Türk Ordusunda Sakal Bıyık Bırakmayı Serbest Bırakmalı mı?
Türk Silahlı Kuvvetlerinde halen askerler mevzuat gereği sakal ve bıyık bırakamıyor. Sakaldan Cumhuriyet'le birlikte uzaklaşmaya başlayan Türk Ordusunda ‘bıyık bırakmak’, siyasi bir grubun simgesi olarak algılandığı için 12 Eylül döneminde yasaklanmış.
İngiliz Ordusu Sakalı Serbest Bıraktı
Yıllar süren tartışmaların ardından İngiliz Ordusu 100 yılı aşkın süredir uyguladığı sakal yasağını kaldırma kararı aldı. Savunma Bakanı Grant Shapps sakal yasağının kaldırılmasını isteyenler arasında yer alıyordu. Geçen yıl Times'a verdiği demeçte orduda sakalın yasaklanmasının "saçma" olduğunu söylemiş ve kurumu "modernleşmeye" çağırmıştı.
Bu seneye kadar İngiliz Ordusunda görev yapan Sih birlikleri ve Piyade Alaylarındaki ‘İngiliz askerleri’ hariç Ordu personeline sakal bırakmak yasağı devam ediyordu. İngiliz Ordusu, Sih askerlerin saç ve sakallarını düzgün bir şekilde bakımlı oldukları ve saç filesi ve türban altında saklandıkları sürece muhafaza etmelerine izin veren özel bir politikayı takip ediyordu. Bu politika aynı zamanda Sih askerlerinin dini kıyafetlerinin bir parçası olarak kirpan adı verilen küçük bir hançer takmalarına da izin veriyordu.
Sih kökenli askerlerin sakal bırakmalarına izin veren özel uygulama tüm askerler için genişletildi. Şimdi bu 100 yıllık yasak kalkmış oldu. Karar askerlere sakal bırakmak için zaman tanımak maksadıyla iki gün önce alındı. Sakal bırakmak isteyen askerlere Paskalya tatili döneminde sakallarını uzatabilmeleri için fırsat verilmiş oldu. Bununla birlikte İngiliz Ordusu subay ve askerlerinden sakallı olsalar da profesyonel bir görünüm sergilemeleri ve sakallarının nasıl görüneceğine dair özel talimatlara uymaları bekleniyor. Ayrıca muharebe şartlarının dikte ettirdiği durumlarda gerekirse sakallarını kesmeleri gerektiğini İngiliz askerleri kabul ederek sakal bırakmaları isteniyor.
Bu değişiklikle birlikte İngiltere, askerlerinin sakal bırakmasına izin veren Danimarka, Almanya ve Belçika orduları arasına katılmış oluyor.
İngiliz Ordusunda Yıllara Göre Değişen Sakal-Bıyık Kuralları
Birinci Dünya Savaşı'ndan yıllar önce İngiliz Ordusu'nda bıyık bırakmayı teşvik ediliyormuş. Hatta 1860-1916 yılları arasında İngiliz Ordusu'nda yapılan üniforma düzenlemelerinde her askerin bıyıklı olması şart koşuluyormuş. O yıllarda İngiliz askerlerinden saçlarını kısa tutmaları, çene ve dudak altlarının mutlaka tıraş edilmesi, ancak üst dudağın yani bıyık kısmının tıraş edilmemesi talimatı veriliyormuş. İngiliz Ordusunun disiplin yönetmeliğine göre herhangi bir askerin bıyığını kesmesi disiplinin ihlali olarak kabul ediliyormuş. Askerler kurallara aykırı olarak bıyıklarını keserlerse, caydırıcılık için birlik komutanlarına hapis cezasını kadar cezalandırma yetkisi veriliyormuş.
İngiliz Ordusunda bıyık bırakma geleneğinin kökleri 1700'lü yılların sonlarına kadar uzanıyormuş. O yıllarda Fransız askerli bıyık bırakmayı, erkeğin güç sembollerinden biri kabul ediyorlarmış. Sivil yaşamda da bu anlayış o dönemde yaygın olduğundan, sakal ve bıyık bırakmayan erkekler biraz korkak, kendisine özgüveni olmayan kişiler olarak görülürmüş. Haliyle korkak askerin kimse orduda görev almasını istemezmiş.
Geleneksel olarak çıplak yüzün çocuksu bir görünümü olduğuna inanan toplumlar bulunuyor. Muhtemelen Osmanlı toplum yapısında da sakal ve bıyık tercih edilen bir durumdu ki eski resimlerde gördüğümüz erkeklerin çoğunluğunda sakal ve bıyık var. Bu durum Osmanlı askerleri için de geçerliydi. Yüzdeki kıllar erkeklik ve otorite göstergesi olarak kabul edildiğinden sakallı askerlere daha fazla saygı gösterileceğine dair o yıllarda yaygın bir anlayış olduğuna inanıyorum. Belki de bu yüzen halen de Türk toplumunda sakal ve bıyık yaygın bir uygulamadır. Şimdilerde belki gençlerimiz biraz modadan esinlenerek sakal ve özellikle de tek bıyık bırakmaktan uzak duruyorlar ama yine de kirli sakal bırakmanın halen de, nedense revaçta olduğuna şahit oluyorum.
Fransızlardan etkilenerek sakal ve bıyık uygulaması yaygınlaşan İngiliz Ordusunda, zamanla tekrar yüzün temiz olması anlayışına kısmen dönüş yapılmış. 19. Yüzyıla kadar İngiliz Ordusunda sakal oldukça sıra dışı kabul ediliyormuş. Sakal ve bıyık bırakanlar varmış ama askerlerin çoğu sinekkaydı tıraşlı olmayı tercih ediyorlarmış. Geleneksel Türk toplum anlayışındaki yüzün çıplak bırakılamayacağı, kadınsı ve çocuksu görünümden kurtulmak için sakal ve bıyık bırakılması gerektiği, bırakmayanlar küçümsendiği durum Hindistan’da, Pakistan’da ve Arap ülkelerinde de geçerlidir. 1800'lerin ortalarına kadar sakal ve bıyıktan büyük oranda uzak duran İngiliz askerleri, Hindistan ve Asya’daki savaşlarla birlikte bu coğrafyada görev yapan birçok asker yerel kültüre uygun olarak sakal, bıyık ve yan bıyık bırakmaya başlamışlar. Bu arada 19. yüzyılın ortalarında, Kırım Savaşı sırasında, askerlerden kış aylarında sakal ve bıyıklarını özellikle uzatmaları, yüzlerini soğuktan bu şekilde korumaları isteniyormuş. Böylece bıyıklar Kırım Savaşı sırasında İngiliz birlikleri arasında popülerlik kazanmaya başlamış, rağbet görmüş. Hatta Lord Kitchener'in ünlü Büyük Savaş için askere alma posterinde bile bıyıklı asker görüntüsü tercih edilmiş.
İngiliz askerleri bıyık bırakmayı benimseyince, Kırım savaşından sonra, her rütbeden askerin bıyığını kesmesini meneden kurallar bile getirilmiş. 1856 yılında İngiliz askerleri için bıyık bırakmak bir zorunluluk olmuş. Bu kural ancak Sir Nevil Macready'nin 1916 yılında Ordunun başına geçmesinden hemen sonra bu kuralı kaldıran bir emir yayınlamasıyla birlikte son bulmuş. Zira İngiliz General bıyık bırakmaktan nefret etmesine rağmen, asker olduğu için bıyık bırakıyormuş. Yetki eline geçince, ilk işi emir yayınlamak ve sonra törenle kendi bıyığından kurtulmak olmuş. Bununla birlikte isteyenin bıyık bırakabileceği de hükme bağlanmış.
İngiliz Magazin basınında o yıllarda bu yönetmelik değişikliğinin esasında ergenlik yıllarında erkeksi bir görünümü olmayan Galler Prensi'ni Ordunun yalnız bırakmamak için yapıldığı da çokça tartışılmış.
1916 yılında bıyık yönetmeliğinin yürürlükten kaldırılmasının, İngiliz askerlerine yeniden sinekkaydı tıraş olmalarına izin verilmesinin bir gerekçesi, büyük ölçüde, Birinci Dünya Savaşı siperlerinde kimyasal, biyolojik silahlara karşı önlem olarak kullanılmaya başlanan gaz maskesi kullanımında bıyık ve sakalların maske takmayı zorlaştırdığının da görülmesiydi. Askerlerin gaz maskesi kullanmaları gerektiğinde yüzdeki kıllar ağız çevresindeki sızdırmazlığı bozarak maskelerin düzgün çalışmamasına neden oluyordu. Bu nedenle yüzdeki kıllardan bir an önce kurtulmak gerekiyordu.
Neticede 1916'dan bu yana İngiliz Ordusu (Kara Kuvvetleri), Kraliyet Hava Kuvvetleri ve Kraliyet Deniz Piyadeleri askerlerine bıyık ve yan bıyık bırakma ya da kesme konusunda yönetmelikler serbestiyet tanıyor. Bununla birlikte sakal bırakma yasağı günümüze kadar devam eden katı bir kural olarak kalmış. Öte yandan İngiliz Ordusunda tıbbi veya dini gerekçelerle sakal bırakma izni verilmeye devam edilmiş. Yine özel kuvvet mensuplarına; örtülü operasyonlarında, sivil kıyafetle çalıştıkları dönemde sakal bırakma hakkı tanınmış.
2001 yılından itibaren Afganistan’da da görev yapmaya başlayan İngiliz Ordusu askerlerine birlik dışına çıktıklarında Afgan halkının arasına daha kolayla karışabilmeleri için kirli sakal, bıyık ve sakal serbest bırakılmış. Sonrasında İngiliz Ordusu'nda tüm sakal çeşitlerine daha fazla rastlanır olmuş. Bu arada Kraliyet Donanmasında 20. yüzyılın başlarından bu yana sakala her zaman izin verilmiş ancak tek bıyığa ve tek sakala asla izin verilmemiş. Bıyık ve sakal bir tam set (Donanma jargonuymuş) olması gerekiyormuş. Tam set sakal bırakmak isteyen askerlerin öncesinde bunun için izin almaları ve daha sonra saygın bir sakal bırakabileceklerini ya da tıraş edebileceklerini kanıtlamaları geleneği halen de yaşatılıyormuş. Yani öyle Donanma askerleri kafasına estiği gibi sakal bırakamıyor veya kesemiyor. Zira izin aldıktan sonraki 6 ay boyunca sakalları kesmek yasakmış. İlginç kurallar… Kural, kuraldır.
Kural olarak, İngiliz Donanmasında; 2.5 mm'den kısa saç olarak tanımlanan 'Tasarımcı Kirli Sakalı' ya da 25.5 mm'den uzun olarak tanımlanan 'Uzun veya Hipster Sakal görünümlerine izin verilmiyormuş. Kuralda; sakal, hizmet gömleğinin ön yakasının üst kısmının ötesine geçmeyecek uzunlukta olmalı, personel gömlek giyiyor ve kravat takıyorsa, sakal kravatın düğümünü kapatmamalı, sakalın genişliği, deniz askerinin kulakları arasındaki çizginin maksimum genişliğini aşmamalı deniyor. Şimdi Donanmanın bu kurallarının tüm İngiliz askerleri için de geçerli olduğu söyleniyor.
Amerikan Ordusunda Sakal ve Bıyığa Sıcak Bakılmıyor
Öte yandan 1985'ten beri ABD Donanması tüm denizcilerinin sinekkaydı traşlı olmasında ısrar ediyor. Anlaşılan sakal Amerikan Ordusunda da pek tercih edilmiyor. Bıyık konusunda bir yasak bildiğim kadarıyla bulunmuyor. Amerikan polisi dahil, Ordu ve birçok resmi kurumda çalışanlar için sakal bırakmak yasaklanmış durumdadır. Öyle ki geçmişte bir haham, sakalını kesmediği sürece kendisini askere almayı reddeden ABD Ordusuna dava bile açmıştı. İngiliz Ordusundan farklı olarak Amerikan Ordusu sakal yasağında dini inançları nedeniyle sakal bırakmak isteyen askerlere muafiyet getirmiyor, Müslüman, Sih veya Hasidik Yahudilerinden asker olmak isteyenlere, önce sakalını kesmelisin denmeye devam ediliyor, değilse asker olmalarına izin verilmiyor.
Amerikan Ordusu, sakal yasağını uzun süredir devam eden kurallar bütünün bir parçası olarak görüyor, hijyen, temiz görünüm ve disiplin geleneklerinin yaşatılması yönüyle sakal yasağında ısrarcı bir duruş korunuyor. Kimseyi kimseden ayırmayan, askeri üniforma altında herkesi eşit gören katı kılık kıyafet yönetmeliklerine uyulması; Ordunun genel disiplini açısından, askerlerin grup aidiyetlerinin devamı yönüyle gerekli görülüyor.
Türk Ordusunda Sakal Bıyık Yasağı
İslamiyet’in kabul edilmesinden önceki dönemlerde Türklerin sakallarını kestikleri ancak bıyıklarını muhafaza ettikleri biliniyor. Bununla birlikte Moğolların da etkisiyle sakal bırakmaya başlayan Türkler arasında gür bir sakala sahip olmak yaşlı yahut statü sahibi olanlar için bir üstünlük göstergesi olarak da görüldüğüne; İslamiyet’in kabulünün ardından ise sünnet olarak addedilen sakal bırakma eyleminin Türk toplumunda sakal bırakmayı yaygınlaştırdığına inanılıyor.
Bununla birlikte yürürlükteki askerî mevzuat gereği, Türk Silahlı Kuvvetlerinde erkek subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, erbaş ve erlerin kaşlarını aldırmaları, manikür yaptırmaları, pomat ve fazla koku kullanmaları, favori, biş, sakal ve bıyık bırakmaları yasaktır. Erkek personel, sakal, bıyık ve favori bırakamaz, her gün sakal tıraşı olur. Favorinin alt çizgisi, kulak iç kıvrım kıkırdağının üst sınır hizasında bulunur. Saçlar, kulak üzerine düşmeyecek, tarandığında, şapka veya bere içinden dışarı taşmayacak şekilde tıraş olunur, göze çirkin görünmeyecek şekilde taranır.
Bu ‘yasakların’ kökeni Cumhuriyet’in başlangıç yıllarına kadar uzanıyor. Cumhuriyet’le birlikte Osmanlı Ordu geleneğinden de zamanla bir kopma yaşanırken, yapılan inkılaplar askeri kıyafetlere, sakal ve bıyığa da doğal olarak yansıtılıyor. Dünya ordularındaki ‘temiz yüz’ geleneğinin Türk Genelkurmayı tarafından benimsendiğini görüyoruz. Hatta bu değişimin arkasında Atatürk’ün olduğu da söylenir. Cumhuriyet öncesinde çok sayıda sakallı-bıyıklı fotoğrafı olan Atatürk’ün, sonrasında neredeyse hiç sakal ve bıyık bırakmadığı söylenebilir.
Esasında sakala sıcak bakmayan Türk Ordu geleneğinde bıyık bırakmak hep serbest olmuştu. Yasaklama kararının 12 Eylül sonrasında alındığı biliniyor. Bununla birlikte 1980 yılında askeri üniformayla tanışan biri olarak, o yıllarda bıyıklı asker gördüğümü hiç hatırlamıyorum. Ordu’da ‘bıyık bırakmak’, siyasi bir grubun simgesi olarak algılandığı için sonradan bıyık yasağı getirilmiş. Gerçekten de bir dönem ve bir ölçüde günümüzde de bıyık tipine göre kişilerin siyasi görüşü, dini inancı hakkında bir fikir sahibi olunabiliyor. Dolayısıyla Amerikan Ordusu için bahsettiğimiz grup aidiyetinin korunması ve genel disiplin anlayışının bir uzantısı olarak, Türk Ordusunda bıyık 1980-1981 yıllarında Konsey tarafında yasaklanmış ve sonraki yıllarda da devam etmiş.
Sonuç
Sakal ve bıyık konusunda, ağırlıklı olarak İngiliz askeri anlayışına değindim. Konu İngilizler değil şüphesiz. İngiliz askerlerinin sakal ve bıyık bırakma kültürünün bir benzeri tüm dünya ordularında geçerli bir durumdur. Bu konudaki kuralların zamanın trendine uygun olarak konulduğunu, değişimlerden askerlerin de etkilendiğini ve bir dönem sakal ve bıyık bırakmak zorunlu görülürken, başka bir dönem tamamen yasak hale gelebiliyor. Ülkeden ülkeye, kültürden kültüre sakal ve bıyığa bakışlar da değişiyor. Bunun doğrusu nedir bilmiyorum. Ancak tıpkı kıyafet modası gibi sakal ve bıyığın da bir modası olduğuna, sakalla, bıyıkla çok fazla uğraşmamak, temiz düzgün bir askeri kıyafetle bütünleşmesi halinde sakallı-sakalsız, bıyıklı bıyıksız her insana yakışan görüntünün askerler için de geçerli olduğuna, onların da hakkı olduğuna inanıyorum.
Belki de bu yüzden 2013 yılında Türk Hava Kuvvetlerinden emekli olur olmaz ilk yaptığım şey sakal-bıyık bırakmak oldu. Bir beş yıl kadar kullandım. Sonra herhalde bu kadar yeter dedim. Şimdi sakalsız, bıyıksız halime daha çok seviyorum. Kendimde gözlemlediğim sakal-bıyık trendinin her erkek için, her asker için geçerli olduğu kanaatini taşıyorum. Nihayetinde bırakıp, bırakmamak ise tamamen kişisel tercihlere bırakılmalı. Ama mutlaka sakal bıyık bırakmanın bir adabı olmalı ve buna da uyulmalı. Ne dersiniz?
Kaynakça
Veronika Melkozerova, "İngiliz Ordusu yüzyıllık sakal yasağını kaldırıyor", Politico, 29 Mart 2024, https://www.politico.eu/article/british-army-lifts-100-year-old-beard-ban-for-soldiers-and-officers/
T24, “Askere bıyık neden yasak?”, 24 Ocak 2009, https://t24.com.tr/haber/askere-biyik-neden-yasak,26023
Sümeyra Alan. (2023). “Tarihî Türk Dillerinde ‘Sakal’ Kavramı ve Etimolojisi Üzerine Bir Değerlendirme”, JOTS, Erzurum Teknik Üniversitesi Yayını, ss.293-328. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3320547