Bu Atatürk Fotoğrafının Hikayesi Nedir?
Gerçekte Dolmabahçe Sarayı’nın merdivenlerinden Atatürk inerken, önüne halktan birisi atılıyor ve Türk gelenek ve örfüne uygun olarak devletin en büyüğü Atatürk’e olan saygısının ve sevgisinin bir ifadesi olarak elini öpmeye çalışıyor.
24 Temmuz 1927, Dolmabahçe Sarayı Merdivenleri:
Yer, 24 Temmuz 1927 Dolmabahçe Sarayı’nın merdivenlerinde geçen bir an, bir fotoğraf karesi olmuş, sonsuzluğa bırakılmış.
Bu eski fotoğraf, sonradan renklendirilmiş bir Atatürk resmi. Resmin altındaki açıklamalar şöyle:
“Mustafa Kemal farkı! Eğileni merak ediyorsanız İngiltere Kralı! İngiltere Kralı’nın ATATÜRK ’ün önünde eğildiği o an!”
Resmin Doğu Olup-Olmadığına Dair Merakım Uyandı:
“İngiltere Kralı Atatürk’ün önünde böyle eğildi!” açıklamasını görünce, bu konuyu merak ettim, doğru olup-olmadığını araştırmaya başlama gereğini duydum. Meslek alışkanlığı, radarıma takıldı bu eski resim.
Önce açık kaynak araştırma yapmak için Google arama motorlarını kullandım. “Atatürk’ün önünde eğilen İngiliz Kralı” cümlesini arattım. Bu başlık altında kaç sayfa geliyor biliyor musunuz? 25 bin!
Ondan sonra analitik bir düşünce betimlemesi yaparak, araştırmaya devam ettim. Tarih okumalarım, birdenbire bana İngilizlerin kültürel genlerinin nasıl bir ulus olduğunu ve farkındalığını hatırlattı. O gerçekler şöyleydi:
İngiltere monarşisinin ne kadar aristokrat olduğu hepimizin malumudur. İngiliz kralı mevkiinde oturan bir aristokratın bir başka devletin cumhurbaşkanının önünde böyle bir hareket yapması pek olası görünmüyor. Hele, olayın geçtiği tarihlerdeki Birleşik Krallık’ın hâlâ “Güneş Batmayan İmparatorluk” olduğunu düşünürsek, İngiltere kralının böyle bir konuma kendini sokması zaten mantıken pek de mümkün değil.
Peki, konunun gerçek hikayesi nedir?
Eğer siz de benim gibi araştırma yaparsanız, olayın aslını öğrenmek yaklaşık 10 dakikanızı alıyor. Önce fotoğrafın kaynağından başlayalım. Bu resim, 24 Temmuz 1927 tarihinde, Dolmabahçe Sarayı’nın merdivenlerinde çekilmiş. Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanı sıfatıyla İstanbul’a ilk gelişinden 23 gün sonra bu fotoğraf karesi hayat bulmuş.
Gerçekte Dolmabahçe Sarayı’nın merdivenlerinden Atatürk inerken, önüne halktan birisi atılıyor ve Türk gelenek ve örfüne uygun olarak devletin en büyüğü Atatürk’e olan saygısının ve sevgisinin bir ifadesi olarak elini öpmeye çalışıyor.
Oysaki Atatürk el öptürmekten pek de hazzetmeyen bir kişiliğe sahip. Atatürk de elini öptürmemek için adamcağızı durdurmaya, elini sıkma noktasında olayı tutmaya çalışıyor. İşte fotoğraf böyle bir ‘debelenme’ anında çekilmiş. Zaten resimden de belli oluyor.
Peki, bunu nereden mi biliyoruz?
Aslında internette “Dünya yüce Türk milletinin gücünü ve İngiltere kralının ulu önder karşısında nasıl eğildiğini görsün.” şovenist nidalarıyla binlerce kişiden kişiye dolaşan bu resim, kötü bir reprodüksiyon. Hem da aslı astarı olmayan bir şekilde üzerinde oynanmış bir resim.
2008 yılında Ateş Akkor ve Engin Gökdeniz tarafından ortak bir resim sergisi açılmıştır. Bu sergide, az bilinen Atatürk fotoğrafları yeniden renklendirilmek suretiyle Türk toplumuyla buluşturulmuştur. İşte, konumuzun odağındaki resim “Yaşamın İçinden Cumhuriyet ve Atatürk” isimli sergide yer alan bir resim. Resmin İngiltere Kralı’nın sözde el öpme hadisesi ile hiçbir alakası yok.
Bu konuya o dönemde NTV de yaptığı yayın esnasında değinmiş. Sergideki yer alan resim NTV’deki “o an” köşesine altındaki şu açıklama ile konu olmuş:
Tarih, 24 Temmuz 1927. Yer, Dolmabahçe Sarayı. Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanı sıfatıyla İstanbul’a ilk gelişinden 23 gün sonra. Sarayın merdivenlerinden inerken birisi elini öpmeye çalışıyor. O ise elini öptürmemek için direniyor. Ulusu daima üstte tutmanın erdemini hatırlatıyor. Ayrıca o anda kendisinden yıllar sonra elini öptürmek için uzatan politikacılarımıza da ders vermeye devam ediyor.
El öpülmesinden neden övünülecek bir paye çıkarılmak istendi?
Yakın tarihimize baktığımızda, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk ulusunun gözündeki yüksek değeri, vefatından 84 yıl sonra bile hiç azalmamıştır. İnanılmaz öngörüsü, askeri, politik ve stratejik dehası ile okuma yazma oranı sıfıra yakın olan, kadına değer vermeyen, bilimle ve sanatla pek de ilgisi olmayan bir toplumu kısa süre içerisinde modern ve medeni alemin bir üyesi haline getirmek için yaptıkları saymakla bitmez.
Atatürk’ü yüceltmek için kullanılabilecek o kadar çok başarı hikayesi var ki, yeni bir hikâyeye ihtiyaç yok. Hele uydurma hikayelere hiç gerek yok. Atatürk’ün bize kazandırdıklarıyla onun aziz hatırasını anımsamak, evlatlarımıza onun değerini bilmelerini sağlayacak gerçekleri anlatmak yeterlidir diye düşünüyorum. Böyle yapmak yerine, aslında ancak doğu toplumlarındaki monarkların, padişahların yapacağı türden uydurma bir el öpme ritüeli ile Atatürk’ü anmayı ve övmeyi son derece acayip ve absürt bir şey olarak gördüğümü ifade etmek isterim.
Atatürk’le İlgili Sosyal Medya Paylaşımları
Böyle yapmak, uydurma şeylerle Atatürk’ü yüceltmek kısa vadede bu türden paylaşımları yapanlara çıkar sağlayabilir, hatta gerçekleri bilmeyen toplumda bazı fertlerimiz, bilemediği için ve Atatürk’e yönelik içinde taşıdığı sevgi ve saygının bir gereği olarak, bu tür “uydurma” şeylere teveccüh gösterebilir. Daha çok kişi bundan haberdar olsun diye, gerçek mi değil mi diye sorgulamadan bu tür şeyleri sosyal medyada paylaşabilir. Ancak bu türden uydurma, yalan şeyler uzun vadede mutlaka ortaya çıkar. Çıktığında da bunları kimin ilk paylaştığı bile tam bilinemez, kimlerin paylaştığı da unutulur gider ama Atatürk’ün aziz hatırası zarar görür. Yalancı çoban hikayesine benzer şekilde, bu sefer toplum, Atatürk’e dair gerçek paylaşımları da ‘uydurma’ görmeye başlayabilir, değersizleştirebilir.
Bu türden uydurma şeyleri ortaya atanlar acaba Atatürk’ü toplum nezdinde ‘değersiz’ kılmak için mi bunları yapıyorlar dersiniz? Şahsen ben biraz öyle düşünüyorum. Pek iyi niyet göremiyorum.
Aslında İngiltere kralı ile hiçbir alakası olmayan bu fotoğrafın dönüp dolaşıp “İngiliz Kralı Atatürk’ün elini böyle öptü!” haline gelmesi çok ilginç. Bu resmin altına “İngiltere Kralı” yalanını ekleyen şahsiyetin ruh halini çok merak ediyorum. İnsanın gerçekten çok bozuk bir ruh halinde olması lazım, yalan olduğunu bile bile bu yazıyla bu resmi yaymaya başlamak için.
Tabii, bu tür şeyleri paylaşanları suçlayacak değilim ama yine de onları da gerçeğini bilmedikleri şeyleri paylaşmadan önce bir an düşünmelerini, “acaba?” sorusuna cevap vermeleri halinde, sadece savunabilecekleri gerçekleri içeren şeyleri paylaşmalarını salık veriyorum.
Bahse konu fotoğrafın İngiliz Kralı ile bir ilişkisinin olmadığını gördük. Peki, bir an varsayalım, bu resim krala ait olsun. Bu el öpme hadisesi de gerçek olsun. Bu durum bize neden ve nasıl bir övünme payesi verir? Kimin kimi nasıl öptüğünün ne gibi bir toplumsal karşılığı ve değeri olabilir?
Modern Türkiye’nin kurulduğu yıllarda bilim ve eğitim adına atılan adımlara rağmen, bu ivmenin sürdürülememesi sonucu bugün ne yazık ki ulusal bilimsel araştırma sayısı en düşük, eğitim seviyesi en düşük ülkelerden biriyiz. Bunun için her yıl yayınlanan OECD Eğitim Raporlarındaki ülke sıralamalarına bakmak yeterlidir. Övünülecek şey aslında bilimsel çalışmalar yapmak, teknolojik buluşlara imza atmak, eğitimli ve aydın yeni bir nesil yetiştirmek olmalıdır.
Bir devlet büyüğümüzün bir kral tarafından neredeyse 100 sene önce sözde elinin öpülmesinin ne önemi olabilir? Biz böyle devam ettikten sonra kral bizi öpse ne olur? Zaten, İngilizler bugün bile bizi öpmeye, sömürmeye devam etmiyorlar mı? Biz neredeyiz, onlar nerede? Görmüyor muyuz? Atatürk 100 yıl önce görmüş, biz hâlâ görmemek için neden direniyoruz? Üstelik kör gözlerimize Atatürk’ü neden alet ediyoruz? Ayıp değil mi?
Sonuç:
Atamızın böyle sığ ve temelsiz bir o kadar da mesnetsiz paylaşımlara hiç mi hiç ihtiyacı yok. Yalan dolan üzerine kurulmak istenen bir tarih, onu yazanlar kadar değersizdir. Lütfen Atatürk’ün aziz hatırasına karşı saygılı olalım, o yüce şahsiyet hakkında sadece gerçekleri paylaşalım. Gerçeklerin paylaşılmasına önayak olalım, sahtekarlara izin vermeyelim. Bunu Atatürk için yapalım, Atatürk’ü ‘değersizleştirmeyi’ amaçlayan bu tür paylaşımlardan uzak duralım.
Saygı dolu sevgiyle kalın diyorum.