İngiltere’de Starmer Hükümeti Döneminde, Ankara-Londra Hattı Nasıl Çalışacak?
İngiltere'de İşçi Partisi seçimi kazandı. Ancak seçim sonuçlarına göre Müslümanların çoğunlukta olduğu bölgelerde İşçi Partisi, ülkenin genelinde elde ettiği büyük başarıya imza atamadı.
İngiltere’de 4 Temmuz genel seçimlerini İşçi Partisi kazandı. Seçimlerin ardından, 2010 yılından bu yana iktidarda olan Muhafazakâr Parti meclisteki çoğunluğu kaybetti ve İşçi Partisi beklendiği gibi ülkede iktidarın yeni sahibi oldu. Bundan böyle İngiltere’de Başbakanlık görevini Keir Starmer yürütecek. Starmer, seçim sonucunu değerlendirdiği ilk halka hitaben yaptığı konuşmada “Ülkemiz değişim için oy verdi. Değişmiş bir İşçi Partisi olarak ülkeyi yöneteceğiz" sözünü verirken, Starmer hükümetinin İngiltere’nin geleceğini nasıl şekillendireceği sadece İngilizler değil, tüm dünyada da merakla bekleniyor.
İngiltere’de Seçimler Nasıl Yapılıyor?
İngiltere'de dar bölge seçim sistemi uygulanıyor. 650 seçim bölgesinde en fazla oyu alan aday milletvekili seçiliyor. Bir partinin Avam Kamarası'nda çoğunluğu elde etmesi için en az 326 milletvekili çıkarması gerekiyor. En çok milletvekili çıkaran partinin lideri başbakan seçiliyor ve Kral tarafından hükümeti kurmakla görevlendiriliyor. İkinci sıradaki partinin lideri ise ana muhalefet lideri oluyor.
410 sandalye kazanan İşçi Partisi, İngiltere Parlamentosu'nun 650 üyeli Avam Kamarası'nda çoğunluğa sahip oldu. Muhafazakâr Partinin lideri Rishi Sunak ise sadece 119 milletvekiline ulaşabildi.
Ülke çapında en fazla oyan 5 partinin oy oranları sırasıyla İşçi Partisi %33,7; Muhafazakâr Parti %23,7; Reform UK Partisi %14,3; Liberal Demokrat Parti %12,2 ve Yeşil Parti %6,8 oldu. 5 yıl önceki seçime kıyasla sağcı Reform UK Partisi oylarını yüzde 12’den fazla artırdı. Parti oy oranını yüzde 2'den yüzde 14,3'e yükselterek 5 milletvekili çıkardı.
Yeşil Parti için de bu oran yüzde 4’ten fazla gerçekleşti. Partinin seçim başarısında, Muhafazakâr Parti'deki çöküşün yanı sıra, İskoçya'da oylarını yüzde 17 artırması da etkili oldu. Muhafazakâr Parti tarihinde en az milletvekili çıkardığı seçimi geride bırakırken, Liberal Demokrat Parti de 1923 yılından bu yana görülmemiş sayıda milletvekili çıkardı.
İngiltere’nin Göçmenlerle, Sığınmacılarla Alıp Veremediği Nedir?
İngiltere’ye gereksiz göçü dondurmak; "Net Sıfır Göç" hedefine ulaşmak; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden ayrılmak ve vergi sistemini daha basit hale getirmek gibi vaatlerle seçime giden UK Reform Partisinin lideri Nigel Farage de milletvekili seçilirken, ABD’de Cumhuriyetçilerin başkan adayı Trump’ın kendisini arayarak tebrik etmesini, gelecekte ABD-İngiltere ekseninde Cumhuriyetçiler için Muhafazakâr Parti’den ziyade Reform UK Partisinin olacağına dair bir işaret olarak okuyorum.
İngiltere’de özellikle gelir seviyesi düşük mahallelerde ekonomik zorlukların nedeni olarak göçmenler gösteriliyor. Politikacılar tarafından göç karşıtlığı körükleniyor. Hizmet ve sağlık sektöründe göçmenler ağırlıklı olarak çalışıyor. Hatta şoförlerin çoğunluğunu başka ülkelerden gelerek İngiltere’de yaşamaya başlayan kişiler oluşturuyor. Muhafazakâr Parti, yasal göçe üst sınır getirmek ve ülkeye yasa dışı yollarla giren bazı sığınmacıları Doğu Afrika ülkesi Ruanda'ya göndermek için uğraş veriyordu. İşçi Partisi de göçü sınırlamayı vadederek ve Ruanda planına karşı çıktığını beyan ederek iktidara geldi. Farage’nin farkı, İngiltere'de net göçü (ülkeye gelenlerle ülkeden ayrılanlar arasındaki fark) sıfıra indirmek olarak gösteriliyor. 2016’da 245 bin olan net göç, 2022 yılında 745 bine yükseldi. Bu durum pek çok İngiliz vatandaşı tarafından eleştiriliyor ve ülkedeki göçmen karşıtlığı oy verme tercihlerine de yansımış görünüyor. Bu nedenle Starmer Hükümetinin Sunak’a göre daha sıkı bir göç politikası uygulaması bekleniyor.
İngiltere’nin Müslüman Vatandaşları İşçi Partisi’ne Destek Vermedi?
Seçim sonuçlarına göre Müslümanların çoğunlukta olduğu bölgelerde İşçi Partisinin, ülkenin genelinde elde ettiği büyük başarıya imza atamadı. Seçimlerden önce yapılan anketlere göre zaten İşçi Partisinin kazanacağı neredeyse kesinlik kazanmıştı. Buna rağmen, İngiltere’de yaşamakta olan Müslüman topluluklar Starmer ve partisine destek vermek istemediler. Zira İşçi Partisi ve lideri Starmer’in Gazze'de devam eden savaşa ilişkin Filistin aleyhine sergilediği İsrail yanlısı tutumu Müslüman toplulukların dikkatinden kaçmadı.
Öyle ki, örneğin, Güney Leicester’da İşçi Partisi'nin önde gelen siyasetçilerinden Jonathan Ashworth, Gazze'yi kampanyasının merkezine koyan bağımsız aday Shockat Adam'a kaptırdı. İngiltere'nin en fazla Müslüman nüfusuna sahip bölgelerinden biri olan Leicester East'te İşçi Partisi'nin oylarının 29 puan kadar düşmesi oldukça manidar bulunuyor.
Starmer’in Kabinesi ve Türk-İngiliz İlişkisinde Beklenen Olası Gelişmeler
Starmer kabinesinde Angela Rayner Başbakan Yardımcısı, Rachel Reeves ise İngiltere'nin ilk kadın maliye bakanı oldu.
Tony Blair hükümetleri döneminde Türkiye ile İşçi Partisi yönetimindeki İngiltere arasında yakın ve iyi ilişkiler inşa edilmişti. Starmer'ın da Ankara’yla son dönemde kurulan stratejik ilişkiyi sürdürmesi öngörülüyor. İngiltere'nin yeni dışişleri bakanı David Lammy, seçim döneminde Türkiye’yi gelişen ve bölgesinde ağırlığını giderek artıran bir ülke olarak gördüğünü söylemişti. Lammy, 2021’de İşçi Partisi Dışişleri Sözcüsü olarak atanmasının ardından verdiği demeçler ve yazdığı makalelerde Türkiye’yi, "değişen dünyanın önemli ülkelerinden biri" olarak tanımlıyor. Türkiye’nin artan etkinliği ve jeopolitik gelişmeler, Fidan-Lammy hattında yoğun görüşmelerin devam edeceğini gösteriyor. Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda pozitif mesajlar veren Lammy’nin izleyeceği siyasetin İngiltere’yi Orta Doğu’da daha aktif hale getireceği anlaşılıyor.
9-11 Temmuz tarihleri arasında Washington’da gerçekleştirilecek NATO’nun 75. Kuruluş yıldönümünün de kutlanacağı tarihi zirve, aynı zamanda Starmer ve Lammy için müttefik liderlerle ilk büyük buluşması olması yönüyle de önemli bulunuyor. Bu zirveyi Starmer ile Erdoğan’ın bir araya gelmesini de sağlaması açısından da önemli görüyorum.
Türkiye ve İngiltere, Brexit sonrası gelişen ikili ilişkileri ekonomi ve ticaret alanında daha ileriye götürmeyi amaçlayan kapsamlı ve modern bir serbest ticaret anlaşmasını hazırlamak için 14 Mart 2024 tarihinde bir müzakere süreci başlattı. İki ülke de, 2023 yılında 19 milyar doları aşan ticaret hacmini daha da artırmayı, bu olumlu seyri devam ettirmeyi hedefliyorlar.
İngiliz Ordusu’nun Yeni Patronu Healey’den Ne Bekleniyor?
Bu arada Orta Doğu politikası ve küresel güneye yaklaşımın değişeceğini kaydeden İşçi Partisi, seçimler öncesi yayımladığı manifestoda NATO merkezli Avrupa-Atlantik politikasının dış politikanın temel ayağı olmaya devam edeceğini vurgulamıştı. Anlaşıldığı kadarıyla Starmer de selefi Sunak gibi Ukrayna’nın arkasında kuvvetli bir duruş sergilemeye devam edecek. Bu arada İngiltere'nin yeni hükümetinin yeni ticaret anlaşmalarına imza atarak, İngiliz ekonomisine dış ticarette soluk aldırması bekleniyor.
İngiltere’nin yeni Savunma Bakanı John Healey'in, göreve gelmesinin üzerinden 48 saat geçmeden Odesa'ya yaptığı ziyarette ülkesinin Ukrayna'ya verdiği desteği arttırma sözü verdiğini de belirtelim. Bu beyanat, Londra’nın Kiev politikasının değişmeyeceğinin ispatı olarak okundu.
Öte yandan seçim arifesinde İşçi Partisi, savunma harcamalarını gayri safi yurtiçi hasılanın %2,5'ine yükseltmek için "bir yol belirleme" sözü vermişti. Ancak bunun tam olarak ne zaman olabileceğinin ayrıntıları bilinmiyor. Bu bakış açısına paralel olarak yeni savunma bakanının önümüzdeki 12 ay içerisinde küresel tehditler ve İngiliz Ordusunun durumuna ilişkin kapsamlı bir inceleme başlatması ve yeni bir savunma sanayi stratejisi ortaya koyması bekleniyor.
Sonuç
İngiltere’nin yeni başbakanı, 5 Temmuz sonrasında Keir Starmer oldu. İşçi Partisinin lideri, seçimlerden galip çıkarak Partisinin mecliste çoğunluğu kazanmasına öncülük etti. Starmer hükümeti döneminde Türkiye ile İngiltere arasında devam eden serbest ticaret antlaşmasını güncelleme çalışmalarının tamamlanması, ticaret hacminin daha da artması bekleniyor.
İngiltere’de mevcut göç karşıtlığının Starmer hükümetince benimsenmese de bu alanda düzensiz göçü önleyici yeni tedbirlerin Down Street 10 numaranın yeni sakini tarafından devreye sokulacağını söylememiz gerekir. Beklentiler bu yönde seyrediyor. Bununla birlikte Ruanda konusunun rafa kalkması da söz konusu olabilecek gelişmeler arasında gösteriliyor.
ABD ile birlikte 1949 yılında NATO’nun kuruluşuna öncülük eden İngiltere, İttifak içindeki ülke başına düşen savunma harcamalarının arttırılmasını savunuyor. Starmer’in de bu yönde adım atması, ülkesinin savunma harcamalarını %2,5 bandına çıkaracağı iddia ediliyor. İngiliz Ordusunu daha iyi bir noktaya taşıması beklenen Starmer Hükümetinin, Sunak döneminde Ankara ile Londra arasındaki Eurofighter Typhoon savaş uçağı müzakerelerine destek vermesi ve asgari 40 adet uçağın satışı için konsorsiyum üyesi ülkeleri ikna etme (başta Almanya) turunda Türkiye’nin yanında olması bekleniyor.