Afganistan’dan mektup var
Pers, Makedon, (Akhun), Türk Abbasi, (Gazne)Türk, (Cengiz) Moğol ve (Timur) Türk devletlerinin yeşerdiği Afganistan, bir savaş ülkesi.
Pers, Makedon, (Akhun), Türk Abbasi, (Gazne)Türk, (Cengiz) Moğol ve (Timur) Türk devletlerinin yeşerdiği Afganistan, bir savaş ülkesi. Son yüzelli yılın en büyük üç gücü İngilizler, Sovyet Rusya ve Amerika burada kalıcı olamadı. Tam bir Pirus zaferleri ülkesi. En kanlı savaşlarını Klan dengeleri şeklinde kendi içinde verdi. Yenerek yoksullaşıyor. Çatışarak bitiyor. Periyodik cetvelde yer alıp da ülkede bulunmayan maden yok. Buna karşılık acılara sabrın ve varlıkta yoksunluğun temsilcisi. Ve kimse bu duruma dur diyemiyor.
Türkiye ve Afganistan, gelişmişlik düzeyleri farklı olsa da tarihi ve kültürel yapılarıyla benzer özellikler göstermektedir. Özellikle 20. Yüzyılın başında Türkiye’de M. Kemal Atatürk, İran’da Şah Rıza Pehlevi ve Afganistan’da Emanullah Han benzer bir toplum inşa etmek istemişlerdir. Eş zamanlı olarak devlet yapıları kabaca laik, ulus devletler haline getirilmek istenmiş ve bir modernleşme hamlesine sahne olmuşlardır. Bu dönemler boyunca ve her biri farklı rejimlere ulaşan sonraki aşamalarda, devletin merkezi hükümet tercihi en belirgin özelliktir. Zira devrim ve reformların ülkenin en ücra köşelerine kadar ulaşması gerekmektedir. Taliban yönetiminin ikinci kez başa gelmesi Afganistan da yeni ve zorlu bir sayfa daha açmıştır. Merkezi otorite hâkim olsa bile halkın yüz yıllık mağduriyeti devam etmektedir.
Afganistan ile ilk bağlarım 2012 yılı sonunda oluştu. Harvard KSG’de üst düzey yönetici eğitimini henüz tamamlamış ve ülkeye yeni dönmüştüm. Müsteşarımız Seyfullah Bey “Harvard”ın zekatını öde dedi. Afganistan’a gideceksin. Doğrusu, standart bir gezi faaliyeti sandığımdan, hakkımdan feragat etmeyi ve bir başka arkadaşın bu geziye gitmesini istiyordum. Ama Afganistan deyince fikrim değişti. Zira atalarım 800 yıl önce Moğol zulmünden kaçarak, gideceğim kuzey Afganistan (Güney Türkistan) bölgesinin hemen kuzeyindeki Semerkant ve Buhara’dan gelmişlerdi. Orada üst düzey yöneticilerin eğitim programını yürütecektim. Bunu tarihi bir görev olarak algıladım.
Afganistan’da rejim değişikliği insanları ilk başta çok korkuttu. Üst düzey yönetici eğitimi verdiğim birçok insan beni defaatle aradı. Emekli olmamı söylememe rağmen yardım isteyen çok oldu. Ailesi ile Kabil de Türkiye’ye gelmeyi bekleyen yöneticiler, kendisi gelip ailesini getiremeyen üst düzey asker ve mülki erkan Türkiye’ye ailelerini getirmek için yardım istedi. Maalesef yardımcı olamadım. Üzüldüm. Sadece üzüldüm.
Demokratik bir Afganistan için idealistçe yola çıktığım zamanları hatırlıyorum. Eşzamanlı Türkiye’nin güvenlik eksenli politikalarla, örneğin İçişleri Bakanlığının etrafının güvenlik için dev bloklarla donatılması sonucu şaşırdığımı hatırlıyorum. Aman Türkiye Afganistan’a benzemesin endişelerimi hatırlıyorum.
Taliban yönetiminin başa gelmesi ile zirveye çıkan korkular, beklenen baskı ikliminin oluşmaması nedeniyle şu gönlerde yumuşadı. Birçok mektuba cevap bile veremememin mahcubiyetiyle şu son gelen mektubu burada yayınlanmasını istedim.
Türkiye’de ve dünyanın eğitim seviyesi yüksek ülkelerinde eğitim görmüş bir avuç genç, bana açık mektup göndermiş. En azından bu mektuplarını yayınlamayı, okuyucularımızla paylaşmayı vicdani bir borç biliyorum. Umarım Taliban Kâbe’nin anahtarını ehliyet ve liyakat sahibi Semerkant’lı Osman’a verir. Bu eğitimli gençleri görmezden gelerek liyakatsiz insanları işbaşına getirmez.
Bölgenin insani yardıma da ihtiyacı da tarifsiz.
Ben de bu mektubu yayınlamayı insani bir görev biliyorum. Noktasına bile dokunmadan:
İLGİLİ MAKAMA
“Sayın Büyüğüm Öncelikle sizi ve Ekibinizi Dünyanın unuttuğu Afganistan’dan şahsım ve Omid Watan (Vatan Umudu) Sosyal ve Yardımlaşma Derneği adına saygı, sevgi ve hürmetle selamlıyorum.
Malumunuz olduğu üzere Afganistan ile Türkiye arasında yıllardır dostâne ilişkiler devam etmektedir. Temeli 2. Abdülhamit Han döneminde atılan, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve Gazî Amanullah Han'ın samimî çabalarıyla pekişen ve daha sonraki dönemlerde de artarak devam eden bu dostluğun, "kötü günlerin dostluğu" olarak değerlendirmek doğru olacaktır.
Bugün yoksulluk, savaş ve kargaşalar ile Dünya gündemini meşgul eden Afganistan toprakları aslında kadim tarihin en güçlü medeniyetlerinin kurulduğu bir coğrafya olarak derinlikli bir arka plana sahiptir. Yakın tarih ve bugün dikkatle incelendiğinde Afganistan halkının üzerinde ittifak ettiği ve sınırsız bir etkileşim içinde olduğu tek devlet Türkiye Cumhuriyeti olmuştur. Tartışmasız bunun en temel sebeplerinden biri bugünkü Afganistan topraklarının çok büyük bir kısmının Türk Milletinin tarihi toprakları yani Türkistan olmasıdır. Göktürkler, Gazneliler, Büyük Selçuklular, Emir Timur Devleti, Harzemşahlar, Babürler vb. pek çok Müslüman Türk devletinin kuruluşu bu coğrafyada olup bölgede yaşayan halklar ise soydaş ve akraba topluluklarıdır.
Nasıl ki Afganistan halkı, Kurtuluş Savaşı'nda Türk Milletinin yanında yer aldıysa, Türkiye Cumhuriyeti de her zaman Afganistan’ın yanında olmuş, en kötü ve sıkıntılı günlerinde bile yalnız bırakmamıştır. Özellikle son 20 yılda ister TİKA, Yunus Emre, YTB, Diyanet ve Maarif Vakıfları gibi kurumlar vasıtasıyla, ister İSAF gibi birlikler kapsamında hizmet veren Türk Mehmetçiği aracılığıyla yapılan kalıcı yardım ve yatırımlar, bunun en bariz örneğidir. Türkiye Bursları kapsamında eğitim almış birçok Afganistanlı genç, Afganistan devletinin farklı kademelerinde görev almış, iki ülke arasındaki derin ve dostâne bağların daha da gelişip güçlenmesine büyük katkı sağlamıştır.
Bugün Afganistan’ın içinde bulunduğu durum tarihi derinlik ve sahip olduğu kapasite ile mütenasip değildir. Savaşların yarattığı derin maliyetleri en ağır şekilde yaşayan Afganistan, olması gerekenin çok uzağında kalmıştır. Devlet kapasitesinin oluşmadığı, suç gruplarının yükseldiği, devlet imkânlarının istismar edildiği Afganistan’ın son yirmi yıllık manzarası oldukça sancılı görünmektedir.
Özellikle ABD yanlısı Hükümetin başarısız yönetimi ve giderken yanında götürdükleri paralar sebebiyle, Siyasi iktidarı yeniden elde eden Taliban hükümetinin en temel sorunu ekonomik alanda gözükmektedir. Üretim alanlarının oldukça sınırlı olduğu ülke uzun yıllardır kendi kendine yetemiyor iken son politik süreç ve çatışmalarla Halkımız derin bir travmanın içine girmiş durumdadır.
Ülkemizin içler acısı hali tam da kış öncesinde çok zor bir görünümde olup 20 yıldan sonar tekrar iktidara gelen Taliban’ın kısa vadede çözüm bulması oldukça zordur. Bu travmatik süreç kışın girmesi ile birlikte zamanında gereken adımlar atılmadığı takdirde çok büyük bir insani kıyıma dönüşmesi mümkündür. Savaşların etkisiyle kendi kendine üretme becerisi tamamen sıfırlanan bir halk ne yapabilir. Hızla tüm dünya; bu ülkede yaşanan insani travmayı çözmek ve yıllardır savaş ve çaresizlik içinde olan Afganistan halkına destek olmalıdır. Halkın mecburiyetler sonucunda göçe, şiddete ve narkotik üretimine yönelmesi sadece Afganistan halkının yüzleşeceği bir durumun ötesinde olup tüm Dünyanın ve özellikle Türk ve Müslüman halkların önemli bir sorunudur.
Birleşmiş milletlerin yeni verilerine göre 34 milyon nüfusun 20 milyonu acil insani yardıma muhtaçtır. Bu yirmi milyonluk muhtaç sayısının 14 milyonunu kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. % 80’e yaklaşan yoksulluk oranı ise temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak bir kitleyi ifade etmektedir. Bunun yanında iç çatışmalardan kaynaklı krizin etkisi ve ilkel tarım kültürü nedeniyle tarımsal faaliyetler gerçekleşememiş ve ülkede büyük çaplı bir tohum krizi yaşanmaktadır. Küresel iklim ve tarım krizinin de etkisi ile ortaya çıkan bu durum Afganistan’da ağır bir sonun habercisidir. Hal böyle iken maalesef devlet ve hükümet gücü olmayan ülkede bir sosyal politik sistemin ve sosyal yardım mekanizmasının olmadığı da bir gerçektir.
Sonuç olarak bir asırdır bitmek bilmeyen savaşların yaşandığı bu coğrafyada Taliban’ın mahiyetini tartışmanın ötesine geçerek Afganistan halkına ivedilikle bir yardım programı başlatılmalıdır. Bu süreç öncelikle Müslüman halkların ve Türk devletlerin boynuna bir borçtur.
Bunun yanında YTB (Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı) tarafından yürütülen Türkiye Bursları kapsamında Afganistan’da çok önemli çalışmalar yapılmıştır. Yüzlerce öğrenci mezun olup iki ülke arasındaki bağların pekişmesi için büyük adımlar atmıştır. Afganistan’ın yeniden ayağa kalkma sürecinde Türkiye mezunları çok büyük bir fırsat olarak görülmeli ve her fırsatta Afganistan hükümetine hatırlatılmalıdır. Buna ilaveten Türkiye Afganistan arasında gerçekleştirilecek olan proje ve programlarda Türkiye Mezunları değerlendirilmelidir.
(Vatan Umudu Sosyal ve Yardımlaşma Derneği) Hakkımızda:
Biz 15 Ağustos 2021’de Afganistan yönetiminin Taliban kontrolüne geçmesiyle Türkiye Mezunları başta olmak üzere Dünyanın farklı ülkelerinde lisans, Yüksek Lisans ve doktora seviyelerinde eğitimlerini tamamlayan ve kamu ve özel sektörde yıllarını veren bir grup gençler olarak hoş görü ve uzlaşı kültürü ile bir araya gelip gücümüzün yettiği kadar halkımızın yanında olmak için yola çıkmış bu Aziz Milletin evlatlarıyız.
Çıktığımız bu kutsal yürüyüşte Hizmet adamı olmak, sürekli dayanışma halinde olmak, her türlü bilgi ve birikimi paylaşmak ve ortak bir gelecek tahayyülünde emek harcamak gibi çabalarımız vardır. Yaşadığımız toprakların derinliklerine nüfuz etmiş varoluş değerlerimizin bilincinde olmak, hayatın her alanında ahlaki duruşumuzu güçlendirerek halka hizmeti, Hakka hizmet olduğunu bilir ve referans kabul ediyoruz.
Dünya ve insanlık tarihine adil bir pencereden baktığımızda şüphesizdir ki; hak ve adalet üzerinde kurulmayan hükümet ve sistemler er ya da geç yıkılmış ve yıkılmaya mahkumdur.
Ülkemizde yaşanan rejim değişikliği, yıllardır devam edip her gün canımızdan can alan iç çatışmalar ve sıcak savaşların bitmesine vesile olmuştur. Lakin bu sefer bütün Dünyanın yakından takip ettiği ülkemizin açlık ve yoksulluk imtihanı ile karşı karşıya kalması bizi derinden üzmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin önde gelen üniversitelerinde eğitim almış gençler olarak “Komşusu açken tok yatan bizden değildir." hadisi şerifinden yola çıkarak olan bitenlere seyirci kalmak yerine halkımızın maruz kaldığı bu zor günlerde yaralarına merhem olmak istiyoruz. Daha güzel hizmetler edebilmek için siz ve sizin gibi büyüklerimizin yardımlarına ihtiyacımız vardır. Bu bağlamda siz değerli büyüklerimizden destek ve mesajımızı ilgili diğer kurum ve kuruluşlara ulaştırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz/ rica ederiz.
Not: Afganistan’ı tutup kaldırmak tarihi İslam Birliği söyleminin mutlak bir gereğidir.”
Saygı ve Hürmetle
Ehsanullah Saraisangi
Vatan Umudu Sosyal ve Yardımlaşma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Tel: +93 76 660 4778
Email: ehsan.saraisangi@gmail.com