İstiklal Harbimizin Sivil Kanadı: Kastamonulu Mazhar Müfit Kansu
Millî Mücadelenin Sivil Ayağı: Mazhar Müfit Kansu Kastamonulu Mazhar Müfit Kansu İstiklal Harbimizin sivil ayağıdır. Mustafa Kemal ve Kazım Karabekir ile beraber üçlemede yer alır. İlk üç kişiden biridir. Ama bu üçlü içinde tek sivil olmasıyla da ayrık bir yeri vardır. Asker değildir, siyaset adamı ve profesyonel yöneticidir.
Kurtuluş Savaşı Ve Üç Kitap
İstiklal Harbi milli bir mücadeledir.
Onu birinci elden anlatan üç önemli kitap vardır.
Birincisi ve herkesin bildiği ama çoğu insanın okumadığı “Nutuk” tur.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kaleme alınmıştır.
Çoğu evde bulunur. Eskiden “Söylev” diye basılırdı.
Bir hatıra kitabı değil, bir ideoloğyadır. Dili ağırdır.
İkinci hatıra kitabı Kazım Karabekir tarafından yazılmıştır.
Çoğu insan bilmez.
Çok az insan okumuştur.
Sina Akşin Hocam bu kitabın adını, Karabekir Paşa’nın bir sitemi olarak yorumlardı.
Sitem biz Anadolu’ya daha erken geldik, Erzurum Kongresi bizim eserimiz ama şimdi esamimiz okunmuyor sitemidir:
(Bizim) “İstiklal Harbimiz.”
Bu kitap 1933 yılında yasaklanan ve doğduğum yıl (1968) serbest bırakılan “İstiklal Harbimizin Esasları” kitabının geliştirilmiş hali.
Üçüncü kitap ise az bilinen ve bilinme oranına göre çok okunan bir kitaptır.
“Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber” adını taşıyan bu hatıra kitabı, ilk ikisi arasında oluşan gerginliğe (Nutuk-Anti Nutuk) ışık tutacak bir yapıdadır.
Amacı bu olmasa da satır aralarında önemli açıklamalar tarihe kazınmıştır.
Mazhar Müfit Kansu küçük notlarını hatıra olarak yazmış, Mustafa Kemal (Atatürk) izin verdiği zaman ve ölçüde yayınlamış ve bu kısıtlar altında sonradan kitap olarak basılmıştır.
Bu döneme ait başka hatıralar da basılmıştır muhakkak, ancak son kitap Millî Mücadele yıllarına ait çok önemli bir kaynak.
Millî Mücadelenin Sivil Ayağı: Mazhar Müfit Kansu
Kastamonulu Mazhar Müfit Kansu İstiklal Harbimizin sivil ayağıdır.
Mustafa Kemal ve Kazım Karabekir ile beraber üçlemede yer alır.
İlk üç kişiden biridir.
Ama bu üçlü içinde tek sivil olmasıyla da ayrık bir yeri vardır.
Asker değildir, siyaset adamı ve profesyonel yöneticidir (D. 1873, Denizli - Ö. 1948, İstanbul).
İstiklal harbimizin sivil kanadı Ahmet Mahzar Müfit Kansu, Kastamonulu Süleyman Müfit Bey’in oğludur.
Edirne Rüştiyesi (Ortaokulu) ve İstanbul Mülkiye Mektebinden mezun olarak (1891) Edirne İdadisinde (Lisesinde) tarih ve matematik öğretmenliği yapmıştır.
1897’den sonra devlet hizmetinde mülkiye idarecisi olarak görev alan Kansu, 1908’e kadar Havza, Çorlu, Çisriergene ve İskeçe kaymakamlığı,
Bu tarihten sonra da sonra da Gümülcine, Lazistan, Mersin, İzmit ve Balıkesir mutasarrıflıklarında bulundu ve 1918’de Rus istilasından yeni kurtulan Bitlis’e vali olarak atanmıştır.
Sivas kongresinde Heyeti Temsiliye üyeliğine seçilmiştir. Heyet, Ankara’ya gelir gelmez bu sırada İstanbul’da toplanan son Meclis-i Mebusan’a katılmak üzere Mustafa Kemal’in isteğiyle İstanbul’a gitmiştir. Felah-ı Vatan Grubunun çalışmalarına iştirak etmiştir.
İdareciliğinin yanı sıra siyasetle de ilgilenen Kansu, İttihad ve Terakki Cemiyetinin üyeleri arasında yer almıştır. Daha sonra Mustafa Kemal’in işaretiyle Meclise Hakkari Milletvekili olarak girmiştir.
Heyet-i Temsiliye adına Vahdeddin ile görüşerek O’na Anadolu’ya geçmesini teklif eden zat yine kendisidir.
İstanbul işgal edilip Meclisi Mebusan kapatılınca, Kansu gemiyle Beyrut’a, sonra Oradan Silifke’ye ve nihayet kara yoluyla Ankara’ya geldiği zaman Türkiye Büyük Millet Meclisi açıktır.
Kastamonulu Mazhar Müfit Kansu, yasama, yürütme ve yargı mercilerinde yer alan nadir, başından sonuna kadar rol alan tek İstiklal Harbi aktörüdür.
İlk Ankara TBMM’sinde Hakkâri Milletvekili olarak görev alırken 1923 ve 1939 dönemlerinde Denizli, 1939-46 yılları arasında Çoruh Milletvekili olarak siyasi hayatını sürdürmüştür.
Hakkâri Mebusu iken aynı zamanda Elâzığ Valiliğine atanmıştır. 1925’te de Doğu İstiklal Mahkemesinde başkanlık yaparken adli görevini de ifa etmiştir.
Mazhar Müfit Kansu sadece Millî Mücadele döneminde değil, Cumhuriyet yıllarında Mustafa Kemal’in yanında olmuştur.
Millî mücadelenin sivil kanadını oluşturur.
Kastamonuludur.
4 Mart 1948’den itibaren Son Telgraf gazetesinde yayımladığı anıları ölümünden sonra, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber adıyla iki ciltlik halinde kitap (1966-68) olarak basılmıştır .
İstiklal Savaşı ve Cumhuriyet döneminde tam bir Batı Karadeniz refleksi göstermiştir.
Kaynakların satır aralarından bunu görmemek imkansızdır.
Kastamonulu Mazhar Müfit Kansu Kimdir?
Çanakkale Savaşı, Edirne Fatihi Kastamonulu İsmail Enver Paşa’nın eseridir. Başkomutan O’dur.
Kurtuluş Savaşı, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın şaheseridir. Çünkü Başkomutan O’dur.
Ama modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda çok önemli olan bu iki zaferin mimarları kuşkusuz ki Yüce Türk Milletinin bizatihi kendisidir.
Bu nedenle Çanakkale Zaferimiz şanlıdır.
İstiklal Harbimiz muhteşem bir zaferdir.
Batı Karadeniz insanı da her iki zaferin özüdür.
Bir değil bin alkışı hak eder.
Kastamonulu Ahmet Mazhar Müfit Kansu İstiklal Savaşımız da ve Cumhuri idarede özel bir yere sahiptir. Çünkü mücadelenin sivil kanadıdır. Ayrıca Batı Karadenizlidir ve bu Batı Karadeniz refleksini hem içerdeki politik tavırlarda hem de dışarıya karşı onurlu duruş sergilemekte apaçık göstermiştir.
İstiklal mücadelesi ve Cumhuriyet idealinde sivil kanadı temsil eden Mazhar Müfit Kansu, Mustafa Kemal Paşa’nın askeri görevden istifası ile Erzurum Kongresine katılmasında etkili olmuştur. Hatta Erzurum valisi Münir Beyin verdiği ceket ve Mazhar Müfit’in hediyesi fes ile M. Kemal’i de sivil kanada transfer etmiş ve Kongreye üye ve bu suretle de başkan seçtirmiştir.
Kansu, kendisi valilik görevinden de istifa ederek tüm İstiklal Mücadelesini ve Harbini ve Atatürk Cumhuriyeti yıllarını tek tek not almış ve aşağıda bahsettiğimiz gibi bu notlarını kilitli kasalarda saklamış bir devlet adamıdır. Mustafa Kemal izin vermeden bunları kimseyle kısmen ya da tamamen paylaşmamış, Paşaya karşı güvenilirliğini daima titizlikle korumuştur:
-“Senden korkulur Mazhar, daha ilk günden nemiz var nemiz yok hepsini not ettin. Bari onları iyi, şöyle sağlam bir kasada muhafaza et.” Diyen Mustafa Kemal’e “Paşam merak buyurmayın, banka kasasında herkes parasını, ben de notlarımı saklıyorum” demek suretiyle idealinin tam bir Cumhuriyet idaresi olduğunu , paraya değer vermediğini ilan ediyordu.
Mazhar Müfit bir Cumhuriyet aşığıydı. Mustafa Kemal’e daima yeni kurulacak devletin yönetim şeklini sorardı. Cumhuriyet sözcüğünü duyunca çok heyecanlanmıştı. Mahmut Esat Bozkurt’un ilk defa Cumhuriyet fikrinin ne zaman beyan edildiğini sorduğunda, M. Kemal Atatürk:
- Bunu mazhar Müfit’ten öğreniniz… o günü gününe bütün hadiseleri not etmiştir. Demişti.
Kastamonulu Mazhar Müfit Kansu Cumhuriyet Aşığı bir vatanseverdi. Ne hurufat ne fes ne hilafet, ne de tesettür konusu ilgisini çekiyor ve hatta M. Kemal’i bu konuda hayalperest olarak görüyordu. Nitekim kitabında bu durumu şöyle açıklar : “Bir gece evvel beraberdik. Necati Bey, Vasıf Bey, Yunus Nadi Bey, Mahmut Esat Bey ve sair arkadaşlar da vardı. Mustafa Kemal Paşa gülerek, ‘Ey çocuklar, yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz’ dedi. Ve bana döndü: ‘Erzurum’dan beri ağzından çıkarmadığın Cumhuriyetin işte zamanı geldi. Yarın istediğin kadar Cumhuriyet diye alenen artık bahsedebilirsin.’ Tabiidir ki hepimiz son derece memnun olduk.”
Mazhar Müfit hem diplomatik hem kararlı tutumuyla Mustafa Kemal’e çok yardımcı olmuştur. “Lord Gurzon'un yeğeni, İngiliz devleti fahimesi askeri mümessili ve Erzurum işgal kuvvetleri komutanı sayın Kolonel Rawlinson” diye bahsettiği 10 askeri ile işgal kuvvetleri Erzurum Valisi olan “Kolonel'in ters bir cevap verip Paşa'yı daha çok sinirlendirmesine mani olmak için ben de hemen oda kapısını açtım ve,
- Lütfen. Kolonel.
Diyerek kapıyı gösterdim ve muhakkak ki, Paşa'nın muhataplarını esir halinde tutan yüksek iradesinin sevk ve tesiri altında Kolonel açtığım oda kapısından ağzından tek kelime çıkmadan ve sapsarı bir yüzle basıp gitti.” Anısıyla bu durumu teyit etmektedir .
Mazhar Müfit’in adli görevi ise 16 Mart 1925 tarihinde TBMM oylamasıyla tevdi ediliyor ve bir gün sonra açıklanıyordu : “17 Mart’ta belli olan sonuca göre Kullanılan 117 oyun 97’sini alan Mazhar Müfit Bey başkanlığa seçildi. Bu seçim sırasında Abdullah Bey, mahkemenin adının “Vilayet-i Şarkiye İstiklal Mahkemesi” değil, “İsyan Bölgesi istiklal Mahkemesi” olduğunu belirtti ve bu istek uygun bulundu.”
Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, “Ulusa, Orduya ve Memurlara” hitaben 8 Mart 1925 tarihinde bir bildiri yayınladı. Bildirinin yayınlanması, Ankara ve İsyan Bölgesi İstiklal Mahkemelerinin Millet Meclisi tarafından kurulduğunun kabul edilmesinin ertesi gününe rastlıyordu.
Her iki düzenlemenin temelinde iki temel husus yer almaktaydı:
Birincisi vatanın bütünlüğü tehlikedeydi, ikincisi Cumhuriyet yönetimi yok edilmek isteniyordu. Bu iki algı Mazhar Müfit’in “İsyan Bölgesi istiklal Mahkemesi” Başkanlığını kabul etmesindeki en önemli husustu. Elbette Erzurum’dan ölümüne kadar birlikte olduğu ve sadakatle çalıştığı reis-i cumhur’ un tensipleri de üçlü sacayağını tamamlıyordu.
49 idam kararının çıkıp 47’sinin infazı ile sonuçlanan bu davada Mahkeme başkanı Mazhar Müfit Bey bütün sanıklara saygılı davranıyor sanıklara hitaplarında siz, şeyh hazretleri, efendi hazretleri gibi tabirler kullanıyordu .
Bundan sonra Takrir-i Sükun Kanunu dört yıl yürürlükte kalacaktı.
Sonuç Olarak Kastamonulu Ahmet Mazhar Müfit Kansu gerek İstiklal Harbimizin planlama, uygulama ve sonuçlanma aşamasında, gerekse Cumhuriyetin plan-proje, karar ve uygulama aşamasında yer almış Batı Karadenizli bir aktördür.
İstiklal Savaşının sivil kanadını oluşturmaktadır.
Yasama, yürütme ve Yargı mercilerinin tamamında bil fiil görev almıştır.
Cumhuriyet sevdası ve vatan aşkı ile dolu bir insandır.
O’nun Cumhuriyet aşkı ve vatan sevdası o kadar büyüktür ki, Atatürk İlke ve İnkılaplarının geri kalanı ile ilgilenmemesine neden olmuştur.
Dipnotlar:
Kansu, Mazhar Müfit, (2019). Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 6. Cilt. S. 72-73. Burada: bir mektuba cevabında “… Mahmut Esat Bozkurt’a mektubu göndermeden önce Büyük Ata’ya merhumun mektubundan bahsederek sordum: - cevap vermeme müsaade ediyor musunuz? Çünkü, Ata hatıratımın ve notlarımın neşri hususunda kendisinden izin almadıkça herhangi bir teşebbüste bulunmamaklığımı daha önceden emir buyurmuşlar ve:-Henüz notlarını neşretmenin zamanı gelmedi. Demişlerdi. Bunun içindir ki müsaadelerini ve muvafakatlerini rica etmek zorundaydım. Ata: hay hay. Yalnız Onu… diyerek müsaadelerini sağladılar. ”Kansu anılarını şifreli kasada saklardı.
Biyografik bilgiler şu eserden alınmıştır: Tan, Nail ve Tan, Özdemir, (2005). Gurur Kaynağımız Kastamonulular V. İstanbul.
Kansu, Mazhar Müfit, (2019). Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 6. Cilt.I. S. 77.
Kansu, Mazhar Müfit, (2019). Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 6. Cilt.I. S. 73.
Mustafa Kemal’in milli mücadeleye başlarken hedefi milli egemenlik ilkesine dayalı yeni bir devlet kurmak olmasına rağmen bu tarihi akışı açığa vurmaktan çekinmiş, ileride olabileceklerin tartışma konusu yapılmasının, işgale karşı yapılan Savaşı yıpratmasını istememişti. 7-8 Temmuz 1919 gecesi Mahzar Müfit Bey’in anı defterine yazdırdığı notlar yapılacak her yeniliğin sırası ve zamanı olduğunu göstermektedir. “Bir; Zaferden sonra devlet şekli Cumhuriyet olacaktır. İki; padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince, gereken işlem yapılacaktır. Üç; tesettür kalkacaktır. Dört; fes kalkacak, medeni milletler gibi şapka giyilecektir. Beş; Latin harfleri kabul edilecektir.” Bunların hayal olduğunu söyleyerek inanmadığını hissettiren Mazhar Müfit Bey’e, “Cumhuriyet ilanında başarılı olalım da üst tarafı yeter.” diyerek değişim inancını belirtmişti.
Kutlu, Hakan (2007). Şark İstiklal Mahkemesinde 1925-1927 Döneminde Takrir-İ Sükun Kanununun Uygulanması T.C. İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, s. 2-3.
http://abakus.inonu.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/11616/10990/226990.pdf?sequence=1&isAllowed=y
http://blog.milliyet.com.tr/sekli-idare-cumhuriyet-olacak/Blog/?BlogNo=612906
Kuşkusuz 20 Temmuz 1335 ile 7-8 temmuz 1335 tarihleri arasında anlam bakımından ya da tarih itibariyle bir tezat bulunmaktadır. Eğer Rumi/Miladi/Şemsi tarihlerle ilgili bir karmaşa yoksa, Mazhar Müfit Kansu’nun bu durumu açıklaması gerekir. Elbette ölü birinden bu beklenemeyeceğine göre yayıncı kuruluş bu duruma bir açıklama getirmelidir. En azından anı defterinin ilgili bölümleri aynen yayınlanmalıdır.
Aksi takdirde anı defteri ya da anıyı yazan ile ilgili derin şüpheler ortaya çıkar. Bkz. Kansu, Mazhar Müfit, (2019). Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 6. Cilt.
S. 73-4 ve s. 130-132 arasındaki diyaloglar tarih ve anlam yönüyle yeniden değerlendirilmelidir.
Kansu, Mazhar Müfit, (2019). Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 6. Cilt.II. S. 595.
Kansu, Mazhar Müfit, (2019). Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 6. Cilt. S. 45.
Mahiye Morgül (29 Temmuz 2019)Erzurum'un İngiliz Valisi Rawlinson'u Unutmayalım https://www.mersintercuman.com/?p=y5319
Kutlu, Hakan (2007). Şark İstiklal Mahkemesinde 1925-1927 Döneminde Takrir-İ Sükun Kanununun Uygulanması T.C. İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, s. 114-5.
Kutlu, Hakan (2007). Şark İstiklal Mahkemesinde 1925-1927 Döneminde Takrir-İ Sükun Kanununun Uygulanması T.C. İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, s. 115-6.
Kutlu, Hakan (2007). Şark İstiklal Mahkemesinde 1925-1927 Döneminde Takrir-İ Sükun Kanununun Uygulanması T.C. İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, s. 156.