Kıbrıs Barış Harekâtında Türk Hava Kuvvetleri: Kıbrıs’ta 15 Temmuz Darbesi ve Türkiye’nin Tepkisi (Bölüm-1)
Genelkurmay Başkanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığına; “Müstakil hava harekâtı ve silahlı keşif yapılmaması, onun yerine çıkarma ve indirme bölgelerindeki hedeflere ileri hava kontrolü (İHK) yönetiminde yakın hava desteği sağlanması” direktifini vermiştir.
Garantörlük Antlaşması
Zürih ve Londra Antlaşmalarında yer alan esaslara göre Cumhuriyet anayasası, Garanti ve İttifak antlaşmaları hazırlanmış 15/16 Ağustos 1960 gecesi Türkiye, İngiltere ve Yunanistan’ın garantör olduğu Ada’daki Türk ve Rumlar tarafından ortak Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuş ve bağımsızlığı resmen ilân edilmiştir. Böylece Kıbrıs Meselesi yeni bir safhaya geçmiştir. Türkiye’nin de garantörlüğü altında kurulmuş olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde, Türklere verilen hakları çok gören Rumlar Akritas Planı çerçevesinde 25 Aralık 1963 tarihinde harekete geçerek Türkleri katletmeye başlamıştır.
Ortak Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı Ada’daki Rumların Enosis (Birleşme, İlhak; Ada’nın Yunanistan’a bağlanması politikası) eksenli EOKA’nın (Kıbrıs'ta Britanya sömürge yönetiminin sonlanması ve adanın Yunanistan'a bağlanması, enosis için uğraşan Kıbrıslı Rum silahlı örgüt) faaliyetleri sonucunda 1964 yılında Kıbrıs’a Türkiye’nin Hava Harekâtı düzenlenmesine neden olmuştur.
8 Ağustos 1964 Kıbrıs’ta Türk Savaş Uçakları
1964’te yaşanan Kıbrıs olaylarında, dış politikanın aracı olarak Türk Hava Kuvvetleri, Cumhuriyet tarihimizde ilk defa müstakil bir askeri güç olarak kullanılmış ve Rumlara havadan ilk uyarı yapılmıştır.
Bu kapsamda, Eskişehir’den kalkan F-100 D/F uçakları, Kıbrıs’taki hedefleri vurmuştur. Eskişehir’de 112’nci Filo Komutanlığında dörtlü kol lideri olarak görev yapan Hava Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel, 8 Ağustos 1964 tarihinde Kıbrıs’ta yapılan harekâta iştirak etmiştir. Cengiz Topel’in liderliğini yaptığı dörtlü kolun görevi, Erenköy bölgesindeki hücumbotlara hava taarruzunda bulunarak, Kıbrıslı Rumları şiddet eylemlerinde bulunmaktan alıkoymak, onları caydırmak ve amaçlarından vazgeçirmek olmuştur. Cengiz Topel, harekât sırasında F-100 D uçağıyla alçak irtifada uçarken, uçağının Rumlar tarafından yerden uçaksavarla vurulması sonrasında fırlatma koltuğu ile atlamak zorunda kalmış ve sağ olarak kurtulmasına rağmen yerde Rumlar tarafından hunharca işkence edilerek şehit edilmiştir.
Türkiye, 1964’te ilk defa NATO dışında bir harekâta girmiş ve bazı eksiklikler yaşanması nedeniyle hava indirme harekâtı için güçlü nakliye uçaklarına, hava operasyonları için yeni nesil radara sahip avcı uçaklarına ihtiyaç olduğu ortaya çıkmıştır. Bu amaçla C-130 ve C-160 nakliye uçakları ile F-104, F-5, F-102 gibi muharip uçaklar Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girmiştir. Kara havacılık birimlerine helikopter alınmış, deniz karakol ve anti-denizaltı operasyonu için Deniz Havacılık filosu kurulmuştur.
Hava Harekât Direktifinin Kapsamı
1960’dan itibaren Rumların hedef ve ideallerinden vazgeçmemesi ve Kıbrıs Türk Halkına yönelik saldırıların devam etmesi, Kıbrıs Barış Harekâtının yapılmasına etki etmiştir. Bu nedenle Genelkurmay Başkanlığı, 25 Mayıs 1974 tarihinde askeri teyakkuz ilan etmiş ve aynı gün Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Yunanistan’a karşı uygulanacak harekât planının hazırlıklarına başlamıştır. Türk Hava Kuvvetleri, harekât öncesi yüksek seviyede alarm durumuna geçirilerek emir verildiğinde filolarını intikallerle harekât konuşuna geçirmesi talimatı Genelkurmay tarafından iletilmiştir.
Genelkurmay Başkanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığına; “Müstakil hava harekâtı ve silahlı keşif yapılmaması, onun yerine çıkarma ve indirme bölgelerindeki hedeflere ileri hava kontrolü (İHK) yönetiminde yakın hava desteği sağlanması” direktifini vermiştir. Aynı zamanda, “Çanakkale Mobil Radarının Bababurun’a, İzmit Mobil Radarının ise Didim’e konuşlanarak harekâta hazır hale getirilmesi” istenmiştir.
Kıbrıs’ta 15 Temmuz Darbesi Türkiye’nin Tepkisi
Rumlar, 15 Temmuz 1974 tarihinde Yunanistan’daki iktidarı ele geçiren Albaylar Cuntası’nın desteğini alarak, darbeyle yönetimi ele geçirmiştir. Yunanlı subayların yönetimindeki Rum Milli Muhafız Ordusu ile EOKA eli kanlı Nikos Samson’u başa geçirmiştir. Artık Akritas Planının yerini İfestos Planı almış ve büyük bir kararlılıkla Kıbrıs’ta asırlardır süren Türk varlığına darbe vurup Türkleri tamamen yok etmek amaçlanmıştır.
15 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye, Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs'ta gerçekleştirdiği hükümet darbesine sert bir tepki vererek bu darbeyi adada anayasal düzenin yıkılması, 1960 antlaşmalarının çiğnenmesi olarak gördüğünü ve darbeyle iş başına gelen Rum idaresinin üstü örtülü bir Enosis olduğunu vurgulayarak gayrimeşru bu yeni idareyi tanımadığını tüm dünyaya ilan etmiştir. Türkiye aynı zamanda garantör devlet olarak bu durumun önlenmesine karar vermiştir.
Yıldız Harekât Planı
Kıbrıs’ta yaşanan Sampson darbesinden sonra Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk başkanlığında 15 Temmuz’da toplanan “Milli Güvenlik Kurulu” Türkiye’nin, Ada’daki şartların kritik bir aşamaya gelmesi üzerine Londra ve Zürih Antlaşmalarının kendisine verdiği garantörlük haklarını kullanarak uluslararası hukuktan kaynaklı hakları kapsamında Kıbrıs’a askeri müdahale edilmesi ve Hava Kuvvetleri temsilcilerinin 18 Temmuz 1974 de Adana’da Müşterek Harekât Merkezi’nde olması karara bağlanmıştır.
Bu amaçla, Hava Kuvvetleri unsurları 2’nci Taktik Hava Kuvveti Komutanlığı sevk ve idaresinde görevlerini icra etmiştir. Aynı zamanda, 20 Temmuz 1974 tarihi “Kıbrıs Barış Harekâtı” günü olarak belirlenmiş ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçekleştireceği Kıbrıs Barış Harekâtına esas teşkil eden harekât planı; “Yıldız Harekât Planı” olarak isimlendirilmiştir.
Kıbrıs’ta Türkleri tamamen yok etme ve Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama hedeflerinden vazgeçmeyen Rumlara karşı Türk Silahlı Kuvvetleri teyakkuz haline geçmiş, Hava Kuvvetlerinde bütün birlikleri alarma geçmiş, izinler kaldırılmış ve tüm personel görev yerlerine çağrılmıştır. Milli Genel Kurulu toplantısında; Londra ve Zürih Antlaşmalarının kendisine verdiği garantörlük haklarını kullanarak 20 Temmuz 1974 harekâtın sabahı başlaması, hava taarruzlarını hava indirme ve çıkarma harekâtlarının izlemesi planlanmıştır.
Uygulanacak harekât planın harekâtı yönlendirilecek prensipleri; harekâtın baskın tarzında planlanması, harekâtın kısa sürede tamamlanması, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerinin katkıları ile müşterek bir harekât icra planı yapılması, Girne’ye yapılacak çıkarma harekâtı ve Gönyeli ve Kırnı’ya yapılacak indirme harekâtı sonucunda Ada ya getirilen birliklerin birleşmesi, kıyı bölgesinin güvenliği sağlandıktan sonra kademeler çıkarma sahasına intikal etmesi, hava tehdidinin mevcut olmaması nedeniyle birliklerin Ada’ya intikali esnasında tecrit, yakın hava desteği ve nakliye uçaklarına himaye görevleri dışında ayrıca hava gayreti planlanmaması olarak belirlenmiştir.