıs ifadesi yazılı olacaktır; ancak bütün bunlar sadece kâğıt üzerinde kalır ve devlet idaresi sadece Rumlara hizmet eden bir kurum haline dönüşür. 1960-1963 yılları arasındaki 3 yıl içinde Londra ve Zürich anlaşmalarının isabetsiz ve kendi iradesinin dışında imzalandığını tekrarlayıp duran Makarios, Enosis hedefine ulaşabilmek için Kıbrıs Cumhuriyeti’ni atlama tahtası olarak görür. EOKA’nın bütün ileri gelenleri kilit noktalarda görevlere getirilir ve gizli silahlanmaya da hız verilir. Makarios bunun için bu dönemde bütün gücünü Anayasanın ve özellikle Türklerle ilgili olan 13. maddenin değiştirilmesi yönünde yoğunlaştırır. Oluşturulan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıkmaya ve daha sonra ortaya çıkacak Akritas Planı ile adadaki bütün Türkleri katletmeye yönelen Rumlar oluşturulan Cumhuriyet’in korunmasına da müsaade etmezler. Posta idaresi tarafından tedavüle çıkartılan her yeni pul serisinde Türkçe ibareler devamlı olarak küçültülür ve bu durum 1963 yılına kadar bu şekilde devam eder. Adadaki Türk toplumu üzerinde baskılarını gittikçe arttıran Kıbrıslı Rumlar bir yandan da uyguladıkları kurnazca taktiklerle uluslararası platformlarda Türklerin hep oyunbozan ve kuralları hiçe sayan bir davranış içinde oldukları mesajını verirler. Örneğin Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından 5 Mayıs 1964 tarihinde tedavüle çıkartılan pul serisi “Birleşmiş Milletler Kararlarına Saygı” konuludur.
Adada İlk Kıbrıs Tük Posta Damgası
Kıbrıs’ta silahlı Rum saldırılarının başladığı 21 Aralık 1963 tarihinden itibaren Kıbrıs Türk toplumu posta hizmetlerinden tamamen mahrum kalır ve posta faaliyetleri tamamen durma noktasına gelir. Haberleşme konusunda büyük sıkıntı çeken, ada dışından önce adada kasabalar ve köyler arasında bile haberleşme faaliyetlerinin Rum idareciler ve Rum yöneticiler tarafından engellenmesi sonucunda BM’ye yapılan müracaatlar bir çözüm olmaz. Bunun üzerine Lefkoşa’nın Türk bölgesinde bulunan ve Merkez Postane olarak bilinen Atatürk Meydanı’ndaki postane devreye girer. Bu postanede görev yapan posta görevlileri 6 Ocak 1964 tarihinden itibaren Kıbrıs Cumhuriyeti pullarını özel bir damga ile damgalamaya ve adanın Türk bölgeleri arasında bu posta damgalarıyla iptal edilmiş mektupları göndermeye başlarlar. Söz konusu bu damga iç içe iki daire arasında “Kıbrıs Türk Postaları” ifadesini ve “6.1.64” tarihini taşımaktadır. Bu damganın tam ortasında ise “Ay ve yıldız” bulunmaktadır. Söz konusu bu uygulama ayrıca Mağusa, Larnaka, Limasol, Baf, Girne, Lefke merkeziyle Kıbrıslı Türklerin kontrolündeki diğer Türk köylerinde de devreye girer. Kıbrıs Cumhuriyeti pulları üzerine Rumlardan gizli olarak bu uygulamanın yapıldığı dönemde posta merkezlerindeki stoklarda bol miktarda Kıbrıs Cumhuriyeti pulunun bulunması büyük bir avantaj ve fırsat olarak değerlendirilir. Bu dönemde postaya verilen istisnasız bütün mektupların üzerinde “6.1.64” tarihli bu damga bulunmaktadır. Kıbrıs Türk Posta İdaresi’nin ilk damga uygulamasının ve ilk posta hizmetinin bu tarihte yapılması itibarıyla Kıbrıs Türk Posta Tarihi’nin bütün dünya filatelistleri tarafından 6 Ocak 1964 tarihinde başladığı kabul edilir.
Ancak Lefkoşa merkez postanesinden Mağusa’ya gönderilen bir posta paketinin yanlışlıkla Rum görevlilerin eline geçmesi ve Rumların bu konuyu derhal BM’ye havale etmesiyle beraber 6 Ocak 1964 tarihli damganın kullanılmasına derhal son verilir. Rumların böylece tepki göstermeleri ve sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin faal olduğu bir dönemde Kıbrıslı Türklerin gayrı resmi ve kanunsuz olarak böyle bir damga uygulamasına geçmelerinin hukuk dışı olduğunu iddia etmeleri üzerine 7 Ocak 1964 tarihinde artık bu Türk damgasının kullanılması söz konusu değildir. Türk posta ulaşımını engelleyen, Türklerin ada içinde dahi posta hizmetlerine gizli bir ambargo uygulayan Kıbrıslı Rumların BM tarafından da desteklenmesi sonrasında Kıbrıslı Türk posta görevlileri yeni bir çözüm yolu aramaya başlarlar. Daha sonra tarihli damga yerine onun yerine üzerinde tarih yerine “yıldız” işareti bulunan damgalar yine Rumlardan ve BM’den gizli olarak yürürlüğe girer ve Lefkoşa, Mağusa, Larnaka, Limasol, Baf ve Lefke’de kullanılır. Lefkoşa postanesinde kullanılan damga yeşil, Limasol postanesinde kullanılan damga ise mor renklidir.
Gerek 6 Ocak 1964 tarihli, gerekse tarihsiz damganın taahhütlü postadan geçmiş herhangi bir örneği söz konusu değildir. Bununla beraber Rumların uyguladığı baskı ve sansür konusunda tek istisnai durum yine Mağusa’da ve bağlı 33 köyünde yaşanır. Mağusa limanına hâkim konumdaki Türkler posta hizmetlerinin aksamadan devamını ve haberleşme hürriyeti isterken Rumlar da limandan istifade etmeyi talep eder. (5) Böylece adanın dört bir yanında yaşanan sıkıntılara rağmen Rumlarla Türkler liman bölgesinde beraber çalışmaya ve posta hizmetlerini de kısıtlamaya uğramadan devam ettirmeye çalışır. Bu dönemde Mağusa bölgesinden gönderilen posta gönderilerinin üzerinde genellikle İngiliz döneminde kullanılan “GR”, “ER” ve “VR” damgaları kullanılır. Söz konusu bu uygulama 6 Ocak 1964 tarihinden başlayarak 17 Nisan 1964 gününe kadar devam eder. Uygulamanın Eylül 1964 tarihine kadar devam ettiği yönünde iddialar da söz konusudur.
Öncelikle ada içinde haberleşmeyi sağlamak üzere planlanan bu uygulama çerçevesinde bazı mektuplar ise Kızılay, Kızılhaç, BM Barış Gücü (UNFICYP United Nations ForcesInCyprus) mensupları ve bazı elçilikler kanalıyla Kıbrıs dışına da ulaştırılır. Bu iki posta uygulaması 17 Nisan 1964 tarihinde Rum idaresinin posta hizmetlerinden Türklerin de istifade etmesi konusunda BM kanalıyla teminat vermeleri üzerine son bulur. Olayların patlak verdiği bu dönemde Kıbrıs Rum Posta İdaresi Türklere ait mektupların hangi postane veya acente aracılığıyla olursa olsun dışarı çıkmasına müsaade etmemiş, Türk bölgelerine gönderilen mektuplar da Rumlar tarafından üzerlerine “Bilinmiyor” damgası vurularak göndericiye iade edilmiştir. Bunun hemen ardından 14 Ekim 1966 tarihinde Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türkler arasında bir posta anlaşması imzalanır. Bu anlaşmaya göre Kıbrıslı Türkler Lefkoşa’da Atatürk Meydanı’nda bulunan postanedeki bütün pul stoklarıyla kırtasiye malzemelerini ve bu ürünlerin satışlından elde edilen parayı Rumlara geri vereceklerdir. Bunun karşılığında Rumlar da Kıbrıslı Türklere ait ada içi ve ada dışından gönderilen mahalli ve uluslararası postalarıyla ada içine veya dışına gönderecekleri posta üzerinde uyguladıkları ambargoyu kaldıracaklardır.
Yapılan bütün anlaşmalara rağmen verilen sözler yerine getirilmez ve Kıbrıs Türk haberleşmesi üzerindeki kısıtlamalar devam eder. Böylece Rumlar tarafından Kıbrıs Türk posta haberleşmesi üzerindeki baskı ve ambargolara 20 Temmuz 1974 tarihine kadar devam edilir ve Türklere iletilmesi gereken binlerce mektup Rum postacılar tarafından alıcılarına ulaştırılmak yerine imha edilir, “Bilinmiyor, adres yetersiz, tanınmıyor, taşınmış, eksik ücret” gibi sudan sebeplerle göndericiye iade edilir veya yıllarca ambarlarda tutulduktan sonra alıcılarına ulaştırılır. Bu araştırmanın yazarının konuyla ilgili özel arşivinde Rumlar tarafından alıcılarına teslim edilmeyip göndericilere iade edilen pek çok mektupla Türkiye’nin en güney noktasını teşkil eden ve Kıbrıs’a sadece 70 kilometre mesafedeki Anamur’dan 1964 yılında Lefkoşa’ya gönderilen ancak Rum görevliler tarafından depolarda tutulup ancak 1967 yılında alıcısına teslim edilen bir mektup da mevcuttur.
Kıbrıslı Türklerin haberleşme hürriyetinin Rumlar tarafından kasıtlı olarak sabote edildiği hususu BM raporlarında da değişik zamanlarda yer almıştır. Örneğin S/5950 sayılı ve 10 Eylül 1964 tarihli raporun 146. paragrafında “...Hükümet, 25 Nisan 1964’den beri Lefkoşa’nın Türk kesimine yurtiçi ve yurtdışından gelen hiçbir gönderi paketini ulaştırmamaktadır.”, 12 Aralık 1964 tarihli S/6/02 sayılı raporun 20. paragrafında “...Kıbrıs Türklerinin kontrolü altındaki bölgelere hiçbir mektup ulaştırılamamaktadır.”, 10 Aralık 1965 tarihli ve S/7001 sayılı raporun 78. paragrafında “...Kıbrıs Türklerinin posta hizmetlerinden dışlanması sonucu posta havalesi ile ödenen sosyal sigorta yardımlarının Türklerin eline geçmesi önlenmektedir...” denilir. Söz konusu bu dönemde uygulanan posta damgaları, uygulama yerleri ve özellikleri ise şu şekildedir;
1- Tarih damgası (6.1.64) Lefkoşa Tarih iç daireye yakındır.
2- Tarih damgası (6.1.64) Lefkoşa Tarih dairelerin tam ortasındadır.
3- Tarih damgası (6.1.64) Baf “Postaları” kelimesinin altındaki iç dairede kesiklik
4- Yıldız Lefkoşa “Postaları” kelimesinde “ı” harfinin altında çizgi
5- Yıldız Lefkoşa Çizgi yok.
6- Yıldız Lefkoşa “Postaları” kelimesindeki “ı” harfinin altında çizgi
7- Yıldız Mağusa “Kıbrıs” kelimesi ince ve küçük
8- Yıldız Mağusa Lefkoşa’da uygulanan damgadan temiz ve daha küçük.
9- Yıldız Larnaka “Postaları” kelimesinden sonra dış dairede bir girinti
10- Yıldız Larnaka Küçük, muntazam ve temiz harfler
11- Yıldız Lefke İnce damga
12- Yıldız Girne Bu damga hazırlanmakla beraber hiç kullanılmamıştır.
Bu dönemde Girne’de uygulanmak üzere hazırlanan mühür Rum polis komiserinin adada patlak veren çatışmaların yayılarak Girne’ye de ulaşmasını önlemek maksadıyla Girne’de bulunan Türk toplumunun önde gelenlerini bir anlaşma yapmak üzere karakola davet etmesi ve aralarında Türk Posta Müdürü’nün de bulunduğu grubu esir almasıyla uygulanamaz. Posta Müdürü karakoldan çıkınca, bir tarlaya gömdüğü mührü bulamayınca bu imkân tamamen ortadan kalkar ve damga böylece Girne’de uygulanamaz. Öte yandan bir İngiliz subayı tarafından hazırlanmış “Ay yıldızlı” ve “Larnaka” damgalı zarflar Pergama (Pergamos) köyü posta acentesi tarafından savaşın devam ettiği ve normal yollardan bu mektupların İngiltere’ye gönderilemeyeceği düşüncesiyle reddedilir ve bu zarflar Dikelya’da bulunan İngiliz üssü askeri postanesi FPO (Field Post Office) kanalıyla ve taahhütlü gönderi için ek ücret alınarak postadan geçirilir ve İngiltere’ye gönderilir. Söz konusu bu zarfların tamamı “Varış/ Arrivé” damgalıdır ve Kıbrıs Türk posta tarihi çalışması yapanlar tarafından aranan en nadir materyallerdendir.
Dipnotlar
(1) Sir George Hill, A History Of Cyprus, Volume I, Cambridge UniversityPress, 1949, s. 1. Halil Fikret Alasya, Kıbrıs Tarihi Ve Kıbrıs’ta Türk Eserleri, Ankara, 1964, s.13. RobinParker, Aphrodite’sRealm, ZavallisPress, Lefkoşa, 1962, s. 9.
(2) Lawrence Durrel, Acı Limonlar; Kıbrıs-1956, İstanbul, Belge yay. Eylül 1992, s. 27.
(3) Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), 030.01.38.227.17.
(4) TMT Limasol kadrosundan merhum Macit Aydınova ile 13 Temmuz 2003 tarihinde Girne’de yapılan görüşme.
(5) JeffErtughrul, The Postal Services of Kıbrıs, Londra, June 1994, s. 4