Site İçi Arama

tarih

İzmir'in Kurtuluşu ve Tarkan’ın İzmir Konseri

Muhteşem bir organizasyonla İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşu kutlandı. Tarkan konseri dahil kutlamalar muhteşem olmuş. İki milyon katılımcı ile konser dünya sıralamasına girmiş. Kutlamaları internetten izledim. Gurur duyuyorum.

Bugün haberlere bakıyorum, kutlamalardan kıvançla bahsediliyor. Birçok basın kuruluşu güzel haberler yazmışlar. 

Buraya kadar her şey çok güzel. Ancak dikkatimi çeken bir şey oldu. 

Evet büyükşehir belediyesi Cumhuriyet Halk Partisi'nin elinde. Organizasyonu da büyükşehir belediyesi yapmış. Ancak bu yılki kutlamalar 100.yıl kutlamaları. Kutlamalarda devlet erkanı yoktu nedense. Olmaması bir eksiklikti. Yakışmadı.

Sonra biraz daha bakıyorum haberlere. Birden başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüş gibi hissediyorum. Bir haberde ne kutlaması, bir tek kurşun bile atmadan şehri ter kettiler diyen bir zihniyet. Fetihler kutlanır, şehrin kurtuluşunu kutlamak nedir diyen bir anlayış.

Bu neyin kafasıdır? Nasıl bir zihniyettir bu? Birlikte coşku duymayacaksak tarihimizden nasıl birlikte bir gelecek hayal edeceğiz?

Niye yoksunuz kutlamalarda? Nerede bu ülkenin başındaki devlet erkanı? Ben mi yanlış biliyorum, İzmir bu vatanın bir parçası değil mi? Siz hissetmiyor musunuz benim hissettiğim coşkuyu?

Bir zamanlar kafasında fesle dolaşan bir meczup vardı. Keşke Yunan kazansaydı demişti. Öyle olduğuna inanmak istemiyorum ama acaba “Siz de mi aynı kafadasınız?” Sözde bir kurşun atılmadan şehri terk etmişler. 

Bakar mısınız bakış açısına! 

Bu beyan en başta kurtuluş savaşında vatan uğruna hayatını kaybetmiş ve şehit olmuş onca insana ve gazilerimize saygısızlık. 

Bu ülkede bu görüşte olabilen bir kişinin bile olmasından hicap duyarım ve bu beyanatı tüm kalbimle kınıyorum!

Devlet erkanı ise bu beyanı kınamamak bir yana, kutlamalara bile katılmıyor. Olacak şey değil!

Bu ne demek oluyor? Bu görüşe siz de katılıyorsunuz yani? Öyle mi?

Tamam, kimileri kuru bir mesaj atmışlar, ama hepsi bu. O da zorunlu olarak atılmış sanki, o kadar duygudan yosun ki. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Kimileri bir mesaj bile atmamışlar. Bir mesajı bile gereksiz görmüşler.

Söyleyecek söz bulamıyorum. Bu halk nasıl oluyor da bu kadroları seçebiliyor? Nasıl oluyor da bunca yıl iktidarda tutmuş, anlaşılır gibi değil gerçekten. Bu millet tüm ferasetini kaybetmiş olamaz. Bu derece gözü körelmiş olamaz. İnanasım gelmiyor gerçekten.

Bir zamanlar bir yazımda toplumun kırılma noktasına zorlandığını yazmıştım. Biraz mühendislik bakış açısıyla yazılmıştı o yazı, ama bu konu da kırılma noktalarından biri olmaya aday bence.

İzmir güzide bir şehrimiz, şehre özel başka konuları şehir halkına addedebilirsiniz belki, ama İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşu anlamı itibariyle sadece İzmir'e ait bir kurtuluş hikayesi değildir. 

9 Eylül yurdumuzun düşman işgalinden kurtuluşunun tarihidir. 

Düşmanın denize döküldüğü, düşman için bir kırılış tarihidir. 

Ardından birer birer 25 Kasım’da Edirne'nin de kurtuluşu ile yurdumuzu terk etmesinin başlangıcıdır. 

O yüzden bana sorsanız 9 Eylül aslında ulusal bayram olarak kutlanması gereken bir tarihtir!

Bence bu ülkeyi bu bilinçte olan kadroların yönetmesi gereklidir. Öyle de olacaktır. Buna bütün benliğimle inanıyorum. Bundan kimsenin aklında en küçük bir endişe olmasın! 

Bir kurşun bile atmadan şehri terk etmişler!

Ben moralimi bozmayayım, açayım İzmir Marşı'nı bir defa daha dinleyeyim:

İzmir'in dağlarında çiçekler açar / Altın güneş orda sırmalar saçar / Bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar.

Yaşa Mustafa Kemal Paşa! Yaşa! / Adın yazılacak mücevher taşa / Yaşa Mustafa Kemal Paşa! Yaşa!

Moskova'dan yurdunu çok sevenlere sevgi ve saygılar.

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 11.09.2022
  • Süre : 3 dk
  • 1018 kez okundu

Google Ads