Site İçi Arama

ua-iliskiler

Ukrayna Üzerinden Amerikan ve Rus Propaganda Savaşı (1)

Ukrayna krizi dünya gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Son bir hafta içindeki gelişmelere göz attığımızda, krizi sönümleyecek henüz kaydedeğer bir gelişme olmamıştır.

Ukrayna krizi dünya gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Son bir hafta içindeki gelişmelere göz attığımızda, krizi sönümleyecek henüz kaydedeğer bir gelişme olmamıştır.

Rusya’nın asker yığınaklanması karşısında Ukrayna da karşı tedbir olarak kendi askeri birliklerini Rus sınırına yakın bölgelerde konuşlandırmaya başlamıştır. Bu arada Kiev yönetimi Batılı ülkelerden Rusya ile müzakereleri sırasında “sağlam ve temkinli” kalmalarını isteyerek, kendisi aleyhine bir durumun gelişmesine engel olma arayışına girmiştir. Bu kapsamda, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba, Fransız mevkidaşı Jean-Yves Le Drian’la yaptığı görüşmede, Ukrayna halkı arasında endişeleri artıracak ve ülkedeki finansal istikrarı bozacak adımlar atılmasından uzak durulması gerektiğini vurgulamıştır. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ve Le Drian’ın birlikte 7-8 Şubat 2022 tarihlerinde Ukrayna’yı ziyaret etmesi planlanmıştır.

Öte yandan ABD’li yetkililer de sıcak çatışmadan kaçınmak için diplomatik girişimlerin artırılması çağrısında bulunmuşlardır. Bu arada Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la bir saati aşkın telefon görüşmesi yapan Putin, herhangi bir saldırı planının olmadığını yinelemiştir. İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın bölgeyi ziyareti öncesinde Putin’le bir görüşme gerçekleştirmesi bekleniyor.

Buna rağmen batılı ülkeler Rusya’nın olası bir saldırısı halinde Ukrayna’nın yanında olduklarını göstermek için doğu Avrupa ülkelerinde konuşlu NATO güçlerini artırmaya devam ediyor. Fransa da Romanya'ya yüzlerce asker sevk etmeye hazırlanıyor. ABD Başkanı Joe Biden Doğu Avrupa’ya az sayıda askerin sevk edileceğini açıklarken İngiltere de bölgedeki asker, silah, savaş gemisi ve uçak sayısını iki katına çıkarmaya hazırlanıyor.

…….

Bu ortamda, Donbas bölgesindeki Rus varlığı da yalın bir gerçek olarak karşımızda durmaya devam ediyor. Ortaya çıkan gerginliğin muhatapları Ukrayna ve Rusya gözükmekle birlikte, esasında Ukrayna’nın kontrolünü elinde bulundurma arayışlarını devam ettirmekte olan Washington ve Moskova arasında süregelen bilek güreşi, esas gündemi belirliyor. Dünya bu gerginliğinin sonunun nereye varacağını merakla beklerken, kötümser senaryolara göre taraflar arasında bir Üçüncü Dünya Savaşını bile çıkartabilecek derecede önemli hadiseler cereyan etmektedir. Bu kapsamda, her iki başkentteki ilgililer; çeşitli seviyelerde ve değişik yöntemler devreye sokmak suretiyle, kendi pozisyonlarını dünya geneline anlatma ve diğer tarafı karalama arayışı içine girmiştir.

Gelin isterseniz Washington ve Moskova’nın pozisyonlarına, “Amerikan iddiası” ve “Rusya’nın cevabı” başlıkları altında birlikte bakalım:

Amerikan İddiası - 1:

Putin rejimi, Kırım’ı Rus saldırıları sonucu kaybeden ve bu olayların kurbanı haline gelen Ukrayna’yı suçlayarak, konuyu kendi penceresinden farklı bir şeklide yorumlamaya çalışıyor. Rusya, 2014 yılında Ukrayna’yı işgal etmiştir ve Kırım yarımadasını bu ülkeden adeta koparmıştır. Donbas’ta 100 binden fazla Rus askeri, Ukrayna sınırında tutulurken, Başkan Putin eğer Rus talepleri karşılanmazsa, askerî tedbirleri devreye sokmakla Ukrayna’yı tehdit etmekten çekinmiyor.

Rusya’nın Cevabı - 1:

Ukrayna’da ortaya çıkan istikrarsız durumdan dolayı suçlanması gerekenler aslında Birleşik Amerika ve NATO’dur. Eğer 2014 yılı Şubat ayında seçilmiş Ukrayna başkanı ve ulusalcıları deviren Ukraynalı darbecilere çanak tutmamış olsalardı, bugün yaşanan mevcut istikrarsızlık durumu gelişmemiş olacaktı. Ukrayna’daki darbe sonrasında, kendi güvenliklerinin ve geleceklerinin tehlikede olduğunu gören Kırım ve Donbas sakinleri, Stepan Bandera ve Roman Shukhevych’in takipçilerinin kurduğu hükümetin idaresi altında yaşam sürmek istememişlerdir. Bunun bir sonucu olarak, Kırım tekrar Rusya ile birleşmeyi tercih etmiştir. Donetsk ve Lugensk bölgeleri bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Kiev bunu kabul etmek yerine, Donbas bölgesinde bir iç savaşın fitilini ateşlemeyi tercih etmiş ve bu durumun bugüne kadar devam etmesine sebep olmuştur.

Amerikan İddiası - 2:

Ukrayna tarafında askeri bir yığınaklanma bulunmazken, Moskova bu ülkenin sınırına 100 binden fazla Rus askerini yerleştirmek suretiyle mevcut krizi başlatmıştır. Rus askerleri ve istihbarat kaynakları, Rusya-Ukrayna ilişkisine yönelik olarak, Ukrayna’yı ve Ukrayna hükümet görevlilerini ‘saldırgan’ olmakla itham edip, bu türden bir algı oluşturma isteğiyle hareket ediyorlar. Rus hükümeti, Ukrayna’nın izlemekte olduğu tutumun küresel bir çatışmaya neden olabileceğini belirten açıklamalarıyla, dünya kamuoyunu yanıltmaya ve Rus ordusunun Ukrayna’ya saldırması için kendi vatandaşlarını bu yönde ikna etmeye çaba göstermektedir. Rusya, kendi saldırganlığının faturasını başkalarına ödetmeye çalışıyor. Oysa bu krizi barışçıl bir şekilde yatıştırmak ve diplomasi içinde kalmak, Moskova’nın sorumluluğundaki bir durumdur. Moskova, Ukrayna’ya saldırmıştır ve bunun neticesinde Kırım’ı topraklarına katmıştır. Şimdi Doğu Ukrayna’da çatışmanın fitilini ateşlemeye devam ediyor. Rusya herkesin bildiği paternini uyguluyor ve bölgedeki ülkelerin egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne aykırı işler yapıyor. 2008 yılında Gürcistan’ın bazı bölgelerini (Güney Osetya ve Abhazya) işgal etmiştir. Söz vermesine rağmen, 1999 yılından bu yana Moldova’daki askerlerini çekmekten imtina etmiştir. Moldova Hükümetinin rızası olmadan, Rus askeri varlığı Moldova topraklarında bulunmaya devam ediyor.

Rusya’nın Cevabı - 2:

Kiev yetkilileri ve işbirlikçi Batı, Rusya’yı Donbas’taki çatışmanın ve kargaşanın bir tarafı olarak göstermeye çalışmaktadır. Ancak, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı olan AGİT çerçevesinde, Kiev, Donetsk ve Lugansk yönetimleri, çatışmanın tarafları olarak tanımlanmış durumdadır. Rusya, Normandiya formatına uygun olarak belirlenen Temas Grubu’nda yer almıştır ve aynı zamanda Almanya ve Fransa’yla beraber bu grubun bir parçası olarak hareket etmektedir.

ABD ve NATO ülkeleri, uluslararası toplumun tepkisini çekmeden, gözlerden ırak bır şekilde Ukrayna’ya askerî yığınaklanmalarını tamamlama gayreti içine girmişlerdir ve bu arada Rusya’yı suçlayıcı bir tutum sergilemeye devam ediyorlar. Ukrayna silahlı kuvvetleri, NATO askerleriyle birlikte Rus sınırlarına yakın bölgelerdeki hareketliliklerini artırmış durumdalar ve büyük çaplı çokuluslu askerî tatbikatlar gerçekleştirmektedirler. Bu yıl içinde 10 kadar askeri tatbikat yaptılar. 14 Aralık 2021 tarihinde Ukrayna tarafından çıkarılan bir kanunla, 2022 yılı içinde yabancı askerî birliklerin Ukrayna topraklarında konuşlanmasına izin verilmiştir. Ukrayna, bu yasanın bir parçası olarak ülkesinde büyük çaplı tatbikatlar yapılmasına müsaade etmiştir. Böylece, tatbikat adı altında Ukrayna’ya gelen yabancı askerî varlığı, normalinin iki katına çıkarılabilmesinin önü açılmıştır ve bir bu kadar da askeri malzeme sevkiyatının Ukrayna’ya yapılması planlanmıştır. Bu hareketler, AGİT uzlaşmasına aykırı bir durum ortaya çıkarmaktadır. Oysa AGİT önlemler paketi, yabancı askerî birliklerin Ukrayna topraklarından çekilmesini işaret ediyor ancak mevcut durum tam da bunun tersini gösteriyor. Gürcistan’ın bazı bölümlerinin Rusların “işgali altında” olduğu iddiası ile ‘Moskova, Moldova’daki askerlerini çekmeyi reddediyor’ tarzındaki söylemler, tamamen bir yalandan ibarettir. Abhazya ve Güney Osetya, Tiflis yönetiminin saldırgan politikalarının bir sonucu olarak bağımsızlıklarını elde etmişlerdir. Rus askerleri, Abhazya ve Güney Osetya’da konuşlanmış durumdadır. Rus askerlerinin bu iki ülkede bulunmasının amacı, bu ülkeleri Gürcü saldırılarına karşı korumaktan ibarettir, başka bir şey değildir. Moldova’nın Transnistria bölgesindeki Rus askerlerinin çekilmesi konusu da Birleşik Amerika’nın da bir parçası olduğu AGİT kapsamındaki dokümanlar çerçevesinde tanımlıdır. Chisinau ve Tiraspol arasındaki mevcut çatışmanın sönümlenmesini takiben, AGİT’te öngörüldüğü şekilde Transnistria’daki Rus askerleri çekilmesini tamamlayacaktır.

Amerikan İddiası - 3:

Rusya, daha önce işgal ettiği ve halen bazı bölümlerini işgal altında tutmaya devam ettiği bir ülkenin (Ukrayna) sınırlarına, hiçbir anlamlı gerekçe sunmaksızın, savaşa her an hazır tuttuğu 100 binden fazla askerini yığmış durumdadır. 2014 krizinden sonra tekrar Ukrayna’nın karşısında konumlanan Rus askerleri, Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne çok açık bir tehdit oluşturmaktadır. Sınırdaki Rus askerî varlığı yanında aktif karalayıcı bir Rus propaganda kampanyası ile mevcut Ukrayna hükümetine kendi halkının güvenini sarsmaya yönelik Rusya manipülasyonu yürütülmektedir. Ukrayna halkı etki altına almak, isyan etmelerini sağlamak ve Rus askerlerinin Ukrayna topraklarına ayak basmasına gerekçe oluşturmak için Ukrayna içinde elverişli bir ortam yaratılmaya çalışılmaktadır.

Rusya’nın Cevabı - 3:

Rusya, kendi toprakları üzerinde düzenli askeri tatbikatlar yapmaktadır. Plansız ve ani askeri denetlemeler ile askerlerine eğitim vermektedir. Bu arada Birleşik Amerika kendi topraklarından binlerce mil uzaklıkta bulunan Doğu Avrupa ülkelerine askerî birliklerini ve saldırı vasıtalarını intikal ettirmeye devam etmektedir. ABD’nin bu hareketi, Avrupa güvenliğini ve stratejik istikrarını sarsıcı bir etkiye neden olmaktadır. ABD; Ukrayna’ya askerî danışmanlar göndermek ve silah sevkiyatı yapmak suretiyle, Kiev rejiminin Donbas’taki kendi vatandaşlarına karşı saldırgan hareketlerde bulunmasına neden olacak şekilde Ukrayna’yı cesaretlendiriyor.

Amerikan İddiası - 4:

ABD ve Rusya, Kimyasal Silahlar Antlaşmasına imza atan ülkeler arasında yer almaktadırlar. Bu uluslararası antlaşmaya uymayı zorunlu bir gereklilik olarak gören ABD, kimyasal silah kullanmayan bir ülke durumundadır. Öte yandan Rus hükümeti kendisine muhalefeti yok etmek ve bastırmak için muhalif gruplara karşı, yabancı topraklarda bile, son yıllarda iki kez kimyasal silah kullanmıştır. ABD, Rus tarafı gibi Doğu Ukrayna’da çatışmaları ateşleyen taraf olmak yerine, 2014 yılındaki Moskova’nın saldırganlığından mağdur olan bu bölgedeki insanlara yardımcı olmak maksadıyla, insanî yardım kapsamında toplamda bu ülkeye 351 milyon $’lık yardım yapmıştır. Moskova, yüksek seviyelerde görev yapmakta olan Rus yetkilileri vasıtasıyla, kasıtlı yalan bilgilerle dezenformasyona devam etmektedir ve Ukrayna’yı işgal etmesine yarayacak gerekçeler üretme peşindedir.

Rusya’nın Cevabı - 4:

Biz hepimiz biliyoruz ki Amerikan otoriteleri, bağımsız devletleri işgal etmek için dezenformasyona dayalı bilgileri kullanmayı adet edinmişlerdir. Colin Powell’ın Irak’ın işgal edilmesine yönelik ürettiği meşhur bahanesi (kitle imha silahlarının varlığı) herkesin aklındadır ve ABD’nin bir ülkeye saldırmak için nasıl yalandan bahane üretebildiğini görmek için herkesin bildiği Irak örneği fazlasıyla yeterlidir. Yukarıda bahsedilen Amerikan yardımı, Rusya Federasyonu’nun Donbas sakinlerine yapmakta olduğu büyük ölçekli yardımın yanında ancak okyanustaki bir damla büyüklüğünde bir yardım olabilir.

(Devam edecek)

Dr. Hüseyin FAZLA
Dr. Hüseyin FAZLA
Tüm Makaleler

  • 01.02.2022
  • Süre : 5 dk
  • 1030 kez okundu

Google Ads