Kurtuluş Savaşı Yazıları: “Suriye Cephesi’nin Çöküşü ve Büyük Geri Çekilme” (Bölüm 2)
Mustafa Kemal Paşa: "(Alman Komutan) Falkenhayn asla Sina Cephesi’nde vazife alamaz, Arabistan Başkumandanlığı taht-ı emrinde olarak Sina’nın müdâfâası yalnız 7.Ordu kumandanına aittir. Yahut acizleri 7.Ordunun kumandasından af olunurum."
Yıldırım Ordular Grubu kurulduktan sonra da Mustafa Kemal Paşa’nın itirazları devam etmiştir. Bunun en önemli sebebi, sadece grup komutanlığına Falkenhayn’ın getirilmesi değil, gruba bağlı birliklerin sevk ve idaresinde Almanların etkili bir konuma getirilmesidir. Bu sebeple, ordusunun Halep bölgesinden Filistin Cephesi’ne gönderilmesi halinde emir ve komutanın von Kress ile kendisi arasında bölünmesine karşı çıkmış bunu Falkenhayn’a ve Enver Paşa’ya iletmiştir.
20 Eylül’de ise bir rapor yazarak, Enver Paşa ve Cemal Paşa’ya göndermiştir. Raporda; sadece cephenin değil ülkenin de mevcut durumunu askeri, sosyal ve siyasi bakımdan ortaya koyarak çözüm önerilerinde bulunmuştur.
Örneğin; siyasi yönden hükümetin takviye edilmesi, askeri yönden kuvvetin muhafaza edilmesini teklif etmiştir. Raporun son bölümünde ise; “Sözün kısası, gerek mülki idare ve halk içerisinde yapılacak işlerin herhangi olağan bir memleket sorunu değil en birinci bir memleket savunması sorunu olduğu, bu dönemde yurdun hiçbir köşesinin herhangi bir yabancı idaresi altına verilmesi, saltanat hayatını kesin olarak yıkar ve ortadan kaldırır. İşte benim düşüncelerim bunlardır.” demiştir.
Üstelik bu raporla da yetinmemiştir. Yanlış kararlar alan Ordular Grubu Komutanına da tepkisini göstermiştir. Bu çabalarından bir sonuç alamayınca, 24 Eylül’de Enver Paşa’ya gönderdiği bir yazıda; “Ne askeri ne siyasi, Falkenhayn’a asla itimadım yoktur. Onun taht-ı emrinde ve mukarrerat-ı hazıra altında ifa-yı vazife etmek vatanım için asla bir hizmet-i nafia vaad etmez. …Binaenaleyh, Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili sıfatı ile zat-ı devletlerine yazdığım bu mütalâat ile Bab-ı hükümetten şahsıma ait atideki iki karardan birinin müstacelen itasını istirham ederim.
1. Falkenhayn asla Sina Cephesi’nde vazife alamaz, Arabistan Başkumandanlığı taht-ı emrinde olarak Sina’nın müdâfâası yalnız 7.Ordu kumandanına aittir.
2. Yahut acizleri 7.Ordunun kumandasından af olunurum…” demiştir.
Bu önerilerinin dikkate alınmaması üzerine, 7’nci Ordu Komutanlığı’ndan istifa etmiştir. Komuta heyeti arasındaki anlaşmazlıklar ve Falkenhayn’ın yapılacak harekâtın şekline uzun süre karar verememesi sebebiyle Filistin Cephesi’nde gerekli tedbirlerin alınmasında geç kalınmıştır. Bunun sonucunda, İngilizlerin taarruzları karşısında Birüssebi, Gazze, Yafa, Kudüs ve Eriha kaybedilmiştir.
Bu başarısızlık sebebiyle, Falkenhayn görevden alınmış ve 2 Mart’ta yerine General Liman von Sanders getirilmiştir. O’nun emir ve komutayı devralmasından temmuz ayına kadar Şeria bölgesi de kaybedilmiştir. Bunun üzerine, batıdan doğuya 8’inci Ordu, 7’nci Ordu ve 4’üncü Ordu olacak şekilde Nablus’ta yeni bir savunma hattı tesis edilmiştir.
Bu sırada Fevzi Paşa sağlık sorunları sebebiyle cepheden ayrılarak İstanbul’a gitmiştir. Enver Paşa da onun yerine Mustafa Kemal Paşa’yı yeniden 7’nci Ordu Komutanlığı’na atamıştır.
Çünkü bu sırada durum çok kritik bir hale gelmiştir. Nitekim İngilizler, 19 Eylül’de genel taarruza geçmiş ve Akdeniz sahiline yakın 8. Ordu bölgesinden cepheyi yararak hızla ilerlemeye başlamışlardır. Bu ordunun komutanı Mütareke döneminde Genelkurmay Başkanlığı yapacak olan Cevat (Çobanlı) Paşa’dır.
Bazı yayınlarda, sanki Mustafa Kemal Paşa tüm cepheden sorumluymuş veya cephe onun ordusu bölgesinden yarılmış gibi anlatılıyor. Bu yayınları yapanlar, genellikle başka saiklerle tarihi çarpıtmaya çalışan kişilerdir. Gerçek onların söylediği gibi değildir. Cephenin komutanı Liman von Sanders’tir. Mustafa Kemal Paşa değildir. Cephesi yarılan birlik ise 8. Ordu’dur. 7. Ordu değildir.
8. Ordunun tamamen etkisiz hale gelmesi üzerine, kuşatılma tehlikesi ile karşı karşıya kalan diğer ordular Şeria Nehri doğusuna çekilmiştir. Mustafa Kemal Paşa, bu bölgede savunma için tertiplenmenin güçlüğü ve Arap baskınları sebebiyle geri çekilmeye devam edilmesini teklif etmiştir. Liman Paşa, bunu uygun bularak çekilme emri vermiştir.
Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, 5 Ekim akşamı Halep’e gelerek Baron Oteli’nde karargâhını kurmuştur. Bu sırada durum hakkında neler düşündüğünü Millî Mücadele sonrasında şöyle ifade etmiştir:
“Halep’te bulunduğum günler içinde memleketin umumi vaziyetini şöyleydi: Müttefiklerimiz ve biz partiyi kaybetmiştik. Fakat Türkiye için mesele bütün varlığını kaybetmek neticesine varacak kadar tehlikeliydi. Düşünülecek şey, kaybedilen partiyi geri almak olamazdı. Yalnız varlığımızı korumak için en süratli ve kati çarelere başvurmakta da tereddüt etmemeli idik. Hatta bu uğurda bütün müttefiklerimizden ayrı olarak icap ederse yeniden vaziyet almak zaruri olabilirdi.”
Bunun için, kendisinin Harbiye Nazırı olarak içinde bulunacağı Ahmet İzzet Paşa başkanlığında yeni bir kabine kurulması gerektiğini bir telgrafla padişah Vahdettin’e bildirmiştir. Nitekim, Ahmet İzzet Paşa’nın başkanlığında yeni bir hükümet kurulmuş fakat kendisine görev verilmemiştir.