Türkü Yine O Türkü, Sazlarda Tel Değişti
1914 yılında, Afrika’da sömürge durumunda olmayan sadece iki ülke vardır. Bu ülkeler Etiyopya (Eski adı ile Habeşistan) ve özgürlüğüne kavuşmuş ABD’li kölelerin kurduğu Liberya’dır.
Ünlü Türk hiciv ustası Neyzen Tevfik, “Türkü yine o türkü, sazlarda tel değişti, Yumruk yine o yumruk, bir varsa el değişti!” demiş.
1914 yılında, Afrika’da sömürge durumunda olmayan sadece iki ülke vardır. Bu ülkeler Etiyopya (Eski adı ile Habeşistan) ve özgürlüğüne kavuşmuş ABD’li kölelerin kurduğu Liberya’dır.
Sömürgeci Devletlerin Politikası:
Kolonicilik adı da verilen sömürgecilik, denizciliği gelişmiş ve askeri gücü yüksek devletlerin, dünyanın uzak köşelerindeki ülkelerin kaynaklarına el koymaları anlamına geliyordu. Bu ülkelerin, göz koydukları bir ülkeyi koloni yapmaları için tek engel, genellikle başka bir sömürgeci ülkenin aynı yeri sömürge yapmak istemesi oluyordu. Askeri gücü yüksek ve merhameti az bu ülkeler, sömürge haline getirdikleri ülkelerin tüm kaynaklarına el koyuyordu.
Avrupa anakarasında çok küçük toprağa sahip bazı küçük devletlerin deniz aşırı topraklarının büyüklüğü, mantık sınırlarını aşmaktadır.
1914 yılında imparatorlukların ve sömürgeci devletlerin sahip olduğu topraklar, daha önceki yüzyıllara göre önemli farklılık göstermektedir. Sömürgecilik deyince ilk akla gelen ülkelerden olan İspanya’nın 1914 yılında, eski halinden eser bile kalmamıştı. Afrika, Amerika, Asya, Okyanusya, dünyanın her köşesinde sahibi olduğu toprakları ya başka sömürgeci ülkelere kaptırmıştı ya da bu ülkelerin halkları bağımsızlıklarını elde etmişlerdi.
Sömürgeciliğin öncülerinden Portekiz, 1914 yılında, Afrika’nın batısında Angola ve Afrika’nın doğusunda Mozambik topraklarını halen elinde bulunduruyordu.
Avrupa’nın iki küçük ülkesi Hollanda ve Belçika’nın sömürge topraklarının büyüklüğü şaşırtıcıdır. Belçika, Afrika’nın ortasında, Belçika Kongo’su adı verilen çok geniş toprakları elinde tutuyordu. Hollanda, günümüzde Endonezya adı verilen toprakları sömürge yapmıştı. İlave olarak Güney Amerika’da Hollanda Guyanası ya da Surinam adı da verilen bölgeyi elinde tutuyordu.
1914 yılında, Osmanlı İmparatorluğu’nun eski ihtişamlı günlerinden eser kalmamıştı. Afrika’daki topraklarını İngiltere, Fransa ve İtalya’ya kaptırmış, Balkan savaşlarının sonrasında Doğu Trakya haricinde, Avrupa’da toprağı kalmamıştı. Osmanlı İmparatorluğu’nun elinde kalan topraklar, bugünkü Türkiye’ye ilave olarak, sadece Suriye, Irak, Ürdün, İsrail, Filistin ve Suudi Arabistan topraklarıydı.
Avrupa’nın küçük devletlerinden Danimarka, Grönland’a ilave olarak İzlanda’yı da elinde tutuyordu. Sömürgeciliğe geç başlamış olan Almanya, Afrika’nın farklı köşelerinde Alman Doğu Afrika’sı, Kamerun, Alman Güney Batı Afrika’sı ve Togoland bölgelerini ve Okyanusya’da Yeni Gine adasının kuzeydoğusunu elinde tutuyordu. 1914 yılında Almanya, Prusya’nın bugün Polonya ve Rusya’nın elinde bulundurduğu topraklarına da sahipti. Birinci Dünya Savaşını ve İkinci Dünya Savaşını kaybeden Almanya’nın bu toprakları, savaşı kazanan ülkeler tarafından Almanya’nın elinden alınmıştır.
İtalya, Libya’nın önemli bölümünü ve Afrika’da, bugün Eritre ve Somali adını verdiğimiz toprakları elinde tutuyordu.
1914 yılında, Avusturya Macaristan İmparatorluğu’nun Akdeniz’e kıyısı vardı ve Bosna Hersek dahil, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Avusturya, Slovenya ve Hırvatistan’ı içinde bulunduruyordu.
Amerika Birleşik Devletleri günümüzdeki Filipinler’i elinde tutuyordu.
Fransa, Asya’da Çin Hindi adı verilen bölgede, Kamboçya, Vietnam ve Laos’u elinde tutuyordu.
Afrika’nın daha önce ismini saymadığım bölgeleri için Britanya İmparatorluğu ve Fransa, aralarında pay etmiştir diyebiliriz. Britanya İmparatorluğu’nun sömürgelerinin sayısı ve toprak büyüklükleri diğer ülkeler ile kıyaslanmayacak kadar çoktur. Avustralya, Yeni Zelanda, Yeni Gine’nin Güneydoğu bölümü, Kanada, Karaib denizinde çok sayıda adalar, Arabistan Yarımadasının güneyi, Hindistan yarımadasının tamamı ve Pakistan, Nepal, Bangladeş, Birmanya gibi komşu ülkeler, Britanya İmparatorluğu’nun hakimiyeti altındaydı.
Haritaya dikkatli olarak bakanlar, Rus İmparatorluğu’nun, Baltık ülkelerini ve Finlandiya’yı da elinde tuttuğunu fark etmişlerdir. Japonya da, Sahalin adasının güneyini ve Kore’nin tamamını elinde tutuyordu.
Adını sömürge olarak saydığım ülkelerin çoğunluğu, bugün bağımsızlıklarını kazanmış olsalar da sömürge geçmişleri sadece ekonomileri üzerinde değil, kültürleri üzerinde de büyük izler bırakmıştır.
Günümüzde, dünyada en çok konuşulan dilin İngilizce olması ya da İspanyolcayı 450 milyon insanın konuşması, elbette tesadüf değildir.
İlginç bir bilgi de 1914 yılında, Afrika’da sömürge durumunda olmayan sadece iki bağımsız ülkenin olmasıdır. Bu ülkeler Etiyopya (Eski adı ile Habeşistan) ve özgürlüğüne kavuşmuş ABD’li kölelerin kurduğu Liberya’dır.